Antalya ili, Kaş ilçesine ilişkin olarak Antalya Büyükşehir Belediye Meclisinin … tarih ve … sayılı kararıyla 1/25000 ölçekli çevre düzeni planı onaylanmış ve 26/06/2015-27/07/2015 tarihleri arasında askıya çıkarılmıştır.
Bu plana karşı askı tarihleri içinde 24/07/2015 tarihinde itiraz edilmiş, itirazın zımnen reddi üzerine temyizen incelenen dava açılmıştır.
Öte yandan, görülmekte olan davanın açılmasından sonra, anılan imar planına askıda yapılan itirazların değerlendirilmesi neticesinde, Antalya ili, Kaş ilçesine yönelik olarak … tarih ve … sayılı Antalya Büyükşehir Belediye Meclisi kararıyla 1/25.000 ölçekli çevre düzeni planı yeniden onaylanmıştır.
Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 4. maddesinde çevre düzeni planı, varsa mekânsal strateji planlarının hedef ve strateji kararlarına uygun olarak orman, akarsu, göl ve tarım arazileri gibi temel coğrafi verilerin gösterildiği, kentsel ve kırsal yerleşim, gelişme alanları, sanayi, tarım, turizm, ulaşım, enerji gibi sektörlere ilişkin genel arazi kullanım kararlarını belirleyen, yerleşme ve sektörler arasında ilişkiler ile koruma-kullanma dengesini sağlayan 1/50.000 veya 1/100.000 ölçekteki haritalar üzerinde ölçeğine uygun gösterim kullanılarak bölge, havza veya il düzeyinde hazırlanabilen, plan notları ve raporuyla bir bütün olarak yapılan plan olarak tanımlanmıştır.
Yine, işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan 644 sayılı Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin "Görevler" başlıklı 2. maddesinin 1. fıkrasının ( ç ) bendinde, "Her tür ve ölçekteki fiziki planlara ve bunların uygulanmasına yönelik temel ilke, strateji ve standartları belirlemek ve bunların uygulanmasını sağlamak, ..." hükmü, “Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü" başlıklı 13/A maddesinin 1. fıkrasının ( c ) bendinde, "Milli parklar, tabiat parkları, tabiat anıtları, tabiatı koruma alanları, doğal sit alanları, sulak alanlar, özel çevre koruma bölgeleri ve benzeri koruma statüsü bulunan diğer alanların kullanma ve yapılaşmaya yönelik ilke kararlarını belirlemek ve her tür ve ölçekte çevre düzeni, nazım ve uygulama imar planlarını yapmak, yaptırmak, değiştirmek, onaylamak, uygulamak veya uygulanmasını sağlamak." hükmü yer almıştır.
Çevre düzeni planları; yerleşim, gelişme alanları ve sektörlere ilişkin alt ölçek planlarını yönlendiren, genel arazi kullanım kararları çerçevesinde ilke ve kriterleri belirleyen, ayrıca bölge, havza veya il bütününde hazırlanan planlardır.
Büyükşehir belediyesi sınırları içinde, 1/25.000 ölçekteki çevre düzeni planlarını onaylamak yetkisi büyükşehir belediye başkanlığına ait olmakla beraber, plan onama sınırı içerisinde, özel kanunlar uyarınca başka idarelerin görev ve yetki alanında kalan özel nitelikte alanların bulunması halinde, belediye meclisi kararı ile kabul edilen imar planlarının bu kısımlarının, plan onama yetkisine sahip idarelere gönderilmesi yasal zorunluluktur.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerine bakıldığında ise, doğal sit alanlarında plan onaylama yetkisi Bakanlığa ait olmakla birlikte, anılan "onama" kavramı, Bakanlığın, kendisi tarafından hazırlanan imar planlarına ilişkin olabileceği gibi, belediyeler tarafından kabul edilen imar planlarını da inceleyerek aynen veya değiştirerek onaylama yetkisini ifade etmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; uyuşmazlığa konu edilen çevre düzeni planının, Kaş ilçesinin Merkez Mahallesine ilişkin olarak davalı Belediye tarafından onaylandığı ve plan onama sınırı dahilinde kentsel, doğal ve arkeolojik sit alanları gibi özel alanları barındırdığı, davacılar tarafından planın iptali istenilen kısımları arasında, korunması gereken alanlardan doğal sit alanlarına ilişkin kısmın da olduğu, planın uygun bulunmasına ilişkin belediye meclis kararı içeriğinde ise, "...Kentsel Sit Alanı, Doğal Sit Alanı ve Arkeolojik Sit Alanı statüsüne sahip alanlara ilişkin plan kararlarının onaylanmak üzere ilgili kurumlara gönderilmesine..." şeklinde ibareye yer verildiği ve doğal sit alanları açısından onaylanmak üzere, imar planlarının Bakanlığa gönderildiği, ancak gelinen aşamada, dava konusu edilen imar planına ilişkin olarak Bakanlık tarafından herhangi bir onay verilmediği, hatta daha sonra alanda, başka imar planlarının Bakanlıkça onaylanarak yürürlüğe girdiği görülmektedir.
3194 sayılı İmar Kanunu'nun 8. maddesindeki, imar planlarının belediye meclisince onaylanarak yürürlüğe gireceği ve imar planlarının aleni olduğu yönündeki kural gereğince askıya çıkarılacağına ilişkin hüküm dikkate alındığında, somut olayda, imar planında, davalı idarenin plan onama yetkisi haricinde bulunan doğal sit alanı niteliğindeki Çukurbağ, İnceboğaz, Saraykeklik ve Limanağzı mevkilerine ilişkin kabul edilen kısmın, Bakanlık tarafından onaylanmadan imar planının tümünün askıya çıkarıldığı, bir diğer deyişle, yürürlüğe konulduğu anlaşılmaktadır.
Bu nedenle; dava konusu edilen sit alanlarına ilişkin kısım yönünden, yetkili idare tarafından onaylanmadan yürürlüğe konulan çevre düzeni planının Çukurbağ, İnceboğaz, Saraykeklik ve Limanağzı mevkilerine ilişkin kısmında, belirtilen gerekçelerle hukuka uygunluk bulunmadığı, sonucuna varılmıştır (Danıştay İDDGK. 7.6.2023, 1278/1275).