KİTAP
İnşaat Hukuku Kitabı

SADECE SATIM AKİTLERİNDE ÖNALIM HAKKI

~ 18.03.2025 ~

Bilindiği üzere paylı mülkiyette paydaşlar arasında ortak idare ve kullanma durumu söz konusu olduğundan paydaşların birbirlerini bilmeleri ve tanımaları önem taşımaktadır. Bu ihtiyacın gereği olarak paydaşlar arasına yabancı bir kişinin girişini engellemek, taşınmazın daha küçük parçalara ayrılmasını önleyebilmek, hisselerin mümkün olduğu kadar hissedar elinde toplanmasını temin etmek amacıyla paylı taşınmazlarda hissedarların temlik hakkı sınırlandırılarak yasal önalım hakkı tanınmıştır. Önalım hakkı taşınmaz mal mülkiyetinin kanundan doğan takyitlerinden biri olup 26.12.1951 tarihli ve 1/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında yenilik doğuran bir hak olduğu belirtilmiştir. Öte yandan 20.06.1951 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında ise önalım hakkının hukuki niteliği, “Şufa hakkı, mefşu hissenin üçüncü şahsa satılması ve satışa ıttıladan itibaren bir ay içinde kullanılmış olması gibi muayyen şartlar altında kullanılacak yenilik doğurucu bir haktır ki, şefinin bu hakkı kullandığı yolundaki tek taraflı irade beyanının müşteriye vasıl olmasıyla yeni bir hukuki vaziyet meydana getirilmesine yarar. Bu hakkın kullanılmasıyla şefi yeni bir akit yapmaya hacet kalmaksızın müşteriye hâlef olur” şeklinde açıklanmıştır. Yasal önalım hakkı, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK)’nun "Taşınmaz Mülkiyetinin İçeriği ve Kısıtlamaları" başlıklı ikinci ayrımında, “II. Devir hakkının kısıtlamaları 1. Yasal önalım hakkı” alt başlıkları altında “a. Önalım hakkı sahibi” başlıklı 732; “b. Kullanma yasağı, feragat ve hak düşürücü süre” başlıklı 733 ve “c. Kullanılması” başlıklı 734. maddelerinde düzenlenmiştir. 4721 sayılı TMK'nın 732. maddesi; “Paylı mülkiyette bir paydaşın taşınmaz üzerindeki payını tamamen veya kısmen üçüncü kişiye satması hâlinde, diğer paydaşlar önalım hakkını kullanabilirler.” hükmünü içermektedir. Madde gerekçesinde ise: “Maddede paylı mülkiyette herhangi bir paydaşın kendi payını ister tamamen ister kısmen bir başkasına satması hâlinde, diğer paydaşların önalım haklarını kullanabilecekleri öngörülmüştür. Bu suretle, önalım hakkının, bir payın üçüncü kişiye tamamen veya kısmen satılması durumunda da kullanılabileceği vurgulanmıştır” ifadelerine yer verilmiştir. Anılan düzenlemede önalım hakkının açık bir tarifi yapılmamakla birlikte temel prensibin mülkiyet serbestisi ve tasarruf yetkisi olduğu gözetilerek paydaşın temlik hakkı sınırlandırılırken bu sınırlandırma sınırlı tutularak sadece satım akitleri için önalım hakkı öngörülmüştür. Bu husus yukarıda içeriği açıklanan 20.06.1951 tarihli ve 13/5 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da benimsenmiş; kararın gerekçesinde, taşınmaz mülkiyetinin takyitlerinden olan kanuni önalım hakkının taşınmazda hisse sahibi bulunan şahsa, diğer bir kimsenin payının üçüncü kişiye satılması hâlinde o hisse müşteriye neye mal olmuş ise o miktar ile ve belli bir süre içinde satın almak yetkisini veren ayni bir hak olduğu ifade edilmiştir. Açıkça görüldüğü üzere kanuni önalım hakkından söz edebilmek için paylı mülkiyet hükümlerine tabi bir taşınmazdaki payın üçüncü şahsa satılması gerekmektedir. Önalım hakkının konusu pay satışıdır. Gerçek bir satışın konusu olmayan, satım niteliğinde olmayan pay temliklerinde yasal önalım hakkı doğmayacaktır. Önalım hakkının payın satışındaki şartlar dâhilinde kullanılması gerektiğinden, payı paradan başka bir karşılıkla iktisap edenlerden, onu, aynı şartlarla yerine getirmek suretiyle temellük etmeye imkân bulunmamaktadır. Bu kapsamda temlikin hibe şeklinde olması hâlinde, hibede bir malın bedelsiz olarak üçüncü kişinin mülkiyetine geçirilmesi amaçlandığından önalım hakkı kullanılamayacaktır. Zira önalımda, önalım hakkını kullanan kişinin payı satın alana ödemekle yükümlü olduğu bedel hibede mevcut değildir, önalım hakkını kullananın hiçbir bedel ödemeden payın kendisine devrini istemesi mümkün değildir. Payı satın alan tarafından temlik işlemi satış olarak gösterilmekle birlikte gerçekte hibe olduğu savunmasında bulunulması hâlinde, diğer bir anlatımla hibe ile temlikin amaçlandığının iddia edildiği hâllerde, payı temlik alan davalı muvazaalı resmi işlemin tarafı olduğundan ve hiç kimse kendi muvazaasına dayanamayacağından muvazaa iddiasının dinlenmeyeceği de açıktır. Somut uyuşmazlıkta ise, davalı vekili hissesini devreden kişi ile müvekkili arasında mirasçılık ilişkisi bulunduğunu, hibe işleminin görünüşte satış işlemi olarak gösterildiğini savunarak, 27.03.1957 tarihli ve 1956/12 E. 1957/2 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararına dayanmıştır. Uyuşmazlığın çözümünde davalı tarafça dayanılan 27.03.1957 tarihli ve 1956/12 E. 1957/2 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının kapsamı ve amacı önem taşımakta olup değerlendirilmesi gerekmektedir. 27.03.1957 tarihli ve 1956/12 E., 1957/2 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının bağlayıcı olan sonuç kısmında, “Müşterek mülkün hissedarı, hissesini karı ve kocaya evlada veyahut akrabaya temlik etmesi hâlinde şeklen satış akdi bulunsa bile hakikatte satıştan gayri miras hukukuna müteferri maksatların veya hibe gibi mülahazaların hâkim olduğu ahvalde Medeni Kanunun hakiki satışlarda kabul eylediği şufa hakkının cereyan etmeyeceğine” karar verildiği belirtilmiştir. Anılan kararın açıklayıcı niteliğinde olan gerekçe kısmında, "… Ancak esas hukuk kaidelerine göre mülkiyet serbestisini ve tasarruf muhtariyetini ana prensip olarak nazara alan vazu kanun, hissedarın temlik hakkını tahdit ederken bu esas kaideyi de gözden uzak tutmamış ve bu tahdidi, mücerret satış akti ile mukayyet kılmıştır. Bu itibarladır ki, gerek nazariyat ve gerek içtihatlar hibe, trampa, sermaye vaz'ı gibi tasarruflarda şufa hakkının cereyan etmeyeceğini kabul etmiş bulunmaktadır. Binnetice gayesinde hibe veya buna mümasıl maksatlar, mündemiç bulunan akitlerde zahiren satış şekli bulunsa bile âkitin hakiki maksadı satış olmadığı hâlde satış hakkındaki hükümleri onlara teşmil ve tatbik etmek hem vazukanunun maksadına ve hem de esas hukuk prensiplerine aykırı olur.…miras hukukuna müteallik kaidelere tevkifan veya sair mülahazalarla kendi evladına veya akrabasına satış yapması hâlinde de şufa cereyan edip etmeyeceği noktasının…mülahaza olunmak icap eder. Bu gibi akrabaya satışta ortada satış akdinin bir unsuru olan bedel zikredilmiş olsa bile bunu mücerret bir satış olarak kabul etmeye imkân yoktur. Çünkü burada mümellikin maksadı malının bedelini almak değil, belki akrabalık münasebeti dolayısıyla onu tesahüp etmek ve yerine geçmektir. ..Ancak bu konuda mühim ve tespiti zaruri bulunan husus âkitin maksadını tayindir…” açıklamasına yer verilmiştir. Öte yandan, anılan karar muvazaa iddiasının mevcudiyeti hâlinde yol gösterici olarak, bu hâlde akdin amacının tespitinin zorunlu olduğunu, “müşterinin, bayiin mirasçısı olması” hususunun akdin vasfını tayinde değerlendirilecek bir emare olduğunu belirtmiştir. Temlik işleminin taraflarının birbirlerine akraba olmasının ötesinde “mirasçı” olması hususu akdin amacının satış olup olmadığını tayinde bir emare olarak kabul edilmiş ve “mirasçı” kavramına bu noktada özel olarak yer verilmiştir. Yapılan açıklamaların ışığında; 27.03.1957 tarihli ve 1956/12 E., 1957/2 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının, sözleşmede taraf olan kişinin işlemde muvazaa savunmasında bulunamayacağı ve bunu her türlü delille ispat edemeyeceği kuralının istisnası olduğu görülmektedir. Anılan kararın uygulanabilmesi için öncelikle satışın, satış tarihi itibariyle doğrudan mirasçılar arasında yapılması gerekmeyip, temlikin taraflarının akraba olması yeterlidir. Temlikin akrabalar arasında satış şeklinde yapılmış olması hâlinde ise bu kez İçtihadı Birleştirme Kararının aradığı “hibe veya miras hukukuyla ilgili amacı”nın bulunup bulunmadığı hususunun, diğer bir ifade ile akrabalar arasında yapılan her temlikte somut uyuşmazlığın niteliğine göre temlikin hibe veya miras hukukuyla ilgili amaçlarla yapılmış olup olmadığının yöntemince ispatı aranmalı ve ispatı hâlinde önalım hakkının kullanılmasının mümkün olamayacağı kabul edilmelidir. Anılan İçtihadı Birleştirme Kararına dayalı olarak tapuda satış olarak gösterilen işlemin gerçekte hibe olduğuna dair savunmanın yargılamanın her aşamasında ileri sürülüp sürülemeyeceği, cevap süresinden sonra ileri sürülmesinin savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceği hususunun irdelenmesine gelince; öncelikle savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi yasağı ve istisnalarının açıklanmasında fayda vardır. HMK'nın 122. maddesine göre; dava dilekçesi kendisine tebliğ edilen davalı bununla kendisine karşı dava açılmış olduğunu öğrenir ve Anayasa’nın 36. maddesi ile güvence altına alınmış olan savunma ve adil yargılanma haklarını kullanmak üzere, açılan davaya 127. madde uyarınca iki hafta içinde cevap vererek davanın esasına girebileceği gibi, 128. madde gereği davaya cevap vermeyerek dava dilekçesinde ileri sürülen vakıaların tamamını inkâr edebilir. Belirtilen düzenlemelerle davalının, aleyhine açılan bir davaya karşı savunma hakkını kullanmak zorunda bırakılmadığı ancak süresinde cevap vermediği takdirde de, o davadaki hukuki durumunu zorlaştırmış hâle getirdiği görülmektedir. HMK’nın 128. maddesiyle “Süresi içinde cevap dilekçesi vermemiş olan davalı, davacının dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaların tamamını inkâr etmiş sayılır” hükmü düzenleme altına alınmıştır. Bu hâlde, ispat yükü tamamen davacıya düşmekle davacı, dava dilekçesinde ileri sürdüğü vakıaları ispat etmek zorundadır. Davalının süresi içerisinde cevap dilekçesi vermemesi sonucunda davacının da artık 136/1. maddesine göre cevaba cevap dilekçesi veremeyeceği göz önüne alındığında, davalının hiç cevap dilekçesi vermemiş olması hâlinde hâkim, 136 ve devamı maddelerine göre dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasının tamamlanması nedeniyle ön inceleme aşamasına geçecek ve kanundan kaynaklı istisnai hâller dışında görülmekte olan davaya ilişkin taraflar açısından iddia ve savunmayı değiştirme veya genişletme yasağı başlamış olacaktır. Nitekim benzer ilkeler Hukuk Genel Kurulunun 30.09.2020 tarihli ve 2017/2-2716 E., 2020/705 K. sayılı kararında da benimsenmiştir. Kanun'un “İddia ve savunmanın genişletilmesi veya değiştirilmesi” başlıklı 141. maddesi 28.07.2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanun’un 15. maddesi ile yapılan değişiklikten önceki hâliyle; “(1) Taraflar, cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri (m.136) ile serbestçe; ön inceleme aşamasında (m.137) ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına (m.140) taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun muvafakati aranmaksızın iddia veya savunmalarını genişletebilir yahut değiştirebilir (m.139). Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra iddia veya savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. (2) İddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah (m.176) ve karşı tarafın açık muvafakati hükümleri saklıdır” şeklinde düzenlenmiştir. Kanun'un 141. maddesinin birinci fıkrasında 28.07.2020 tarihli ve 7251 sayılı Kanun'un 15. maddesi ile yapılan değişiklikten önceki hâlinin hükümet gerekçesinde, ön inceleme duruşmasının yargılama bakımından öneminden dolayı, tarafların bu duruşmaya katılımını sağlamak amacıyla “gelen tarafın ödüllendirildiği, mazereti olmadığı hâlde gelmeyen tarafın ise cezalandırıldığı” bir yol izlenmesinin zorunlu olduğu görüşüyle hareket edilerek, her iki tarafında ön inceleme duruşmasına gelmesi hâlinde karşı tarafın muvafakati ile genişletme söz konusu iken, taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmediği takdirde, gelen taraf karşı tarafın muvafakatine gerek olmaksızın iddia ve savunmasını genişletip değiştirebileceği açıklanmıştır. HMK’nın 141. maddesine göre; tarafların karşılıklı dilekçelerini verdikleri aşamada, herhangi bir sınırlamaya bağlı olmaksızın uyuşmazlığın genel çerçevesi içinde iddia ve savunmalarını değiştirebilecekleri kabul edilmiştir. Dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasında bu yasağın uygulanmaması ile daha uyuşmazlığın en başında, karşı tarafın açıklamasını, iddia ve savunmasını tam olarak görmeden, sağlıklı ve tam bir iddia ve savunma örgüsü kurmanın mümkün ve gerçekçi olmadığı gözetilerek; tarafların dilekçelerinde rahat, doğru ve sağlıklı bir iddia ve savunma bütünü oluşturmalarını sağlamak olduğu gibi, maddi ve hukuki nitelendirmeleri uyuşmazlığı çözecek doğrulukta ortaya koymaları amaçlanmaktadır. Şüphesiz ki bu imkân, sadece cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçesi ile söz konusudur. Bu iki dilekçeden sonra, hangi ad altında olursa olsun verilecek dilekçeler, sınırlama ve yasak kapsamında kabul edilmelidir. Bununla birlikte, HMK'nın 141/2. maddesinde, iddia ve savunmanın genişletilip değiştirilmesi konusunda ıslah ve karşı tarafın açık muvafakati hükümlerinin saklı olduğu belirtilmiştir.

13.               Diğer taraftan, HMK'nın “Cevap dilekçesinin içeriği” başlığını taşıyan 129. maddesinin 1/d fıkrasında "Davalının savunmasının dayanağı olan bütün vakıaların sıra numarası altında açık özetleri" hükmüne yer verilmiş olup, davalı cevap dilekçesinde, dava dilekçesindeki vakıaları inkar etmemekle birlikte, bu vakıaların davacının talep sonucunu (davasını) haklı gösterecek nitelikte olmadığını iddia edebileceği gibi, davanın haklı olmadığına ilişkin (varsa) yeni vakıalara (savunma sebeplerine) yer verebilir. Bu hâlde davalı, dava dilekçesinde davacı tarafından ileri sürülmüş olan vakıaları tartışma konusu yapmaz; bilâkis yeni (karşı) vakıalara dayanarak davacının iddia ettiği hakkın mevcut olmadığını veya dava konusu yapılamayacağını ileri sürer. Davalının ileri sürdüğü yeni (karşı) vakıalar davalının savunma vasıtaları olarak adlandırılmakta olup, maddi hukuka ve usul hukukuna dayanan savunma vasıtaları şeklinde sınıflandırılmakta, maddi hukuka dayanan savunma vasıtaları da def'iler ve itirazlar olarak ayrılmaktadır. Def'ilerin açıkça ileri sürülmesi gerekli olup, hâkim taraflardan birinin bildirdiği vakıalardan def'inin varlığını öğrense bile, bunu kendiliğinden gözetemezken, itirazların mutlaka davalı tarafından ileri sürülmesi gerekli değildir. İtirazlar ise, hakkın doğuma engel olan veya hakkı sona erdiren itirazlar şeklinde sınıflandırılmakta olup, tarafların usulüne uygun biçimde mahkemeye sundukları dava malzemesinden (dava dosyasından) bir itiraz sebebinin varlığının anlaşılması hâlinde, hâkim, davada ileri sürülmese bile, itiraz sebebini kendiliğinden (resen) gözetir. Bu hâlde, itirazın varlığını gösteren vakıaların davalı tarafından ileri sürülmüş olması şart değildir, bu vakıalar davacı tarafından da ileri sürülmüş olabileceği gibi davalı da süresinden sonra vereceği cevap dilekçesinde, savunmayı genişletme yasağına tâbi olmayan hususlara yer verebilir. Buna karşılık, dava dosyasından anlaşılamayan bir itiraz sebebi (vakıa) davalı tarafından süresi içerisinde verilmiş olan cevap ve ikinci cevap dilekçelerinde bildirilmemişse, hâkim bu itiraz sebebini kendiliğinden gözetemez, sonradan ileri sürülmesi savunmayı genişletme yasağına tâbidir (Kuru, B: Medeni Usul Hukuk El Kitabı, C.I, Mart 2020, s. 483 vd).

14.   Tüm bu hususlar birlikte değerlendirildiğinde; dava dilekçesinin davalıya usule uygun şekilde tebliğ edildiği hâlde, süresi içerisinde cevap dilekçesinin sunulmadığı, mahkemece yapılan ön inceleme duruşmasına her iki tarafın da katıldığı, davalının davanın reddine karar verilmesini istediği, ön inceleme aşamasından sonra davalı vekili tarafından sunulan 14.04.2014 tarihli dilekçe ile 27.03.1957 tarihli ve 1956/12 E., 1957/2 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı gereğince ön alım hakkının kullanılamayacağının ileri sürdüğü, davacı vekilinin de 15.04.2015 tarihli dilekçesi ile savunmanın genişletilmesine veya değiştirilmesine muvafakatlerinin olmadığını bildirdiği anlaşılmıştır. Yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; gerçek bir satışın söz konusu olmadığı, satım niteliğinde olmayan pay temliklerinde yasal önalım hakkının doğmayacağı, 27.03.1957 tarihli ve 1956/12 E., 1957/2 K. sayılı İçtihadı Birleştirme Kararının, hısımlar arasındaki satış sözleşmelerinin gerçek bir satış sözleşmesi olmadığı ve muvazaalı işlem olduğuna ilişkin bir fiili karine oluşturduğu ve sözleşmede taraf olan kişinin işlemde muvazaa savunmasında bulunamayacağı ve bunu her türlü delille ispat edemeyeceği kuralının istisnası olduğu gibi, dosya arasına alınan nüfus kayıtları ile dava konusu hissenin satışına ilişkin resmi senetten, davalı vekilinin ileri sürdüğü itiraz sebebinin varlığının dosya kapsamından anlaşılması karşısında, ileri sürülmemiş olsa da hâkim tarafından hakkın doğumuna engel olan bu itiraz sebebinin kendiliğinden gözetilebilmesi mümkündür. O hâlde mahkemece, davalı vekilinin 14.04.2014 tarihli dilekçesiyle, İçtihadı Birleştirme Kararına dayalı olarak tapuda satış olarak gösterilen işlemin gerçekte hibe olduğuna dair savunmasına değer verilerek davalı delilleri ile varsa davacının karşı delilleri çerçevesinde inceleme ve araştırma yapılması ve oluşacak sonucuna göre karar verilmesi gereklidir. Hâl böyle olunca; yerel mahkemece Özel Dairenin bozma gerekçesi yanında açıklanan genişletilmiş gerekçe ile bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır (Yargıtay HGK., E. 2017/2269 K. 2021/56 T. 9.2.2021)

Hits: 3831

FORUM

HAZİNENİN ÖZEL MÜLKİYETİNDEKİ TAŞINMAZLARIN SATIŞI, TRAMPASI, ARSA VEYA KAT KARŞILIĞI İNŞAAT YAPTIRILMASI, KİRAYA VERİLMESİ, DEVLETİN HÜKÜM VE TASARRUFU ALTINDAKİ YERLERİN KİRAYA VERİLMESİ, ECRİMİSİL VE TAHLİYE İŞLEMLERİ
İncelememizin konusu, tarihî ve bediî değeri olan taşınmazlar hariç olmak üzere, Hazinenin özel mülkiyetindeki taşınmazlar ile Devletin hüküm ve ...
SATIŞ VAADİ SÖZLEŞMESİNE DAYALI TAPU İPTALİ VE TESCİL
  1.      Davacının tescil isteğinin dayanağını oluşturan satış vaadi sözleşmesi noterde usulüne uygun olarak düzenlenmiş olup ...
SADECE SATIM AKİTLERİNDE ÖNALIM HAKKI
Bilindiği üzere paylı mülkiyette paydaşlar arasında ortak idare ve kullanma durumu söz konusu olduğundan paydaşların birbirlerini bilmeleri ve tanımaları önem ...
DÜZENLEME ŞEKLİNDE SATIŞ VAADİ ŞEKLİNDE DÜZENLENEN HASILAT PAYLAŞIMLI KONUT YAPIM SÖZLEŞMESİ İLE TARAFLAR ARASINDA BİR ADİ ORTAKLIK SÖZLEŞMESİ OLUŞMUŞTUR
Eldeki davanın temelini teşkil eden uyuşmazlık, davacıların talep konusu ettikleri 25.070 TL.yönünden, davalı-arsa malikleri ile hakkında dava tefrik edilen A. Konut A.Ş. arasında ...
AYIP ORANINDA BEDEL İNDİRİMİ
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, 03.01.2003 tarihinde imzalanan fore kazık imalatına ilişkin eser sözleşmesinden kaynaklanmıştır. Sözleşmede davacı iş sahibi, davalı ...
KAT MÜLKİYETİ KURULMAK SURETİYLE ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ
Genel olarak ortaklığın giderilmesi davalarında, Türk Medeni Kanununun 628/2. maddesi hükmüne göre istek varsa asıl olan taşınmazın paydaşlar arasında aynen taksimi ...
MUNZAM ZARAR? ALIM GÜCÜNÜN DÜŞMESİ? ENFLASYON (? İHTİRAZİ KAYIT ? ZAMANAŞIMI
Alacaklının duçar olduğu zarar, geçmiş günler faizinden fazla olduğu surette borçlu kendisine hiçbir kusur isnat edilemeyeceğini isbat etmedikçe bu ...
YIKIM KARARI * YAPI TATİL TUTANAĞI * İNŞAAT RUHSAT VE EKLERİNE AYKIRI YAPI
İstanbul 2. İdare Mahkemesi ısrar kararında, ruhsata aykırı inşaatın 11.6.1999 günlü tutanakla tespit edilerek mühürlendiği, 13.8.1999 gününde yapılan ...
ADİ ORTAKLIK İLİŞKİSİNİN FESHİ VE TASFİYE İSTEMİ
Mahkemece; taraflar arasında kurulan ortaklığa konu işyerinin işletilmesine ilişkin olarak taraflar arasında akdedilen ortaklık sözleşmesine göre değerlendirme yapılması, ...
ADİ ORTAKLIĞIN TASFİYESİ ? AKTİF VE PASİF DEĞERLERİNİN HESAPLANMASI
Adi ortaklık sözleşmesi, iki yada daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri bir sözleşme olup, adi ortaklık ...
EV BAŞKANININ SORUMLULUĞU ESASINA DAYALI TAZMİNAT ? FİİL EHLİYETİNE SAHİP BULUNMAYAN KÜÇÜKLER TARAFINDAN HAKSIZ EYLEM İŞLENMESİ
4721 Sayılı Kanun'un "Sorumluluk" başlığını taşıyan 369. maddesi; "Ev başkanı, ev halkından olan küçüğün, kısıtlının, akıl hastalığı veya akıl ...
HASTANIN BİLGİLENDİRİLMESİ
Uyuşmazlık, doktor hatasına dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. 09.12.2003 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Avrupa Biyotıp Sözleşmesi ...
KEFALET SÖZLEŞMESİNİN ŞEKİL ŞARTLARINI DÜZENLEYEN HÜKÜM*EMREDİCİ HÜKÜM*KAMU DÜZENİ
Kefalet sözleşmesi, yazılı şekilde yapılmadıkça ve kefilin sorumlu olacağı azamî miktar ile kefalet tarihi belirtilmedikçe geçerli olmaz. Kefilin, sorumlu ...
AŞIRI İFA GÜÇLÜĞÜ
Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir ...
YÜKLENİCİDEN DAİRE SATIN ALAN KİŞİLERİN HAKLARI-YÜKLENİCİNİN DAVA KONUSU DAİRENİN TAPUSU-NU BAŞKASINA DEVRETMESİ DURUMUNDA O ŞAHSA KARŞI TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASI AÇILMASI
Eser sözleşmelerinin bir türü olan arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi, taraflara karşılıklı hak ve borçlar yüklemekte; yüklenici, finansı ...
GÜÇLENDİRME RUHSATI
(Planlı Alanlar İmar Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik 13.1.2024 tarihli Resmi Gazetede yayınlandı. BU yönetmeliğin 2. Maddesi, aynı yönetmeliğin ...
MURİS MUVAZAASI HUKUKSAL NEDENİNE DAYALI MİRAS PAYI ORANINDA TAPU İPTALİ VE TESCİL İSTEMİ
Muvazaa, pozitif hukukumuzda 6098 Sayılı Kanunu'nun 19. maddesinde düzenlenmiş ve anılan maddenin birinci fıkrasında; "Bir sözleşmenin türünün ve ...
ÖNALIM HAKKI ? PAYLI MÜLKİYET ? HİBE ? MUVAZAA
Paylı mülkiyette paydaşlar arasında ortak idare ve kullanma durumu söz konusu olduğundan paydaşların birbirlerini bilmeleri ve tanımaları önem taşımaktadır. Bu ihtiyacın ...
MURİS MUVAZAASI HUKUKSAL NEDENİNE DAYALI MİRAS PAYI ORANINDA TAPU İPTALİ VE TESCİL İSTEMİ
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tenkis istemine ilişkindir. Muvazaa; tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacı ...
KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMA NEDENİNE DAYALI TAZMİNAT
Konuya ilişkin ilk yasal düzenleme 31.08.1956 tarihli ve 6830 Sayılı İstimlak Kanunu'nda yer almakta olup, anılan Kanun'un “Müddetler ve Merci” başlıklı 14. maddesinde; ...
TOPRAK KORUMA VE ARAZİ KULLANIMI KANUNU- ÖNALIM
Dava, 5403 Sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu'nun 8/1 maddesinin ikinci fıkrası kapsamında önalım hakkına dayalı tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. Bilindiği üzere ...
AKDİ SORUMLULUĞUN KOŞULLARI (HGK. 14.12.2021, 649/1659)
Sözleşmeden doğan sorumluluğun şartları; borçlunun borca aykırı davranması, bu aykırı davranış nedeniyle bir zararın doğması, aykırı davranış ile zarar arasında uygun ...
AKDE TAHAMMÜL SÜRESİ
Taraflar arasında düzenlenen 05.01.2006 tarihli Düzenleme Şeklinde Gayrimenkul Satış Vaadi ve Kat Karşılığı inşaat Sözleşmesine göre mülkiyeti davacıya ait olan ...
BORCUN GEREĞİ GİBİ İFA EDİLMEMESİ
Alacaklı dilerse satılanı redde hazır olduğunu beyanla satımın feshini, dilerse satılanı alıkoyup satış parasından indirim yapılmasını talep edebilir. Veya misli eşya satımında ...
BEKLENMEDİK HALDEN (KAZADAN) SORUMLULUK
Direnime düşen borçlu, beklenmedik durum nedeniyle doğacak zarardan sorumludur. Borçlu, direnime düşmekte kusuru olmadığını veya borcunu zamanında yerine getirmiş ...
31.12.1981 TARİHİNDEN ÖNCE ORMAN SINIRLARI DIŞINA ÇIKARILAN ARAZİLER
1.                   31/8/1956 tarihli ve 6831 sayılı Orman Kanunu’nun 2. maddesinin birinci ...
YALIN ORTAKLIĞA TOPLU BAKIŞ
ü  Yalın ortaklık sözleşmesi, iki ya da daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri sözleşmedir (TBK. ...
YÜKLENİCİNİN ÖZEN BORCU (15. HD. 17.6.2021, 1532/2837)
Dava, davalı ... ile davacıların murisi ... arasında kurulan eser sözleşmesinin ifası sırasında, ...'in elektrik akımına kapılarak ölmesi sebebiyle destekten yoksunluk nedeniyle ...
MURİS MUVAZAASI HUKUKSAL NEDENİNE DAYALI MİRAS PAYI ORANINDA TAPU İPTALİ VE TESCİL İSTEMİ
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı miras payı oranında tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir. muvazaa; tarafların üçüncü kişileri aldatmak amacı ile ve ...
ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ-MUHTESAT
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davaları, paylı mülkiyet veya elbirliği mülkiyetine konu taşınır veya taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasında mevcut birlikte ...
DAVA AÇMA SÜRELERİ
ÖZEL DAVA AÇMA SÜRESİNE TABİ BİR İDARİ İŞLEMDE DAVA AÇMA SÜRESİ GÖSTERİLMEMİŞSE VERGİ MAHKEMELERİNDE 30 GÜNLÜK, DANIŞTAY VE İDARE ...
MENFİ TESPİT DAVASINDA İSPAT YÜKÜ ((HGK. 8.2.2022, 659)82):
Menfi tespit davası, borçlu, icra takibinden önce veya takip sırasında ya da icra takibinden sonra borçlu bulunmadığını ispat için menfi tespit davası ...
TÜZELKİŞİLİK PERDESİNİN ARALANMASI (HGK. 8.2.2022, 659/82)
   Tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisine değinmek gerekirse; bu teori ancak istisnai ve sınırlı durumlarda titizlikle uygulanması gereken bir teoridir. Bu teoriye ...
KAMBİYO SENETLERİNDE (ÇEKTE) MENFİ TESPİT (HGK. 8.2.2022, 659/82)
   Kıymetli evrak öyle senetlerdir ki, bunlarda mündemiç olan hak senetten ayrı olarak dermeyan edilemediği gibi başkalarına da devredilemez (TTK. md. ...
KAMBİYO SENETLERİNDE BEDELSİZLİK İDDİASI (HGK. 8.2.2022, 659/82)
   Bedelsizlik iddiası, bir kişisel def'idir. Bedelsizlik bir kişisel def'i olduğundan düzenleyen tarafından kural olarak ancak senet lehtarına karşı ileri ...
TECDİT/YENİLEME (HGK. 8.2.2022, 659/82)
Yenileme, dar anlamda borcu sona erdiren sebeplerden biridir. Borcun yenilenmesi alacaklı ile borçlu arasında yapılacak bir sözleşme ile gerçekleşir. Bir borcun yerine ...
KOOPERATİFTEN İHRAÇ KARARI (6. HD. 21.3.2022, 1329/1491)
 Dava, kooperatif yönetim kurulu tarafından verilen ihraç kararının iptali istemine ilişkindir. İhraç kararına dayanak ihtarnamelerde istenen borcun gerçek borcu ...
PROTESTO/SAKAT PROTESTO/HAKSIZ PROTESTO
Protesto, olumlu veya olumsuz bir edimin ifasına davet, tazminat talebi, karşı tarafın taleplerinin reddi gibi amaçlarla noter vasıtasıyla gönderilen tek taraflı bir irade ...
UYARLAMANIN KOŞULLARI (İŞLEM TEMELİNİN ÇÖKMESİ)
TBK’nun 138. maddesinde “Aşın İfa Güçlüğü” başlığı altında “Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve ...
KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN ÖDENMESİ İSTEMİ - OBJEKTİF ÖLÇÜLERİN BELİRLENMESİ SURETİYLE TAŞINMAZ BEDELİ TESPİT EDİLEREK UYUŞMAZLIĞIN ESASI HAKKINDA YENİDEN KARAR VERİLMESİ
İdare Mahkemesince, ü  öncelikle sorumlu idare/idareler belirlenerek, ü  uyuşmazlığa konu taşınmazdaki tasarruf imkanının mülkiyet hakkının özüne ...
KİRA SÖZLEŞMESİNİN UZAMASI (HGK. 25.5.2021, 458/614)
Kira sözleşmesi kiraya verenin bir şeyin kullanılmasını veya kullanılmasıyla birlikte ondan yararlanılmasını kiracıya bırakmayı, kiracının da buna karşılık kararlaştırılan ...
MUVAZAA-MURİS MUVAZAASI (HGK. 7.10.2021, 485-1188)
   Bir sözleşmenin türünün ve içeriğinin belirlenmesinde ve yorumlanmasında, tarafların yanlışlıkla veya gerçek amaçlarını gizlemek ...
MUHATABIN ADRESTE BULUNMAMASI - USULSÜZ TEBLİGAT
Uyuşmazlık, davalı idare vekilinin ilk derece mahkemesinin gerekçeli kararının 16.04.2018 tarihinde öğrenildiği iddiası karşısında, davalı idare vekiline gerekçeli ...
TAPU SİCİLİNİN ALENİYETİ
Taraflar arasındaki uyuşmazlık, dava konusu bağımsız bölüm üzerindeki haciz şerhlerinin kaldırılıp kaldırılamayacağı noktasında toplanmaktadır.Arsa payı karşılığı ...
İLAMLI İCRA TAKİBİNE DAYANAK MENFİ TESPİT (İSTİRDAT) İLAMININ KESİNLEŞMEDEN İCRA TAKİBİNE KONU EDİLİP EDİLEMEYECEĞİ
Alacaklının ilamlı icra takibi yapabilmesi için elinde bir mahkeme ilamı ya da kanunların bu kuvvete sahip kıldığı bir belgenin bulunması gerekir. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri ...
SÖZLEŞMENİN HAKSIZ FESHİ NEDENİYLE MÜSPET VE MENFİ ZARARLARIN TAZMİNİ İSTEMİ
Davacı yüklenici davalı iş sahibi olup yapılan ihale sonucunda taraflar arasında ... ili ... ilçesi ... Mah. 685 ada 27 parsel üzerinde Sosyal ve Kültürel Hizmet ...
TAPU TAHSİS BELGESİNE DAYALI TAPU İPTALİ VE TESCİL İKİNCİ KADEMEDE TAZMİNAT İSTEMİ (14. HD. 2.12.2020, 2127/8027).
Uygulamada kısaca, İmar Affı Kanunu olarak bilinen 2981 sayılı Yasanın 1. maddesi hükmüne göre kanunun amacı, imar ve gecekondu mevzuatına aykırı olarak inşa edilmiş ...
İNANÇLI İŞLEME DAYALI TAPU İPTALİ VE TESCİL İSTEMİ (14. HD. 19.11.2020, 17809/7504).
İnançlı işlemler, inananın teminat oluşturmak veya yönetilmek üzere mal varlığı kapsamındaki bir şey veya hakkını, inanılana devretmesi ve inanılanın da inanç ...
MALZEME SAHİBİNİN TESCİL İSTEMİ (14. HD. 24.11.2020, 18788/7688).
Tapu Kanunu 26. Borçlar Kanununun 237. Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89. maddeleri uyarınca; tapulu taşınmazın satışını amaçlayan sözleşme anılan ...
İFA YERİNE OLUMLU ZARARIN HESAPLANMA ZAMANI
  İfa yerine olumlu zararlarını isteyebilecekleri, bu zararın borçlunun temerrüde düştüğü güne göre hesaplanacağı ve bunun da davacıların hak ...
GİDER AVANSININ YATIRILMAMASI
  HMK'nın 324. maddesinde ; “Taraflardan her biri ikamesini talep ettiği delil için mahkemece belirlenen avansı, verilen kesin süre içinde yatırmak ...
HARÇ EKSİKLİĞİ ? DOSYANIN İŞLEMDEN KALDIRILMASI
  Dava konusunun belirli bir değere ilişkin olması nedeniyle bir başka deyişle para veya para ile değerlendirilen bir şey ile ilgili bir dava olması nedeniyle 492 Sayılı ...
YÜKLENİCİYE TAPU DEVİR YÜKÜMLÜLÜĞÜNÜN YERİNE GETİRİLMEMESİ * BU NEDENLE SÖZLEŞMENİN ÖNGÖRDÜĞÜ CEZA KOŞULUNUN İSTENMESİ
  Davacı şirket yüklenici, davalılar arsa sahipleridir. ... 3. Noterliği'nin 02.07.2012 gün 7782 yevmiye numaralı Düzenleme Şeklinde Kat Karşılığı İnşaat ...
MAKUL BEKLEME SÜRESİ
  Davacılar davalarında, davalı yüklenici şirket ile aralarında 05.09.2005 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesinin imzalandığını, sözleşme uyarınca ...
YÜKLENİCİNİN EDİMİNİ YERİNE GETİRİLMEMESİ HALİNDE, TEMLİK ALACAKLISI TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASINI ARSA SAHİBİNE YÖNELTEMEZ
Arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmeleri taraflarına karşılıklı hak ve borçlar yükler. Buradaki öncelikli borç arsa sahibine aittir. Her ...
3194 SAYILI İMAR KANUNU?NDA BAKANLIĞIN BAZI YETKİLERİ
İmar Planları; Nâzım İmar Planı ve Uygulama İmar Planından meydana gelir. Mevcut ise bölge planı ve çevre düzeni plan kararlarına uygunluğu sağlanarak, belediye ...
ÖZEL ORMANLARDA YAPILAŞMA
  ÖZEL ORMANLARDA YAPILAŞMA[1]    I-) TEMAL İLKELER   Özel ormanlarda ve tüzel kişiliği bulunan kamu kuruluşlarına ait ormanlarda Orman Kanunu'nun ...
USULİ FORMALİTELER
Prof. Mustafa Reşit Belgesay, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu adlı kitabını 1947 yılında yayınlarken[1], kitabının bir yerinde “seri ve emin adalet” konusunda şöyle ...
TEMİNAT MEKTUBUNUN DEPO EDİLMESİ İÇİN İHTİYATİ HACİZ KARARI VERİLEBİLİR Mİ
Bankalarca verilen teminat mektupları, Bankacılık Kanunu uygulamasında kredi sayılır (Bankacılık Kanunu md. 48).  Banka, teminatı veren’dir. Bankanın taahhüdü, temel ...
TEMİNAT MEKTUBUNUN DEPO EDİLMESİ İÇİN İHTİYATİ HACİZ KARARI VERİLEBİLİR Mİ
Bankalarca verilen teminat mektupları, Bankacılık Kanunu uygulamasında kredi sayılır (Bankacılık Kanunu md. 48).  Banka, teminatı veren’dir. Bankanın taahhüdü, temel ...
TAPU TAHSİS BELGESİNE DAYALI TAPU İPTALİ VE TESCİL MÜMKÜN OLMADIĞI TAKDİRDE TAZMİNAT İSTEMİ,DENKLEŞTİRİCİ ADALET İLKESİ
Uygulamada kısaca, İmar Affı Kanunu olarak bilinen ve 08.03.1984 tarihinde yürürlüğe giren 2981 Sayılı Kanun'un 1. maddesi hükmüne göre kanunun amacı imar ve ...
KİRA PARASININ UYARLANMASI
1.       Temel ilke, koşullar değişmiş olsa bile (sözleşme koşulları borçlu için sonradan ağırlaşmış, edimler dengesi sonradan ...
GABİN
Taraflar arasında Bolu 6.Noterliğine ait 27.12.2017 tarihli kat karşılığı inşaat sözleşmesi ile; davalıların hissedarı oldukları Bolu ili, Merkez ilçe, Paşaköy ...
İŞ SAHİBİNİN "GÖRDÜĞÜM LÜZUM ÜZERİNE" DİYEREK APKİS'Nİ BOZMASININ AĞIR FATURASI=YÜKLENİCİNİN OLUMLU + OLUMSUZ ZARARLARININ TOPLAMINI ÖDEMEK
Taraflar arasında karşılıklı edimleri içeren ve üstün yönü ile eser sözleşmesi niteliğinde bulunan geçerli ve tarafları bağlayıcı karma bir akit ...
BİTİŞİKTE BULUNAN VE HATALI YAPILAN BİNANIN VERDİĞİ ZARARIN TAZMİNİ
Davacı, B... Sokakta bulunan Çakır Apartmanının 1 numaralı dairesinde hissesi oranında iki dükkana malik olup, söz konusu binanın bitişiğinde bulunan 626 ada, 160 parsel ...
MURİS MUVAZAASI
Bir kimsenin; mirasını miras hakkından yoksun etmek amacıyla, gerçekte bağışlamak istediği, tapu sicilinde kayıtlı taşınmaz malı hakkında tapu sicil memuru önünde ...
YÜKLENİCİ, BİR GEÇERSİZ SÖZLEŞME İLİŞKİSİNDE, GERÇEKLEŞTİRDİĞİ İMALATTAN DOLAYI İMALAT BEDELİNİ İSTEYEBİLİR Mİ? BU BEDELİN İÇİNDE KÂR DA VAR MIDIR?
YÜKLENİCİ, BİR GEÇERSİZ SÖZLEŞME İLİŞKİSİNDE, GERÇEKLEŞTİRDİĞİ İMALATTAN DOLAYI İMALAT BEDELİNİ İSTEYEBİLİR Mİ? BU BEDELİN İÇİNDE KÂR DA ...
DAİRELERİN KÜÇÜK YAPILMASI NEDENİYLE MEYDANA GELEN DEĞER KAYBININ İSTENMESİ
Binada var olan eksik işler bedeline hükmedilmediğine göre artık binadaki eksik işler nedeniyle değer kaybının varlığından söz edilemez. Ne var ki sözleşme ekleri ve ...
SÖZLEŞMENİN GERİYE VEYA İLERİYE ETKİLİ OLARAK BOZULMASI
Sözleşme ilişkisinin sona ermesinden sonra tarafların sözleşmenin etkisinden kurtulmaları, başka bir anlatımla, sözleşme ilişkisinin tasfiyesi gerekir.  Sözleşme ...
TİCARİ DEFTERLERİN İSPAT GÜCÜ
Ticari defterlerin delil olmasına ilişkin düzenleme HMK 222. maddede yer almaktadır. Mahkeme, ticari davalarda tarafların ticari defterlerinin ibrazına kendiliğinden veya taraflardan ...
FAİZ-AVANS FAİZİ
Faiz: Faiz ödeme borcunda uygulanacak yıllık faiz oranı, sözleşmede kararlaştırılmamışsa faiz borcunun doğduğu tarihte yürürlükte olan mevzuat ...
BELİRSİZ ALACAK DAVASI
Davanın belirsiz alacak davası türünde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin ...
ŞEKİL EKSİKLİĞİNİN ÖNE SÜRÜLMESİ
Mahkeme gerekçesinde de kabul edildiği üzere tapuda pay devri içeren inşaat yapım sözleşmelerinin geçerli olabilmesi için, TMK'nın 706, BK'nın 213, TK'nın ...
EKSİK VE KUSURLU İŞLER BEDELİ YÜKLENİCİYE YÜKLENECEKSE SÖZLEŞME BEDELİNİN DE KENDİSİNE ÖDENMESI GEREKİR
Taraflar arasında yapılan 3.12.1979 tarihli sözleşmenin 15. maddesinde eserin götürü bedeli ( 710.000 ) lira olarak kabul edilmiş, ödemeler hususunda davacı işveren ...
YÜKLENİCİYE VEKALETNAME VERİLMEZSE TESLİM SÜRESİNİN İŞLEMEYECEĞİNE İLİŞKİN SÖZLEŞME HÜKMÜ
Taraflar arasında akdedilen 26.4.1978 ve 13.3.1979 tarihli sözleşmelerde kat karşılığı davalıların yükümlendiği inşaatın 30.9.1980 tarihinde bitirilip davacılara isabet ...
YÖNETİCİNİN YÜKLENİCİYE DAVA AÇMA HAKKI
Taraf sıfatı, bir başka deyişle husumet ehliyeti; dava konusu hak ile kişiler arasındaki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup ...
YÜKLENİCİNİN APARTMAN YÖNETİCİSİ ALEYHİNE DAVA AÇMASI
Somut olayda, dava dışı Apartman Yöneticiliğine kat malikleri kurulu kararı ile binanın çatısının komple yapımı, asansörlerin yeşil etiket olacak şekilde yapılması, ...
YÜKLENİCİNİN İFLAS ETMESİ, ALACAĞIN İFLAS MASASINA BİLDİRİLMESİ, KAYIT KABUL
Acele durumlar ayrık olmak üzere müflisin davacı ve davalı olduğu hukuk davaları durur ve ancak alacaklıların ikinci toplanmasından on gün sonra devam olunabilir. Dava durduğu ...
KİRA BEDELİNİN UYARLANMASI
Sözleşme Hukukuna egemen olan sözleşmeye bağlılık  ilkesi hukukumuzda da kabul edilmiştir. Bu ilkeye göre, sözleşme yapıldığı andaki gibi aynen uygulanmalıdır. ...
TAMAMLANMA ORAN %10'U ALTINDA İSE BU ORANDA YÜKLENİCİ PAYINA DÜŞEN BAĞIMSIZ BİRİMLERİN SATIŞININ İDARENİN İZNİYLE YAPILMASI
 7181 Sayılı Yasanın 24. Maddesiyle 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 6 ncı maddesine eklenen 13 fıkrasında[1], Afet ...
KENTSEL DÖNÜŞÜM SÖZLEŞMELERİNİN FESHİ
7181 Sayılı Yasanın 24. Maddesiyle 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 6 ncı maddesine eklenen 14 fıkrasında[1], TBK. md. ...
MÜTEAHHİDİN PAYINA DÜŞEN DAİRENİN ARSA SAHİBİNE SATILDIĞI İDDİASI
 Taraflar arasında 29.3.1973 günlü sözleşme ile arsa payı karşılığında bina yapımı konusunda bir ilişki kurulmuştur. Davacılar, yüklenicidir ve sözleşme ...
İNŞAAT SÖZLEŞMESİNİN SÜRESİZ HALE GELMESİ
 Asıl dava, eser sözleşmesinin feshi ile bu sözleşme sebebiyle verilen bonoların iptal ve senetlerin iadesi istemine; birleşen dava ise, aynı sözleşme gereğince ...
TEMİNAT GÖSTERME BORCU İÇİN İHTİYATİ HACİZ KARARI VERİLEMEZ
Bankanın sıfatı teminatı veren olduğundan, taahhüdün, esas sözleşmeyi yapan taraflardan ve esas akitten ayrı ve tamamen müstakil olduğunu, banka taahhüdünün ...
YAPI KAYIT BELGESİNİN ALINMASI, YASALLIK İÇİN YETERLİ DEĞİLDİR
Bazı istisnalar dışında, bütün yapılar için belediye veya valiliklerden yapı ruhsatı alınması zorunludur. Yapı ruhsatı ise, ancak projelerine, imar plânı ve ...
ALACAĞIN DEVRİ İLE DAVA KONUSUNUN DEVRİ AYNI ŞEY MİDİR?
 Dava, davacı yüklenici şirket ile davalı iş sahibi ... arasında imzalanan eser sözleşmesinden kaynaklanan geçici kabul ve haksız kesintiler ile süre uzatımı ...
ARSA PAYI DÜZELTİM DAVASI
"634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanununun 5711 sayılı Kanunla değişik 3. maddesi hükmüne göre; “Kat mülkiyeti ve kat irtifakı, bu mülkiyete konu olan ...
SÖZLEŞMEDE KARARLAŞTIRILANDAN FAZLA VE DAHA KALİTELİ MALZEME KULLANARAK YAPILAN İŞLERİN BEDELİ * BAĞIMSIZ BÖLÜMLERE YAPILAN FAZLA İMALAT
 Yüklenici kendi iradesiyle inşaatın tamamına ve bu kapsamda arsa sahiplerine ve kendisine verilen bağımsız bölümlere aynen yansıtılan değer artırıcı işler yapması ...
İNŞAAT SÖZLEŞMESİ İLERİYE ETKİLİ OLARAK BOZULMUŞSA, TASFİYE YAPMAK GEREKİR
 Asıl dava, Kat Karşılığı İnşaat Yapım ve Satış Vaadi Sözleşmesinin ve buna ek yapılan sözleşmenin feshinin tespiti, davalıların inşaata müdahalelerinin ...
GECİKİLEN SÜRENİN TAMAMI İÇİN GECİKME CEZASI İSTENEBİLİR Mİ?
 1. Yüklenici direnime düştüğünde, iş sahibi zamanaşımı süresi içinde, sözleşmede yazılı olan ceza koşulunu isteyebilir. 2. İş sahibinin direnim ...
YÜKLENİCİNİN BEDELİ HAK ETMESİ
 İş sahibinin ödemeyi borçlandığı bir bedel karşılığında yüklenicinin bir eser meydana getirip teslim etmeyi üstlendiği sözleşmeye "eser ...
TAPU TAHSİS BELGESİNE DAYALI TAPU İPTALİ VE TESCİL OLMADIĞI TAKDİRDE TAZMİNAT İSTEMİ
 Tapu tahsis belgesi bir mülkiyet belgesi olmayıp yalnızca fiili kullanmayı belirleyen ve ilgilisine kişisel hak sağlayan bir zilyetlik belgesidir. Tapu tahsis belgesinin varlığı ...
İŞ SAHİBİ İNŞAAT SÖZLEŞMESİNİ GERİYE ETKİLİ OLARAK BOZDUĞUNDA, YÜKLENİCİYE, YAPTIĞI KISIMLA ORANTILI BİR PAY VERİLEBİLİR Mİ?
 Kusuru ile borçlu direnimine düşen yüklenicinin, arsa payı karşılığında kat yapımı sözleşmesinin bozulmasına neden olması durumunda, sözleşme ilişkisi ...
ÖN ALIM HAKKI-FİİLİ TAKSİM-HAKKIN KÖTÜYE KULLANILMASI
 Yasal ön alım hakkı, paylı mülkiyette bir paydaşın, taşınmaz mal üzerindeki payını tamamen veya kısmen üçüncü bir kişiye satması halinde, diğer ...
6306 saylı KENTSEL DÖNÜŞÜM KANUNU "YA 2/3 ÇOĞUNLUĞA UYACAKSIN YA TERK EDECEKSİN"
SOMUT OLAY: Davacı ve davalılar, bağımsız bölümlere sahip oldukları  (...) Tapu bilgilerinde kayıtlı parsel numaralı kat mülkiyetine tabi apartman hakkında, bir malikin ...
SORUNA 6306 SAYILI KANUN MU YOKSA 634 SAYILI KAT MÜLKİYETİ KANUNU MU UYGULANACAKTIR?
Her türlü önemli yönetim işinde kat maliklerince oybirliği ile karar alınması gerekir (634 s. Kanun md. 45).   Her bir paydaş, eşyayı bir zarar tehlikesinden veya ...
DÜZEN, SADECE DÜZENİN ÇİĞNENMESİNE VERİLECEK CEZANIN YARATTIĞI KORKUYLA SAĞLANAMAZ
 Ülkemizin bağımsızlığını kazananlar, devletin nihai amacının yeteneklerini geliştirmeleri için halkı özgür kılmak ve ülkenin yönetiminde aklın ...
KENTSEL DÖNÜŞÜMDE SATIŞ SÜRECİ
 a.      Bu payın satış işlemlerini Bakanlık (Bakanlığa bağlı müdürlük) yürütecektir.   b.      ...
İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ VE SAVUNMA DOKUNULMAZLIĞI
 Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) göre, ifade özgürlüğü demokratik toplumun temelini oluşturan ana unsurlardan ve toplumun ilerlemesi ve bireyin ...
OSMAN BAHADIR: YEMİNİN TARİHTEKİ ROLÜ
Yemin etmek, kişinin doğruyu söylediğine ya da bir sözü yerine getireceğine dair bir kutsal değere atıfta bulunması veya onu şahit göstermesidir. Yemin ile kutsal ...
İNŞAAT SÖZLEŞMESİNİN GERİYE VEYA İLERİYE ETKİLİ OLARAK BOZULMASI
 Yüklenicinin kendi kusuruyla işi teslim gününde bitirmeyerek direnime düşmesinin hukuki sonuçları hakkında Borçlar Kanunu`nda özel bir hüküm ...
İNŞAAT HUKUKU SORUNLARINDA SÖZLEŞME İLE SORUMLULUKTAN KURTULMA
Borçlunun ağır kusurundan sorumlu olmayacağına ilişkin önceden yapılan anlaşma kesin olarak hükümsüzdür. Borçlunun alacaklı ile hizmet ...
GÜNEŞ GÜRSELER: CMK DEĞİŞİKLİĞİ KAMUOYUNDAN NASIL KAÇIRILDI?
Ceza Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğü beş yıl ertelenen tutukluk süresine ilişkin 102 nci ve 252/2 nci maddelerinin 2011 yılı ile birlikte ...
ANAYASA DEĞİŞİKLİK ÖNERİSİ YARGI REFORMU SAYILABİLİR Mİ?
Konuyu açıklamadan önce, yargının gerçeklerine bakmakta yarar vardır: DANIŞTAY DAVA DAİRELERİNE, 2008 YILINDA, bir önceki yıldan devredilenle birlikte, ...