KİTAP
İnşaat Hukuku Kitabı

İMAR KİRLİLİĞİNE NEDEN OLMA SUÇU

~ 01.01.2012 ~

  (1) Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

(2) Yapı ruhsatiyesi olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına müsaade eden kişi, yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(3) Yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade eden kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(4) Üçüncü fıkra hariç, bu madde hükümleri ancak belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi yerlerde uygulanır.
(5) Kişinin, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde, bir ve ikinci fıkra hükümleri gereğince kamu davası açılmaz, açılmış olan kamu davası düşer, mahküm olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.
(6) İkinci ve üçüncü fıkra hükümleri, 12 Ekim 2004 tarihinden önce yapılmış yapılarla ilgili olarak uygulanmaz (TCK. Md. 184).
 
I.Genel Olarak
 
Madde gerekçesi şöyledir:
 
Madde metninde imar mevzuatında belirlenen usul ve koşullara aykırı olarak inşa faaliyetinde bulunmak, suç olarak tanımlanmıştır.
Birinci fıkradaki suç, yapı ruhsatı alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapmak veya yaptırmakla oluşur. Böylece, sadece binayı inşa eden yüklenici, taşeron, usta ve kalfa değil; inşaatın sahibi de, bu suçtan dolayı fail olarak sorumlu tutulacaktır. Ayrıca, bu tür inşai faaliyetlere kontrol ve denetim hizmeti veren teknik kişiler de bu suçtan dolayı fail sıfatıyla cezalandırılacaktır.
 
İkinci fıkrada; yapı ruhsatı alınmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılması ya da bu hizmetlerden yararlanılmasına izin verilmesi, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır.
 
Üçüncü fıkrada ise, yapı ruhsatına dayalı olarak yapılmış olsun veya olmasın, yapı kullanma izni alınmamış binalara elektrik, su, telefon veya gaz bağlantısı yapılması veya bu hizmetlerden yararlanılmasına izin verilmesi, ayrı bir suç olarak tanımlanmıştır (Bu fıkra kabul edilmemiştir).
 
Dördüncü fıkraya göre, yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai veya ticari faaliyetin icrasına izin verilmesi, ayrı bir suç oluşturmaktadır.
 
Beşinci fıkrada bu madde hükümlerinin uygulanma alanı ile ilgili sınırlama getirilmiştir. Bu madde hükümleri ancak belediye sınırları içinde veya özel rejime bağlı yerlerde uygulanabilecektir. Örneğin, organize sanayi bölgeleri, özel imar rejimine tabi bölge niteliği taşımaktadır. Ancak, sınai ürünlerin üretiminin yapıldığı tesisler açısından bu sınırlama kabul edilmemiştir. Bu bakımdan, köy sınırları içinde inşa edilen, sınai ürünlerin üretiminin yapıldığı tesisler açısından da bu madde hükümleri uygulanabilecektir.
II.Md. 184’ün Zaman Bakımından Uygulanma Alanı
 
Bu maddeye, 29.6.2005 tarih ve 5377 sayılı Kanunun 21. Maddesi ile 6. Fıkra eklenerek ikinci ve üçüncü fıkra hükümlerinin 12 Ekim 2004 tarihinden önce yapılmış yapılarla ilgili olarak uygulanmayacağı kabul edilmiş olmakla; 184. Maddede belirtilen suçlardan ceza ancak bu tarihten sonra yapılan binalar nedeniyle verilebilecektir. Binanın 12.10.2004 tarihinden önce yapıldığı ispat edilirse, 184. maddede yazılı suçun işlendiğinden söz edilemeyecektir. 5377 sayılı Kanunun madde gerekçesinde; ülkemizde plansız yapılaşmanın ve ruhsat almadan inşaata başlandığının bir gerçek olduğu ve bunlara müdahalenin sorun yarattığı belirtilmiş, bunun yarattığı sakıncaların giderilmesi için bir geçiş dönemine ihtiyaç duyulduğuna işaret edilmiştir. Bu düşünceyle maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarının uygulama alanını daraltmak amacıyla maddeye altıncı fıkra eklendiği açıklanmıştır.
 
İmar Kanunu’nun 31. Maddesine göre inşaatın bitme günü, kullanma izninin verildiği tarihtir.
 
Suçun işlendiği tarihin belirlenmesinde “yapı tatil tutanağı”nın düzenlendiği tarih dikkate alınacaktır.
 
III. Md. 184’ün Yer Bakımından Uygulanma Alanı
 
A.(Yapı ruhsatı alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapılması) veya (yapı ruhsatı olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su, veya telefon bağlantısı yapılmasına izin verilmesi) eylemlerinin suç oluşturabilmesi, bu binanın  belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi yerlerde bulunması gerekir.
 
Belediye sınırı, yetkili mercilerce onaylanıp kesinleştirilen haritada gösterilen sınırdır. Büyükşehir Belediyelerinin sınırları, adını aldıkları büyükşehirlerin belediye sınırlarıdır. 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu’nun geçici 2. maddesinde büyükşehir belediye sınırları olarak, “bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihte (23.7.2004); büyükşehir belediye sınırları, İstanbul ve Kocaeli ilinde, il mülki sınırıdır. Diğer büyükşehir belediyelerinde, mevcut valilik binası merkez kabul edilmek ve il mülki sınırları içinde kalmak koşuluyla, nüfusu birmilyona kadar olan büyükşehirlerde yarıçapı yirmi kilometre, nüfusu bir milyondan iki milyona kadar olan büyükşehirlerde yarı çapı otuz kilometre olan dairenin sınırı büyükşehir belediyesinin sınırını oluşturur.”
 
Belediye sınırları dışında (köy ve mezraların) yerleşik alanları içinde veya dışındaki binalar md. 184/1 ve 2 kapsamına girmezler.
 
4. fıkrada geçen “özel rejim” derken, örneğin Organize Sanayi Bölgeleri Kanunu, Turizmi Teşvik Kanunu, Endüstri Bölgeleri kanunu, Serbest Bölgeler Kanunu, Teknoloji Bölgeleri Kanunu, Kıyı Kanunu, Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, İstanbul Boğaziçi Kanunu gibi Kanunların kapsamındaki yerler anlaşılmalıdır.  Hemen belirtelim ki, Yasa, özel imar rejiminin tanımını yapmamıştır. Zorlama yorumlarla suç oluşturmak, çağdaş ceza siyasetsiyle bağdaştırılamaz.
 
B.Yapı ruhsatı olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına izin vermek suçu (fıkra 2), ancak belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi alanlarda işlenebilir; köy veya mezralarda işlenemez.
 
C.Md. 184/1 ve 2’de açıklanan suçların belediyelerin mücavir alan kapsamındaki yerlerde işlenemez; çünkü bu maddede mücavir alandan söz edilmemektedir. Yorum yoluyla suç oluşturulamaz.
 
D.Yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına izin vermek suçu, binanın belediye sınırları içinde veya özel imar rejimine tabi olup olmadığına bakılmaksızın işlenebilir.  Yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına izin verilmesi suçu söz konusu ise, bu yerin belediye sınırları içinde veya dışında olmasının bir önemi bulunmamaktadır.
      
IV.Fail: Yapan/Yaptıran
A.Md. 184/1’in muhatabı, yapı ruhsatı alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişidir. Böylece sadece binayı inşa eden yüklenici, taşeron, usta veya kalfa değil; inşaatın sahibi de bu suçtan dolayı fail olarak sorumlu tutulacaktır. “Yüklenici”, “taşeron”, “usta” ve “kalfa” sözcükleri gerekçede geçmekte, kanun metninde yer almamaktadır. Bizzat kanun koyucu tarafından “yapan” kavramının ne anlama geldiğinin açıklanması gerekirdi. Bu kavramın yüklenici ve taşeronları kapsadığı tartışmasız ise de, hizmet sözleşmesiyle çalışan, yüklenicinin işçisi olan usta ve kalfaların “YAPAN” kabul edilerek cezalandırılması, maddenin düzenleniş gerekçesiyle bağdaşmamaktadır; aksi halde, ameleler de “yapan” olarak kabul edilerek cezalandırılabilirler. Zira, usta, kalfa ve işçiler inşa ettikleri binanın ruhsatı bulunup bulunmadığını ve inşaatın ruhsata uygun olup olmadığını bilebilecek durumda değildirler; bilmeleri gerekli de değildir; üstelik bilmeleri sonucu değiştirmemektedir; onlar çalışırlar ve ücretlerini almaya bakarlar; çoğu zaman da haklarını alamazlar. Uygulayıcının, yorum yoluyla suç ve suçlu yaratmaktan kaçınması gerekir. Yasada adı geçmeyen işçilerin “yapan” görülerek cezalandırılmaları, “suç ve cezanın ancak kanunla konulacağına” ilişkin Anayasanın 38. Maddesine de uygun düşmeyecektir.
B. Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde arsa sahibi, her durum ve koşulda “yaptıran” olarak görülemez. Arsa sahibi ruhsatsız veya ruhsata aykırı inşaat yapımı için yükleniciye emir ve talimat vermediği, desteklemediği, bilerek ve isteyerek göz yummadığı, kısaca kastının bulunmadığı durumlarda, yaptıran olarak kabul edilmeyecek ve hakkında md. 184/1 uygulanmayacaktır.
C. Yapı denetim kuruluşunun ortakları, yöneticileri, mimar ve mühendisleri, proje müellifi ile laboratuar görevlileri yapı denetimi olan görevlerini ihmal veya kötüye kullandıkları takdirde, TCK. Md. 184 değil, 4708 sayılı Kanunun 9. Maddesinin yollamasıyla, Türk Ceza Kanunu’nun görevi kötüye kullanma ile ilgili hükümlerine göre cezalandırılırlar.
D.Yüklenici hem md. 184/1’de “yapan” olarak suçun faili  ve hem de Yapı Denetimi Hakkında Kanunun 9. Maddesinin yollamasıyla Türk Ceza Kanunu’nun görevi kötüye kullanma suçunun faili olabileceği durumlarda; aynı suçtan dolayı iki kez yargılanma ve cezalandırma olmamasına dikkat edilecektir.
E. İkinci fıkrada geçen, “Yapı ruhsatı olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına müsaade eden kişi”den, elektrik, su, telefon bağlantısı ile ilgili işlemlerde imza, onay ve kontrol yetkisi olanlar anlaşılacaktır. Yasa, yapı ruhsatı olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su, telefon dışında, doğalgaz ve benzeri her türlü alt yapı hizmetinin yapılmasına izin verenleri cezalandırmadığı gibi; eylemli olarak söz konusu bağlantıları yapanları da yaptırım dışında tutmuştur.
      
Yasa tasarısında yer almasına karşın, yasa koyucu, yapı kullanma izni alınmamış binalara elektrik, su, telefon veya gaz bağlantısı yapan veya bu hizmetlerden yararlanılmasına izin veren kişiyi madde kapsamına almamıştır. Böylece yapı kullanma izni alınmamış binalara alt yapı hizmeti götürmek suç olmaktan çıkarılmıştır.
 
F.Yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına izin veren kişi de bir başka faildir. Yasa maddesi, sadece, sınai faaliyetin icrasını yasaklamaktadır. Burada anahtar sözcük, yapı kullanma iznidir. Yapı kullanma izni alınmamış yapılar için düzenleme getirilmiş, yapı kullanma izni alınmış yapıların kullanma amacı dışında kullanılması konusunda bir açıklık bulunmamaktadır. Yapı kullanma izni alınmış binalarda kullanma amacına aykırı faaliyette bulunanların ve bu faaliyete izin verenlerin de madde kapsamında bulunması gerekirdi.
 
G.Maddeye etkinlik kazandırmak bakımından, yasa koyucunun, yapı ruhsatı alınmadan veya ruhsata aykırı olarak yapılmış binalardan bağımsız bölüm satın alanlar ile yapı ruhsatı alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapılmasına göz yuman kişileri de madde kapsamına almasının yararlı olacağı görüşündeyiz.
V.Suçun Konusu
A.Yapı Değil Bina: Md. 184/I’in açık anlamına göre, kirlilik yapı için değil bina için aranmaktadır. Henüz bina haline gelmemiş yapılar[1] için md. 184/I uygulanmayacaktır. Örneğin henüz temel veya hafriyat aşamasındaki veya üstü örtülmemiş yapılar bina sayılamayacağından, ancak suça teşebbüs nedeniyle ceza verilebilecektir.
B. Ruhsatsız veya Ruhsata Aykırı Bina
Maddede geçen ve konumuzla yakından ilgili olan, yapı, bina, belediye sınırı, mücavir alan gibi kavramlar (İmar K. md. 5) ile yapı ruhsatı (İmar K. md. 21), ruhsat alınma koşulları (İmar K. md. 22), ruhsata tabi olmayan yapılar ve uyacakları esaslar (İmar K. md. 27), ruhsatın süresi (İmar K. md. 29), yapı kullanma izni (İmar K. md. 30), kullanma izni alınmamış yapılar (İmar K. md. 31), ruhsatsız veya ruhsat ve eklerine aykırı olarak yapılan yapılar (İmar K. md.32) gibi konuların İmar Kanunu ve Yönetmeliğinde açıklandığı gibi anlaşılması gerekir.
İmar Kanunu md. 21 gereğince, kural olarak bütün yapılar için md. 26’da belirtilen istisnalar dışında belediye veya valiliklerden yapı ruhsatı alınması zorunludur. Aynı Kanun’un 32. Maddesi hükmü uyarınca da ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç, yapı ruhsatı alınmadan veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapılması durumunda ilgili idarece yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur. Ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan bina, yasal duruma getirilmez veya getirilmesi olanaksız ise yetkili idarece yıktırılır ve giderleri yapı sahibinden alınır. Ayrıca, İmar Kanunu’nun 42. Maddesi hükmü gereğince de “ceza yaptırımı” uygulanır. İmar Kanunu’nun 27. Maddesi hükmünde öngörüldüğü üzere belediye ve mücavir alanlar dışında köy nüfusuna kayıtlı ve köyde sürekli oturanların, köy yerleşik alanların ve civarında ve mezralarda yaptıracağı konut, hayvancılık veya tarımsal amaçlı yapılar için inşaat ve iskan ruhsatı aranmaz ise de; yapının fen ve sağlık kurallarına uygun olması ve muhtarlıktan izin alınması gerekir. İmar Yasası’nın belirtilen hükümlerine aykırı yapılan yapılar “yasal yapı” sayılmaz. Yapı ruhsatı alınmadan ya da İmar Kanunu’nun 27. Maddesi hükmünde öngörülen koşullar oluşmadan yapılan yapı “kaçak yapı” sayılır.
Ruhsatın tanımı, binanın ruhsata tabi olup olmadığı, ruhsata aykırılık gibi kavramlar İmar Kanunu ve Yönetmeliğine göre tanımlanacaktır. Örneğin binaların taşıyıcı unsurlarını etkileyen ve/veya inşaat alanını ve ruhsatın eki kabul edilen projeleri değiştiren işlemlere “esaslı değişiklik” denilmiş ve bunlar ruhsata tabi tutulmuştur. Buna karşılık, binalarda derz, iç ve dış sıva, boya, badana, oluk, dere, doğrama, döşeme ve tavan kaplamaları, elektrik ve sıhhi tesisat tamirleri ile çatı onarımı ve kiremit aktarılması gibi işlemler basit onarım ve değişiklik olup ruhsata tabi değildir. Kanun’un bu tanımında geçen iş ve işlemler sınırlı ve sayılı değildir; benzeri durumlar da “basit değişiklik ve onarım” kapsamında değerlendirilebilir. Örneğin, brüt inşaat alanını arttırmayan, kullanım amacını ve cephe görünümünü değiştirmeyen iş ve işlemler de bu kapsamda değerlendirilebilir. Ölçü, yalnız tamir ve tadilatın basit olup olmaması değil, mevzuatın hangi iş ve işlemin ruhsatı gerektirmediği konusunda getirdiği düzenlemedir. Belediyeler Tip Yönetmeliği md. 63’te,  basit onarım ve değişiklik dışında kalan, korkuluk, pergole ve benzeri yapımlar ile bölme duvarı, bahçe duvarı, duvar kaplamaları, baca, saçak ve benzeri elemanlarının onarımı için ruhsat alınmasına gerek olmadığını düzenlemektedir.
 
İmar Kanunu ve Yönetmeliği gömme balkonların camekanla kapatılması için inşaat ruhsatı alınmasını öngörmediği gibi, işin niteliği de bunu zorunlu kılmamaktadır. Nitekim Danıştay’a göre; “gömme balkonun kapatılması suretiyle taban alanı dışında yeni ve fazladan bir alan kazanılmadığı, çekme mesafesinin ihlal edilmesinin söz konusu olmadığı, tadilatın taşıyıcı unsurları etkilemediği, cephe görünümünde meydana gelen değişikliğin ise ruhsat gerektirmediği anlaşıldığından, anılan tadilatın yıktırılmasına ve para cezası verilmesine ilişkin işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır” (Danıştay 6. Daire, 18.2.2005, 4166/977). Bunun doğal sonucu olarak, camekanla gömme balkonların kapatılması imar kirliliğine neden olma suçunu oluşturmaz.
 
 
VI.Verilecek Cezalar
A. Yapı ruhsatı alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişiler ile  yapı ruhsatı olmadan başlatılan inşaatlar dolayısıyla kurulan şantiyelere elektrik, su veya telefon bağlantısı yapılmasına izin veren kişiler  bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
B. Yapı kullanma izni alınmamış binalarda herhangi bir sınai faaliyetin icrasına müsaade eden kişi iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
C. Kişinin, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı olarak yaptığı veya yaptırdığı binayı imar planına ve ruhsatına uygun hale getirmesi halinde, bir ve ikinci fıkra hükümleri gereğince kamu davası açılmaz, açılmış olan kamu davası düşer, mahküm olunan ceza bütün sonuçlarıyla ortadan kalkar.
Yargı Kararlarından Örnek Verelim
 
3194 sayılı İmar Kanunu'nun 1, 2, 21. maddeleri ile "Belediye ve Mücavir Alan Sınırları İçinde ve Dışında Planı Bulunmayan Alanlarda Uygulanacak İmar Yönetmeliği" hükümlerine göre, imar planı bulunmayan alanlarda da bina yapılması için merciinden yapı ruhsatı alınmasının zorunlu olduğu ve İmar Kanunu'nun 5. maddesi uyarınca, mücavir alanların imar mevzuatı bakımından belediyelerin yetki, denetim ve sorumluluğu altında bulunduğu gözetilmeden, sanığın ruhsatsız bina yapmak suretiyle imar kirliliğine neden olma suçundan hükümlülüğü yerine, binanın belediye mücavir alan sınırları içinde kaldığı ve imar planı bulunmadığı biçimindeki yasal olmayan gerekçe ile beraatine karar verilmesi yasaya aykırıdır (4. CD. 1.12.2008, 4245/21361).
 
--·--
 
TCY.nın 184/1.maddesinde "yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan ve yaptıran" kişilerin cezalandırılması öngörülmüş olup, İmar Yasası'nın 5.maddesinde de bina kavramının tarifi "Bina; kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma, eğlenme ve dinlemelerine veya ibadet etmelerine yarayan, hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapılardır" şeklinde açıklanmıştır. Somut olayda, 18.04.2005 tarihli yapı tespit ve tatil tutanağında "zemin+1 normal kat üzerine 64 m2 ebadında 2.normal katın kaba inşaatının tamamlandığı, çatısının kaplandığının" belirtildiği, sanığın soruşturma evresindeki ifadesinde "2005 yılında, evinin üstünde bir kat daha yapıp, üzerini çatı ile kapattığını" söylemesi ve bilirkişi raporunda da "tutanak tarihinden sonra davaya konu teras katın sıvası yapılıp, pencerelerinin takıldığı, teras katın 2005 yılı mart-nisan aylarında yapıldığının" açıklanması karşısında, davaya konu teras katın "bina" niteliğinde ve yapımının ruhsata tabi olduğu gözetilmeden ve bu hususlar tartışılıp reddedilmeden, yasal olmayan gerekçeyle beraat kararı verilmesi yasaya aykırıdır (4. CD. 8.2.2010, 7912/1544).
 
--·--
 
5237 sayılı TCY.nın 184.maddesinin 12.10.2004 tarihinde yürürlüğe girmiş olması, sanık tarafından ruhsatsız olarak yapılan inşaatta, zemin ve 1.katlar kullanır halde 2.katın ise kolonları dikili, tuğla duvarlarının kısmen örülü olduğunun 14.4.2005 tarihinde tespit edilmiş olması karşısında, tutanak düzenleyicilerinin yöntemince dinlenerek tutanağın düzenlenmesi sırasında sanığın fiilen inşaata devam edip etmediği hususunda görgülerinin sorulması, bilirkişiye inşaatın yapım tarihinin duraksamaya yer bırakmayacak biçimde tespitine yönelik teknik verilerin açıklattırılması ve tüm kanıtlar birlikte değerlendirerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir (4. CD. 5.4.2010, 10054/5938).
--·--
 
TCY.nın 184/1.maddesinde "yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan ve yaptıran" kişilerin cezalandırılması öngörülmüş olup, İmar Yasası'nm 5.maddesinde de bina kavramının tarifi "Bina; kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma, eğlenme ve dinlemelerine veya ibadet etmelerine yarayan, hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapılardır" şeklinde açıklanmıştır. Somut olayda, 06.10.2005 tarihli yapı tespit ve tatil tutanağında "...binanın 2.ve 3.katının kaba inşaat halinde tespit edildiğinin" belirtilmesi ve bilirkişi raporunda da "tutanak tarihinden sonra davaya konu katların iç alçı sıvalarının yapılıp, tesviye betonlarının atıldığı,oda yapılarak,teras döşemenin seramik ile kaplandığının" açıklanması karşısında, inşaatın  "bina" niteliğinde ve yapımının ruhsata tabi olduğu gözetilmeden, "inşaatın bina tarifine uymadığından " bahisle yerinde görülmeyen gerekçe ile beraat kararı verilmesi yasaya aykırıdır (4. Ceza Dairesi, 8.6.2010, 14021/11140).
--·--
 
TCY.nın 184/1.maddesinde "yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan ve yaptıran" kişilerin cezalandırılması öngörülmüş olup, İmar Yasasının 5.maddesinde de bina kavramının tarifi "Bina: kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma, eğlenme ve dinlenmelerine veya ibadet etmelerine yarayan hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapılardır" şeklinde açıklanmıştır. Somut olaya göre, 17.03.2005 tarihli yapı tespit ve tatil tutanağında "1.Bodrum kattaki 3 nolu daireye bitişik 1.50x3.50 m. ebadındaki aydınlığın 3.nolu daireye önceki tarihlerde katılmış olduğu ve mühür altına alındığının" belirtildiği, sanığın "tutanak tarihinden yaklaşık 2 ay kadar önce suça konu yeri mutfağa dahil ettim" şeklindeki söylemi karşısında, davaya konu yerin niteliğinin ve yapımının ruhsata tabi olup olmadığının tutanak tanıkları dinlenerek ve mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yapılarak tartışıldıktan sonra, sanığın hukuksal durumunun belirlenmesi gerekir (4. Ceza Dairesi, 15.6.2010, 15252/11766).
--·--
 
Sanık tarafından ruhsatsız olarak yapılan zemin kat ve birinci katın kaba inşaatının bitmiş, kapı ve pencerelerinin ise takılmamış olduğunun belirlenmiş bulunması ve yargılama sırasında yapılan keşif sonucu zemin katın işyeri olarak, birinci katın da mesken olarak kullanılmaya başlandığının anlaşılması karşısında, 5237 sayılı TCY'nin 184. maddesinin yürürlük tarihi olan 12.10.2004 tarihinden önce tamamlanıp bitirilmiş bir yapıdan söz edilemeyeceği ve eylemin temadi eden niteliğine göre hukuki kesinti gerçekleşinceye kadar devam eden yapım işlerinin suçu oluşturacağı gözetilerek tutanak düzenleyiciler ile komşu binalarda oturanların kamu tanığı olarak yöntemince dinlenerek tutanağın düzenlenmesi sırasında sanığın fiilen inşaata devam edip etmediği hususunda görgülerinin sorulması, inşaatın yapım tarihinin tespitine yönelik teknik veriler bilirkişiye açıklattırılıp, tüm kanıtlar birlikte değerlen-dirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir (4. CD. 30.3.2010, 8677/5610).


[1]  İmar Kanunu uygulamasında “yapı” ve “bina” kavramları aynı anlama gelmemektedir. Yapı kavramı bina kavramını da kapsamaktadır. İmar Kanunu “yapı” ve “bina”yı şöyle tanımlamıştır:  (Yapı; karada ve suda, daimi veya muvakkat, resmi ve hususi yeraltı ve yerüstü inşaatı ile bunların ilave, değişiklik ve tamirlerini içine alan sabit ve müteharrik tesislerdir. Bina; kendi başına kullanılabilen, üstü örtülü ve insanların içine girebilecekleri ve insanların oturma, çalışma, eğlenme veya dinlenmelerine veya ibadet etmelerine yarıyan, hayvanların ve eşyaların korunmasına yarayan yapılardır). Bu tanımlara göre, her bina bir yapıdır, ama her yapı bir bina değildir. Örneğin, bahçe, istinat duvarı, yüzme havuzu, iskele, gösteri çadırı, köprü, tünel, yol, telefon ve elektrik tesis ve direkleri, kanalizasyon, gaz, su ve benzeri yer üstünde ve yer altında yapılan tesisler, toprak doldurmalar, kazılar, sergi ve kamping yerleri, yer altında yapay olarak açılan boşluklar gibi tesisler yapı oldukları halde bina değildirler.
Hits: 24078

Ayın Konusu

YENİ ÇIKTI
İNŞAAT HUKUKU 13. Baskı 1500 sayfa Yayın Tarihi: OCAK 2023 Seçkin Yayınları Yazar: İlker Hasan Duman Bu alanda yazılmış en yeni ...
YENİ ÇIKTI
İNŞAAT HUKUKU 12. Baskı 1500 sayfa Yayın Tarihi: 20 KASIM 2022 Seçkin Yayınları Yazar: İlker Hasan Duman Bu alanda yazılmış en yeni kitap. İçindekiler: ...
2. BASKI YENİ ÇIKTI
(Seminer Notları) Arsa Payı Karşılığı İnşaat Sözleşmesinden Kaynaklanan Dava ve Sorunlar Nasıl İncelenmelidir? – Yargıç ve Avukatlara ...
KAT İRTİFAKI VE MÜLKİYETİNİN KURULMASI
    I-) Genel Olarak Kat mülkiyeti ve kat irtifakı resmi senetle ve tapu siciline tescil ile doğar. Anagayrimenkulün tümünün mülkiyeti (Kat ...
MUHTESAT NE DEMEKTİR? MUHTESATIN TABİ OLDUĞU HUKUKSAL REJİM NEDİR?
  Taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi cinsi, İhdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve ...
KİRACI PANDEMİ NEDENİYLE UYARLAMA DAVASI AÇTIĞINDA, İHTİYATİ TEDBİR YOLUYLA KİRA PARASININ ÖDENMESİNİN DURDURULMASINI SAĞLAYABİLİR Mİ?
  İhtiyati tedbir öğretide "...kesin hükme kadar devam eden yargılama boyunca, davacı veya davalının (dava konusu ile ilgili olarak) hukuki durumunda meydana gelebilecek ...
YAPI DENETİM HİZMET SÖZLEŞMESİNİN SONA ERMESİ
Yapı ruhsatı alındıktan sonra iki yıl içinde inşaata başlanmadığı veya başlandığı halde, başlama müddeti ile birlikte beş yıl içinde yapı bitirilemediği ve bu ...
İNŞAAT HUKUKUNDA MAHKEME KARARININ ÖZELLİKLERİ
Mahkeme kararı gerekçeli olacaktır: Anayasası'nın 138 ve 141/3 maddeleri gereğince bütün mahkemelerin her türlü kararlarının gerekçeli olarak yazılması ...
İNŞAAT DAVALARININ TAHKİMDE ÇÖZÜMLENMESİ
   İLKER H. DUMAN Yargı, devletin temel işlevlerinden biridir ve kural olarak taraflar arasındaki uyuşmazlıkların çözüm yeri mahkemelerdir. Ancak inşaat ...
KONUTUN "LÜKS? OLUP OLMADIĞININ İSPATI
“Lüks” kelimesinin sözlük anlamı şöyledir: 1) Gerekli olanın sınırlarını aşan. 2) Gösterişli, şatafatlı. 3) Giyimde, eşyada, harcamada aşırı ...
ALANINDA EN YENİ KİTAP
        İNŞAAT HUKUKU 10. BASKI, OCAK 2021, Seçkin Yayınları Konu Başlıkları: *Taşkın İnşaat, *Kâr Yoksunluğu, *İnşaat Hafriyatı ...
ALANINDA EN YENİ VE EN KAPSAMLI KİTAP: İNŞAAT DAVALARINDA İSPAT
YAZAR: İLKER HASAN DUMAN3. BASKI, 25 AĞUSTOS 2020, SEÇKİN YAYINCILIK  Üçüncü Baskıda, ikinci baskıda var olan tüm konular ...
YÜKLENİCİDEN BAĞIMSIZ BÖLÜM EDİNEN KİŞİNİN TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASI AÇMASI VE BUNU DANIŞIKLIK NEDENİNE DAYANDIRMASI
Üç sözleşme… Birinci sözleşme: APKİS olup,  yalın biçimde yapılmıştır. BU sözleşmeye göre 6 daire ve 5 dükkan yükleniciye ...
AVUKATIN HAKLI AZLİ, AVUKAT ALEYHİNE TAZMİNAT DAVASI AÇILMASI
Vekil, müvekkiline karşı vekaleti sadakat ve özenle yerine getirmekle yükümlüdür (TBK. md. 506). Vekil, sadakat borcu gereği olarak müvekkilinin yararına ...
BEDELSİZ TERK EDİLEN TAŞINMAZIN AMAÇ DIŞINDA KULLANILMASI
  I-) Genel Olarak   Bir örnek olay: 107 ada 4 parsel sayılı, 2573 m2 lik taşınmaz davacılar adına müşterek mülk olarak kayıtlı iken davacıların başvurusu ...
YÜKLENİCİ EDİMİNİ YERİNE GETİRMEMİŞSE, İŞ SAHİBİ DEVRİ TAAHHÜT EDİLEN DAİRELERİN BİTMİŞ HALDEKİ RAYİÇ BEDELİNİ İSTEYEBİLİR
Bir örnek olay: Taşınmazın bulunduğu bölgede yüklenicilerin, gecekondu sahiplerine giderek belirli bir oran karşılığı arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ...
6306 SAYILI YASAYA GÖRE 2/3 PAY ÇOĞUNLUĞUNUN BİR YÜKLENİCİ İLE ARSA PAYI KARŞILIĞI İNŞAAT YAPILMASI KONUSUNDA ANLAŞAMAMASI
İlker Hasan Duman I-) Sorunun Ortaya Konuluşu Bir somut olay düşünelim: Kat irtifaklı veya kat mülkiyetli bir apartman için “risk tespiti” yapılmış, idari ...
KAMU YAPIM İŞLERİNDE TARAFLARIN EŞİTLİĞİ SORUNU
I.Yapım İşleri Genel Şartnamesi   4734 sayılı Kamu İhale Kanununun 53 üncü maddesinin (b) fıkrasının ikinci bendine dayanılarak hazırlanmış olan bu Genel Şartnamenin ...
ARSA SAHİBİNİN YÜKLENİCİDEN İSTEYEBİLECEĞİ EKSİK VE BOZUK İŞ BEDELİ, YÜKLENİCİDEN DAİRE SATIN ALAN KİŞİLERDEN İSTENEBİLİR Mİ?
BİR ÖRNEK OLAY: Olayınızda % 10 oranında inşaatın TAMAMLANMAMIŞ olduğunu kabul edelim. İnşaatın (…) TL eksik iş bedeli gerçekleşmiştir. İnşaatın (…) TL ...
AYIN KİTABI: İNŞAAT DAVALARINDA İSPAT
İnşaat Davalarında İspat İlker Hasan Duman Mayıs 2018 / 2. Baskı / 764 Syf. İspat yükü kime aittir? İspat yükü dağıtılmıştır. Yasada aksi ...
İNŞAAT TEMİNAT İPOTEĞİ VE PARAYA ÇEVRİLMESİ
İş sahibi, kat karşılığı inşaat sözleşmesinden doğmuş veya doğacak alacaklarının zarara uğramaması için yüklenicinin payına ipotek konulmasını isteyebilir. Halen ...
KENTSEL DÖNÜŞÜM SÖZLEŞMELERİNİN TESLİM TARİHİNDEN ÖNCE BAKANLIKÇA FESHİ
Uygulama alanında hak sahipleri ile yüklenici arasında imzalanmış olan gayrimenkul satış vaadi sözleşmeleri ile arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin feshi, ...
KENTSEL DÖNÜŞÜM KANUNUNDA YAPILAN DEĞİŞİKLİK
 7181 SAYILI OLUP 4.7.2019 TARİHİNDE KABUL EDİLEN VE 10.7.2019 TARİHLİ RESMİ GAZETEDE YAYINLANAN ( TAPU KANUNU VE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK  YAPILMASINA DAİR KANUNLA) BİR ...
TAPU KAYDINA İYİNİYETLE DAYANARAK TAŞINMAZ MÜLKİYETİNİN EDİNİLMESİ
Medeni Kanun'un "tapu sicilindeki kayda hüsnüniyetle istinat ederek mülkiyet veya diğer bir aynı hak iktisap edenin bu iktisabı muteber olur" biçimindeki 1023. ...
TAPU KAYDINA İYİNİYETLE DAYANARAK TAŞINMAZ MÜLKİYETİNİN EDİNİLMESİ
Medeni Kanun'un "tapu sicilindeki kayda hüsnüniyetle istinat ederek mülkiyet veya diğer bir aynı hak iktisap edenin bu iktisabı muteber olur" biçimindeki 1023. ...
2981 sayılı İMAR AF KANUNU KMK MD. 44'ÜN ARADIĞI "OYBİRLİĞİ MUVAFAKATI" HANGİ DURUMLARDA ARAMAMAKTADIR
 2981 Sayılı Yasanın 16. maddesi yeni bağımsız bölüm oluşturulmasına ilişkin olup 634 Sayılı Kat Mülkiyeti Yasası'nın 44. maddesine getirilen istisna ...
BAĞIMSIZ BÖLÜMLERİN KÜÇÜK YAPILMASI
Taraflar arasındaki 31.10.2008 tarihli ... 1. Noterliği'nce düzenlenen Taşınmaz Mal Satış Vaadi ve Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi'nde yüklenici tarafından parsel ...
İMAR AFFI VEYA İMAR BARIŞI NEDİR?
Vergi Ve Diğer Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması İle Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun 18.5.2018 tarihli Resmi Gazetede yayınlandı. (Kanun’un ...
İNŞAAT HUKUKU KÜTÜPHANESİ
   
YALIN ORTAKLIK
  Yalın ortaklık sözleşmesi, iki veya daha fazla kişinin emeklerini ve mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleşmeyi üstlendikleri sözleşmedir. Yalın ...
ÖZEL MÜLK OLAN TAŞINMAZIN, KAMULAŞTIRMA YAPILMADAN, OYUN ALANINA AYRILMASI (DANIŞTAY KARARI)
Dava, Antalya İli, Kepez İlçesi, Sütçüler Mahallesi, 27409 ada, 1 parsel sayılı taşınmazın imar planında oyun alanı olarak ayrıldığı ve bugüne kadar ...
BİR KİTAP: İNŞAAT HUKUKU (8.BASKI, YAYIN TARİHİ: 30.5.2016)
 (İNŞAAT HUKUKU) adlı kitabımın 7. baskısı, 13 ay gibi kısa sürede tükendi.   SEKİZİNCİ BASKI, 30 MAYIS 2016’de yayımlandı.   En son yargı kararları ...
PLANLAMA ESASLARI
  Planlar, kamu yararı amacıyla yapılır.  Planlar; pafta, gösterim, plan notları ve plan raporu ile bir bütündür. Planlar, kademesine ...
KESİN YAPILAŞMA YASAĞI BULUNAN I. DERECE SİT ALANI
Anayasanın 35. maddesinde: "Herkes, mülkiyet ve miras haklarına sahiptir. Bu haklar, ancak kamu yararı amacıyla, kanunla sınırlanabilir. Mülkiyet hakkının kullanılması toplum ...
YAPI RUHSATI
Yeni inşaat, ilâve ve esaslı tadilât yapmak üzere parsele ait imar durum belgesi, yol kotu tutanağı, kanal kotu tutanağı ve uygulama imar planına esas onaylı jeolojik ve ...
İMAR PLANLARIYLA MÜLKİYET HAKKININ BELİRSİZ BİR SÜRE KISITLANMASI
Yerleşme yerleri ile bu yerlerdeki yapılaşmaların; plan, fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun teşekkülünü sağlamak amacıyla hazırlanarak yürürlüğe ...
İNŞAAT HAFRİYATI YAPILIRKEN KOMŞU TAŞINMAZLARA ZARAR VERİLMESİ
 I.Genel Olarak   TMK. md. 738 hükmüne göre taşınmaz malikleri kazı ve yapı yaparken komşu taşınmazlara, onların topraklarını sarsmak veya tehlikeye ...
HAKLARIN KORUNMASINDA VE EDİNİLMESİNDE İYİ VEYA KÖTÜ NİYETİN ÖNEMİ (YARGITAY KARARI)
 Davacı, arsa sahibi ile yüklenici arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince yükleniciye düşen bağımsız bölüme ilişkin olarak ...
İNŞAAT HUKUKU SORUNLARINDA DÜRÜSTLÜK KURALLARININ ÖNEMİ
 Sözleşmeciler haklarını kullanırken ve borçlarını yerine getirirken, dürüst, namuslu, makul ve yaptığı eylemin sonucunu bilebilen orta düzeyde iş ...
KÖTÜ SÖZLEŞME YAPMAKTANSA, HİÇ SÖZLEŞME YAPMAMAK DAHA İYİDİR. İNŞAAT (ARSA PAYI KARŞILIĞI İNŞAAT) SÖZLEŞMESİ YAZILI OLARAK YAPILMAMIŞ OLSA BİLE;
 1-) İŞE BAŞLAMA: Yüklenicinin işe başlama zamanı kararlaştırılmamışsa veya hukuki ilişkinin özelliğinden anlaşılmadıkça, derhal işe başlamalıdır (TBK. Md. ...
ÖNALIM HAKKININ KULLANILAMAYACAĞI DURUMLAR
 Yasal önalım hakkı, tapuda kayıtlı, ortak (müşterek) mülkiyet hükümlerine bağlı taşınmazlarda paydaşlardan birinin payını üçüncü bir ...
ARSA PAYLARININ DÜZELTİLMESİ DAVASI
 Kat mülkiyetinin başkasına devri veya miras yoluyla geçmesi halinde, ona bağlı arsa payı da birlikte geçer; arsa payı, kat mülkiyetinden veya kat irtifakından ...
ARSA PAYI KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMESİ
 İnşaat yapım sözleşmeleri, eser sözleşmelerinin en çok uygulama alanı bulan türüdür.  “Arsa Payı Karşılığı İnşaat Yapım ...
ÖLÇÜLÜLÜK İLKESİ, YALNIZ ANAYASA MAHKEMESİNİN DİKKATE ALACAĞI BİR İLKE OLMAYIP, DEVLET VE TOPLUM HAYATININ HER ALANINDA GÖZ ÖNÜNDE BULUNDURULMASI GEREKİR
 Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun ...
İNŞAAT SÖZLEŞMESİNİ İMZALAMAYAN KAT İRTİFAKI SAHİPLERİNİN ARSA PAYLARININ DEVRİ MÜMKÜN MÜDÜR?
 Toplumsal yaşamda, paylı mülkiyete bağlı taşınmazlarda, bazı paydaşların yüklenici ile yapılan sözleşmeye katılmadıkları, itiraz ettikleri, azınlıkta olmalarına ...
İNŞAAT DEVAM EDERKEN YÜRÜRLÜĞE GİREN YENİ İMAR PLANINDA KAT SAYISININ AZALTILMASI, YÜKLENİCİYE PAYLAŞIMIN YENİDEN YAPILMASINI İSTEME HAKKI VERİR Mİ?
          I.Genel Olarak Sözleşmeden sonra imar durumunda (planında) değişiklik yapılabilir; bu değişiklik tarafları yakından ilgilendirir ve ...
KORUMA BÖLGE KURULLARINCA TESPİT EDİLEN KORUMA ALANLARINDA BELİRLENEN ŞARTLARA AYKIRI İZİNSİZ İNŞAÎ VE FİZİKÎ MÜDAHALE YAPAN YA DA YAPTIRANLARIN CEZALANDIRILMASI
 21.7.1983 günlü, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu   İzinsiz müdahale ve kullanma yasağı Madde 9- (Değişik: 14/7/2004- 5226/3 ...
HERKESİN SAĞLIKLI, DENGELİ VE GÜVENLİ BİR ÇEVREDE YAŞAMA HAKKI İÇİN YAPILAŞMA SÜRECİNE DEVLET MÜDAHALESİ: KENTSEL DÖNÜŞÜM
       Afet riski altındaki alanlar ile bu alanlar dışındaki riskli yapıların bulunduğu arsa ve arazilerde, fen ve sanat norm ve standartlarına uygun, sağlıklı ve ...
İNŞAATIN YASALLIK KAZANMASI İÇİN MAHKEMENİN TARAFLARA SÜRE VE YETKİ VERMESİ
 I.                  Genel Olarak Bir inşaat imar mevzuatına ve sözleşmeye aykırıdır diye hemen ve ...
BİNALARDA SIĞINAK YAPILMASI
DÜZENLEME ORTAKLIK PAYI
     İmar Kanunu md. 18 ve 18. Madde Uygulama Yönetmeliğinin 28-33. Maddeleri Düzenleme Ortaklık Payını Şöyle Düzenlemiştir:     ...
İMAR KİRLİLİĞİNE NEDEN OLMA SUÇU
  (1) Yapı ruhsatiyesi alınmadan veya ruhsata aykırı olarak bina yapan veya yaptıran kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (2) Yapı ruhsatiyesi ...
YÜKLENİCİDEN CEBRİ İCRA YOLUYLA BAĞIMSIZ BÖLÜM KAZA-NAN KİŞİNİN İYİ NİYETİNİN KORUNMASI
 I.Kavram: Arsa payı devri karşılığı inşaat yapım sözleşmeleri, karşılıklı edimleri içeren, iki tarafa borç yükleyen sözleşmelerdir. Arsa sahibinin ...
YÜKLENİCİDEN ALACAĞI BULUNAN ÜÇÜNCÜ KİŞİNİN ARSA SAHİBİ ALEYHİNE TAPU İPTAL VE TESCİL DAVASI AÇMASI
   I.     Genel Olarak Yüklenici ile arsa sahibi arasında arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi vardır. Yüklenici edimini yerine getirdiğinde ...
HUKUK MUHAKEMELERİ KANUNU'NDA YARGICIN TAZMİNAT SORUMLULUĞU
 1.      GENEL OLARAK[1]   HMK. MD. 46-49 hükümleriyle, 1086 sayılı Kanunun 573-576’ncı maddelerinde düzenlenen yargıcın kusurlu ...
APARTMAN ORTAK YERLERİNİN BAZI MALİKLERE ÖZGÜLENMESİNİN YÖNETİM PLANI İLE DÜZENLENMESİ VE BU HÜKÜMLERİN DEĞİŞTİRİLMESİ
Kat Mülkiyeti Yasasının 28. maddesi hükmüne göre yönetim planı anataşınmazın yönetim tarzını, kullanma maksat ve şeklini ve yönetime ilişkin diğer ...
ACELE KAMULAŞTIRMA İŞLEMLERİNDE "ACELELİK" DURUMU
Anayasa'nın 46. maddesi uyarınca Devlet ve kamu tüzelkişileri kamu yararının gerektirdiği hallerde özel mülkiyette bulunan malları yasada gösterilen esas ve usullere ...
İNŞAAT HUKUKU KAPSAMINDA ECRİMİSİL DAVALARI
                                 &n...
YHGK: İMAR PLANLARINDA OKURL YERİ-FİİLEN ELATMA
Uyuşmazlık; dava konusu taşınmaza davalı idarece fiilen el atılmamış olmasına karşın, salt 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planında İlköğretim Tesisi Alanına ayrılmış ...
AMK: SABIKA KAYDININ ADLİ SİCİLDEN SİLİNMESİ
352 sayılı Kanun’un 9. maddesinde, aynı Kanun’un 4. maddesi uyarınca adli sicile kaydedilen bilgilerin hangi hallerde arşiv kaydına alınacağı belirtilmiştir. İtiraz konusu ...
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI: HAK ARAMA ÖZGÜRLÜĞÜ VE ADİL YARGILANMA HAKKI
4.12.1984 günlü, 3091 sayılı Taşınmaz Mal Zilyetliğine Yapılan Tecavüzlerin Önlenmesi Hakkında Kanun’un itiraz konusu 13. maddesi ...
İMAR PLANLARININ VE BU PLANLARA UYGUN YAPILAŞMANIN ÖNEMİ
             Anayasa’nın 5. maddesinde, “Devletin temel amaç ve görevleri, Türk Milletinin bağımsızlığını ve ...
ÜLKEMİZDE YAPILAŞMANIN VE DENETLEMENİN HUKUKSAL SEYİR DEFTERİ
Ülkemizde yapı ve denetimi ile ilgili ilk hukuksal düzenlemeyi 1930 yılında yürürlüğe giren 1580 sayılı “Belediye Kanunu” ve “Umumi Hıfzıssıhha ...
Sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkı
Devletin, toplumun ve bireylerin planlı kentleşmede taşıdıkları sorumluluk ve sahip olacakları yararlar konusunda duyarlı ve bilinçli olduğu söylenemez. Yargı kararlarının ...