KİTAP
İnşaat Hukuku Kitabı

İDARİ PARA CEZASININ ALT VE ÜST SINIRLARININ BELİRLENMESİ

~ 24.10.2010 ~
4.7.1934 günlü, 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun 24.11.2004 günlü, 5259 sayılı Yasa’nın 1. maddesiyle yeniden düzenlenen 6. maddesinin son fıkrasının, Anayasa’nın 2. ve 10. maddelerine aykırı olduğu savıyla iptali istemidir.
 
                         Başvuru kararında, yasa koyucunun yasal düzenlemeler yaparken sınırsız bir takdir yetkisine sahip olmadığı, takdir yetkisinin hukuk devleti ilkesiyle sınırlı bulunduğu, hukuk devletinin temel ilkelerinden olan belirlilik ilkesi gereğince yasal düzenlemelerin kişiler ve idareler yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir ve nesnel olması, kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi gerektiği, bu çerçevede kuralların ve müeyyidelerin belirgin olması, önceden bilinmesi ve eylemlerinin sonuçlarının ilgililer tarafından makul düzeyde öngörülebilmesi gerektiği, itiraz konusu kuralda tekerrür halinde öngörülen idari para cezasının üst sınırının belirli olmadığı, bu hususun hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmadığı, Yasa’nın uygulanmasının eşitsizliğe, ayrımcılığa ve kayırmacılığa yol açtığı, belirli ve öngörülebilir nitelik taşımayan itiraz konusu kuralın Anayasa’nın 2. ve 10. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
                        
                         2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun 6. maddesinin birinci fıkrasında hangi hallerde umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin işletmecilerine idari para cezası verileceği ve bu cezanın alt ve üst sınırları belirtilmiş, itiraz konusu son fıkrasında da bu maddede belirtilen aynı fiillerin bir yıl içinde tekrarı halinde, en son uygulanan para cezasının bir kat artırılarak uygulanacağı kuralı getirilmiştir.
                        
                         Anayasa’nın 2. maddesinde yer alan hukuk devletinin temel ilkelerinden biri “belirlilik”tir. Bu ilkeye göre, yasal düzenlemelerin hem kişiler hem de idare yönünden herhangi bir duraksamaya ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır ve uygulanabilir olması, ayrıca kamu otoritelerinin keyfi uygulamalarına karşı koruyucu önlem içermesi de gereklidir. Belirlilik ilkesi, hukuksal güvenlikle bağlantılı olup birey, yasadan, belirli bir kesinlik içinde, hangi somut eylem ve olguya hangi hukuksal yaptırımın veya sonucun bağlandığını, bunların idareye hangi müdahale yetkisini doğurduğunu bilmelidir. Birey ancak bu durumda kendisine düşen yükümlülükleri öngörebilir ve davranışlarını düzenler. Hukuk güvenliği, normların öngörülebilir olmasını, bireylerin tüm eylem ve işlemlerinde devlete güven duyabilmesini, devletin de yasal düzenlemelerde bu güven duygusunu zedeleyici yöntemlerden kaçınmasını gerekli kılar.
                        
                         İtiraz konusu kuralda 2559 sayılı Yasanın 6. maddesinde öngörülen fiiller nedeniyle işletmecilere artırımlı para cezası uygulanabilmesi için, “bu maddede belirtilen aynı fiillerin bir yıl içinde tekrar edilmiş olması” koşulu aranmış ve bu durumda “en son uygulanan para cezasının bir kat artırılarak uygulanacağı” belirtilmiştir. Bir başka deyişle, “aynı fiil”in “bir yıl içinde” tekrarlanması halinde en son uygulanan cezanın “bir kat” artırılarak uygulanması öngörülmüştür.
                              
                         Yasa koyucu, para cezasının artırılarak uygulanabilmesi için gerekli koşulları ve bu koşulların varlığı durumunda cezanın artırılma şeklini açıkça belirlediğinden, itiraz konusu kuralın umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin işletmecileri bakımından belirli ve öngörülebilir olmadığından söz edilemez.
                        
                         Yasakoyucu, kamu düzeninin korunması amacıyla ceza hukuku alanında düzenleme yaparken Anayasa’ya ve ceza hukukunun temel ilkelerine bağlı kalmak koşuluyla toplumda hangi eylemlerin suç sayılacağı ve suç sayılan bu eylemlerin hangi tür ve ölçüde cezai yaptırıma bağlanacağı konusunda anayasal sınırlar içinde takdir yetkisine sahiptir. Bu yetki, idari yaptırımlar bakımından da geçerlidir. Bu bağlamda hukuka aykırı bir eylemin tekrarlanması halinde faile verilecek cezada artırıma gidilmesi, yasa koyucunun sahip olduğu takdir yetkisinin kapsamındadır.
                        
                         Umuma açık istirahat ve eğlence yerlerinin 2559 sayılı Yasanın 6. maddesinin birinci fıkrasında öngörülen kurallara uymamaları ve bu nedenle işletmecilerinin para cezası ile cezalandırılmalarına rağmen aynı hukuka aykırı eylemde bulunmaya devam etmeleri, yasa koyucu tarafından daha ağır bir yaptırıma bağlanmıştır. İlgililerin bilinçli olarak ve ısrarla tekrarladıkları söz konusu hukuka aykırı eylemleri gözetildiğinde, Devletin cezalandırma yetkisi bakımından itiraz konusu kuralda suç ve ceza arasında adil bir dengenin bulunması gereğini esas alan hukuk devleti ilkesine aykırılık bulunmamaktadır.
                        
                         Anayasa’nın 10. maddesinde öngörülen “yasa önünde eşitlik ilkesi”, hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur. Bu ilke ile eylemli değil, hukuksal eşitlik öngörülmüştür. Eşitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunanlar kişilerin yasalar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak yasa karşısında eşitliğin çiğnenmesi yasaklanmıştır. Yasa önünde eşitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmez. Durumlarındaki özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları ve uygulamaları gerektirebilir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa Anayasa’da öngörülen eşitlik ilkesi zedelenmez.
 
                         Bir yıl içinde hukuka aykırılığı bir eylemle gerçekleştirenler ile birden çok eylemle gerçekleştirenler, aynı hukuki konumda olmadıklarından eylemde bulunma sayısına göre faillerin farklı kurallara tabi tutulması ve birden çok gerçekleştirilen eylemler yönünden de eylem sayısına bağlı olarak bir önceki cezanın bir kat artırılarak uygulanması eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmamaktadır. Açıklanan nedenlerle kural, Anayasa’nın 2. ve 10. maddelerine aykırı değildir (AMK. 13.5.2010, 29/66).
Hits: 3055

ANAYASA VE ANAYASA MAHKEMESİ

DEPREMDE İNŞAAT MÜHENDİSİNİN HUKUKSAL SORUMLULUĞU
  İnşaat mühendisinin deprem nedeniyle sorumluluğundan söz edilebilmesi için öncelikle inşaat mühendisince yapılan yahut inşaat mühendisinin inşası ...
SÖZLEŞMENİN GERİYE ETKİLİ OLARAK BOZULMASI İÇİN DAVA AÇILMIŞ OLMASINA RAĞMEN YÜKLENİCİNİN HÜKÜMDEN ÖNCE İNŞAATI TAMAMLAMASI VE TESLİM ETMESİ
  Asıl dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Olayda, arsa sahiplerince daha önce açılan geriye etkili fesih ...
ORTAK YERLERDEKİ EKSİK İŞLER İÇİN SİTE YÖNETİMİNİN DAVA HAKKI
Davacı, davalı tarafından yaptırılan Mamak Toplu Konutlarında yer alan 31 adet blok ve sitenin ortak alanlarında eksi işler tespit edildiğini ileri sürerek, eksik işler bedelinin ...
AMK: "EVLİLİĞİN FESHİ VEYA BOŞANMA HALLERİNDE ÇOCUK ANASINA TEVDİ EDİLMİŞ OLSA BİLE BABASININ SEÇTİĞİ VEYA SEÇECEĞİ ADI ALIR." HÜKMÜ ANAYASAYA AYKIRIDIR
 Eşinden boşanan ve çocuğunun velayet hakkı kendisine verilen davacı anne tarafından çocuğa velayeten açılan isim ve soyadın değiştirilmesi davasında, ...
EŞİNDEN BOŞANDIĞI HALDE, BOŞANDIĞI EŞİYLE FİİLEN BİRLİKTE YAŞADIĞI BELİRLENEN EŞ VE ÇOCUKLARIN, BAĞLANMIŞ OLAN GELİR VE AYLIKLARI KESİLİR. BU KİŞİLERE ÖDENMİŞ OLAN TUTARLAR, GERİ ALINIR
 31.5.2006 günlü, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 56. maddesinin “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen ...
ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI RG. 26.2.2011
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI Anayasa Mahkemesi Başkanlığından: Esas ...
İDARİ PARA CEZASININ ALT VE ÜST SINIRLARININ BELİRLENMESİ
4.7.1934 günlü, 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun 24.11.2004 günlü, 5259 sayılı Yasa’nın 1. maddesiyle yeniden düzenlenen 6. maddesinin son ...
HUKUK GÜVENLİĞİ VE KAZANILMIŞ HAK
İTİRAZIN KONUSU : 24.11.1994 günlü, 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun’a, 3.7.2005 günlü, 5398 sayılı Yasa’nın 29. maddesiyle eklenen ...
BÜTÇE YASALARININ KONUSU OLAMAYACAK DÜZENLEMELER
Dava dilekçesinde, bütçe kanunlarına bütçe dışı hüküm konulmaması, mevcut kanunların hükümlerini açıkça veya dolaylı ...
YASAMA ORGANI, TEMEL KURALLARI SAPTADIKTAN SONRA, UZMANLIK VE İDARE TEKNİĞİNE İLİŞKİN HUSUSLARI YÜRÜTMEYE BIRAKABİLİR.
Dava dilekçesinde, dava konusu kuralla Bakanlar Kurulu’na Anayasa’ya aykırı, genel, sınırsız, esasları ve çerçevesi belirsiz şekilde düzenleme yetkisi ...
YASAMA ORGANI YENİ İDARİ BÖLÜMLER OLUŞTURABİLİR
Dava dilekçesinde, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü (KHGM)’nün kuruluş tarihçesi ve kuruluşundan itibaren gerçekleştirdiği icraatları ...
İFADE ve ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜ
  İFADE ve ÖRGÜTLENME ...
İHBAR VE YAKINMA HAKKININ KÖTÜYE KULLANILMASI
  İHBAR VE YAKINMA HAKKININ KÖTÜYE KULLANILMASI   (HGK. 22.9.2004, 360/431)   Dava, haksız yakınma nedeniyle uğranılan zararın giderimine ilişkindir. Taraflar ...
ANAYASA PAKETİNDE YARGI BAĞIMSIZLIĞI
Anayasa Paketinde Yargı Bağımsızlığı Rıza Türmen (19.4.2010) Anayasa paketi Anayasa Komisyonu’ndan geçti. Şimdi Meclis Genel Kurulu’nda. Paket bu haliyle kabul ...
Kazanılmış Hak Nedir?
Kazanılmış hak nedir? Yasa Ve Düzenleyici İdari İşlemlerin Değişmesinin Kazanılmış Haklar Yönünden İncelenmesi ...
TÜRK ANAYASASININ AVRUPA ANAYASASINA UYUM SORUNU
TÜRK ANAYASASININ AVRUPA ANAYASASINA UYUM SORUNU ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME   Prof. Dr. Necmi YÜZBAŞIOĞLU   Sayın Başkan, değerli dinleyiciler. Ben ...
ANAYASA MAHKEMESİ ŞAŞIRTMAYA DEVAM EDİYOR
PROF.DR.MUSTAFA ERDOĞAN: “ANAYASA MAHKEMESİ ŞAŞIRTMAYA DEVAM EDİYOR”    “Anayasa Mahkemesi`nin 5548 Nolu Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu`nu iptal ...
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI (5.11.2009, 120/151, RG. 15.4.2009)
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI (5.11.2009, 120/151, RG. 15.4.2009)   İPTAL DAVASININ KONUSU: 1.7.2006 günlü, 5538 sayılı Bütçe Kanunlarında Yer Alan Bazı ...
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI (5.11.2009, 63/152, RG. 15.4.2010)
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI (5.11.2009, 63/152, RG. 15.4.2010)   İPTAL ...
Bağımsızlık Sağlanmadan Tarafsızlık Sağlanamaz
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya: Bağımsızlık Sağlanmadan Tarafsızlık Sağlanamaz AKP'nin Anayasa paketine, Yargıtay, Danıştay ve HSYK'dan sonra siyasi ...
YAYINLAR
Anayasa Yargısı Dergisi      Kararlar Dergisi      Sempozyumlar      İngilizce Albüm      Almanca ...
KİTAP VE MAKALELER
Anayasamani Mümtaz SOYSAL⋅ Mart 31, 2010 SALGIN hastalık gitgide yayılıyor. Rasgele anayasa değiştirme tutkusu denebilecek bir toplum hastalığıdır bu. Anayasa hukuku denen ...
ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI
 Kararlar Bilgi Bankası      Yüce Divan Kararları      İndirilebilir Kararlar        
ANAYASA MAHKEMESİ MEVZUAT BİLGİ SİSTEMİ
1982 Anayasası      Anayasa Mahkemesi Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun      Anayasa Mahkemesi ...