Dava; arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanan ödenen imar para cezasının rücuen tahsili ve maddi zararın tazmini istemine ilişkindir. Somut olay incelendiğinde; dava dilekçesinin sonuç bölümünün 1-c bendinde yüklenicinin projeye ve imara aykırı imalâtlar yapması nedeni ile arsa sahibi olan davacıya kesilen 318.686,00 TL imar para cezası alacağından rücuen 50.000,00 TL'nin tahsili talep edilmiştir. Davacının imar para cezası ile ilgili talebinin, dava dilekçesindeki açıklamalar ve davacının beyanlarına göre belirli olduğu ve alacağın bir kısmının ödetilmesi istendiğinden HMK'nın 107. maddesinde düzenlenen belirsiz alacak davası olmayıp aynı kanunun 109. maddesinde düzenlenen kısmi dava niteliğinde olduğu anlaşılmaktadır. Kısmi davada da talep ıslah yolu ile arttırılmadıkça mahkeme taleple bağlılık ilkesi gereğince talep edilen kısmi alacak miktarı ile bağlıdır. Mahkemenin ara kararına istinaden davacı tarafından tamamlama harcı yatırılmış ise de 6100 sayılı HMK'nın 177/2. maddesi hükmünce ıslahı sözlü veya yazılı yapılması mümkün olup aynı madde gereğince ıslah talebi veya tutanak örneğinin karşı tarafa da bildirilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen davacı tarafça imar para cezasına ilişkin alacağın ıslah edildiğine dair dilekçe verilmediği gibi sözlü olarak da duruşma zaptına geçirilen tutanağı da bulunmamaktadır. Harç tamamlama dilekçesi de davada talep edilen imar para cezası alacağının arttırıldığına dair beyan içermediğinden ıslah dilekçesi mahiyetinde değildir. Bu halde usulüne uygun ıslah yapılmadığından imar para cezası alacağı ile ilgili talep edilen miktar ile sınırlı olmak üzere karar verilmesi gerekirken yanlış değerlendirme sonucu imar para cezası alacağının tamamına hükmedilmesi de usul ve yasaya aykırı olmuş, kararın açıklanan nedenlerle bozulması uygun bulunmuştur.