KİTAP
İnşaat Hukuku Kitabı

Deprem Sonrası Kurtarma Çalışmaları

~ 09.04.2010 ~
DEPREM SONRASI KURTARMA FAALİYETLERİ
 
Prof.Dr. Necati DEDEOĞLU, Uz.Dr. Hakan ERENGİN (Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı) ve Uz.Dr. Kayıhan PALA’nın ( Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı) yürüttüğü araştırma sonuçları Toplum ve Hekim Dergisinin Eylül-Ekim 2000, cilt 15 ve 5. sayısında yayınlanmıştır.
Araştırma kesitsel, tanımlayıcı bir türde bir saha araştırması olarak 18.10.1999 tarihinde, depremden 2 ay sonra, Gölcük’te kurulmuş bulunan 21 çadırkentte ve Gölcük kentinde mahalle aralarında kurulan çadırlarda yürütülmüştür. 5000’den fazla aileye hazırlanan naket sonucu yüzyüze görüşülme yapılmıştır. Sonuçta 480 aile ve 1895 birey ile ilgili bilgi toplanmıştır. Anketin saha çalışmasında Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesi son sınıf öğrencilerinden 20 kişilik bir grup yürütmüştür.
Veriler bilgisayar ortamında SPPS paket programı kullanılarak değerlendirilmiştir. Yıkıntı altında kalma ve yaralanmalardaki risk faktörlerini belirleyebilmek için odds ratio’lar hesaplanmıştır.


BULGULAR
Tablo 1: Araştırmaya Alınan Nüfus, Yaş Grupları ve Cinsiyet Dağılımı  

Yaş
Erkek
Kadın
Toplam
Grupları
 
 
 
 
 
 
 
Sayı
%
Sayı
%
Sayı
%
0-4
62
52,5
56
47,5
118
6,2
5-14
178
44,9
218
55,1
396
20,9
15-24
209
47,1
235
52,9
444
23,4
25-34
129
45,3
156
54,7
285
15,0
35-44
140
44,9
172
55,1
312
16,5
45-54
112
54,4
94
45,6
206
10,9
55-64
33
43,4
43
56,6
76
4,0
65 +
25
43,1
33
56,9
58
3,1
Toplam
888
46,9
1007
53,1
1895
100,0

Araştırmaya alınan dağılım (Tablo 1) depremden önceki Gölcük ilçe merkez nüfus dağılımına uyduğu, ancak depremden sonraki durumdan kaynaklanan etkilerle kadın oranının % 3.6 daha fazla, 0-4 yaş ve 55 yaş üstünün nüfus oranı daha az olarak tespit edilmiştir. Bu durum araştırmanın temsiliyet yönünden bir sorun olarak önemi bulunmamaktadır.  

Yıkıntıda
 
Sayı
%
Odds
% 95
Kalma
 
 
 
Ratio
Güvenirlik
Durumu
 
 
 
 
Sınırları
Yıkıntı
Altında
Kalan
Ölü
412
33.6*
1.45
1.27< OR < 1.64
Yaralı
531
43.2
1.86
1.65 < OR < 2.10
Sağlam
285
28.5
1
 
 
Toplam
1228
64.8
 
 
Yıkıntı
Altında
Kalmayan
Ölü
-
0
 
 
Yaralı
243
36.4*
0.57
0.51 < OR < 0.64
Sağlam
424
63.6
1
 
 
Toplam
667
35.2
 
 
Toplam
 
1895
100.0
 
 

 

* Yüzdeler yıkıntı altında kalma durumu toplamına göre hesaplanmıştır.

Tablo 2’den görülebildiği gibi yıkıntı altında kalma ölüm riskini çok arttırmaktadır. Aslında ölen 412 kişinin hepsi de yıkıntı altında kalmışlardır. Yapılan odds ratio analizinde yıkıntı altında kalmanın sağlamlara göre ölüm riskini % 45, yaralanma riskini % 86 arttırdığı anlaşılmaktadır. Yaralanma ve yıkıntı altında kalmada cinsiyet açısından önemli fark bulunmamıştır. Öte yandan, 0-4 yaş grubundan diğer yaş gruplarından daha fazla oranda ( % 20-25 daha çok) yıkıntı altında kalmasına karşın çok daha az ( üçte bir oranında) yaralandığı ortaya çıkmaktadır. Bu duruma büyük olasılıkla annelerin küçük çocukları ile birlikte yatması ve onları yaralanmadan korumaları neden olmuştur. 
Araştırmada binaların kat sayısına ve ailenin oturduğu kata göre yıkıntı altında kalma riskinin değişip değişmediği odds ratio’lar hesaplanarak incelenmiştir. Ölenlerde olduğu gibi ( Dedeoğlu, N. Ve diğerleri; 2000:2-9) yıkıntı altında kalmada da öncelikle çok katlı binalar, sonra da bina kaç katlı olursa olsun orta ve üst katlarda oturuyor olmak yıkıntı altında kalma riskini artırmaktadır. 
Tablo 3: Yıkıntı Altında Kalanları Kurtaranlar 

Yıkıntıdan Kurtaran
Sayı
%
Kendisi çıktı
148
18.1
Komşu, Akraba
631
77.3
Asker
13
1.6
Sivil Savunma
6
0.7
AKUT
4
0.5
Yabancı Gönüllü
9
1.1
Bilmiyor
5
0.6
Toplam
816
100.0

Tablo 3’de görüldüğü gibi yıkıntı altında kalan yaralı ve sağlam kişilerin bir kısmı (% 18.1) yıkıntıdan kendi kendine çıkmakta, çoğunuda (% 77.3) akrabaları ve/veya komşular kurtarmaktadırlar. Zaman geçtikçe yıkıntı altından canlı kurtarılma olasılığı azalmaktadır.
Tablo 4’de görülebildiği gibi yıkıntı altında kalan depremzadelerin % 16.6’sı depremden hemen sonra, ilk yarım saat içinde genellikle kendi çabaları ile yıkıntıdan çıkabilmişlerdir. Canlı kurtarılanların % 80’ni ilk 6 saat, % 91.8’i ilk 12 saat içinde kurtarılabilmişlerdir.
Tablo 4: Saatlere Göre Yıkıntıdan Yaralı ve Sağlam Kurtulma Sıklığı 

Saat
Kurtulan Kişi Sayısı
Kurtulan Kişi (%)
Kümülatif (%)
Canlı Kalan Yüzdesi
Yarım saatten az
134
16.6
16.6
83.4
1 saat sonra
220
27.0
43.6
56.4
2 saat sonra
73
9.0
52.6
47.4
3 saat sonra
45
5.5
58.1
41.9
4 saat sonra
68
8.4
66.5
33.5
5 saat sonra
60
7.4
73.9
24.1
6 saat sonra
50
6.1
80.0
20.0
7 saat sonra
16
2.0
82.0
18.0
8 saat sonra
31
3.8
85.8
14.2
9 saat sonra
22
2.7
88.5
11.5
10 saat sonra
9
1.1
89.6
10.4
11 saat sonra
8
1.0
90.6
9.4
12 saat sonra
10
1.2
91.8
8.2
13-18 saat sonra
19
2.3
94.1
5.9
19-24 saat sonra
7
0.8
94.9
5.1
25- 48 saat sonra
22
2.7
97.6
2.4
49-96 saat sonra
13
1.6
99.2
0.8
97-144 saat sonra
5
0.6
99.8
0.2
145-216 saat sonra
2
0.2
100.0
0.0
Toplam
814*
100.0
 
 
* Yıkıntıdan çıkarılan iki kişinin çıkartılma saati belli değildir.
 

Depremde 774 kişi yaralanmıştır. Ölümlere ve yıkıntı altında kalmaya benzer olarak, yaralanmalar bina yüksekliği ile ilişkili bulunmuştur. Yapılan lojistik regrasyon analizinde bina ne kadar yüksekse ve oturulan kat ne kadar üstlerde ise yaralanma riskinin o kadar arttığı görülmektedir.
 
 
 
 
 
                                                                                                                                                                                                                              

Yaralanma şekli
Sayı
%
Ezik
359
46.4
Kesik-Yırtık
200
25.8
Kırık
112
14.4
Cam Kesiği
96
12.4
Amputasyon
2
0.3
Yanık
2
0.3
Delinme
1
0.1
Bilinmiyor
2
0.3
Toplam
774
100.0

Tablo 5: Yaralanma Şekillerinin Dağılımı 
Tablo 5’de yaralanma tipi dağılımları görülmektedir. İlk sırayı, beklendiği gibi ezikler almaktadır. Cam kesiklerinin % 12.4 olması ilginç bir düzeydedir. Bunlar kesikler olmayıp, bazıları küçük ameliyat gerektiren, en azından dikiş atılan ya da pansuman yapılan kesiklerdir. Yaralanmanın vucudun neresinde olduğu tablo 6’da verilmektedir. Ekstremite ve baş yaralanmalarının çok olması beklenen durumdur. Tablo 7 yaralanmaların nasıl olduğunu vermektedir.
Tablo 6: Yaraların vucuttaki yerine Göre Dağılımı                       Tablo 7: Yaralanmanın Oluşma Şekline Göre Dağılımı

Yaralanma Yeri
Sayı
%
 
Yaralanma Nedeni
Sayı
%
Kol-Bacak
266
57.3
 
Duvar, Kolon Çöktü
356
46.0
Kafa
79
17.0
 
Ağır eşya düştü
139
18.0
Göğüs
36
7.8
 
Düşen cisim çarptı
134
17.3
Omuz
22
4.7
 
Sarsıntıda yere düştü
44
5.7
Bel
17
3.7
 
Kurtarılırken yaralandı
20
2.6
Sırt
15
3.2
 
Pencereden/Balkondan atladı
13
1.7
Kalça
9
1.9
 
Yıkıntıdan kendisi çıkarken
12
1.6
Batın
5
1.1
 
Başkasını kurtarırken
2
0.3
Boyun
3
0.6
 
Diğer
15
1.8
Omurga
3
0.6
 
Bilinmiyor
39
5.0
Tüm Vucut
9
1.9
 
Toplam
774
100.0
Toplam
464*
100.0
 
 
 
 
*En önemli yaranın bulunduğu organ alınmıştır.
 
 
 

Betonarme binalarda beklendiği gibi yaralanmanın çoğu kişilerin üzerine duvar kolon gibi yapı elemanlarının düşmesiyle oluşmuştur. İkinci sırada ise evdeki ağır eşyaların ( dolap, kütüphane vb.) neden olduğu yaralanmalar vardır. Yapılan ek analizlerde bu iki faktörden ezik ve kırıkların çoğunun nedeni olduğu görülmüştür. Kurtarılırken 20 kişinin yaralanması kurtarmada amatörlüğü göstermektedir. 
Tablo 8: Yaralılara İlk Yardım Sağlayan Yerler

İlk Yardım Verilen Yer
Sayı
%
Almadım/ Alamadım
249
32.2
Yerel Sağlık Personeli
302
39.0
Bölge Dışı Hastane
128
16.5
Ambulansta
42
5.4
Diğer Afetzadeler
35
4.5
Kurtarma Ekipleri
10
1.3
Bilmiyor
8
1.0
Toplam
774
100.0

İlk yardım almadım/alamadım kategorisine ciddi yaralanması olduğu halde sağlık hizmeti bulunmayışı veya sıkışıklık nedeniyle tıbbi yardım alamayanlar ile yarasının çok ağır olmadığını düşündüğü için ilk yardım istemeyenler girmektedir. Tablodan görüleceği gibi diğer afetzadelerin ilk yardımda payı çok düşüktür ( 4.5). Buradan afetzadelerin ilk ve acil yardım bilgilerinin yetersiz olduğu görülmektedir. 
SONUÇ 
Araştırmamızın sonucları yıkıntı altında kalmanın ölüm ve yaralanma riskini önemli oranda arttırdığını göstermektadir. Bazı depremlerde yaralanmaların bir kısmı dışarıda, sokakta bulunanların üzerine kiremit, tuğla, duvar düşmesi nedeniyle olmaktaysa da, 17 Ağustos depremi gece olduğu için bu tür yaralanmalara rastlamadık. Yıkıntı altında kalan depremzadelerin büyük bir çoğunluğunun akrabaları veya komşuları tarafından kurtarılmış oldukları, profesyonel ekiplerce kurtarılanların az olması, deprem riski altındaki bölgelerde insanların kurtarma konusundaki eğitilmelerinin ve balyoz, kazma, kriko, levye gibi bazı gereçlerin depolanması gereğini bir kez daha gündeme getirmektedir.
İlk yardım alalmayanların yüksek sayıda olması, yine bu konuda da toplum eğitiminin önemine dikkat çekmekte ve dış yardımın her zaman geç geldiğini bir kez daha vurgulamaktadır. Gölcük’ün İstanbul, Bursa, Eskişehir gibi merkezlere çok yakın, havadan, denizden, karadan ulaşımın mümkün olduğu gelişmiş bir ilçeyken bile kurtarma ve yardımın bu kadar geç ulaşıyor olması kış koşullarında Doğu Anadolu’da kırsal kesimde olabilecek bir depremdeki dış yardımın etkisini iyice kuşkuya düşürmektedir. 
Yüksek katlı binalar, ve binaların üst katları, ölümlerde olduğu gibi, yıkıntı altında kalma ve yaralanmalarda da risk taşımaktadır. Sık deprem geçiren bölgelerde yüksek katlı binalara izin verilmemelidir. 
Ölülerin solunum yollarının tozla kaplı olması, deprem sırasında ağzın ve burnun bir bezle kapatılmasının korumada önemli olabileceğini ima etmektedir. Evdeki ağır eşyaların düşmesi sonucu ağır yaralanmaların fazlalığı da deprem riski taşıyan bölgelerdeki evlerde odalardaki düşecek eşyaların saptanması ve bunların sabitlenmesinin yararı bulunmaktadır. 
Yaralananlar arasında kırıklar fazla görülmemekte, buna karşın yarıdan fazlası ekstremitlerde ezik, kesik, yırtık, cam kesiği gibi yaralanmalara sık rastlanılmaktadır. Depremden hemen sonra en çok yararlı olacak tıbbi malzemenin su ve sabun, tetanoz aşısı, analjezikler, yara dikiş malzemesi, steril gazlı bez ve pansuman malzemesi, çeşitli boy ateller olduğu, antibiyotik, antiallerjik, oksijen tüpü, alçı, elastik bant, sonda, termometre, kan gibi malzemeye fazla gerek duyulmadığı anlaşılmaktadır. Yaz aylarındaki depremlerde dehidratasyon gözönünde bulundurularak IV mayi ve ORS paketleri de yararlı olmaktadır. İlk günlerde pratisyen hekimlere uzmanlardan daha çok gereksinme duyulmaktadır. 
Depremlerden sonra sahra hastanelerinin bölgedeki hastalık ve ölümlerin azaltılmasında fazla katkıda bulunamadığı bir gerçektir. Gölcük’teki iki hastanenin ve çoğu sağlık ocağının kullanılamaz hale geldiği de bir başka gerçektir. Bu nedenle deprem bölgelerindeki hastanelerin ve sağlık ocaklarının yapısal açıdan yeniden gözden geçirilmesinin, gerekiyorsa depreme dayanıklı hale getirilmeleri, depremden hemen sonra yaşanacak sıkıntılar düşünülerek bağımsız elektirik, su, yakıt, iletişim olanaklarının sağlanması önem taşımaktadır. Deprem sonrası yardım yerine deprem öncesi bu tür önlemler sağlık hizmeti açısından çok daha etkin olacaklardır. 
Yıkıntıda canlı kalanları kurtarmak için sırasıyla belli yöntemler uygulanır. Depremzadelerin önce yerlerinin belirlenmesi, sonra onlara ulaşılması, incitmeden yıkıntıdan çıkarılmaları, gerekiyorsa resusitasyon yapılması, durumlarının stabilize edilmesi ve bundan sonra hastanaye taşınmaları gerekmektedir. Bizim araştırmamız bu depremde ancak en sonuncu aşamanın başarıyla tamamlandığını, diğer hizmetlerde geç kalındığını veya yetersiz olunduğunu göstermektedir. Bu yetersizlikler, deprem bölgelerinde can kaybının önlenmesi için deprem öncesi hazırlık ve eğitimlerin kaçınılmazlığını bir kez daha vurgulamaktadır (İstanbul Bülten, İMO Yayını, s. 53).
 
 
Hits: 13691

DEPREM SORUNLAR

DEPREMİN İNŞAAT SÖZLEŞMESİNE VE SÖZLEŞMECİLERİN SORUMLULUĞUNA ETKİSİ
I. Sorunun Ortaya Konuluşu Depremi göz önünde tutmayan bir inşaat sözleşmesi veya yapım faaliyeti çok olumsuz durumların doğmasına neden olabilir. Topraklarının ...
TMMOB MAKİNA MÜHENDİSLERİ ODASI'NIN DEPREM TESPİTİ VE ÖNERİLERİNE İLİŞKİN RAPORU
  DEPREME KARŞI ALINAN ÖNLEMLER VE MEVCUT DURUM Genel Durum Depremlerin de içinde yer aldığı afetler hidrometrik (sel, fırtına, kuraklık, sıcaklık veya soğuk hava), ...
VAN`DA İNCELEMELERDE BULUNAN TMMOB HEYETİ TESPİTLERİNİ AÇIKLADI:AFET BÖLGESİ KARGAŞA İÇİNDE
 Aralarında uzmanlar, akademisyenler ve oda başkalarının da yer aldığı TMMOB heyeti Van halkıyla dayanışmak ve incelemelerde bulunmak üzere 25 Ekim Salı günü deprem ...
DEPREM GERÇEĞİ
Mimarlar Odası olarak bölgenin deprem riskini gündemde tutmaya çalışan Odamız, 2007 yılında kentte meydana gelen orta şiddetteki depremlerden sonra düzenlediği ...
Deprem Sonrası Kurtarma Çalışmaları
DEPREM SONRASI KURTARMA FAALİYETLERİ   Prof.Dr. Necati DEDEOĞLU, Uz.Dr. Hakan ERENGİN (Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı) ve Uz.Dr. Kayıhan ...
İmar Planları ve Deprem
İMAR PLANLARI VE DEPREM Bilindiği gibi afet yönetimi, risklerin bertaraf edilebilmesinde en öncelikli olarak risklerin dışlanmasını öngörmektedir. Birinci öncelikli ...
İstanbul Otoyol, KÖprü ve Viyadüklerin Deprem Performanslarının Değerlendirilmesi
 İSTANBUL OTOYOL KÖPRÜ VE VİYADÜKLERİNİN DEPREM PERFORMANSLARININ DEĞERLENDİRİLMESİ   ...
Donatı Korozyonlarına Karşı C 30 Kullanılmalı
PROJE MÜHENDİSLERİNE ÇAĞRI: DONATI KOROZYONUNA KARŞI C30 KULLANIN  ...
Deprem ve Yaşam
DEPREM VE YAŞAM   Topu topu iki yıl geçti aradan ama çabuk unuttuk, hiç bitmeyecek sandığımız 45 saniyeyi ve sonrasında bıraktığı kareleri... Paramparça ...
Türkiye'nin Deprem Gerçeği
  Türkiye’nin Deprem Gerçeği     Türkiye’de yürürlükte bulunan “Deprem Bölgelerinde Yapılacak Binalar ...
DEPREM SONUCU OLUŞAN ZARARDAN İDARE HANGİ GEREKÇE İLE SORUMLU TUTULABİLİR
Anahtar Sözcükler: *İdarenin Olumsuz Eylemi, *Nedensellik Bağı, *Mücbir Sebep Biray, depremde yıkılan iki dükkan + 1 ev ve ev eşyasının zayi olmasından sorumlu tuttuğu ...
DEPREMİN SÖZLEŞMEDEN DOĞAN BORÇLARIN İFASINA ETKİSİ
I. Para Borçlarının İfasına Depremin Etkisi Deprem borcu ve borçlunun ifa yükümlülüğünü ortadan kaldıran bir neden değildir. Bu nedenle deprem ...