(9. D. 14.3.2007, 4165/794)
ÖZET : 4731 sayılı Kocaeli ve Düzce depremlerinde zarar görenlerin Vergi Borçları ve Cezalarının Terkini Hakkında Kanundan yararlanan yükümlülerin, yasadan yararlanma koşullarını taşımadığının sonradan anlaşılması üzerine, terkin edilen vergi ve cezaların ilgilisinden aranmasında hukuka aykırılık bulunmadığı hakkında.
KARAR : 30.12.2001 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4731 sayılı 17.8.1999 ve 12.11.1999 tarihlerinde Meydana Gelen Depremlerden Zarar Görenlerin Vergi Borçları ve Vergi Cezalarının Terkini ile Vergi Usul Kanunu, Katma Değer Vergisi Kanunu, Harçlar Kanunu ve Organize Sanayi Bölgeleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 1. maddesinin 1. fıkrasında 17.8.1999 ve 12.11.1999 tarihlerinde meydana gelen depremlerden zarar gören illerde, bu tarihlerden önceki vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak tahakkuk etmiş ve vadesi geldiği halde ödenmemiş veya bu tarihlerden önceki dönemlere ait olup deprem tarihi itibarıyla vadesi geçmemiş olan, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu kapsamına giren vergilerle bunlara bağlı gecikme faizi, gecikme zammı, fon payı ve vergi cezaları ile 16.8.1997 tarihli ve 4306 sayılı Kanuna göre alınan eğitime katkı payının bu maddede yer alan esaslara göre terkin olunacağı, maddenin 2. fıkrasında da 17.8.1999 ve 12.11.1999 tarihlerinde meydana gelen depremlerde varlıkların %10 veya daha fazlasını kaybeden mükelleflerin ( 1 )numaralı fıkra kapsamına giren borçlarının tamamının terkin olunacağı, maddenin S-a fıkrasında ise terkin işleminin vergi dairelerince sonuçlandırılacağı, Maliye Bakanlığının terkin işlemlerine ilişkin usul ve esasları belirlemeye ve terkin işlemleri için mükelleflere başvuru süresi tespit etmeye yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.
Diğer yandan 4731 sayılı yasaya dayanılarak yayımlanan 4731 sayılı 17.8.1999 ve 12.11.1999 tarihlerinde Meydana Gelen Depremden Zarar Görenlerin Vergi Borçları ve Vergi Cezalarının Terkini Hakkında 1 sıra nolu tebliğin "II-Terkin İşlemleri" bölümünün "B-Başvuru ve Süresi" alt bölümünün "Başvuru Şartı Aranılan Mükellefler" kısmında, depremden %10 ve daha fazla zarar görme şartı aranılan mükelleflerin kanundan yararlanabilmeleri için bu tebliğde belirtilen terkin talep formunu doldurarak bağlı bulundukları vergi dairelerine başvurmalarının zorunlu olduğu, tebliğin" III-Kayıp Oranlarının Tespiti bölümünde ise depremde malvarlığının %10 veya daha fazlasını kaybettiği için kanundan yararlanacak olan mükelleflerin terkin talep formunu doldurması sırasında afetin vukuu bulduğu tarihte sahip olduğu menkul ve gayrimenkul mal varlığını depremden önceki ve sonraki rayiç bedele göre değerleyerek beyan etmesi gerektiği, varlıktan maksadın mükellefin sahip olduğu menkul ve gayrimenkul bütün mallar ile hak ve menfaatler olduğu, va rlı kta ki kayıp oranının tespitinde mükellef beyanlarının dikkate alınacağı, ancak varlıktaki kayıp oranının %10'u bulmadığının anlaşılması halinde terkin işleminin yapılmayacağı belirtilmiştir.
Yukarıda anılan yasa ve tebliğ hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, T.C Anayasasının 3. maddesinde belirtilen sosyal devlet anlayışı gereği, deprem nedeniyle mağdur olan vergi mükelleflerinin içine düştükleri zorlukların atlatılması ve yaralarının sarılması, ekonomik yönden rahatlatılması amacıyla bir kamu borcu olan vergi borçlarının belirli koşullar dahilinde aranılmamasının amaçlandığı, yasadan yararlanmanın eşitsizliklere yol açmaması için de malvarlığının %10 veya daha fazlasının zarar görmesi şeklinde objektif bir koşul getirildiği görülmektedir.
Ancak yasayla getirilmesi mümkün olan vergi yükümlülüğünün deprem, doğal afet gibi bazı özel durumlar nedeniyle çıkarılan özel yasalarla belirli koşullar dahilinde ortadan kaldırılması mümkün olup buna ilişkin yasal düzenlemeler uyarınca vergi borcunun ortadan kaldırılabilmesi için söz konusu yasalarda belirtilen koşulların taşınması gerekeceği, diğer bir ifadeyle yasal düzenlemede getirilen koşulların taşınmaması halinde yasadan yararlanılamayacağı gibi, aranılan koşulların yasadan yararlanıldıktan sonra var olmadığının ortaya çıkması halinde de yasanın sözüne ve ruhuna aykırı bir idari işlem tesis edilmiş olacağından, bu durumun ortaya çıkması üzerine ortadan kaldırılan kamu borcunun yeniden yükümlülerden aranacağı tabiidir.
Yasal düzenleme uyarınca mevcut vergi borçları terkin edilen yükümlülerin, yasada sayılan koşulları taşımadığının tespiti her zaman mümkün olup, yükümlülerin beyanı üzerine yapılan idari işlemlerde beyanın hatalı olduğunun sonradan anlaşılması durumunda herhangi bir kazanılmış hakkın oluşmayacağı da açıktır.
Bu durumda 4731 sayılı Yasadan yararlanmak için başvuran yükümlünün, başvuru formunda belirttiği bilgiler doğrultusunda yasadan yararlandırılarak vergi borçlarının terkin edilmesinden sonra yapılan incelemede, yasanın aradığı koşulları taşımadığının, malvarlığında deprem nedeniyle %10 veya daha fazla azalma olmadığının tespit edilmesi halinde yapılan terkin işlemi geçerliliğini kaybedeceğinden, terkin edilen vergi borçlarının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenmesinde isabetsizlik bulunmayıp, vergi inceleme raporundaki tespitler ve yükümlü iddiaları araştırılarak %10 veya daha fazla zarar görme koşulunun gerçekleşip gerçekleşmediğinin incelenmesiyle varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceğinden, vergi mahkemesince yazılı gerekçeyle verilen davanın kabulü yönündeki kararda isabet bulunmamaktadır