KİTAP
İnşaat Hukuku Kitabı

YÜKLENİCİDEN ALACAĞI BULUNAN ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN ARSA SAHİBİ ALEYHİNE TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASI AÇMASI

~ 30.10.2011 ~

  

I.     Genel Olarak

Yüklenici ile arsa sahibi arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi vardır. Yüklenici edimini yerine getirdiğinde inşaat sözleşmesine dayanarak önce kişisel hak ardından da nesnel (aynî) hak kazanacaktır. Bu ilişkiler yumağında sorunu ortaya koyalım: Yüklenicinin bir üçüncü kişiye borcu vardır. Yüklenici borcunu ödememekte, üçüncü kişi de, icraya başvurmasına ve takibi kesinleştirmesine karşın yükleniciden alacağını alamamaktadır. Bunun için, alacaklı yüklenicinin inşaat sözleşmesinden dolayı iş sahibinden olan alacağına haciz koyarak alacağını almayı düşünmektedir. Davacı (yüklenicinin borçlu olduğu kişi), iş sahibine dava açarak, yüklenicinin kendisine olan borcunun ödenebilmesi için, yüklenicinin eser sözleşmesine dayanarak iş sahibine ait taşınmazda inşa ettiği binadan kendisine isabet eden dairenin yüklenici adına tescilini istemektedir.

Davacının bu davayı açabilmek için icra müdürlüğünden alacaklı olduğu dosyayla sınırlı olarak yetki belgesi alması gerekmektedir.

Üçüncü kişi, kendi adına değil, borçlusu olan yüklenici adına tescil istemektedir.  

İcra ve İflas Kanunu md. 94/II konuyu şöyle düzenlemiştir:

“Borçlunun başka bir nedenle edinip henüz tapuya tescil ettirmediği mülkiyet veya diğer aynı hakların borçlu adına tescili alacaklı tarafından istenebilir.

Talep üzerine, icra dairesi, alacaklının bu işlemi takip edebileceğini tapu müdürlüğüne ve gerekirse mahkemeye bildirir.”

Bu maddede dava konusu edilen “mülkiyet ve diğer aynî hak” olduğu için, açılacak davanın temelinde (konumuz bakımından) “arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi” olacaktır. Eğer inşaat sözleşmesinde ücret “arsa payı” değil de “para” ise İİK. md. 94’e değil, 89’a gitmek gerekecek ve bu yol yeterli olacaktır.

II.  Koşulları

A.  Yüklenici ile arsa sahibi arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi bulunmalıdır.

B.   Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi geçerli olmalıdır.

C.   Yüklenici sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmiş olmalıdır.

D.  Edimini yerine getirmekten dolayı, yüklenicinin arsa sahibinde sözleşmeye dayanan aynî veya şahsî bir hakkı bulunmalıdır.

E.   Arsa sahibi o ana kadar edimini yerine getiren yüklenicinin hakkını kendisine teslim etmiş olmamalıdır. Yüklenicinin gerçekleşmiş veya gerçekleşecek hakları arsa sahibinde bulunmalıdır.

F.    Üçüncü kişinin yüklenicide bir alacağı bulunmalı, alacak kesinleşmelidir; örneğin alacaklının elinde alacağa ilişkin bir mahkeme kararı bulunabileceği gibi, böyle bir karar bulunmasa bile yüklenici aleyhine yaptığı kesinleşmiş icra takibi bulunmalıdır.  Tapu iptal ve tescil davasında, davacının yüklenicide alacağı bulunup bulunmadığı araştırılmayacaktır. Alacaklı bir başka mahkemede bir tazminat davası açmış ise, bu dava sonuçlanıp kesinleşmeden, İİK. Md. 94/II uyarınca tapu iptal ve tescil davası açamayacaktır. Yeniden vurgulanmalıdır ki, bu tür davaların açılabilmesi için alacaklının alacağının kesinleşmiş olması zorunludur. İleride kesinleşeceği düşüncesiyle yargılama devam ederken veya dosya Yargıtay’da iken, inceleme konusu yaptığımız tapu iptal ve tescil davası açılamayacağı gibi, tedbir istemi de kabul edilmeyecektir.

G.  Üçüncü kişi, bu alacağını yükleniciden tahsil edememelidir.

H.  Üçüncü kişi, yüklenicinin arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde kararlaştırılan edimlerini yerine getirdiğinde kazanacağı hakların tamamı veya bir bölümüyle alacağını elde etmeyi düşünmelidir.

İ.     Üçüncü kişi bunun için İcra Müdüründen yetki belgesi almalıdır.

J.     Üçüncü kişi, yetki belgesiyle arsa sahibi aleyhine dava açmalıdır.

K.  Bu davada talep, bu hakların davacı adına gerçekleşmesi yönünde olmayıp, borçlu yüklenici adına ve yararına gerçekleşmesi yönünde olacaktır.

III.             İİK. Md. 94/II Davasının Alacağın Temliki Haklarını Etkilemesi

A.Genel Olarak

Kural, borç ilişkisinin sonucu olan edimin alacaklıya ödenmesidir. Fakat hayat koşulları, ticaret ve ekonomi gereksinmeleri, alacaklının ifayı beklemeden alacağını başkasına devretmesi veya borçlunun borcunu bir başkasına nakletmesi yollarının da açılmasını zorunlu kılmıştır. Alacağın temliki hayatın gereksinimlerinden ortaya çıkan bir hukuk kurumudur. Alacağın temliki, alacaklı ile onu devralan üçüncü kişi arasında borçlunun rızasına gerek olmaksızın yapılabilen ve sadece kazandırıcı bir tasarruf işlemi niteliğini taşıyan yazılı biçime bağlı bir sözleşmedir.

Yüklenici, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi yasaklamamış ise teslim borcunu yerine getirdiğinde,  arsa sahibine karşı kazanacağı kişisel hakkını (bağımsız bölüm tapusunun devrini), arsa sahibi ile mevcut sözleşmesine dayanarak doğrudan ondan isteyebileceği gibi, TBK’nun183. maddesi hükmünden yararlanarak, arsa sahibinin rızasına gereksinim duymadan, üçüncü kişilere, yazılı olmak koşuluyla, devir (temlik) edebilir.

 Yüklenicinin kişisel hakkını temellük eden üçüncü kişi, alacağın temliki hükümlerinden yararlanarak bu hakkını arsa sahibine karşı ileri sürebilir. Zira, alacağı devralan kişi önceki alacaklının yerine geçer. Borçludan ifayı istemek, gerektiğinde borçluyu ifaya zorlamak artık onun hakkı olur.

Fakat temlik alanın ifa istemine muhatap olan borçlu (arsa sahibi) bu isteme hemen uymak zorunda değildir. Devralan kimse temlik işlemini ve kendisinin yeni alacaklı sıfatını ispat etmiş olsa bile, borçlu (arsa sahibi) ona karşı bir takım itiraz ve savunmalarda (defilerde) bulunmak olanağına sahiptir. Gerçekten TBK. md. 188'e göre "Borçlu temlike vakıf olduğu zaman temlik edene karşı haiz olduğu savunmaları, temellük edene karşı dahi dermeyan edebilir".

Buna göre temliki öğrenen borçlu temlik olmasaydı önceki alacaklıya (yükleniciye) karşı ne tür savunmalar ileri sürebilecekse, aynı savunmalar yeni alacaklıya (temlik alan üçüncü kişiye) karşı da ileri sürülebilir duruma gelecektir. Yüklenicinin temliki işleminden kaynaklanan bu gibi davalarda, temlik alan üçüncü kişi yeni alacaklı sıfatını arsa sahibine karşı kanıtlamak zorunda olduğundan, arsa sahibinin ve temlik işlemine dayanıldığından da temlik işleminin tarafı olan yüklenicinin davada taraf olması zorunludur.

B.Özel Olarak

Yüklenicinin alacağını ve hakkını temlik edebilmesi için arsa sahibinin onayına gerek yoktur.

Yüklenici, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan hakkını temlik etmiş ise, temellük eden onun bütün haklarına halef olur. Halefiyet, İİK. Md. 94 uyarınca verilen yetkiyi de kapsar[1].

Yüklenici, inşaat sözleşmesi gereğince kazandığı veya kazanacağı kişisel ve nesnel haklarını, alacağın temliki sözleşmesiyle, üçüncü kişilere devretmiş olabilir. Yüklenici sözleşmeye uygun olarak eseri tamamlayıp teslim ettiği zaman gerçek mülkiyet hakkı kazanacağından, o ana kadar arsa sahibi tarafından yükleniciye devredilen arsa payları avans kabul edilecektir. Avans niteliğinde de olsa, arsa sahibi, yükleniciye arsa payını kısmen veya tamamen devretmediği bir dönemde, yüklenicinin inşaat sözleşmesinden kaynaklanan haklarını temlik sözleşmeleriyle üçüncü kişilere devretmesi durumunda, yüklenicinin borçlu olduğu üçüncü kişinin açacağı davalardan arsa sahibi de temlik alacaklısı olan kişiler de etkilenecektir. Arsa sahibinin etkilenmesi açıktır: Yüklenici edimini yerine getirmemiş, eksik veya bozuk yerine getirmiş, sözleşme ileriye veya geriye etkili olarak bozulabilecek koşullar meydana gelmiş olmasına karşın, yüklenicinin borçlu olduğu kişinin, İİK. Md. 94/II uyarınca açacağı davada yüklenicinin hak ettiği payların yüklenici adına tescilini istemesinden dolayı etkilenecektir.

Sözleşme gereğince yüklenicinin hak ettiği bağımsız bölümlerin yüklenici adına tescil edilmesinde yararı bulunan davacının İİK. Md. 94/II gereğince açtığı davayı kazanması durumunda, karar konusu bağımsız bölümün yüklenici tarafından alacağın temliki yoluyla üçüncü kişiye devredilen yerlerden olması durumunda, temlik alacaklısının bundan olumsuz etkileneceği açıktır. Temlik alacaklısı,  tapu iptal ve tescil davasından haberli ise, “asli müdahil” olarak yer alarak ya da yüklenici ve arsa sahibi aleyhine tescil davası açıp asıl davayla birleştirerek; mahkemenin, olayın somut özelliğine, tescil koşullarının oluşup oluşmadığına ve kanıt durumuna göre, yüklenici adına değil temlik alacaklısı yararına tescil kararı vermesini sağlayabilir. Yüklenicinin borçlusu (davacı)  yüklenici adına tescilde başarılı olsaydı, yüklenicinin tescille kazanılan arsa payına haciz koydurmak suretiyle hedefine (alacağına) ulaşacaktı. Öte yandan, yüklenici adına tescili amaçlayan davadan temlik alacaklısının haberinin olmaması durumunda; mahkeme kararıyla yüklenici adına tescile karar verilmesi ve kararın kesinleşmesinin ardından, alacaklının (davacının) kesinleşen alacağı için tescille kazanılan tapu kaydına haciz koydurup satması durumunda; yüklenici ile davacı arasında danışıklı işlemlerin bulunmaması (temlik alacaklılarını zarara uğratma kastıyla hareket edilmemesi) durumunda; temlik alacaklısı, kendisinin daha üstün ve öncelikli bir hakka sahip olduğunu öne sürerek, davacı aleyhine zararın tazmini veya tapu iptal ve tescil davası açamayacaktır. Temlik alacaklısı zararlarının tazmini için yalnız yüklenici aleyhine dava açabilecektir. Burada sorun, iki gerçek alacaklıdan hangisinin üstün bir hakka sahip olduğu değil, meşru bir amaca yasaya uygun yollardan giderek, hangi alacaklının daha önce hedefine ulaştığıdır. Hemen belirtelim ki, her iki alacaklı da birbirlerine karşı üstün ve öncelikli bir hakka sahip değildir.

IV. İİK. Md. 94/II Davasının danışıklı İşlemlere Etkisi

Davacı, yüklenici aleyhine açtığı tapu iptal ve tescil davasında, yapılan işlemlerin danışıklı (muvazaa) olduğunu öne sürebilir ve bu savını her türlü delille kanıtlayabilir.

Yargıç da işlemin danışıklı olduğunu görevinden ötürü göz önünde bulunduracaktır.

Kuşkulu işlemlerle alacağın tahsiline olanak bırakmamak için taşınmazın kaçırılması amacı ile tapudan yapılan satışın ardından aynı gün düzenlenen noter satış vaadi sözleşmesi ile bu taşınmazın geri alınması ve (ihtiyati haciz ve sözleşmenin tapuya şerh edildiği ) gün bu defa noter sözleşmesinin feshi işlemleri; başlangıçta yüklenici  ile arsa sahibi arasında tapudan yapılan satışın gerçek bir satış olmadığını (danışıklı olarak düzenlendiğini) gösteren delillerdir[2].

V. İİK. Md. 94/II Davasının İbranamelere Etkisi

Yüklenici ile arsa sahibi, inşaatın tamamlanma oranı % 86 düzeyinde iken, sözleşmeyi geriye etkili olarak bozmuşlar ve birbirlerini ibra etmişler ise; fesihnamedeki ibranın incelenmesi, arsa sahibi ve yüklenicilerin dinlenmesi, olaylar ve kanıtlara göre gerçek bir ibra bulunup bulunmadığının araştırılması gerekir. İbranın geçerli olmadığı sonucuna varıldığı takdirde; İİK. Md. 94/II’ye dayanan tapu iptal ve tescil davasının dinlenmesi gerekir. Fesih var diye, araştırma ve inceleme yapmadan, md. 94/II’ye dayanan davanın reddine karar verilemeyecektir[3].  

VI. İş Sahibinin İnşaat Sözleşmesini Geriye Etkili Olarak Bozmasının İİK. Md. 94/II Davasına Etkisi

A.     Genel Olarak

Sözleşmeyi bozmanın (feshin) ileriye veya geriye etkili olması ayırımı, yüklenicinin yapımını üstlendiği inşaatı kısmen tamamlaması, fakat direnimi (temerrüdü) yüzünden teslim edememesi durumunda tasfiyenin nasıl yapılacağı sorunu ile ilgilidir.

Sözleşmeyi bozmanın sonuçları geriye etkili olacaksa sözleşme hiç yokmuş gibi tasfiye edileceğinden[4] yüklenici inşaattan yaptığı kısma orantılı arsa payı değil, haksız zenginleşme hükümlerince imal ettiği inşaat bedelini alacak, bozmanın (fesih)  ileriye etkili kabul edilirse imalat oranına paralel arsa payının devrini isteyebilecektir.

Tarafların aksini kararlaştırmamaları durumunda kural olarak, eser sözleşmesinin feshi geriye etkili sonuç meydana getirir.

İİK. Md. 94/II davacısı, arsa sahibi ile yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin tarafı değildir. O, yasanın kendisine tanıdığı yetkiyi kullanarak tapu iptal ve tescil davası açtığından; arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ilke ve koşulları çerçevesinde yüklenici adına tescil koşullarının oluşup oluşmadığı araştırılacaktır. Örneğin, inşaatın ruhsat tarihinden başlayarak 14 ay içinde teslim edileceği, bu sürenin 1.1.2009 olan ruhsat tarihinden başlayacağı, böylece teslim tarihinin 1.5.2010 olduğu,  bu tarihte eserin tamamlanma oranının % 70 olarak saptandığı,  yüklenicinin direnime düştüğü bir olayı değerlendirelim: Bedel olarak arsa payı devrinin kararlaştırıldığı bir inşaat sözleşmesinde, yüklenicinin eseri fen ve sanat kurallarına, imar mevzuatına ve sözleşmesine uygun olarak yapması, bu şekilde arsa sahibine teslim etmesi gerekir. Eser bedeline bu anda hak kazanılır. Tamamlanma oranı % 70 düzeyindeyken, teslim tarihi gelip çatmış, bu tarihte yüklenici inşaatı terk etmiş ve inşaat bu düzeyde kalmış ise; kural olarak yükleniciye daha önce (bir bakıma avans olarak) geçirilen tapuların arsa sahibince geri istenmesi ve TBK.nun 125/III. maddesine dayanılarak da devir aşamasına gelmiş arsa paylarının verilmesinden kaçınılması olanaklıdır. Çünkü, bu düzeye getirilen bir inşaatta sözleşmenin bozulması - kural olarak - geriye etkili sonuçlar meydana getirir. Sözleşmenin bozulması davasına bakacak mahkeme, yüklenicinin alacağını para olarak mı, yoksa bir kısım taşınmazların adına tescili suretiyle mi alacağını karara bağlayacaktır[5].

Sözleşme geriye etkili olarak bozulmuşsa, bir ayrım yapılmalıdır;

a)      İmalat yasal değil ise, sözleşmenin tasfiyesine gerek bulunmamaktadır. Çünkü böyle bir imalatın ekonomik değerinden söz edilemeyecektir. Olsa olsa enkaz değerinden söz edilebilir.

b)      İmalat yasal ise veya yasal duruma getirilebilir ise, tasfiye yapılacak ve yükleniciye iade edilmesi gereken değerler hesap edilecektir. Bu değerin nasıl hesaplanacağı konusunda görüş birliği bulunmamaktadır. Yargıtay, hesabın haksız zenginleşme kurallarına göre yapılması gerektiği görüşündedir.

c)      Yükleniciye işin getirildiği fiziki seviyeye uygun bağımsız bölüm tapusu verilmeyecektir: Yükleniciye yapılacak iade, para olarak gerçekleşecektir, arsa payı tapusu olarak değil.

B.     Özel Olarak

Sözleşmenin bozulmasının ardından tasfiye yapılmamışsa, İİK. Md. 94/II  davacısı, aldığı yetkiye dayanarak arsa sahibi ve yükleniciden para isteyebilir. Bunun için, öncelikle sözleşmenin bozulması sonucu arsa sahibinin yükleniciye yaptığı iş nedeniyle ve tasfiye amacıyla ödeme yapıp yapmadığı araştırılacak; ödeme yapılmamışsa yüklenicinin sözleşme doğrultusunda yaptığı inşaatın getirilen fiziki seviyeye göre değeri saptanacak ve davacının icra dosyasındaki alacak miktarı ile sınırlı olmak üzere bu alacağa hükmedilecektir[6].

VII. İş Sahibinin İnşaat Sözleşmesini İleriye Etkili Olarak Bozmasının İİK. Md. 94/II Davasına Etkisi

Arsa sahibi ile yüklenici arasında var olan sözleşme ileriye etkili olarak bozulmuş, yaptığı imalatlara karşılık yükleniciye belli sayıda bağımsız bölüm bırakılmışsa, konumuz bakımından şöyle değerlendirilmelidir:

Fesih ileriye etkili yapılmışsa, inşaatın getirildiği fiziki seviye ne olursa olsun, yükleniciye geriye etkili fesihte olduğu gibi yaptığı işin bedeli değil, yapılan işin fiziki oranına uygun bağımsız bölüm tapusu verilecektir.

Böylelikle, hem yüklenici hem de onun temlik ettiği üçüncü kişi tasfiyede yükleniciye bırakılması kararlaştırılan bağımsız bölüm tapusunu isteyebilecektir[7].

Alacaklı tarafından İİK'nın 94. maddesine dayanılarak açılan tescil davalarında, alacaklının alacak miktarını karşılayacak sayıda bağımsız bölümün yüklenici adına tesciline karar verilmesi gerekir. Yüklenicinin bu bağımsız bölümlere hak kazanabilmesi için edimini sözleşmeye, projeye ve imara uygun biçimde tam olarak yerine getirmesi gerekir. Sözleşme geçerli değilse veya yüklenici edimini eksik, geç veya kötü yerine getirdiği için iş sahibinin sözleşmedeki hedefine engel olmuşsa; onun bu sözleşmede yazılı alacağının tamamını alamayacağı dikkate alınacaktır. Bir örnek verelim: Sözleşmeye göre yüklenicinin hak ettiği bağımsız bölüm sayısının altı olduğunu varsayalım. Arsa sahibi eksik ve bozuk işler için yükleniciye ait üç bağımsız bölümü devretmemiş veya devretmesine rağmen daha sonra bu amaçla bunların tapularının iptali ile kendi adına tescilini sağlamıştır. Yüklenicinin alacaklısı da bu bağımsız bölümlerin yüklenici adına tescili için bir dava açmıştır. Her iki dava birleştirilmiştir. Yüklenicinin öbür üç bağımsız bölümüne gelince; yükleniciden alacağın temliki yoluyla bu bağımsız bölümleri temellük edenler tüketici mahkemesinde yüklenici ve arsa sahibi aleyhine tapu iptal ve tescil davası açmıştır. İnceleme şöyle yapılacaktır:

-          Eksik ve bozuk işler bedeli keşif tarihi itibarıyla bilirkişi eliyle hesap edilecektir.

-          Arsa sahibinin güvence olarak elinde tuttuğu üç bağımsız bölümün rayiç değerleri bilirkişi eliyle saptanacaktır.

-          Böylece eksik ve bozuk iş bedeli ile üç bağımsız bölümün bedelleri karşılaştırılacaktır.

-          Tapu iptal ve tescili istenen bağımsız bölümlerin, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciye bırakılan yerlerden olup olmadığı incelenecektir.

-          Yüklenicinin kararlaştırılan bağımsız bölümlere hak kazanabilmesinin  arsa sahipleri ile yüklenici arasında yöntemine uygun olarak düzenlenmiş arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde yazılı olan edimlerini sözleşmeye uygun biçimde yerine getirmesi koşuluna bağlı olduğu göz önünde tutulacaktır. Örneğin, sözleşmede yükleniciye ait olacak bağımsız bölümlerin aşamalı devri öngörülmüş olup, son iki daireden birinin inşaat bitiminde, son dairenin de yapı kullanma izni alındığında devredileceği (satış yetkisi verileceği) kararlaştırılmış ise; yapı kullanma izni alma yükümlülüğünün yüklenici de olduğunu, bu iznin alınmadığını, eksik ve bozuk iş bulunduğunu, yüklenicinin ödenmemiş sosyal güvenlik ve vergi borçları bulunduğunu, bütün bu iş ve işlemler için bilirkişi tarafından giderlerin belirlendiğini varsayalım. Bu durumda bir bağımsız bölümün değeri eksik işler ve yapı kullanma izni alınması ile ilgili giderleri karşılamaya yetip yetmediği araştırılacaktır.

-          Davacının yetki belgesi sunduğu icra dosyasındaki alacak miktarının keşif tarihi itibariyle fer'ileriyle birlikte ulaştığı miktar belirlenecektir.

-          Eksik ve bozuk iş bedeli sözü geçen üç bağımsız bölümün değerlerine denk düşüyorsa, yüklenicinin alacaklısının bu bağımsız bölümler için açtığı tapu iptal ve tescil istemi geri çevrilecektir.

-          Eksik ve bozuk iş bedeli iki bağımsız bölüm bedeline denk düşüyorsa, yüklenicinin alacaklısının geriye kalan bir bağımsız bölüm için tapu iptal ve tescil istemi kabul edilebilecektir.

-          Öte yandan, alacağın temliki yoluyla edindikleri üç bağımsız bölüm için tüketici mahkemesinde açılan dava/ların sonuçları beklenecektir. Zira bu dava/ların reddedilmesi halinde, yüklenicinin alacaklısının bu bağımsız bölümlerin yüklenici adına tescilini isteme hakkı doğacaktır.

-          Tapu iptal ve tescil koşulları gerçekleştiği takdirde, yüklenici adına kayıtlı olan tüm tapu payları değil, alacağa yetecek, alacağı karşılayacak kadar arsa payları iptal ve tescil edilecektir[8].

VIII.        Araştırma ve İnceleme Yöntemi

Alacaklının açacağı davada amaç, borçluya aidiyeti saptanan taşınmaz mal üzerinden icra takibi sonucu kesinleşen alacağın tahsilinden ibarettir.

Takip hukukuna dayanan dava olmakla ilke, alacaklı ve borçlunun hak ve hukuku dengeli biçimde korunarak borcun ödenmesidir.

Bu tür davalarda davacı, taşınmazın borçlusu adına tapuya tescilini isteyecektir.

Bunun için davaya konu edilmiş bir olayda; yüklenici adına intikali istenen bağımsız bölümlerin her birinin rayiç bedeli saptanıp takip konusu borcu karşılayıp karşılamadığı araştırılacaktır. Yargıtay 15. HD. 11.4.2002, 1331/1777 tarih ve sayılı kararında açıklandığı üzere; bu araştırma yapılmalı ki sonunda bağımsız bölümlerden birinin borcu karşılayıp karşılamayacağı anlaşılabilsin. Eğer bir bağımsız bölümün değeriyle davacının alacağı karşılanabiliyorsa, davacı/alacaklı talep etmiş olsa bile, başka bağımsız bölümlerin yüklenici adına tescilini istemeye hakkı ve bunda hukuksal yararı bulunmadığından istemi reddedilecektir.

Davacının/alacaklının, yetki belgesi alarak, İİK. Md. 94’dayanan tescil isteği kendi adına değil, borçlu yüklenici adına olacağından, yargılamanın olumlu sonuçlanması durumunda mahkemenin vereceği tescil kararı da yüklenici adına tescil yönünde olacaktır[9]

Borçlu yüklenicinin aynı değerde birden çok bağımsız bölümü varsa ve bunlardan biri borcu karşılamaya yetiyorsa, hangisinin tercih edileceği sorununu aydınlığa kavuşturmak gerekir: Araştırma yapılırken, borçlunun da iradesine başvurulmalı, yararına olanı ve taraflar arasında aidiyeti çekişmesiz olanı tercih edilmelidir. Yeniden vurgulanmalıdır ki, bağımsız bölümlerden birinin haciz ve satışı ile borç karşılandığında öbürleri haczedilemeyeceğine göre, açılan davada da sorun buna göre çözümlenecektir.

Yüklenici ile arsa sahibi arasındaki sözleşme gereği, yüklenicinin bağımsız bölümlere hak kazanabilmesi edimlerini sözleşmeye uygun biçimde yerine getirmesi koşuluna bağlıdır. Sözleşmede, yükleniciye ait olan bağımsız bölümlerin, aşamalı devri öngörülmüş, yükleniciye bırakılan son birkaç bağımsız bölümün tapusunun devri tüm işlemlerin tamamlanması ve yapı kullanma izni alınması koşuluna bağlanmışsa; yapı kullanma izni alınmadığı sürece, yüklenicinin sözleşme kapsamında kendisine düşen tüm bağımsız bölümleri talep etme hakkı doğmayacaktır. Bunun için, yüklenicinin edimini hangi oranda yerine getirdiği, ne kadar bağımsız bölüme hak kazandığı, davalı arsa sahibi tarafından daha önce yükleniciye devredilmiş bağımsız bölümler olup olmadığı, dava konusu bağımsız bölümlerin yüklenici adına tescil talep hakkı doğup doğmadığı araştırılacaktır[10].

Yargıç, alacaklısını zarara sokmak amacıyla yapılan işlemler olup olmadığını ciddi biçimde araştırmalıdır. Borçlu yüklenici tarafından alacaklısına zarar vermek amacıyla yaptığı işlemleri görmek ve geri çevirmek gerekir[11].

İcra İflas Kanunu'nun 94/II. maddesine dayalı olarak açılan davada adına tescil kararı verilen kişinin de taraf olması gerekir.



[1] 14. HD. 7.4.1997, 2250/2758.

[2] 14. HD. 24.12.1999, 8359/9195.

[3] 15. HD. 15.11.2007, 5757/7231; 15. HD. 5.6.2007, 2328/3806.

[4] Not: Bu görüş Yargıtay’a aittir. Yargıtay’a göre, “Feshin geriye etkili sonuç meydana getirmesinin anlamı, tarafların sözleşmenin yapıldığı tarihteki mal varlığına dönmeleridir.”.Savunduğumuz görüşe göre ise, sözleşmeden dönüldüğünde, o sözleşmenin “hiç yapılmamış” sayılması, sözleşme öncesi duruma getirilmesi doğru değildir. Yasal olarak kurulmuş ve aylar ve hatta yıllarca uygulanmış böyle bir sözleşmenin tasfiyesi söz konusu olduğunda, haksız zenginleşme kuralları değil, bizzat bozulan sözleşme hükümleri uygulanmalıdır.

[5] 15. HD. 5.4.2004, 4987/1909.

[6] 14. HD. 10.3.2009, 15308/2934.

[7] 14. HD. 6.3.2008, 2055/2850.

[8] 15. HD. 29.4.2008, 2670/2866; 15. HD. 7.2.2011, 5070/616; 15. HD. 10.2.2005, 3102/655. 

[9] 15. HD. 18.9.1990, 1105/3417.

 [10] 15. HD. 27.9.2004, 4871/4651; 15. HD. 18.2.2008, 7600/930

[11] 15. HD. 3.2.1988, 4355/383.

Hits: 22076

Ayın Konusu

YENİ ÇIKTI
İNŞAAT HUKUKU 13. Baskı 1500 sayfa Yayın Tarihi: OCAK 2023 Seçkin Yayınları Yazar: İlker Hasan Duman Bu alanda yazılmış en yeni ...
YENİ ÇIKTI
İNŞAAT HUKUKU 12. Baskı 1500 sayfa Yayın Tarihi: 20 KASIM 2022 Seçkin Yayınları Yazar: İlker Hasan Duman Bu alanda yazılmış en yeni kitap. İçindekiler: ...
2. BASKI YENİ ÇIKTI
(Seminer Notları) Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesinden Kaynaklanan Dava ve Sorunlar Nasıl İncelenmelidir? – Yargıç ve Avukatlara ...
KAT İRTİFAKI VE MÜLKİYETİNİN KURULMASI
    I-) Genel Olarak Kat mülkiyeti ve kat irtifakı resmi senetle ve tapu siciline tescil ile doğar. Anagayrimenkulün tümünün mülkiyeti (Kat ...
MUHTESAT NE DEMEKTİR? MUHTESATIN TABİ OLDUĞU HUKUKSAL REJİM NEDİR?
  Taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi cinsi, İhdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve ...
KİRACI PANDEMİ NEDENİYLE UYARLAMA DAVASI AÇTIĞINDA, İHTİYATİ TEDBİR YOLUYLA KİRA PARASININ ÖDENMESİNİN DURDURULMASINI SAĞLAYABİLİR Mİ?
  İhtiyati tedbir öğretide "...kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca, davacı veya davalının (dava konusu ile ilgili olarak) hukuki durumunda meydana gelebilecek ...
YAPI DENETİM HİZMET SÖZLEŞMESİNİN SONA ERMESİ
Yapı ruhsatı alındıktan sonra iki yıl içinde inşaata başlanmadığı veya başlandığı halde, başlama müddeti ile birlikte beş yıl içinde yapı bitirilemediği ve bu ...
İNŞAAT HUKUKUNDA MAHKEME KARARININ ÖZELLİKLERİ
Mahkeme kararı gerekçeli olacaktır: Anayasası'nın 138 ve 141/3 maddeleri gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması ...
İNŞAAT DAVALARININ TAHKİMDE ÇÖZÜMLENMESİ
   İLKER H. DUMAN Yargı, devletin temel işlevlerinden biridir ve kural olarak taraflar arasındaki uyuşmazlıkların çözüm yeri mahkemelerdir. Ancak inşaat ...
KONUTUN "LÜKS? OLUP OLMADIĞININ İSPATI
“Lüks” kelimesinin sözlük anlamı şöyledir: 1) Gerekli olanın sınırlarını aşan. 2) Gösterişli, şatafatlı. 3) Giyimde, eşyada, harcamada aşırı ...
ALANINDA EN YENİ KİTAP
        İNŞAAT HUKUKU 10. BASKI, OCAK 2021, Seçkin Yayınları Konu Başlıkları: *Taşkın İnşaat, *Kâr Yoksunluğu, *İnşaat Hafriyatı ...
ALANINDA EN YENİ VE EN KAPSAMLI KİTAP: İNŞAAT DAVALARINDA İSPAT
YAZAR: İLKER HASAN DUMAN3. BASKI, 25 AĞUSTOS 2020, SEÇKİN YAYINCILIK  Üçüncü Baskıda, ikinci baskıda var olan tüm konular ...
YÜKLENİCİDEN BAĞIMSIZ BÖLÜM EDİNEN KİŞİNİN TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASI AÇMASI VE BUNU DANIŞIKLIK NEDENİNE DAYANDIRMASI
Üç sözleşme… Birinci sözleşme: APKİS olup,  yalın biçimde yapılmıştır. BU sözleşmeye göre 6 daire ve 5 dükkan yükleniciye ...
AVUKATIN HAKLI AZLİ, AVUKAT ALEYHİNE TAZMİNAT DAVASI AÇILMASI
Vekil, müvekkiline karşı vekaleti sadakat ve özenle yerine getirmekle yükümlüdür (TBK. md. 506). Vekil, sadakat borcu gereği olarak müvekkilinin yararına ...
BEDELSİZ TERK EDİLEN TAŞINMAZIN AMAÇ DIŞINDA KULLANILMASI
  I-) Genel Olarak   Bir örnek olay: 107 ada 4 parsel sayılı, 2573 m2 lik taşınmaz davacılar adına müşterek mülk olarak kayıtlı iken davacıların başvurusu ...
YÜKLENİCİ EDİMİNİ YERİNE GETİRMEMİŞSE, İŞ SAHİBİ DEVRİ TAAHHÜT EDİLEN DAİRELERİN BİTMİŞ HALDEKİ RAYİÇ BEDELİNİ İSTEYEBİLİR
Bir örnek olay: Taşınmazın bulunduğu bölgede yüklenicilerin, gecekondu sahiplerine giderek belirli bir oran karşılığı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ...
6306 SAYILI YASAYA GÖRE 2/3 PAY ÇOĞUNLUĞUNUN BİR YÜKLENİCİ İLE ARSA PAYI KARŞILIĞI İNŞAAT YAPILMASI KONUSUNDA ANLAŞAMAMASI
İlker Hasan Duman I-) Sorunun Ortaya Konuluşu Bir somut olay düşünelim: Kat irtifaklı veya kat mülkiyetli bir apartman için “risk tespiti” yapılmış, idari ...
KAMU YAPIM İŞLERİNDE TARAFLARIN EŞİTLİĞİ SORUNU
I.Yapım İşleri Genel Şartnamesi   4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 53 üncü maddesinin (b) fıkrasının ikinci bendine dayanılarak hazırlanmış olan bu Genel Şartnamenin ...
ARSA SAHİBİNİN YÜKLENİCİDEN İSTEYEBİLECEĞİ EKSİK VE BOZUK İŞ BEDELİ, YÜKLENİCİDEN DAİRE SATIN ALAN KİŞİLERDEN İSTENEBİLİR Mİ?
BİR ÖRNEK OLAY: Olayınızda % 10 oranında inşaatın TAMAMLANMAMIŞ olduğunu kabul edelim. İnşaatın (…) TL eksik iş bedeli gerçekleşmiştir. İnşaatın (…) TL ...
AYIN KİTABI: İNŞAAT DAVALARINDA İSPAT
İnşaat Davalarında İspat İlker Hasan Duman Mayıs 2018 / 2. Baskı / 764 Syf. İspat yükü kime aittir? İspat yükü dağıtılmıştır. Yasada aksi ...
İNŞAAT TEMİNAT İPOTEĞİ VE PARAYA ÇEVRİLMESİ
İş sahibi, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden doğmuş veya doğacak alacaklarının zarara uğramaması için yüklenicinin payına ipotek konulmasını isteyebilir. Halen ...
KENTSEL DÖNÜŞÜM SÖZLEŞMELERİNİN TESLİM TARİHİNDEN ÖNCE BAKANLIKÇA FESHİ
Uygulama alanında hak sahipleri ile yüklenici arasında imzalanmış olan gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin feshi, ...
KENTSEL DÖNÜŞÜM KANUNUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİK
 7181 SAYILI OLUP 4.7.2019 TARİHİNDE KABUL EDİLEN VE 10.7.2019 TARİHLİ RESMİ GAZETEDE YAYINLANAN ( TAPU KANUNU VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK  YAPILMASINA DAİR KANUNLA) BİR ...
TAPU KAYDINA İYİNİYETLE DAYANARAK TAŞINMAZ MÜLKİYETİNİN EDİNİLMESİ
Medeni Kanun'un "tapu sicilindeki kayda hüsnüniyetle istinat ederek mülkiyet veya diğer bir aynı hak iktisap edenin bu iktisabı muteber olur" biçimindeki 1023. ...
TAPU KAYDINA İYİNİYETLE DAYANARAK TAŞINMAZ MÜLKİYETİNİN EDİNİLMESİ
Medeni Kanun'un "tapu sicilindeki kayda hüsnüniyetle istinat ederek mülkiyet veya diğer bir aynı hak iktisap edenin bu iktisabı muteber olur" biçimindeki 1023. ...
2981 sayılı İMAR AF KANUNU KMK MD. 44'ÜN ARADIĞI "OYBİRLİĞİ MUVAFAKATI" HANGİ DURUMLARDA ARAMAMAKTADIR
 2981 Sayılı Yasanın 16. maddesi yeni bağımsız bölüm oluşturulmasına ilişkin olup 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Yasası'nın 44. maddesine getirilen istisna ...
BAĞIMSIZ BÖLÜMLERİN KÜÇÜK YAPILMASI
Taraflar arasındaki 31.10.2008 tarihli ... 1. Noterliği'nce düzenlenen Taşınmaz Mal Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi'nde yüklenici tarafından parsel ...
İMAR AFFI VEYA İMAR BARIŞI NEDİR?
Vergi Ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun 18.5.2018 tarihli Resmi Gazetede yayınlandı. (Kanun’un ...
İNŞAAT HUKUKU KÜTÜPHANESİ
   
YALIN ORTAKLIK
  Yalın ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleşmeyi üstlendikleri sözleşmedir. Yalın ...
ÖZEL MÜLK OLAN TAŞINMAZIN, KAMULAŞTIRMA YAPILMADAN, OYUN ALANINA AYRILMASI (DANIŞTAY KARARI)
Dava, Antalya İli, Kepez İlçesi, Sütçüler Mahallesi, 27409 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın imar planında oyun alanı olarak ayrıldığı ve bugüne kadar ...
BİR KİTAP: İNŞAAT HUKUKU (8.BASKI, YAYIN TARİHİ: 30.5.2016)
 (İNŞAAT HUKUKU) adlı kitabımın 7. baskısı, 13 ay gibi kısa sürede tükendi.   SEKİZİNCİ BASKI, 30 MAYIS 2016’de yayımlandı.   En son yargı kararları ...
PLANLAMA ESASLARI
  Planlar, kamu yararı amacıyla yapılır.  Planlar; pafta, gösterim, plan notları ve plan raporu ile bir bütündür. Planlar, kademesine ...
KESİN YAPILAŞMA YASAĞI BULUNAN I. DERECE SİT ALANI
Anayasanın 35. maddesinde: "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum ...
YAPI RUHSATI
Yeni inşaat, ilâve ve esaslı tadilât yapmak üzere parsele ait imar durum belgesi, yol kotu tutanağı, kanal kotu tutanağı ve uygulama imar planına esas onaylı jeolojik ve ...
İMAR PLANLARIYLA MÜLKİYET HAKKININ BELİRSİZ BİR SÜRE KISITLANMASI
Yerleşme yerleri ile bu yerlerdeki yapılaşmaların; plan, fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun teşekkülünü sağlamak amacıyla hazırlanarak yürürlüğe ...
İNŞAAT HAFRİYATI YAPILIRKEN KOMŞU TAŞINMAZLARA ZARAR VERİLMESİ
 I.Genel Olarak   TMK. md. 738 hükmüne göre taşınmaz malikleri kazı ve yapı yaparken komşu taşınmazlara, onların topraklarını sarsmak veya tehlikeye ...
HAKLARIN KORUNMASINDA VE EDİNİLMESİNDE İYİ VEYA KÖTÜ NİYETİN ÖNEMİ (YARGITAY KARARI)
 Davacı, arsa sahibi ile yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciye düşen bağımsız bölüme ilişkin olarak ...
İNŞAAT HUKUKU SORUNLARINDA DÜRÜSTLÜK KURALLARININ ÖNEMİ
 Sözleşmeciler haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken, dürüst, namuslu, makul ve yaptığı eylemin sonucunu bilebilen orta düzeyde iş ...
KÖTÜ SÖZLEŞME YAPMAKTANSA, HİÇ SÖZLEŞME YAPMAMAK DAHA İYİDİR. İNŞAAT (ARSA PAYI KARŞILIĞI İNŞAAT) SÖZLEŞMESİ YAZILI OLARAK YAPILMAMIŞ OLSA BİLE;
 1-) İŞE BAŞLAMA: Yüklenicinin işe başlama zamanı kararlaştırılmamışsa veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça, derhal işe başlamalıdır (TBK. Md. ...
ÖNALIM HAKKININ KULLANILAMAYACAĞI DURUMLAR
 Yasal önalım hakkı, tapuda kayıtlı, ortak (müşterek) mülkiyet hükümlerine bağlı taşınmazlarda paydaşlardan birinin payını üçüncü bir ...
ARSA PAYLARININ DÜZELTİLMESİ DAVASI
 Kat mülkiyetinin başkasına devri veya miras yoluyla geçmesi halinde, ona bağlı arsa payı da birlikte geçer; arsa payı, kat mülkiyetinden veya kat irtifakından ...
ARSA PAYI KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİ
 İnşaat yapım sözleşmeleri, eser sözleşmelerinin en çok uygulama alanı bulan türüdür.  “Arsa Payı Karşılığı İnşaat Yapım ...
ÖLÇÜLÜLÜK İLKESİ, YALNIZ ANAYASA MAHKEMESİNİN DİKKATE ALACAĞI BİR İLKE OLMAYIP, DEVLET VE TOPLUM HAYATININ HER ALANINDA GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULMASI GEREKİR
 Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun ...
İNŞAAT SÖZLEŞMESİNİ İMZALAMAYAN KAT İRTİFAKI SAHİPLERİNİN ARSA PAYLARININ DEVRİ MÜMKÜN MÜDÜR?
 Toplumsal yaşamda, paylı mülkiyete bağlı taşınmazlarda, bazı paydaşların yüklenici ile yapılan sözleşmeye katılmadıkları, itiraz ettikleri, azınlıkta olmalarına ...
İNŞAAT DEVAM EDERKEN YÜRÜRLÜĞE GİREN YENİ İMAR PLANINDA KAT SAYISININ AZALTILMASI, YÜKLENİCİYE PAYLAŞIMIN YENİDEN YAPILMASINI İSTEME HAKKI VERİR Mİ?
          I.Genel Olarak Sözleşmeden sonra imar durumunda (planında) değişiklik yapılabilir; bu değişiklik tarafları yakından ilgilendirir ve ...
KORUMA BÖLGE KURULLARINCA TESPİT EDİLEN KORUMA ALANLARINDA BELİRLENEN ŞARTLARA AYKIRI İZİNSİZ İNŞAÎ VE FİZİKÎ MÜDAHALE YAPAN YA DA YAPTIRANLARIN CEZALANDIRILMASI
 21.7.1983 günlü, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu   İzinsiz müdahale ve kullanma yasağı Madde 9- (Değişik: 14/7/2004- 5226/3 ...
HERKESİN SAĞLIKLI, DENGELİ VE GÜVENLİ BİR ÇEVREDE YAŞAMA HAKKI İÇİN YAPILAŞMA SÜRECİNE DEVLET MÜDAHALESİ: KENTSEL DÖNÜŞÜM
       Afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve ...
İNŞAATIN YASALLIK KAZANMASI İÇİN MAHKEMENİN TARAFLARA SÜRE VE YETKİ VERMESİ
 I.                  Genel Olarak Bir inşaat imar mevzuatına ve sözleşmeye aykırıdır diye hemen ve ...
BİNALARDA SIĞINAK YAPILMASI
DÜZENLEME ORTAKLIK PAYI
     İmar Kanunu md. 18 ve 18. Madde Uygulama Yönetmeliğinin 28-33. Maddeleri Düzenleme Ortaklık Payını Şöyle Düzenlemiştir:     ...
İMAR KİRLİLİĞİNE NEDEN OLMA SUÇU
  (1) Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Yapı ruhsatiyesi ...
YÜKLENİCİDEN CEBRİ İCRA YOLUYLA BAĞIMSIZ BÖLÜM KAZA-NAN KİŞİNİN İYİ NİYETİNİN KORUNMASI
 I.Kavram: Arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmeleri, karşılıklı edimleri içeren, iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerdir. Arsa sahibinin ...
YÜKLENİCİDEN ALACAĞI BULUNAN ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN ARSA SAHİBİ ALEYHİNE TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASI AÇMASI
   I.     Genel Olarak Yüklenici ile arsa sahibi arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi vardır. Yüklenici edimini yerine getirdiğinde ...
HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU'NDA YARGICIN TAZMİNAT SORUMLULUĞU
 1.      GENEL OLARAK[1]   HMK. MD. 46-49 hükümleriyle, 1086 sayılı Kanunun 573-576’ncı maddelerinde düzenlenen yargıcın kusurlu ...
APARTMAN ORTAK YERLERİNİN BAZI MALİKLERE ÖZGÜLENMESİNİN YÖNETİM PLANI İLE DÜZENLENMESİ VE BU HÜKÜMLERİN DEĞİŞTİRİLMESİ
Kat Mülkiyeti Yasasının 28. maddesi hükmüne göre yönetim planı anataşınmazın yönetim tarzını, kullanma maksat ve şeklini ve yönetime ilişkin diğer ...
ACELE KAMULAŞTIRMA İŞLEMLERİNDE "ACELELİK" DURUMU
Anayasa'nın 46. maddesi uyarınca Devlet ve kamu tüzelkişileri kamu yararının gerektirdiği hallerde özel mülkiyette bulunan malları yasada gösterilen esas ve usullere ...
İNŞAAT HUKUKU KAPSAMINDA ECRİMİSİL DAVALARI
                                 &n...
YHGK: İMAR PLANLARINDA OKURL YERİ-FİİLEN ELATMA
Uyuşmazlık; dava konusu taşınmaza davalı idarece fiilen el atılmamış olmasına karşın, salt 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında İlköğretim Tesisi Alanına ayrılmış ...
AMK: SABIKA KAYDININ ADLİ SİCİLDEN SİLİNMESİ
352 sayılı Kanun’un 9. maddesinde, aynı Kanun’un 4. maddesi uyarınca adli sicile kaydedilen bilgilerin hangi hallerde arşiv kaydına alınacağı belirtilmiştir. İtiraz konusu ...
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI: HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜ VE ADİL YARGILANMA HAKKI
4.12.1984 günlü, 3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun’un itiraz konusu 13. maddesi ...
İMAR PLANLARININ VE BU PLANLARA UYGUN YAPILAŞMANIN ÖNEMİ
             Anayasa’nın 5. maddesinde, “Devletin temel amaç ve görevleri, Türk Milletinin bağımsızlığını ve ...
ÜLKEMİZDE YAPILAŞMANIN VE DENETLEMENİN HUKUKSAL SEYİR DEFTERİ
Ülkemizde yapı ve denetimi ile ilgili ilk hukuksal düzenlemeyi 1930 yılında yürürlüğe giren 1580 sayılı “Belediye Kanunu” ve “Umumi Hıfzıssıhha ...
Sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı
Devletin, toplumun ve bireylerin planlı kentleşmede taşıdıkları sorumluluk ve sahip olacakları yararlar konusunda duyarlı ve bilinçli olduğu söylenemez. Yargı kararlarının ...