(3. D. 2.12.2004, 2028/2995)
ÖZET : 4731 sayılı kanun uyarınca 17/8/1999 tarihinde meydana gelen depremde malvarlığının %10' dan fazlasını kaybettiğini beyan eden belediyenin yol köprü park bahçe gibi kamu hizmetine tahsisli taşınmazlar için yapılması gereken masrafları mal varlığındaki kayıp olarak dikkate alamaz.
KARAR : Davacı Belediyenin 4731 sayılı Kanun kapsamında vergi borçlarının terkini için yaptığı başvurunun reddi suretiyle tesis edilen olumsuz işlemi iptal eden vergi mahkemesi kararı temyiz edilmiştir.
4731 sayılı Yasa ile, 17.8.1999 ve 12.11.1999 tarihlerinde meydana gelen depremlerden önceki vergilendirme dönemlerine ilişkin olarak tahakkuk etmiş ve vadesi geldiği halde ödenmemiş veya bu tarihlerden önceki dönemlere ait olup deprem tarihi itibarıyla vadesi geçmemiş olan maddede sayılan vergi borçlarının terkini ile ilgili usul ve esaslar açıklanmış, varlıklarının %10 veya fazlasını kaybeden mükelleflerin Kanunun 1'inci maddesinin 1'inci fıkrası kapsamına giren borçlarının terkin olunacağı kurala bağlanmıştır.
Kanunun uygulanmasına açıklık getirilmesi için yayımlanan 1 seri no'lu Tebliğin "Kayıp Oranının Tespiti" başlıklı III'üncü bölümünde varlıktan, mükellefin sahip olduğu menkul ve gayrimenkul bütün malları, hak ve menfaatlerinin anlaşılması gerektiği, mükellefin belgeye dayalı borçlarının da dikkate alınarak bu borcun tespit edilen malların kıymetinden indirilmesinin icap edeceği belirtilmiştir.
4731 sayılı Yasa kapsamında yaptığı başvuruyla 17.9 trilyon lira civarındaki mal varlığında %40 oranına tekabül eden 7.1 trilyon lira civarında kayıp meydana geldiğini beyan eden davacının beyan ettiği 17.9 trilyon liralık mal varlığının hangi kalemlerden oluştuğunu ara kararı ile soran vergi mahkemesi, ara kararına cevaben gönderilen yazı ve bu yazının ekini oluşturan belgeleri değerlendirmemiştir.
Beyan edilen 7.1 trilyon civarında zararın içinde; makina bakım atölyesi, aşevi ve fırın, istinat duvarı inşaatı, fen işleri garajı, yollar, parklar, bulvarlar için yapılması gereken harcamaların dahil olduğu dosya içeriğinden anlaşılmış olup yollar, parklar ve bahçelerle ilgili harcama tutarlarının mal varlığı kapsamında nitelendirilip, nitelendirilemeyeceği hususunun açıklığa kavuşturulması davanın çözümüne esas teşkil etmektedir.
Kadastro Kanununun 16'ncı maddesinde kamunun ortak kullanılmasına veya bir kamu hizmetinin görülmesine ayrılan yerlerle Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan sahipsiz yerlerden olup kamu hizmetinde kullanılan, bütçelerinden ayrılan ödenek veya yardımlarla yapılan hükümet, belediye, karakol, okul binaları, köy odası, hastane veya diğer sağlık tesisleri, kütüphane, kitaplık, namazgah, cami, genel mezarlık, çeşme, kuyular, yunak ile kapanmış yollar, meydanlar, pazar yerleri, parklar, bahçeler ve benzeri hizmet mallarının kayıt, belge veya özel kanunlarına göre Hazine, kamu kurum ve kuruluşları, il, belediye, köy veya mahalli idare birlikleri tüzelkişiliği adına tespit olunacağı, tescil mahiyetinde olmayan bu sınırlandırmayla belirlenen taşınmazların özel mülkiyete konu edilemeyeceği, yol, meydan, köprü gibi orta mallarının ise sadece haritasında gösterilmekle yetinileceği kurala bağlanarak sayılan bu taşınmazların kamu malları olduğu açıkça belirtilmiştir.
Yerel toplumun genel yaşamını etkileyecek, bozacak, aksatacak ölçüde meydana gelen afet olayları karşısında can ve mal kaybını azaltmak, yıkıma uğrayanları barındırmak, beslemek, normal yaşamlarına kavuşturmak için çeşitli önlemlerin alınması zorunlu olup, bu önlemlerin ilk yardım ve kurtarma yanında çevreye, yapıya ve alt yapıya uzanan geniş bir boyutu bulunmaktadır. Bu hizmetlerin planlanması, programlanması, izlenmesi, gerekli işbirliğinin sağlanması tüm teknik, mali ve yönetsel yönleriyle Bayındırlık ve İskan Bakanlığı ve Bakanlığa bağlı Afet İşleri Genel Müdürlüğünce yürütülmekte, gerekli mali kaynak ise önemli ölçüde afetler fonundan sağlanmaktadır.
Tüm bu durumların birlikte değerlendirilmesi sonucunda kamunun yararlanmasına ayrılmış, tapuda tescile tabi olmayan yollar, köprüler, parklar, bahçeler, meydanlar gibi özel mülkiyete konu edilmesi mümkün bulunmayan taşınmazlarda meydana gelen ve afet fonunun yanında İller Bankasından depremde zarar gören yerel yönetimlere aktarılan payların artırılması, yeni vergiler ihdası ve sair suretlerle kamunun bütünü tarafından yüklenilen zararın belediyenin mal varlığındaki kayba dahil edilmesinde hukuka uygunluk görülmediğinden, davacı belediyenin kendi adına kayıtlı taşınmazları ile diğer taşınır mallarında meydana gelen zarar ve bu zararın oranının tespitine yönelik incelemeyle oluşacak sonuca göre yeniden karar verilmek üzere temyize konu vergi mahkemesi kararının bozulması gerekmiştir.