Dava dilekçesinde, ana yapının depremde hasar gördüğü, bu nedenle gerekli onarım ve güçlendirmenin yapılması gerektiği, davalı kiracının ise dava konusu işyerini terk etmediği için gerekli onarımın yapılamadığı belirtilerek Kat Mülkiyeti Kanununun 23. maddesi uyarınca onarım için davalı kiracının onarım süresince geçici olarak tahliyesine izin verilmesi istenilmiştir. Bilirkişi raporunda; dava konusu dükkânın içinde beş adet betonarme perde ilavesi yapılması gerektiği ve bunların yapılabilmesi için de işyerinin gerek teknik ve gerekse iş emniyeti açısından kullanımının sürdürülmesinin sakıncalı olduğu, tahliyesinin gerektiği belirtilmiştir. Mahkemece, davalının kiracı olarak bulunduğu dava konusu bağımsız bölümden onarım süresi olan 5 ay süre ile tahliyesine, bu süre sonunda tahliye edilen yere yeniden yerleştirilmesine karar verilmiştir. Kat Mülkiyeti Yasasının 23. maddesi kat maliklerinden birinin bağımsız bölümünde veya tesisatlarda meydan gelen bir hasar ya da bozukluğun onarımı için diğer bir bağımsız bölüme girmek gerekiyorsa, o bölümün malikinin ya da o bölümde başka sıfatla oturanların giriş müsaadesi vermeye ve kendi bölümlerinde gerekli işlerin yapılmasına katlanmaya mecbur olduklarını öngörmektedir. Bu hüküm uyarınca verilen izin yüzünden kat maliklerinin veya orada başka sıfatla oturanların uğrayacakları her türlü zararın, lehine izin verilen bağımsız bölüm malikince derhal karşılanacağı 23. maddenin sonuncu fıkrası gereği ise de, somut olayda, bir ya da birkaç bağımsız bölümde meydana gelen bir hasar ya da bozukluğun onarımı için başka bir bağımsız bölüme girilmesine izin verilmesi söz konusu olmayıp ana yapının bütünü ile korunması ve taşıyıcı sisteminin sağlamlığının temini için yapılması zorunlu bir takviye söz konusudur. Böyle bir güçlendirme işlemi davacılar için olduğu kadar davalılar için de can ve mal güvenliğini sağlamak açısından zorunluluk arz etmektedir. Bilirkişi raporuna göre de acilen uygulanması zorunlu bulunan bu tür sağlamlaştırma işlemlerine tüm bağımsız bölüm maliklerinin katlanması, aynı ölçüde fedakârlık göstermesi gerekir. 23. maddenin sonuncu fıkrasında öngörülen tazmin zorunluluğu, diğer bir bağımsız bölümün yararına olarak yapılan onarımlar için söz konusudur. İncelenen davada ise, yukarıda açıklanan nedenle ancak dava konusu bağımsız bölümdeki onarım ve takviye çalışmalarının neden olacağı maddi hasarın gerektirdiği eski hale getirme masrafı istenebilir. Ancak, somut olayda dava konusu işyerinde yapılacak işlemler sonucu, tüm binanın sağlamlaştırılması, bundan da tüm bağımsız bölüm maliklerinin yararlanması söz konusu iken, gerçekleştirilecek takviye işlemiyle, bilirkişi raporunda da belirtildiği gibi, bu onarımın dava konusu işyerinde davalı kiracı tarafından yaptırılan bir kısım imalatların hasar görmesi kaçınılmazdır. Onarımın neden olacağı bu hasarın eski hale getirilmesi için gerekli giderlerin karşılanması gerekir. Ancak, onarım süresince ticari faaliyette bulunulmadığı gerekçesiyle gelir kaybı, çalışmayan personele ödenecek ücret vs. giderlerin tazmini istenemez. Bu durumda mahkemece, Kat Mülkiyeti Yasasının 23. maddesinin sonuncu fıkrası uyarınca davalının kiracısı olduğu bu işyerindeki imalatların yeniden yapılabilmesi ve eski hale getirilebilmesi için gerekli harcamalar kalem kalem ve maliyet hesaplamaları yapılarak ayrıntılı olarak belirlenmesi için bilirkişi kurulundan ek rapor alınmalı ve tespit edilecek bu zarar miktarının davalıya davacılar tarafından ödenmesi koşuluyla, davalının dava konusu yerden süreli olarak tahliyesine karar verilmesi gerekirken zarar ödetilmeden tahliyeye karar verilmiş olması doğru görülmemiştir (HGK. 26.12.2001, 1149/1170).