KİTAP
İnşaat Hukuku Kitabı

DEPREM NEDENİYLE OLUŞTUĞU İLERİ SÜRÜLEN ZARARIN TAZMİNİ ( Zararın İdarenin Üzerine Düşen Görev ve Yükümlülüğü Gereği Gibi Yerine Getirmemesinden Kaynaklandığından Davanın Süresi İçerisinde Açılıp Açılmadığının İncelenmesi Gerektiği )

~ 31.03.2010 ~

(6. D. 30.12.2006, 931/6661)

ÖZET : Deprem nedeniyle oluştuğu ileri sürülen zararın tazmini istemiyle açılan davada, uğranıldığı belirtilen zararın idarenin üzerine düşen görev ve yükümlülüğü gereği gibi yerine getirmemesinden, dolayısıyla eylem ya da eylemsizliğinden kaynaklandığından mahkememizce 2577 sayılı yasa'nın 13. Maddesi uyarınca davanın süresi içerisinde olup olmadığının incelenmesi gerekir.
KARAR : Dava, 17.8.1999 tarihinde meydana gelen deprem nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararın olay tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte tazmini istemiyle açılmış; İdare Mahkemesince dosyanın incelenmesinden, zararın davalı idarelerin yapının bulunduğu bölgenin 1. derece deprem bölgesi olmasına rağmen imar planları yaparak imara açmaları, imar planlarında yapılaşma şartları belirlenirken bölgenin özelliklerini dikkate almamaları, yapı ruhsatı verilen yapıların mevzuata ve projesine uygun olarak yapılıp yapılmadığını kontrol etmemelerinden doğduğunun iddia edildiği, bu bağlamda tazmini istenen zararın idari eylemlerden değil, 3194 sayılı Yasa ve ilgili Yönetmelik uyarınca imar planı yapmak, inşaat ruhsatı vermek, projeyi onaylamak, yapılaşmayı kontrol etmek, yapı kullanma izni vermek gibi idari işlemlerden kaynaklandığı, dava açma süresinin 2577 sayılı Yasa'nın 12. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, dava dilekçesinde zarar doğurduğu iddia edilen işlemlerin tesis ve yürütme safhalarını tamamlamış işlemler olduğu, işlemlerden doğduğu iddia edilen zararın işlemlerin icra tarihinde değil, 17.8.1999 tarihinde meydana gelen depremle ortaya çıktığı anlaşıldığından 17.8.1999 tarihinde meydana gelen deprem sonucu sahibi olduğu evi yıkılan davacının bu tarihi izleyen günden itibaren 60 gün içinde veya bu süre içinde olmak koşuluyla 2577 sayılı Yasa'nın 11. maddesinde öngörülen başvuru yolunu kullandıktan sonra tam yargı davası açması gerekirken, bu süreler geçtikten sonra açılan davada süreaşımı bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, bu karar davacı tarafından temyiz edilmiştir. Anayasa'nın 125. maddesinin 1. fıkrasında; idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu, son fıkrasında da, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinde de; idarenin eylem ve işlemlerinden dolayı hakları muhtel olan kişiler tarafından tam yargı davası açılabileceği düzenlenmiştir.
İdari işlemler ve bu işlemlerin uygulanması ile idari eylemler sonucu meydana gelen hak ihlallerinin giderilmesi istemiyle açılacak tam yargı davalarına yönelik olarak 2577 sayılı Yasada ayrı usul hükümleri ve farklı dava açma süreleri öngörülmüştür. Yasanın 13. maddesi uyarınca, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için bu eylemlerin yazılı bildirimi üzerine veya başka suretle öğrenildiği tarihten itibaren bir yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren beş yıl içinde ilgili idareye başvurularak, başvurunun kısmen, tamamen veya zımnen reddi halinde bu tarihten itibaren dava açma süresi içinde dava açılması gerekirken; 12. maddede yer alan düzenleme uyarınca; idari işlemlerin yol açtığı hak kayıplarının giderilmesinin istenilmesi halinde ise doğrudan doğruya tam yargı davası veya iptal ve tam yargı davasının açılması veya ilk önce iptal davası açılarak bu davanın karara bağlanması üzerine veya işlemin icrası nedeniyle doğan zararlardan dolayı icra tarihinden itibaren dava süresi içerisinde tam yargı davasının açılması gerekmektedir. 2577 sayılı Yasadaki bu farklı düzenleme nedeniyle öncelikle zarara yol açtığı öne sürülen tasarrufların nitelendirilmesi, idari işlem mi yoksa idari eylem mi olduklarının belirlenmesi gerekmektedir.
İdari işlemler, idari makam ve mercilerin idari faaliyet alanında idare hukuku çerçevesinde, tek taraflı irade açıklamasıyla hukuk aleminde sonuç doğuran kesin ve yürütülmesi zorunlu nitelikte tasarruflardır. İdarenin, temelinde bir idari karar veya işlem olmayan veya bir idari sözleşmeye dayanmayan her türlü faaliyeti ( fizik alanında görülen iş, hareket, ameliye ve çalışmalar ) veya hareketsiz kalması ise idari eylem olarak tanımlanmaktadır. İdari işlemlerin, hukuk aleminde değişiklik, yenilik doğuran irade açıklamaları olmalarına karşın, idari eylemler, sadece ilgililerin hak ve yetkilerini kullanmaları koşuluyla hukuki etki ve sonuç doğurmaktadırlar.
17.8.1999 tarihinde meydana gelen depremde oturdukları ev yıkılan, yakınlarını kaybeden davacılar, 1 inci derece deprem bölgesi olan yerin zeminin özelliklerine uygun yapılaşma şartları belirlenmeden imara açıldığını ve yıkılan eve yeterli araştırma ve inceleme yapılmaksızın inşaat ve iskan ruhsatı verildiğini, davalı idarelerin imara açılan yörede hiçbir önlem almayıp, hareketsiz kaldıklarını, üzerlerine düşen denetim görevlerini yerine getirmediklerini, idarelerin üstlendikleri hizmeti kusurlu işlettiklerini, uğradıkları zararın mücbir sebep olan depremden değil, idarelerin hizmet kusurundan kaynaklandığını öne sürerek, maddi ve manevi zararlarının tazminini istemektedirler.
Görülmekte olan tam yargı davası, iki ayrı kategoride toplanması mümkün olan idari tasarruflar nedeniyle açılmış bulunmaktadır. Tam yargı davasının açılmasına neden olarak gösterilen yörenin imara açılması, yıkılan eve inşaat ve iskan ruhsatı verilmesi şeklindeki idari tasarruflar, ısrar kararında da ifade edildiği gibi yetkili idari makamların tek taraflı irade açıklamasıyla sonuç doğuran kesin ve yürütülmesi zorunlu idari işlem niteliğini taşımaktadır. Buna karşılık görülen davanın açılmasına neden olarak gösterilen davalı idarelerin üstlendikleri önlem alma ve denetim görevlerini yerine getirmeyip hareketsiz kalmaları şeklindeki idari tasarrufların ise, hukuk aleminde değişiklik, yenilik doğurmayı amaçlayan bir irade açıklamasına dayanmamaları nedeniyle idari işlem olarak nitelendirilmesine olanak olmayıp; idari eylem olduklarının kabulü gerekmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununda ise, idari işlemlerin uygulanması ve idari eylemler nedeniyle tam yargı davası açma süreleri 12 ve 13 üncü maddelerde düzenlenmekle birlikte, idari işlem ve idari eylemlerin birlikte hak ihlaline neden olması halinde, dava açma süresinin nasıl hesaplanacağı belirlenmemiştir.
Hak arama özgürlüğünün ancak yasayla sınırlandırılması, bir davanın, yasada duraksamaya yer vermeyecek açıklıkta belirtilen sürede açılmaması halinde süre aşımı yönünden reddedilmesi mümkün olduğuna göre yargılama usulündeki belirtilen boşluk ilgililerin dava açma hakkını kaybetmelerine neden olmamalıdır. Dolayısıyla yargılama usulü hükümlerinin, ilgililerin dava açma hakları korunacak biçimde yorumlanması zorunludur.
Bu itibarla; giderilmesi istenilen hak ihlaline idari işlem ve idari eylem olarak nitelendirilen birden fazla idari tasarruf neden olmuş ve zarara yol açmaları yönünden idari işlem ve idari eylemlerin ayrılması mümkün değil ise, dava açma süresinin, ilgililere zararın doğduğu tarihten itibaren 1 yıl içinde idareye başvuru ve daha sonra dava açma olanağı tanıyan 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 13. maddesine göre belirlenmesi hak arama özgürlüğünün gereğidir. Aksine bir yorumla zarara yol açan idari işlemlere göre dava açma süresinin hesaplanması, ilgililerin idari eylemlere karşı doğmuş olan dava açma hakkının gözardı edilmesi sonucunu doğuracaktır.
Ayrıca hak ihlaline neden olmaları yönünden birbirinden ayrılması mümkün olmayan idari işlemler ve idari eylemler nedeniyle açılan davanın, sadece yargılama usulündeki boşluk nedeniyle bölünmesi, davanın idari işlemlere ilişkin olduğu varsayılan bölümü için dava açma süresinin 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 12 inci maddesine göre hesaplanması da, dava açma hakkını zedeleyen zorlama bir yorum olacaktır. Bu durumda, İdare Mahkemesince, 2577 sayılı Yasa'nın 13. madde hükmü uyarınca, davacıların zarara neden olan eylemleri öğrendikleri tarih esas alınmak suretiyle davanın süresi içerisinde açılıp açılmadığının tespit edilmesi Gerekmektedir

Hits: 5192

DEPREM DANIŞTAY

DEPREM REHABİLİTASYON VE YENİDEN YAPILANMA PROJESİ ( Yükümlünün İnşaat İşi Nedeniyle Yüklendiği ve İndirim Konusu Yapamadığı KDV'nin İadesinin Mümkün Olmaması )
(11. D. 23.9.1997, 4273/2969). ÖZET : Yükümlülerin yaptıkları işler nedeniyle yüklendikleri ve indirim konusu yapamadıkları katma değer vergileri var ise bu farkın ...
HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( Depremzedelerin Hak Sahibi Olabilmek İçin İdareye Başvurmalarında - İki Aylık Başvuru Süresinin Hak Düşürücü Süre Niteliği Taşımadığı/İlgililerin İleri Sürdüğü Mazeretlerin de Dikkate Alınması Gereği )
(11. D. 9.3.2004, 5249/1085) ÖZET : Davacı tarafından, depremde ağır hasar gören hisseli maliki olduğu konuttan dolayı hak sahibi kabul edilmesi yolundaki başvurusunun reddine ...
MÜCBİR SEBEBİN VARLIĞINI VE ETKİLENİLDİĞİNİN İSBATI
(4. D. 13.2.2002, 2530/568). ( Gayrimenkul Sermaye İradı Elde Eden Mükellef - Kira Geliri Elde Edilen Gayrimenkullerin Depremde Hasar Görmesi - Kira Geliri Yanında Serbest Meslek ...
DEPREMİN MÜCBİR SEBEP OLARAK GÖSTERİLMESİ ( Vergi Borçlarının Ertelenmesi - Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Raporlarıyla İsbat - Mücbir Sebep Nedeniyle Ödenmeyen Vergi Borclarının Vadesinin 7.8.1999-1.11.1999 Arasında Olması Gerektiği )
(4. D. 5.6.2002, 2310/2345) ÖZET : 1 - Mücbir sebep halinden yararlanma şartları. 2 - Vergi Borçlarının Ertelenmesi için depremden zarar gördüklerini ...
MÜCBİR SEBEPLERİN VARLIĞI ( Depremin Mücbir Sebep Olması Durumu - Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nca Tesbit Yapılmış Olması - Kamu Borç Vadesinin 17.8.1999-1.11.1999 Tarihleri Arasında Olması Gerektiği )
(4. D. 17.9.2002, 3358/2894). ÖZET : 1- Deprem bölgesinde mücbir sebep uygulaması şartları. 2- Mükelleflerin ödeme süresi uzatımından yararlanabilmeleri ...
DEPREMDEN ÖNCE TERK EDİLEN KONUT ( Hak Sahibi Kabul Edilmek - Fiilen İkamet Ediliyor Olmasının Gerekmediği/Hasar Görmüş Olmasının Yeterli Olduğu )
(11. D. 24.3.2004, 5081/1478) ÖZET : Davacı, depremden önce terkettiği ve oturmadığı ileri sürülen ağır hasarlı konutundan dolayı hak sahibi kabul edilmemesine ...
DEPREMDEN HASAR GÖREN FABRİKA BİNASININ HASARLI BÖLÜMLERİNİN YENİDEN İNŞASI ( Harç İstisnası - Tapu Harcı )
(9. D. 28.6.2005, 1211/1606) ÖZET : Deprem bölgesinde inşa edilen fabrika binasının depremden hasar gören bölümlerinin yeniden inşası tapu harcına tabi değildir. ...
DEPREMDE ZARAR GÖRENLERİN VERGİ BORÇLARI VE CEZALARI ( Terkini Hakkında Kanundan Yararlanan Yükümlülerin Yasadan Yararlanma Koşullarını Taşımadığı - Vergi ve Cezaların İlgilisinden Aranmasında Hukuka Aykırılık Bulunmadığı )
(9. D. 14.3.2007, 4165/794) ÖZET : 4731 sayılı Kocaeli ve Düzce depremlerinde zarar görenlerin Vergi Borçları ve Cezalarının Terkini Hakkında Kanundan yararlanan ...
İŞYERİNİN DEPREMDE YIKILMASI NEDENİYLE YAPILACAK YARDIMLARDAN YARARLANDIRILMA TALEBİ ( Yıkılan İşyerinde Paydaş Olan Davacının Sağlam Bir İşyerinde de Paydaş Olmasının Hak Sahipliğine Etki Etmeyeceği )
(11. D. 24.11.2004, 1984/4752) ÖZET : 17.8.1999 tarihinde meydana gelen depremde davacı ile birlikte kardeşi ve babasının da 8/100 oranında müşterek mülkiyet halinde bulunan ...
DEPREMDE MALVARLIĞININ %10' DAN FAZLASINI KAYBETTİĞİNİ BEYAN EDEN BELEDİYE ( Yol Köprü Park Bahçe Gibi Kamu Hizmetine Tahsisli Taşınmazlar İçin Yapılması Gereken Masrafları Mal Varlığındaki Kayıp Olarak Dikkate Alamayacağı )
 (3. D. 2.12.2004, 2028/2995) ÖZET : 4731 sayılı kanun uyarınca 17/8/1999 tarihinde meydana gelen depremde malvarlığının %10' dan fazlasını kaybettiğini beyan eden belediyenin ...
BİLİRKİŞİ TESPİTLERİ ( Ulaşılan Sonuç Arasında Uyumsuzluk - Raporun Sadece Sonuç Kısmının Dikkate Alınarak Hüküm Kurulmasının Yasaya Aykırılığı )
(11. D. 5.2.2003, 1928/636) ÖZET : Bilirkişi heyeti tarafından yapılan tespitlerle ulaşılan sonuç arasında uyumsuzluk görüldüğü takdirde, mahkemece ...
DEPREMDE GÖÇÜK ALTINDA KALARAK ÖLEN ASKER KİŞİNİN HAK SAHİPLERİNİN TAZMİNAT TALEBİ ( Manevi Tazminata Faiz Yürütülmesi Gereği - Karşı Tarafa Yüklenen Avukatlık Ücretine KDV Eklenemeyeceği )
(6. D. 19.3.2004, 359/1691) ÖZET : Davacıların murisinin, askerlik görevinin ifası sırasında 17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen Marmara depreminde göçük ...
AFET YÖNETMELİĞİNE GÖRE YAPTIRILAN KONUTLARDA HAK SAHİBİ OLMANIN ŞARTLARI ( Aynı Yerde Hasarsız Başka Eve Sahip Olmama Koşulu - Yazlık Evin Bu Kapsama Girmemesi )
(11. D. 10.2.2004, 1548/544) ÖZET : Sürekli ikamet ettiği konutu deprem dolayısıyla hasar gören davacının, yaz aylarında kullandığı ve ""yazlık ev"" ...
DEPREMDE CAMİ MİNARESİNİN KONUT ÜZERİNE YIKILMASI ( Uğranıldığı İleri Sürülen Zararın Tazmini İstemiyle Açılan Davada Zarar İdarenin "Olumsuz Eyleminden" Kaynaklandığından Davanın Süresinde Açılıp Açılmadığının Hesaplanması Gerektiği )
(11. D. 13.5.2008, 5120/5262) ÖZET : Meydana gelen depremde, cami minaresinin davacıya ait konutun üzerine yıkılması sonucunda, uğranıldığı ileri sürülen zararın ...
DEPREMDE ANNE VE BABALARINI KAYBEDEN KÜÇÜKLERİN HAK SAHİPLİĞİ ( İdarece İlan Edilen Sürede Başvuramamaları - Vasi Atandıktan Sonra Yaptıkları Başvurunun Kabulü Gerektiği/Hukuken Geçerli Mazeret )
(11. D.   9.4.2004,  728/1680) ÖZET : Anne ve babalarının depremde vefat etmesi ve yaşlarının küçük olması nedeniyle idarece ilan edilen sürede hak ...
HAK SAHİPLİĞİ BAŞVURUSU ( Depremde Ağır Hasar - Davacıya Veraseten İntikal Eden ve Oturmadığı Taşınmazdan Dolayı Hissesi Oranında Kabulü Gereği )
(11. D. 30.4.2003, 8700/1863) ÖZET : Veraseten intikal eden ve depremde ağır hasar gören taşınmazdan dolayı davacının hissesi oranında hak sahipliğinin kabulü gerekirken, ...
HAK SAHİPLİĞİ KARARI ( Gereğince Adına Tahsis Edilen Konutu Mahalli Bir Gazetede Yapılan İlan Tarihinden İtibaren 45 Gün İçinde Teslim Almayan Davacıya Ayrıca Tebligat Kanunu Hükümleri Uyarınca Tebligat Yapılmasının Gerekmediği )
(11. D. 5.12.2007, 7632/9206) ÖZET : Hak sahibi kabul edilerek, adına tahsis edilen konutu mahalli bir gazetede yapılan ilan tarihinden itibaren 45 gün içinde teslim almayan ...
DEPREM VE BENZERİ DOĞAL AFETLER ( İdare Tarafından Yükümlüler Lehine Olarak Getirilen Mücbir Sebep Halinin İdare Lehine ve İdareyi de Kapsayacak Şekilde Uygulanamayacağı )
(9. D. 7.6.2007, 507/2230) ÖZET : Deprem ve benzeri doğal afetler nedeniyle, idare tarafından yükümlüler lehine olarak getirilen mücbir sebep halinin, idare lehine ve ...
DEPREM SONUCU OLUŞAN ZARAR
( İdari Faaliyetlerde Ortaya Çıkan Eksikliklerin İdarenin Olumsuz Eylemi Niteliğinde Olması Nedeniyle Bu Eylemi İle Deprem Sonucu Oluşan Zarar Arasında İlliyet Bağının Bulunduğu ...
DEPREM SONUCU ENKAZ KALDIRMA ÇALIŞMALARINDA AĞIR HASAR GÖREN BİNA MALİKLERİ ( Kalıcı Konut Tahsisi Talep Edebilecekleri )
(11. D. 24.2.2004, 920/893) ÖZET : Doğrudan afet sonucu olmasa dahi, afet sonuçlarının ortadan kaldırılmasına yönelik olarak yürütülen ve bu nedenle afetten ...
DEPREM SONRASI VERGİ ERTELEMESİ ( Ertelemenin Depremden Sonra Doğan Vergi Borçlarını Kapsayacağı )
 (7. D. 6.11.2000, 2879/3092) ÖZET : 17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen deprem dolayısıyla yapılan vergi ertelenmesinden vadesi bu tarihten sonraya rastlayan vergi ...
DEPREM SONRASI KURTARMA FAALİYETLERİNİN VE KOORDİNASYON ÇALIŞMALARININ YETERSİZLİĞİ ( Manevi Tazminat - Olumsuz Eylem/Olayda İdarenin Hareketsizliğinin Söz Konusu Olması )
ÖZET : Davacıların, depremde yakınlarını kaybetmeleri nedeniyle uğradıklarını ileri sürdükleri manevi zararı, davalı idarenin deprem sonrasında yapması gereken kurtarma ...
DEPREM NEDENİYLE YAKINLARININ VEFATI ( Davacının Manevi Tazminat Talebiyle Açtığı Davada Zarar İle Kamu Hizmeti/Arama-Kurtarma Arasında Nedensellik Bağı Kurulamadığından İdarenin Tazmin Yükümlülüğünden Söz Edilemeyeceği )
(11. D. 19.12.2005, 2027/5962) ÖZET : 17.8.1999 tarihinde meydana gelen depremde yakınları enkaz altında kalarak vefat eden davacının, manevi tazminat talebiyle açtığı davada, ...
MÜCBİR SEBEP ( Depremin Mücbir Sebep Olarak Gösterilmesi - Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nca Somut Tesbit Yapılmış Olması - Ödenmeyen Vergi Borç Vadelerinin 17.8.1999-01.11.1999 Tarihleri Arasında Olması )
(4. D. 11.6.2002, 2314/2436) ÖZET : 1 - Mücbir sebep hali uygulamasının kapsamı 2 - Mükelleflerin ödeme süresi uzatımından yararlanabilmeleri için ...
VERGİ BORÇLARININ ERTELENMESİ TALEBİ ( Mücbir Sebeplerin Varlığı - Depremin Mücbir Sebep Olması Durumu - Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'nın Hasar Tesbit Raporunun Olması Gerektiği )
(4. D. 13.6.2002, 2308/2539) ÖZET : 1 - Mücbir sebep halinden yararlanma şartları. 2 - Deprem Mücbir Sebebinin İsbatı hakkında Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ...
DEPREM NEDENİYLE VERGİ BORÇLARININ ERTELENMESİ ( Mücbir Sebeplerin Varlığı - Deprem Bölgesinde Bulunan İşyerlerinin Zarar Görmüş Olması ve Vergi Borçlarının Deprem Bölgesindeki İşyerlerine Ait Olması )
 (4. D. 13.2.2002, 2531/567) ÖZET : Mükellefiyet kaydı İstanbul'da olup işyeri deprem bölgesinde bulunan mükelleflerin mücbir sebep halinden yararlanabilmesi ...
DEPREM NEDENİYLE UĞRANILAN ZARARIN TAZMİNİ ( Zararın İdarenin Hareketsiz Kalmasından Kaynaklandığı Göz Önünde Bulundurulduğunda Dava Açma Süresinin 13. Madde Uyarınca Hesaplanması Gerektiği )
(10. D. 28.5.2007, 9126/3069) ÖZET : Davacıların 17 Ağustos 1999 tarihinde meydana gelen deprem dolayısıyla uğradıkları zararın, sadece idari işlem sebebiyle değil, aynı zamanda ...
İDARENİN OLUMSUZ EYLEMİNDEN KAYNAKLANAN ZARAR ( Deprem Nedeniyle Oluştuğu İleri Sürülen - Tazmini İstemiyle Açılan Dava/Süresi İçerisinde Açılıp Açılmadığının Değerlendirilmesi Gereği )
(6. D. 12.4.2004, 1477/2115) ÖZET : Deprem nedeniyle oluştuğu ileri sürülen zararların tazmini istemiyle açılan bu davada, uğranıldığı belirtilen zarar, idarenin ...
DEPREM NEDENİYLE OLUŞTUĞU İLERİ SÜRÜLEN ZARARIN TAZMİNİ ( Zararın İdarenin Üzerine Düşen Görev ve Yükümlülüğü Gereği Gibi Yerine Getirmemesinden Kaynaklandığından Davanın Süresi İçerisinde Açılıp Açılmadığının İncelenmesi Gerektiği )
(6. D. 30.12.2006, 931/6661) ÖZET : Deprem nedeniyle oluştuğu ileri sürülen zararın tazmini istemiyle açılan davada, uğranıldığı belirtilen zararın idarenin ...
YAPI KULLANMA İZİN BELGESİ ( Verilmeden Önce İlgililerden Bu Bina İnşaatı İşyerlerinden Dolayı Kuruma Borçlarının Bulunmadığına Dair Kurumca Düzenlenmiş Bir Belgenin İstenmesinin Zorunlu Olduğu )
ÖZET : Valilikler, belediyeler, ve ruhsat vermeye yetkili diğer merciiler tarafından, yapı kullanma izin belgesi verilmeden önce ilgililerden bu bina inşaatı işyerlerinden dolayı ...
HASAR TESPİT İŞLEMİNİN İPTALİ İÇİN KİRACININ AÇTIĞI DAVA ( Deprem Nedeniyle Oluşan - Davanın Sonucu Mülk Sahibini Etkileyeceğinden Davanın İhbar Edilerek Davaya Katılımının Sağlanması Gerektiği )
(11. D. 12.7.2005, 1023/4242) ÖZET : Hasar tespit işlemine karşı kiracı tarafından dava açılmış ise de, davanın sonucu kiracıdan daha çok mülk sahibini ...
DEPREM NEDENİYLE HASAR ( İlk Hasar Tespit İşleminde Belirlenen Hasar Durumunun Daha Sonra Meydana Gelen Artçı Depremler Sonucu Değişmesi Halinde Hak Sahipliğinin Bu Son Hasar Durumuna Göre Belirlenmesi Gerektiği
(11. D. 18Ç5.2007, 2373/5290) ÖZET : İlk hasar tespit işleminde belirlenen hasar durumunun, daha sonra meydana gelen artçı depremler sonucu değişmesi halinde, hak ...
DEPREM NEDENİYLE HAK SAHİPLİĞİ BAŞVURUSUNUN REDDİNE İLİŞKİN İŞLEMİN İPTALİ TALEBİ ( Dava Açma Süresi ve Başlangıcı )
(6. D. 2.11.1999, 5181/5168) Dava, davacının 1.10.1995 tarihinde ... ... ilçesinde meydana gelen deprem felaketi nedeniyle yerel mahkemece yaptırılan tesbite dayalı olarak hak sahibi ...
MÜCBİR SEBEP NEDENİYLE BEYANNAME VE VERGİ VERMEKTEN MUAFİYET VE KAPSAMI ( Kanuni İş Merkezi İstanbul'da Üretim Yeri Kocaelinde Bulunan Yükümlü Şirketin Depremde )
(7. D. 6.11.2000, 2880/3091) Mücbir sebep halinin başladığı tarihten önce, 13.5.1999 tarihinde verilen beyanname üzerine tahakkuk eden gelir stopaj ve fon payının 2'nci ...
HASARSIZ BİR BAŞKA EVİ BULUNDUĞU GEREKÇESİYLE AFET KONUTLARINDAN YARARLANDIRILMAYAN DAVACI ( Hak Sahibi Olduğunun Tesbiti Talebi - Davalı İdarenin Davacıya Ait İkinci Bir Hasarsız Ev Bulunduğunu Belgeleyememesi )
(11. D. 9.12.2004, 3054/5130) 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun 29. maddesinde ve Afet Sebebiyle Hak Sahibi ...
DEPREM FELAKETİNDEN ETKİLENEN MÜKELLEF ( Mücbir Sebep - Defter ve Belgelerin İncelemeye Sevkedilememesi )
(3. D. 4.7.2001, 830/2680) 213 sayılı Vergi Usul Kanununun 13. maddesinde mücbir sebepler; vergi ödevlerinden herhangi birinin yerine getirilmesine engel olacak derecede ağır kaza, ...