(11. D. 10.2.2004, 1548/544)
ÖZET : Sürekli ikamet ettiği konutu deprem dolayısıyla hasar gören davacının, yaz aylarında kullandığı ve ""yazlık ev"" olarak tanımlanan konutunun bulunduğundan bahisle hak sahipliğinin kabul edilmemesinde mevzuata uyarlık yoktur.
KARAR: Hüküm veren Danıştay Onbirinci Dairesince işin gereği görüşüldü: 7269 sayılı Umumi Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle Yapılacak Yardımlara Dair Kanunun 574 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile değişik 29. maddesinin 1. fıkrasında, yıkılan, yanan veya ağır hasara uğrayan veya uğraması muhtemel binalarla, imar planları gereğince kamulaştırılmasında zorunluluk bulunan yerlerdeki binalarda oturan ailelere hak sahibi olmak şartıyla konut yaptırılacağı veya kredi verileceği hükme bağlanmış, aynı maddenin 4. fıkrasında ise, kendisine veya eşine ait o yerde aynı cins müstakil hasarsız başka bir binası veya dairesi olan ailelere bina ve inşaat kredisi verilemeyeceği kuralına yer verilmiştir.
7269 sayılı Yasaya dayalı olarak çıkarılan ve 28.8.1968 gün ve 12988 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Afet Sebebiyle Hak Sahibi Olanların Tespiti Hakkında Yönetmeliğin 9. maddesinde de, afetten doğrudan doğruya veya dolaylı olarak zarar gördükleri tespit edilen veya zarar görmeleri muhtemel bulunan kimselerden, kendisine veya eşine ait o yerde müstakil başka konutu veya dairesi bulunanların hak sahibi sayılmayacağı, bu gibilere yeniden konut yapılamayacağı ve konut kredisi verilmeyeceği hükme bağlanmıştır.
Yukarıda yer verilen yasa ve yönetmelik hükümleriyle güdülen amacın; sosyal devlet ilkesinin bir gereği olarak, afetlerin genel hayata etki derecesi ve oluşturduğu ekonomik kaybın boyutu da dikkate alınarak, afete maruz kalan vatandaşların en temel ihtiyaç olarak beliren konut ihtiyaçlarını karşılamak ve böylece afet sebebiyle konutları oturulamayacak derecede hasar gören veya yıkılan kişilerin, bir an önce normal hayat düzenine kavuşturulması olduğu anlaşılmaktadır.
Olayda, davacının, 17.8.1999 tarihinde meydana gelen depremde ağır hasara uğrayarak yıkılan iki ayrı konutundan dolayı, idarece yapılacak kalıcı konutlardan hak sahibi olmak için yaptığı başvurunun, aynı yerde hasarsız üçüncü bir konutunun bulunması nedeniyle reddi üzerine açılan davayı aynı gerekçelerle reddeden idare mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Davacı tarafından, aynı yerde hasarsız olduğu belirtilen konutunun ""... Sitesi C Blok D: 33 ..."" adresini oluşturan 47 m². kullanım alanı olan ve ancak yaz aylarında 1,5-2 ay süreyle kullanılabilen yazlık ev niteliğinde olduğu ileri sürülmüştür.
Afete maruz kalan konutundan dolayı hak sahibi kabul edilmemesini gerektirecek hasarsız ikinci bir konutun, davacının tıpkı hasara uğrayan konutlarının sağladığı yaz-kış barınma ihtiyacını karşılayacak nitelikte bulunması gerekmektedir. Yasa ve yönetmelikte sözü edilen hasarsız ikinci bir konutun varlığıyla ifade edilen hususun bu olduğunda kuşku yoktur.
Bu durumda, idare mahkemesince gerekirse keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmak suretiyle, davacının ailevi durumu da göz önünde bulundurularak, aynı yerde hasarsız olduğu belirtilen taşınmazının, yaz-kış oturabilecek nitelikte bir konut olup olmadığının tespitiyle ulaşılacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddedilmesinde hukuka uyarlık görülmemiştir