İzmir İli, Torbalı İlçesi, Pancar Mahallesi, G. Pınarı Mevkii, L18 C01D pafta, 527 parsele ilişkin 1/1000 ölçekli uygulama imar planının Torbalı Belediye Meclisinin 09.01.2015 tarihli, M.35.3.TOR.0.10/10-1/3 Sayılı kararıyla kabul edilip İzmir Büyükşehir Belediye Meclisinin 17.04.2015 tarihli, 05.449 Sayılı kararıyla onaylanması üzerine anılan planın ve üst ölçekli 1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/25000 ölçekli çevre düzeni planının iptali istemiyle görülmekte olan dava açılmıştır.
İşlem tarihindeki yürürlükteki şekliyle 3194 Sayılı İmar Kanununun 5. maddesinde nazım imar planı; varsa bölge veya çevre düzeni planlarına uygun olarak halihazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları göstermek ve uygulama imar planlarının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen, detaylı bir raporla açıklanan ve raporuyla beraber bütün olan plan olarak, uygulama imar planı ise; tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım imar planı esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini, yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.
3194 Sayılı Kanun'un 6.maddesinin işlem tarihinde yürürlükte olan halinde, planlar kapsadıkları alan ve amaçları açısından bölge planları ve imar planları olarak iki ana kategoriye ayrılmış, imar planları da uygulamaya esas olan uygulama imar planları ve bu planın hazırlanmasındaki temel hedefleri, ilkeleri ve arazi kullanım kararlarını belirleyen nazım imar planları olarak sınıflandırılmıştır. Anılan Yasanın 8. maddesinde ise alt ölçekli planların üst ölçekli planlarda belirlenen planlama ana ilkelerine, stratejilerine ve kararlarına uyumlu olması zorunluluğu getirilmiştir.
1/5000 ölçekli nazım imar planı ile 1/25000 ölçekli çevre düzeni planının onaylandığı tarihte yürürlükte olan Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 16.maddesinde, hazırlanacak her ölçekteki imar planlarının yapım ve değişikliklerinde planlanan beldenin ve bölgenin şartları ile gelecekteki gereksinimleri göz önünde tutularak sosyal ve teknik donatı alanlarında EK 1 deki tabloda belirtilen asgari standartlara uyulacağı, Ek 1 maddesinde, kreş ve anaokulu için 1 m2/kişi, ilköğretim için nüfusu 45.000'e kadar olan yerleşim birimlerinde 4 m2/kişi, nüfusu 45.000'in üzerindeki yerleşim birimlerinde 4,5 m2/kişi, ortaöğretim için 3 m2/kişi, aktif yeşil alan için 10 m2/kişi, sağlık tesisi alanları için nüfusu 45.000'e kadar olan yerleşim birimlerinde 2 m2/kişi, nüfusu 45.000- 100.000 arasındaki yerleşim birimlerinde 3 m2/kişi, nüfusu 100.000'in üzerindeki yerleşim birimlerinde 4 m2/kişi, sosyal kültürel tesis alanları için nüfusu 45.000'e kadar olan yerleşim birimlerinde 0.5 m2/kişi, nüfusu 45.000- 100.000 arasındaki yerleşim birimlerinde 1 m2/kişi, nüfusu 100.000'in üzerindeki yerleşim birimlerinde 1.5 m2/kişi, halk eğitim merkezi için 0.4 m2/kişi, dini tesis alanları için 0.5 m2/kişi, idari tesis alanları için nüfusu 15.000'e kadar olan yerleşim birimlerinde 3 m2/kişi, nüfusu 15.000- 45.000 arasındaki yerleşim birimlerinde 3.5 m2/kişi, nüfusu 45.000- 100.000 arasındaki yerleşim birimlerinde 4 m2/kişi, nüfusu 100.000'in üzerindeki yerleşim birimlerinde 5 m2/kişi, teknik alt yapı için nüfusu 15.000'e kadar olan yerleşim birimlerinde 1 m2/kişi, nüfusu 15.000- 45.000 arasındaki yerleşim birimlerinde 2 m2/kişi, nüfusu 45.000- 100.000 arasındaki yerleşim birimlerinde 3 m2/kişi, nüfusu 100.000'in üzerindeki yerleşim birimlerinde 4 m2/kişi yer ayrılması gerektiği düzenlemesi yer almaktadır.
Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 27. maddesinde, "İmar planlarında bulunan sosyal ve teknik alt yapı alanlarının kaldırılması, küçültülmesi veya yerinin değiştirilmesine dair plan değişiklikleri zorunluluk olmadıkça yapılmaz. Zorunlu hallerde böyle bir değişiklik yapılabilmesi için:
1- ) İmar planındaki durumu değişecek olan sosyal ve teknik alt yapı alanındaki tesisi gerçekleştirecek ilgili yatırımcı Bakanlık ve kuruluşların görüşü alınacaktır.
2- ) İmar planındaki bir sosyal ve teknik alt yapı alanının kaldırılabilmesi ancak bu tesisin hizmet götürdüğü bölge içinde eşdeğer yeni bir alanın ayrılması suretiyle yapılabilir.
3- ) İmar planında yeni bir sosyal ve teknik alt yapı alanı ayrılması durumunda 1. bentdeki esaslara uyulur.
4- ) Plan müellifinin gerekçeli uygun görüşünün alınması şarttır.
Dini yapı alanlarına ilişkin planlarda ve değişikliklerinde il müftülerinin görüşü alınır." düzenlemesi yer almaktadır.
14.06.2014 tarihli, 29030 Sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin nazım imar planlarını düzenleyen 23. maddesinin 1. fıkrasında; nazım imar planında karar düzeyi ve içerikleri bakımından, uygulama imar planındaki detay kararlar alınmamasının esas olduğu, uygulamaya dönük kararların uygulama imar planında belirleneceği kuralına yer verilmiş, aynı Yönetmeliğin uygulama imar planlarını düzenleyen 24. maddesinin 4. fıkrasında ise; uygulama imar planlarında yapılaşma koşullarına ilişkin olarak, ayrık, bitişik, blok yapı nizamı ile taban alanı kat sayısı ( TAKS ), kat alanları kat sayısı ( KAKS ), emsal, bina yüksekliği, yapı yaklaşma mesafelerinin belirleneceği düzenleme altına alınmıştır.
Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 24. maddesinin 2. fıkrasında: "Nazım imar planları üzerinde gösterilen sosyal ve teknik altyapı alanlarının konum ile büyüklükleri, toplam standartların altına düşülmemek, nazım imar planının ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğünü ve genel işleyişini bozmamak ve hizmet etki alanı içinde kalmak şartı ile ilgili kurum ve kuruluşların görüşü dikkate alınarak uygulama imar planlarında değiştirilebilir.", aynı maddenin 3 fıkrasında da: "Uygulama imar planlarında, bölgenin ihtiyacına yönelik çocuk bahçesi, yeşil alan, otopark, cep otoparkı, yol boyu otopark, durak cebi, aile sağlık merkezi, mescit, karakol, muhtarlık, trafo gibi sosyal ve teknik altyapı alanlarını artırıcı küçük alan gerektiren fonksiyonlar ayrılabilir ve bu fonksiyonların konulması nazım imar planına aykırılık teşkil etmez." hüküm altına alındığı görülmüştür.
İmar planları, çeşitli kentsel işlevler arasında var olan ya da sağlanabilecek olanaklar ölçüsünde en iyi çözüm yollarını bulmak, belde halkına iyi yaşama düzeni ve koşulları sağlamak amacıyla, kentin kendine özgü yaşayış biçimi ve karakteri, nüfus, alan, ulaşım, hizmet ve yapı ilişkileri, yörenin gerek çevresiyle ve gerekse çeşitli alanları arasında olan bağlantılar gözönüne alınarak hazırlanır.
Toplum yaşamını yakından etkileyen fiziksel çevrenin sağlıklı bir yapıya kavuşturulması ve toprağın koruma-kullanma dengesinin en rasyonel biçimde belirlenmesi için hazırlanan imar planlarının yargısal denetiminde, bu hususlara uyulup uyulmadığı ve planlanan yöredeki taşınmazların imar planında tahsis edildikleri amaçlar yönünden; mevzuata, üst ölçekli planlara şehircilik ilkeleri ile planlama esaslarına uygunluk açısından detaylı bir şekilde incelenmesi gerekmektedir.
Yukarıda detaylarına yer verilen düzenlemeler doğrultusunda, nazım imar planlarının, arazilerin genel kullanılış biçimleri ile gelişme yön ve büyüklüklerinin belirlendiği genel nitelikli planlar olduğu, uygulama imar planlarının ise; üst ölçekli nazım imar planında getirilen fonksiyon kararına uygun olmanın yanı sıra, ölçeği gereği bu plandan farklı olarak, yapı adalarını ve yoğunluklarını, düzenini, yolları, parselasyona esas etapları ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren uygulamaya yönelik planlar olduğu, alt ölçekli uygulama imar planında, üst ölçekli nazım imar planı üzerinde gösterilen teknik ve sosyal alt yapı alanlarının konum ile büyüklük standartlarının altına düşmemek ve sosyal donatı dengesi, plan ana kararları, sürekliliği, bütünlüğü korunarak, bilimsel, nesnel ve teknik gerekçelere dayanarak kamu yararının zorunlu kılması halinde değişiklikler yapılabileceği, bu kapsamda plan kararlarının birbirine uygun olmasının zorunlu olduğu açıktır.
İmar hukukunda planların kademeli birlikteliği olarak da adlandırılan planlama hiyerarşisi gereği alt ölçekli planların üst ölçekli planlarda belirlenen planlama ana ilkelerine, stratejilerine ve kararlarına uyumlu olması zorunludur.
Dava konusu planın plan açıklama raporu, plan uygulama hükümleri ve plan lejantı incelendiğinde anaokulu ve kreş kullanımının her ikisinin de okul öncesi eğitime ve öğrenimine katkı sağlayan donatı alanı olmasına rağmen her iki kullanımın farklı yatırımcı kuruluşlarca yapıldığı ve denetlendiği dikkate alındığında, 1/5000 ölçekli nazım imar planında kreş lejantının bulunduğu ancak anaokulu lejantının bulunmadığı, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı lejantında ise anaokulu lejantının bulunduğu ancak kreş lejantının bulunmadığı görülmüştür.
Bu durumda, İdare Mahkemesince öncelikle lejantlar yönünden inceleme yapılması ve önceki imar planlarındaki kullanım kararlarıyla dava konusu nazım imar planında getirilen kullanım kararlarının karşılaştırılması, kullanım kararlarında farklılıklar tespit edilmesi halinde dava konusu nazım imar planı açıklama raporunda plan değişikliğinin gerekçelendirilip gerekçelendirilmediği, sosyal donatı alanlarının mevzuat hükümlerine göre uygun yüz ölçümüne sahip olup olmadığı ve yer seçimi ile ulaşılabilirlik açısından değerlendirilerek anılan hususların açıklığa kavuşturulması için yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırılarak düzenlenecek bilirkişi raporu değerlendirilerek dava hakkında karar verilmesi gerektiğinden, eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olarak verilen İdare Mahkemesi kararında isabet görülmemiştir (DANIŞTAY 6. DAİRESİ, 4.2.2020, 2778/820).