FUTBOL MAÇLARININ ŞİFRELİ YAYIMLANMASI
~ 06.05.2010 ~
FUTBOL MAÇLARININ ŞİFRELİ YAYIMLANMASI
Dava, davacı şirketin bazı birinci lig spor klüpleriyle yaptığı sözleşmeler ve Futbol Federasyonundan aldığı yetki belgesine dayanarak satın aldığı öne sürülen maç anlatım ve görüntülerinin davalı TRT Genel Müdürlüğüne bağlı radyolardan yayını nedeniyle doğan zararın tazminine ilişkindir.
Mahkemece, 3984 sayılı Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayınları Hakkındaki Kanunun 8. Maddesinde; müracaatçı kuruluşlara yayın izni ve lisans verme hakkının Radyo ve Televizyon Üst Kuruluna ait olduğu, bu konuda davacı tarafa bir izin verilmediği, dolayısıyla da hukuk statüsünün kazanılmadığından söz edilerek tazminat isteği ret edilmiştir.
Bilindiği üzere TRT; 2954 sayılı Türkiye Radyo ve Televizyon Kanunu ileğ kurulmuştur. Anılan Yasanın 8. Maddesine göre; TRT, tarafsız ve bu Yasadaki özel hükümler ile düzenlenen hususlar dışında kalan konularda, kamu iktisadi kuruluşlarına uygulanan genel hükümlere tabi bir kamu tüzelkişisidir.
Kurumun kamusal alanda gördüğü kamu hizmeti ile ilgili faaliyetleri yine Yasanın 5. Ve 9. Maddelerinde ayrıntılı olarak anlatılmıştır. Anılan hükümlerde TRT’nin spor karşılaşmalarını koşulsuz, resen yayınlama hakkının bulunduğuna ilişkin bir hüküm de bulunmamaktadır.
Öte yandan; 3813 sayılı Türkiye Futbol Federasyonunun Kuruluş Kanunu’nda; futbol müsabakalarının TRT’nin televizyon kanallarında yayımlanması yönünde TRT Kurumuna özel bir görev ya da yetki verilmemiş, bir ayrıcalık da tanınmamıştır.
Her ne kadar özel televizyonlara yayın izni ve lisans verme hakkı RTÜK’nun görevi olduğu yasa gereği ise de, sözleşmelerin yapıldığı 1994 yılı öncesi ve sonrasında anılan televizyonlarda eylemli olarak yayın yapıldığı bir gerçektir.
Kaldı ki, 3813 sayılı Yasanın 29. Maddesine göre; futbol müsabakalarının radyo ve televizyonlardan yayınlanmasının düzenlenmesi ve programlanmasına futbol federasyonu yetkilidir.
Bu durumda davalı Kurumun yasal düzenlemeye dayanılarak davacının sözleşme ile sağlanan yayın hakkını tanımaması haksız eylem teşkil eder.
Bu durumda yapılacak iş, davacı şirketin zararını belirlemek ve sonucuna göre hüküm kurmaktan ibarettir.
Açıklanan bu ilkeler gözetilmeden yazılı gerekçe ile istemin reddine karar verilmesi yanlıştır (4. HD. 2.3.1999, 9995/1747).
Hits: 14235