İmar Yasasının İnşaat Hukukundaki Önemi
~ 03.04.2010 ~
İmar Yasası, yerleşme yerleri ile bu yerlerdeki yapılaşmaların; plan, fen, sağlık ve çevre koşullarına uygun oluşmasını ve gelişmesini sağlamak amacıyla düzenlenmiştir. Bunun anlamı, düzensiz kentleşmenin ve çarpık yapılaşmanın önlenmesidir, insanların can ve mal güvenliği sağlanmış yapılarda yaşayıp çalışmalarını olanaklı kılmaktır. Hiçbir kimse, hangi amaçla olursa olsun, toplumun güvenliğini ve sağlığını ilgilendiren bu buyurucu kuralları çiğneyemez ve çiğnenmesine de izin veremez. Belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında kalan yerlerde yapılacak planlar ile inşa edilecek kamusal ve özel bütün yapıların İmar Yasası kurallarına uygun olma zorunluluğu bulunmaktadır. Yapılaşmanın plan, sağlık ve koşullarına uygun gelişmesini amaçlayan İmar Yasasının "fenne uygunluk" kavramı ile insanların içerisinde güvenle oturacağı bir yapının ortaya çıkmasını da arzu ettiği, o yüzden, daha inşaata başlanmadan işi denetime almak istediği görülmektedir. Zira, imar mevzuatında yapı ile ruhsat (izin) arasında çok sıkı bir ilişki kurulmuştur. Bu bağ, daha inşaata başlanmadan, alınması zorunlu yapı ruhsatı ile başlamakta ve inşaatın devamı sırasında denetim yoluyla sürmekte ve oturma izni (iskan ruhsatı) ile sona ermektedir. O nedenle inşaatın imar mevzuatında aranan koşulları taşıyıp taşımadığının ve yapı güvenliği olup olmadığının denetlenmesi, o inşaatın ruhsata (izne) bağlanması ile olanaklıdır. İmar Yasasına göre, inşaatın onaylanmış projesine uygun yapılması gerekir. Ruhsatsız ( kaçak ) veya ruhsata aykırı yapılar mühürlenerek durdurulur. Tanınan süreye rağmen ruhsat alınmaz veya ruhsata aykırılıklar giderilmez ise, encümen veya il idare kurulunun kararı ile kaçak bina veya ruhsata aykırı kısımlar yıktırılır. İmar Yasası bu amaçla ciddi önlemler almıştır: Kimi ayrık durumlar dışında, her türlü bina yapımı, yerel yönetimlerden ruhsat (izin) alınmasına bağlıdır. Ruhsatsız veya ruhsata aykırı bina veya bağımsız bölümler, yerel idarelerce yıktırılır. Kaçak veya ruhsata aykırı bina yapımı "imar suçu" kabul edilerek, hem yüklenici ve hem de yapı sahibi hakkında cezai yaptırımlar getirilmiştir. İmar Yasası kuralları kamu düzeniyle ilgili olup buyurucu nitelikte olduğundan, mahkemelerce kendiliğinden göz önünde bulundurulur. Arsa sahibi, ruhsatsız olarak inşaata başlamasını yükleniciden isteyemez ve onu zorlayamaz. Yüklenici de ruhsatsız olarak inşaata başlayamaz. İnşaatın kaçak yapılması durumunda, edimin yerine getirildiğinden söz edilemez. Kaçak veya ruhsata aykırı bina veya bağımsız bölümlerin, yasalar gözünde ekonomik değerleri yoktur. Yerel yönetimlerin, encümenlerin yıkım kararlarına rağmen, bu kararlan yerine getirmemeleri, hiç kimseye bir hak bahşetmez. Bina sahibi, mahkemede yıkım davası açarak, alacağı kararı icra müdürlüğü kanalıyla yerine getirebilir. Yasanın yıkılmasını buyurduğu bir bina veya bölüm üzerinde tarafların korunmaya değer bir hakkı olamaz. Bu nedenle, eksik ve bozuk işler bedeli ile fazla işler bedeli, tescil ve mülkiyetin saptanması davaları dinlenmez.
Hits: 13994