Prof. Mustafa Reşit Belgesay, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu adlı kitabını 1947 yılında yayınlarken[1], kitabının bir yerinde “seri ve emin adalet” konusunda şöyle demektedir: “Her zaman, her yerde halkın en çok yakınması adalet çarkının yavaş yürümesinden olmuştur. Adaletin zamanında yapılmaması nice hakların kaybolmasına neden olur. Adaletin büyük bir hızla yapılması bütün milletlerin idealidir. Fakat adaletin hızlı yürümesi hakkın meydana çıkmasına engel olmamalıdır. Her şeyde emniyet çabukluğa göre önde gelir. Adaleti gereksiz yere geciktiren nedenlerin başlıcası yargılama usullerinin karışıklığı ve formalitelerin çokluğudur. Formalitenin hadden fazla olması da hadden az olması gibi fena hüküm verilmesi sonucunu doğurur. Yargılamanın yolunda yürümesi için mantık bakımından zorunlu sayılabilen bazı formaliteler bulunduğu gibi, onun gereksiz yere uzamamasını, yahut tersine olarak, davacıların kendilerini savunmaya, dertlerini anlatmaya vakit bulamadan bir karar verilmesini önlemek için süreler belirlenmesine ihtiyaç vardır. Şekil ve süreler birçok bakımdan yargılamanın ciddiyetini ve başarıyı garanti eder, halka emniyet telkin eder. Fakat, yargılama usullerinde yasayla konmuş olanlardan başka, mantık bakımdan yararı düşünülmeden içgüdüsel olarak bulunan niceleri vardır. Bu son formaliteler de zamanla âdeta bir yasa gibi önem kazanırlar. Bu günkü hukuk sistemimizde halkı en çok sıkan, işleri uzatan, memurları fazla uğraştıran ve yoran, iş adamlarına haksız ve yersiz iddialarında başarı sağlayan bu çeşit teamülî formalitelerdir. Yargılama usullerinde ister istemez iki çeşit formalite bulunacaktır. Biri, esaslı dediğimiz formalitelerdir ki, yüz yıllardan- beri tecrübelerle hakkın ortaya çıkması bakımından faydaları araştırılarak ve mantıki düşüncelerle değerlendirilerek kabul edilmiş olanlardır. Bu formaliteler yargılama usulünün ilk ve esaslı amacı olan emniyeti ve iyi adaleti sağlar. İkinci çeşit formaliteler ise, sadece bir intizam tedbirinden, bir tavsiyeden ibarettir. Bu çeşit formaliteler yasalardan ziyade pratiklerle belirlenir. Bu formaliteler de işleri kolaylatması itibarıyla faydalıdır. Maksat bakımından lüzum ve faydası düşünülmeden riayet edilen bu formaliteler zamanla itiyat olunur. Adalet işini yapanların hatalı ve geç karar vermelerinin başlıca nedeni bu formalitelerin esiri olmaları, bazen de onun arkasında gizlenmeleridir, işlerin yolunda iyi ve istendiği gibi yürümesi için memurların bu formalitelere pek az önem vermeleri gerekir. Her halde, lüzumsuz formalite yüzünden çoğalan masraflardan davada haklı çıksa bile yapan sorumlu tutulmalı, bu yolla faydasız formaliterin adet edilmesi önlenmelidir. Aksi halde, adalet servisinde ne kolaylık, ne hız, hatta ne de emniyet sağlanamaz.
Bir işlem bu çeşit formalitelere uygun olmaması nedeniyle iptal edilerek iş gecikmeye maruz bırakılamaz. Hangi formaliteler esaslıdır. Bir formalite ki eksik bırakılması yüzünden yapılan işlem fiilen maksadı sağlayamaz, o formalite esaslıdır. Bir formalitenin esaslı olup olmaması işlemin müterafık olduğu durum ve koşullara bağlıdır. Yargılama usullerinde formalitenin rolü ve gayesi tarafların kendilerini tam ve serbest olarak savunabilmelerini sağlamak olduğu için bir tarafın, savunmasını zorlaştırmamış bir formalite eksikliğinden yakınma hakkı olamaz. Yargıç kamu düzeni bakımından konmuş bir usule aykırı yapılan işlemi resen iptal edebilir mi? Bu çeşit formalitelere riayetsizlik yüzünden bir tarafın savunması zorlaşmamışsa, bu usulsüzlüğü ileri sürmede, hiç bir tarafın çıkarı yoksa işlem geçersiz sayılamaz. Bir taraf esaslı formalitelere aykırı yapılmış bir işlemi esas tutarak, ne kadar zor koşullar içerisinde olursa olsun, yargılamaya devamla kendini savunduktan sonra artık o işlemin iptalini isteyemez. Maksadı sağlayan bir işlem formalite eksikliği nedeniyle iptal edilemeyeceği için iptal isteme hakkı sadece taraflara ait olup yargıcın resen muameleyi iptal yetkisi yoktur. Taraflar da ancak esas savunmalarını yapmadan iptal isteyebilirler. Esaslı sayılan bir formaliteye riayet edilmeden yapılmış işlemde, tamamlanması veya düzeltilmesi halinde gayesini sağlayabilecekse yine iptal edilmeyip, sadece tamamlanmasına veya düzeltilmesine karar verilir. Çünkü, bu halde maksat hasıl olmuştur. Yargıçlar yasaları metinleriyle değil, ruhiyle uygulamaları gerekir. Bir formaliteye verilecek önemi belirlemek için yasanın güttüğü amaç daima göz önünde tutulmalı, kelime oyunları ile onun ruhu öldürülmemelidir. Yasanın ruhunu öldüren formalitelerin ihdası rasyonel olamaz. Yanlış ve eksik de olsa yasanın amacını, tarafın maksadını gerçeklendirebilmiş olan bir işlemi yok farzetmek yasanın ruhunu öldürmek olur”.
[1] Mustafa Reşit Belgesay, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu, İstanbul Matbaacılık T.A.O, İstanbul 1947, sf. 47-50
“Yargılama Usulünde Formalite Meselesi.”