Kestel ilçesinde 2006 yılından itibaren yapılan çok sayıda imar planında tamamen sağlık tesis alanı kullanımında kalan Bursa ili, Kestel ilçesi, Üççamlar mevkii, 441 ada, 31 parsel sayılı dava konusu taşınmazın bulunduğu alanda 1/25.000 ölçekli nazım imar planı ve 1/5.000 ölçekli nazım imar planı değişiklikleri 21.03.2013 tarihli, 360 Sayılı Bursa Büyükşehir Belediye Meclisi kararı ile onaylanmıştır. Anılan değişikliklerde dava konusu taşınmazın fonksiyonu sağlık tesisi alanı ve yeşil alan olarak planlanmıştır. Davacı tarafından bahsi geçen değişikliklere askıda yapılan itirazda, çevrede çok sayıda kaçak yapılaşmanın bulunduğu alanın, konut alanı olarak planlandığı, ancak kendilerinin taşınmaz üzerine kaçak yapı inşa etmedikleri, taşınmazın konut alanı kullanımına çevrilmesinin hakkaniyete uygun olacağı ileri sürülmüştür.
Davalı idare tarafından davacının itirazı yoğunluk arttırıcı nitelikte görülerek kabul edilmemiş, bununla birlikte imar planlarında değişiklik yapılarak dava konusu taşınmazın tamamı önceki imar planlarındaki gibi sağlık tesisi alanı olarak planlanmıştır.
Bunun üzerine davacı tarafından, taşınmazın bulunduğu bölgenin konut alanı olduğu, komşu ada ve parsellerde bulunan taşınmazlarda kaçak yapılan konutların plan değişikliği ile konut alanına çevrildiği, taşınmazın bulunduğu bölgede başka özel mülkiyete ait olup da sağlık veya yeşil alana ayrılan yer olmadığı ve taşınmazın bulunduğu bölgede konut ihtiyacı olduğu iddiasıyla bakılan dava açılmıştır.
İşlem tarihinde yürürlükte olan Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin 16. maddesinde, "Hazırlanacak her ölçekteki imar planlarının yapım ve değişikliklerinde planlanan beldenin ve bölgenin şartları ile gelecekteki gereksinimleri göz önünde tutularak sosyal ve teknik donatı alanlarında EK-1 deki tabloda belirtilen asgari standartlara uyulur."; 27. maddesinde, "İmar planlarında bulunan sosyal ve teknik alt yapı alanlarının kaldırılması, küçültülmesi veya yerinin değiştirilmesine dair plan değişiklikleri zorunluluk olmadıkça yapılmaz. Zorunlu hallerde böyle bir değişiklik yapılabilmesi için: 1- İmar planındaki durumu değişecek olan sosyal ve teknik altyapı alanındaki tesisi gerçekleştirecek ilgili yatırımcı Bakanlık ve kuruluşların görüşü alınacaktır. 2- İmar planındaki bir sosyal ve teknik alt yapı alanının kaldırılabilmesi ancak bu tesisin hizmet götürdüğü bölge içinde eşdeğer yeni bir alanın ayrılması suretiyle yapılabilir."; 28. maddesinde ise, "İmar planında verilmiş olan inşaat emsalinin, kat adedinin, ifraz şartlarının değiştirilmesi sonucu nüfus yoğunluğunun arttırılmasına dair imar planı değişikliklerinde: 1- ( Değişik: RG 2/9/1999-23804 ) Artan nüfusun ihtiyacı olan sosyal ve teknik altyapı alanları EK-1 de belirtilen standartlara uygun olarak plan değişikliğine konu alana hizmet vermek üzere ayrılır ve/veya artırılır." düzenlemesine yer verilmiştir.
Davacıların sağlık tesis alanı kullanımından çıkarılmasını istedikleri dava konusu taşınmazın 2006 yılından itibaren yapılan tüm 1/25.000 ve 1/5000 ö.lçekli nazım imar planlarında sağlık tesisi alanı kullanımında kaldığı, işlem tarihinde yürürlükte olan Plan Yapımına Ait Esaslara Dair Yönetmeliğin anılan hükümlerine göre 60.000 kişi için hazırlanan bir planda kişi başına 3 m2 olmak üzere toplam 180.000 m2 ( 18 ha ) sağlık tesisi alanı ayrılması gerektiği, dava konusu taşınmazın da içinde bulunduğu sağlık tesisi alanının büyüklüğünün yaklaşık 9,7 ha kadar olduğu, aynı plan içinde ayrılan diğer dört sağlık tesisi alanı büyüklüklerinin ise toplam 1,1 ha olduğu, buna göre söz konusu plan kapsamında toplamda 10,8 ha alanın sağlık tesisi alanı olarak planlandığı, bu durumun anılan Yönetmelik hükümleri gereği ayrılması gereken alanın çok altında bir alana tekabül ettiği, diğer bir deyişle, dava konusu imar planlarının sağlık tesisi alanı büyüklüğü bakımından mevzuattaki standardın altında kaldığı, bu bakımdan dava konusu taşınmazda sağlık tesis alanı fonksiyonunun kaldırılması yönündeki donatı azaltıcı davacı teklifinin şehircilik ilkeleri ve planlama esasları bakımından uygun olmadığı anlaşılmaktadır.
İmar planlarında bulunan sosyal ve teknik alt yapı alanlarının kaldırılması, küçültülmesi veya yerinin değiştirilmesi hususunda zorunluluk bulunması halinde imar planındaki durumu değişecek olan sosyal ve teknik altyapı alanındaki tesisi gerçekleştirecek ilgili yatırımcı Bakanlık ve kuruluşların görüşünün alınması gerekmektedir. Bunun yanı sıra, bir sosyal ve teknik alt yapı alanının kaldırılabilmesi ancak bu tesisin hizmet götürdüğü bölge içinde eşdeğer yeni bir alanın ayrılması suretiyle yapılabilmektedir. Davacılar tarafından yapılan itirazda plan değişikliğine ilişkin bir zorunluluk bulunduğu hususu ortaya koyulamadığı gibi kaldırılması istenilen sağlık tesisinin yatırımcısı olan ilgili idareden görüş alınmamış ve kaldırılmak istenilen donatı alanına eşdeğer olacak donatı alanı ayrılmamıştır.
Davacılar tarafından belediyeye yapılan itirazın dava konusu taşınmazın konut alanı olarak planlanmasına yönelik yoğunluk arttırıcı bir talep olduğu, yukarıda anılan Yönetmeliğin 28. maddesinde belirtilen koşullardan olan yoğunluk artışı nedeniyle artan nüfusun ihtiyacı olan ilave sosyal ve teknik altyapı alanı kullanımı getirilmesine yönelik bir teklif de bulunmadığı anlaşılmıştır.
Bu durumda, dava konusu imar planlarında mevcut yoğunluğu arttırıcı, donatı alanını azaltıcı ve bu yönüyle de mevzuata, şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarına aykırı nitelikteki davacı teklifinin reddi yolundaki 19.06.2013 tarihli, 726 Sayılı belediye meclisi kararının iptali istemiyle açılan davanın reddi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır (Danıştay 6. Dairesi, 25.2.2020, 7786/2354).