Davacı şirket 30.12.1975 tarihli sözleşme ile Afşin-Elbistan Entegre projesinin bir bölümü olan dekopaj işini ( 57.503.250 ) lira bedelle sözleşme hükümleri dairesinde yapımını yüklenmiştir. Sözleşme bir kül olarak incelendiğinde, memleketimizin içinde bulunduğu enerji sıkıntısının biran önce giderilmesi amacına yönelik alışılagelenin ötesinde özel hükümler taşıdığı görülür. Nitekim sözleşmenin amacı belirtilerken 6 ıncı maddede bu cihet "Müteahhit işi verilen zaman içerisinde mukavelede belirtilen şartlara ve tedbirlere sıkı sıkıya bağlı olarak ve bütün masrafları kendisine ait olmak üzere mükemmel ve bir iş adamına yakışır bir şekilde yürütecek, dekopaj çukuru ile diğer işleri tam olarak yapması için gerekli her şeyi temin edecek ve yerine getirecektir. Eğer gerekirse uzman görevlendirecek, netice olarak müteahhit adı geçen işlerin zamanında bitmesini sağlayacaktır" sözleri ile açıklanmıştır. Bu doğrultuda olmak üzere sözleşmenin 16 ncı maddesinde taahhüt konusunu teşkil eden dekopaj hafriyat ve taşıma işyerinin sözleşmenin imzalanması tarihinden itibaren on gün içerisinde davalı TKİ tarafından bir protokolle yükleniciye teslim edileceği, 17 nci maddesinde de yüklenicinin 1.3.1976 tarihinde fiilen işe başlayacağı ve program dahilinde işi bitireceği hükmüne yer verilmiştir. Sözleşmenin 31 inci maddesinde gösterilen termin planına göre iş tutarı ( 4.259.500 ) m3 hafriyat sekiz ay içinde bitirilecek, bundan başka sözleşmenin 2 nci maddesi gereğince üstenci bu hafriyatı 1500 metre mesafeye taşıyarak tesviye etmek, montaj sahasını düzeltmek, ( 4.259.500 ) m3 hafriyat yerinde dekopaj yapmak ve bu hizmetlerin gerektirdiği nakil yollarını açmak, bakımını yapmak yeraltı ve yerüstü suları boşaltmakla yükümlü olacaktır.
Ne var ki üzerinde önemle ve titizlikle durularak başlatılan işin,davalı idarenin aşağıda belirtilen tutum ve davranışları yüzünden program çerçevesinden yürütülmesi mümkün olmamıştır.
a ) Davalı Kurum 10 gün içinde teslim etmesi gereken işyerini 9.1.1976 tarihi yerine ancak 3 ay 7 gün bira gecikme ile 16.4.1976 tarihinde teslim edebilmiştir.
b ) Bu yer teslimine rağmen işyerine ait istimal işlemlerinin tamamlanmamış olduğu ihtilafsızdır. ( Özellikle Elbistan Tapu sicil Muhafızlığının 31.1.1978 tarihli ve 54 sayılı Afşin Tapu Sicil Muhafızlığının 12.4.1978 gün ve 42 sayılı Yazıları )
c ) İstimlakların yapılmaması nedeniyle iş sahasında arazisi bulunan kişilerin inşaatı engelledikleri, iş makinalarını çalıştırmadıkları, yolları kestikleri, hafriyat yapılan araziyi işgal ettikleri dosya içinde bulunan yazışmalardan, yüklenicinin muhtelif mercilere yıldırım telgraflar ve mektuplarla yaptığı başvurulurdan, yerinde düzenlenen tutanaklardan anlaşılmaktadır.
Bu durumda davalı kurumun ortaya çıkan temerrüdü nedeniyle davacı yüklenicinin akdi fesih ederek menfi zararlarını istemeğe hakkı olduğu kabul edilmelidir. ( BK. 94 ve 106 ncı maddeleri ). Bayındırlık İşleri Genel Şartnamesi sözleşmenin eki bulunmadığına ve süre uzatımını gerektiren durumların ortaya çıkması halinde yüklenicinin süre uzatımından başka talepte bulunamayacağına dair sözleşmede bir hüküm mevcut olmadığına göre, davalı işverenin yükleniciye ( 198 ) gün ek süre tanımış olması, davacının bu yasal hakkını kullanmasını engellemez. Gerçekten idarenin davanın açılmasından sonra dahi inşaat sahasında bulunan kişilere ait arazinin istimlak işlemlerini ikmal etmemek, bunların inşaat alanındaki yerleri işgal etmelerini ve inşaatı durdurmalarını önleyememek suretiyle işlerini davacının edimlerini yerine getirmesine olanak verecek ve eserin bitmesini sağlayacak şekilde teslim etmediği açıktır. Yukarıda belirtilen ve davalıya bağlı kusurlu nedenler karşısında davacının ancak ek süre isteyebileceği yolundaki görüş kabul edilemez. Davacının içine düşürüldüğü güvensiz ortamdan kurtulmasını istemekte, karşılıklı yükümlülükleri içeren kağıtların hüküm ve sonuçları açısından haklı sayılmalıdır. Nitekim benzer bir olayda dairemizin görüşü ayrı doğrultuda oluşmuştur.
Bilimsel görüşler de bu yoldaki uygulamayı doğrulamaktadır. Özellikle eser sözleşmelerinde yüklenici, alacaklının olumsuz tutumu yüzünden borcunu ifa edemeyecek duruma düştüğü takdirde, akitten dönme nedeniyle sözleşmenin feshi halinde aynen uygulanır. Olumsuz tutum, borçlunun kasten veya ihmal suretiyle edanın icap eden zamanda yerine getirilmesini temin için gerekli önlemleri almamak, ifaya mani olabilecek engelleri etkisiz kılmamak gibi eylemleri de içerir. Bu takdirde borçlu fesih hakkı ile birlikte borcu zamanında ifa olanağının verilmemiş olmasından dolayı önceden tahmin etmemiş ya da edememiş olsa dahi, uğradığı zararları istemek durumundadır.
Yüklenici sözleşmenin 18 inci maddesinde belirtildiği üzere işin devamı süresince işyerinde şantiye şefi bulundurmak ve 19 uncu maddesi gereğince de işyerine getirilen bilcümle makina, techizat ve benzeri şeyleri TKİ.'nin müsaadesini almadan şantiyeden uzaklaştırmamak ve başka işte çalıştırmamak zorundadır. Davacı şirket 11.10.1976 tarihli dilekçe ile ( 466 ) gün süre uzatımı istemiş, kurum ise yükleniciyi haklı bularak sözleşme süresini ( 198 ) gün uzatmıştır. Taraflar arasındaki diğer bir uyuşmazlık, süre uzatımını ne kadar olması gerektiği noktasındadır.
O halde mahkemece yapılacak iş, davacı yüklenicinin işi terkettiği güne kadar davalı kurumun yukarıda belirtilen tutum ve davranışları karşısında iş süresinin ne kadar uzatılması gerektiğinin yetenekli bilirkişiler aracılığı ile tespit ettirilmek, sözleşme hükümleri ve iş programı göz önünde tutularak bu süre içinde iş yerinde hazır bulundurulan ekip fesih isteğinin kabulü ile bu kaleme ilişkin menfi zararlarının ödetilmesine karar vermekten ibarettir (HGK. 12.2.1986, 42/134).