3194 Sayılı İmar Kanununun 04.07.2019 tarihli değişiklikle getirilen "İmar planlarında umumi hizmetlere ve kamu hizmetlerine ayrılan yerler" başlıklı 13. maddesinde; "Özel hukuk kişilerinin mülkiyetinde olup uygulama imar planında düzenleme ortaklık payına konu kullanımlarda yer alan taşınmazlar;
a- ) Bu kullanımlardan umumi hizmetlere ayrılan alanlar öncelikle 18. maddeye göre arazi ve arsa düzenlemesi yapılarak,
b- ) 4/11/1983 tarihli ve 2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu kapsamında sırasıyla, ilgisine göre Hazine veya ilgili idarelerin mülkiyetindeki taşınmazlar ile trampa yapılmak veya satın alınmak suretiyle,
ilgili kamu kurum ve kuruluşunca kamulaştırılarak kamu mülkiyetine geçirilir.
Düzenleme ortaklık payına konu kullanımlardan yol, meydan, ibadet yerleri, park ve çocuk bahçeleri hariç olmak üzere yapı yapılabilecek diğer alanlarda; alanların kamuya geçişi sağlanıncaya kadar maliklerinin talebi hâlinde ilgili kamu kuruluşunun uygun görüşü alınarak plandaki kullanım amacına uygun özel tesis yapılabilir.
İlgili mevzuat uyarınca hiçbir şekilde yapı yapılamayacak alanlarda muvakkat da olsa yapı yapılmasına izin verilmez. Mevcut yapılar kamulaştırılıncaya kadar korunabilir. Bu alanlarda beş yıllık imar programı süresi içinde, birinci fıkranın ( a ) ve ( b ) bentlerine göre işlem tesis edilerek parsel, kamu mülkiyetine geçirilmek zorundadır. Bu süre en fazla bir yıl uzatılabilir.
Parsel maliklerinin hisselerini idareye hibe etmeleri veya bedelsiz devretmeleri durumunda, idare devir işlemlerini bedel almaksızın gerçekleştirmekle yükümlüdür. Bu işlemler için parsel maliklerinden hiçbir vergi, resim, harç, döner sermaye ücreti ve herhangi bir ad altında bedel alınmaz.
Kamu kullanımına ait sosyal, kültürel ve teknik altyapı alanlarının, Hazine veya kamu mülkiyetindeki alanlarla trampa yapılması hâlinde, şahıs veya özel hukuk kişilerinden hiçbir vergi, resim, harç, ücret, döner sermaye ücreti ve herhangi bir ad altında bedel alınmaz.
Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Bakanlıkça hazırlanan yönetmelikle belirlenir.
" düzenlemesi yer almaktadır.
2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunun Ek 1. maddesinde; "Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle mülkiyet hakkının özüne dokunacak şekilde tasarrufu hukuken kısıtlanan taşınmazlar hakkında, uygulama imar planlarının yürürlüğe girmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde imar programları veya imar uygulamaları yapılır ve bütçe imkânları dâhilinde bu taşınmazlar ilgili idarelerce kamulaştırılır veya her hâlde mülkiyet hakkını kullanmasına engel teşkil edecek kısıtlılığı kaldıracak şekilde imar planı değişikliği yapılır/yaptırılır." hükmü yer almaktadır.
Uyuşmazlıkta,1986 yılından itibaren ( 2010 tarihli imar planları da dahil ) imar planlarında dava konusu taşınmazın 136 m²'sinin yolda, 55 m²'sinin park alanında, kalan kısmının da konut alanında kaldığı, 12/01/2015 tarih ve 1/44 Sayılı Sakarya Büyükşehir Belediye Meclisi kararıyla onaylanan 1/1000 ölçekli revizyon uygulama imar planlarında ise söz konusu taşınmazın park alanında kalan kısımının kaldırıldığı, parselin 75 m²'sinin yol alanında kaldığı, kalan kısmının ise ayrık nizam 3 kata kadar konut alanında kaldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, uyuşmazlığa konu taşınmazın güncel durumu itibariyle konut alanında kalan kısmı bakımından davalı idarenin kamulaştırma sorumluluğu kalmamış ise de, yol alanında kalan kısım bakımından; Mahkemece, imar planı revizyonundan sonra parselasyon yapılarak davacının mağduriyetinin giderilip giderilmediği hususunun araştırılarak, bu süre içerisinde parselasyon yapılmamış ise yol alanında kalan kısım bakımından taşınmazın ilk dava olan adli yargıdaki dava tarihindeki değeri tespit edilerek davalı idarece davacıya ödenmesine karar verilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, hukuki el atma nedeniyle açılan tam yargı davaları, adli yargıdaki fiili el atma nedeniyle açılan davalardan farklı olarak, 3194 ve 2942 Sayılı Kanunlar kapsamında açılan davalar olduğundan, hükmedilecek faizin; dava açma tarihi itibariyle talep edilen miktar için, dava tarihinden geçerli olmak üzere, ıslah edilen kısım için ıslah tarihi itibariyle hesaplanması gerekmektedir (Danıştay 6. D. 13.10.2020, 6170/9222).