Antalya İli, Aksu İlçesi, Kemerağzı Mahallesi, 13379 ada, 4 parsel sayılı taşınmaz üzerinde ruhsatsız olarak 837,57 m2 aquapark, 752,91 m² havuz, 231,02 m2 dükkan, 718,56 m2 teras alanı, 454,32 m2 betonarme bahçe duvarı, 23 m2 güvenlik kulübesi yapıldığı hususu 30/04/2014 tarihli ( İdare Mahkemesi kararında sehven 14/04/2014 tarihli yazılmıştır. ) yapı tatil tutanağı ile tespit edilmiştir.
Anılan tutanak esas alınarak, 3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 240.553,00-TL para cezası verilmesine, tespite konu yapıların ruhsatlandırılması için 30 gün süre verilmesine, verilen süre içerisinde yapıların ruhsatlandırılmadığı takdirde 3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca işlem yapılmasına, yine verilen süre sonunda yapıların ruhsatlandırılmaması durumunda aynı Kanun'un 42. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 2.718,00-TL para cezası verilmesine ilişkin 07/05/2014 tarih ve 67 Sayılı Aksu Belediye Encümeni kararı tesis edilmiştir.
Bunun üzerine, Aksu Belediye Encümeninin 07/05/2014 tarih ve 67 Sayılı kararının 3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesinin ikinci ve üçüncü fıkraları uyarınca toplam 243.271,00-TL para cezası verilmesine ilişkin kısmının iptali istemiyle bakılan dava açılmıştır.
İdare Mahkemesi kararının ruhsatsız olarak 837,57 m2 aquapark, 752,91 m² havuz, 231,02 m2 dükkan ve 23 m2 güvenlik kulübesi yapıldığından bahisle 3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesinin ikinci fıkrasının ( a ) bendi uyarınca belirlenen temel para cezaları ( sırasıyla 26.204,26-TL, 25.594,47-TL, 3.455-76-TL ve 93,84-TL ) ile aynı fıkranın ( c ) bendinin 3., 5. ve 8. alt bentleri ( sırasıyla toplam 33.209,00-TL, 11.069,66-TL ve 99.627,00-TL ) uyarınca artırım uygulanmasına ilişkin kısımları hakkında;
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyize konu İdare Mahkemesi kararının anılan yapılara ilişkin 3194 Sayılı Kanun'un 42. maddesinin ikinci fıkrasının ( a ) bendi uyarınca hesaplanan temel para cezaları ile aynı fıkranın ( c ) bendinin 3., 5. ve 8. alt bentleri uyarınca uygulanan artırımlar sonucunda verilen toplam 199.253,99-TL'lik para cezasına ilişkin kısmında, 2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmamaktadır.
İdare Mahkemesi kararının ruhsatsız olarak 837,57 m2 aquapark, 752,91 m² havuz, 231,02 m2 dükkan ve 23 m2 güvenlik kulübesi yapıldığından bahisle 3194 Sayılı Kanun'un 42. maddesinin ikinci fıkrasının ( c ) bendinin 2. alt bendi uyarınca toplam 22.139,33-TL ( 10.481,70-TL + 10.237,79-TL + 1.382,30-TL + 37,54-TL = 22.139,33-TL ) artırım uygulanmasına ilişkin kısmında;
2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 2. fıkrasında; idari yargı yetkisinin, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu, idari mahkemelerin, yerindelik denetimi yapamayacakları, yürütme görevinin kanunlarda gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı verilemeyeceği hüküm altına alınmıştır.
2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 31. maddesiyle atıfta bulunulan 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun "Bilirkişiye başvurulmasını gerektiren hâller" başlıklı 266. maddesinde, "Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. ( Değişik cümle: 3/11/2016-6754/49 md. ) Ancak genel bilgi veya tecrübeyle ya da hâkimlik mesleğinin gerektirdiği hukukî bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz..." hükmüne; "Bilirkişi açıklamalarının tespiti ve rapor" başlıklı 279. maddesinin 4. fıkrasında, "Bilirkişi, raporunda ve sözlü açıklamaları sırasında çözümü uzmanlığı, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hususlar dışında açıklama yapamaz; hâkim tarafından yapılması gereken hukuki nitelendirme ve değerlendirmelerde bulunamaz." hükmüne yer verilmiştir.
3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesinin 2. fıkrasının ( a ) bendinde, yapı sınıfı ve grubu dikkate alınmak suretiyle maddede belirtilen miktar ile yapının alanının çarpılması sonucu temel ceza miktarının hesaplanacağı ve bu miktar üzerinden ( c ) bendinin alt bentlerinde belirtilen artırım sebepleri için gösterilen oranlar uyarınca bulunan miktarların eklenmesi sonrasında toplam ceza miktarının bulunacağı belirtilmiş olup, söz konusu ( c ) bendinde ise artırım sebepleri sayılmış, bu artırım sebepleri uyarınca tespit edilen miktarların ( a ) ve ( b ) bentlerinde belirtilen şekilde tespit edilen para cezalarının miktarına göre ayrı ayrı hesap edilerek ilave olunacağı, para cezalarına konu olan alanın hesaplanmasında, aykırılıktan etkilenen alanın dikkate alınacağı düzenlenmiştir.
2577 Sayılı Kanun'un 2. maddesi uyarınca, idareler, yargı kararı ile işlem tesisine zorlanamayacağı gibi, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı da verilemeyeceğinden, 3194 Sayılı Kanun'un 42/2. maddesinin ( a ) bendinde öngörülen kriterlere göre temel para cezasına, ( c ) bendinde öngörülen artırım sebebi veya sebeplerinin uygulanması koşullarının oluşmadığının anlaşılması halinde, para cezasının hukuka aykırılığı tespit edilen artırım sebebine isabet eden kısmının iptaline karar verilmesi gerektiği, idare tarafından uygulanmayan artırım nedenlerinin uygulanması suretiyle işlemin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı idari yargı denetimi yetkisi aşılarak, idari eylem ve işlem niteliğinde yargı kararı verilemeyeceği açıktır.
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu encümen kararı ile 837,57 m2 aquapark, 752,91 m² havuz, 231,02 m2 dükkan ve 23 m2 güvenlik kulübesi yapıldığından bahisle, 3194 Sayılı Kanun'un 42. maddesinin 2. fıkrası uyarınca belirlenen temel para cezasına, aynı fıkranın ( c ) bendinin 2., 3., 5. ve 8. alt bentleri uyarınca artırım uygulandığı; İdare Mahkemesince yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen bilirkişi raporunda ise anılan ruhsatsız yapılar nedeniyle 3194 Sayılı Kanun'un 42. maddesinin 2. fıkrası uyarınca belirlenen temel para cezasına, aynı fıkranın ( c ) bendinin 1., 3., 5. ve 8. alt bentler uyarınca artırım uygulanarak para cezasının hesaplandığı görülmektedir.
Uyuşmazlıkta; davalı idare tarafından 3194 Sayılı Kanun'un 42. maddesinin ikinci fıkrasının ( c ) bendinin 2. alt bendi uyarınca ruhsatsız yapının "kamuya veya başkasına ait bir parselde yapıldığından" bahisle artırım uygulanmasına karşın, İdare Mahkemesince, anılan artırım nedeni yerine ( c ) bendinin 1. alt bendi uyarınca "hisseli parselde diğer maliklerin muvafakati alınmaksızın yapıldığından" bahisle artırım uygulanarak para cezasının belirlendiği anlaşılmaktadır.
Bu itibarla; İdare Mahkemesince, sadece davalı idare tarafından uygulanan 2. alt bende ilişkin değerlendirme yapılması ve anılan bendin uygulanması sonucu hesaplanan para cezası miktarı ile sınırlı olarak dava konusu para cezasının hukuka uygunluğunun denetlenmesi gerekirken; idarenin yerine geçilerek, 2. alt bent yerine idare tarafından uygulanmayan 1. alt bendin uygulanması ve bu alt bent uyarınca cezanın artırılması suretiyle para cezasının hesaplanmasında hukuki isabet görülmemiştir.
Öte yandan; İdare Mahkemesince, anılan ruhsatsız yapılar nedeniyle 3194 Sayılı Kanun'un 42. maddesinin 2. fıkrası uyarınca belirlenen temel para cezasına, aynı fıkranın ( c ) bendinin 2. alt bendi uyarınca uygulanan artırım nedeni incelenirken, uyuşmazlık konusu taşınmazın 241.103/552.454 hissesinin Maliye Hazinesi adına, 180.455/552.454 hissesinin Ş. C. , 180.455/552.454 hissesinin ise E. C. n Köşk adına kayıtlı olduğu, dolayısıyla taşınmazın tamamının kamuya ait olmadığı dikkate alındığında, anılan alt bent uyarınca artırım uygulanamayacağı hususunun göz önüne alınması gerekmektedir.
İdare Mahkemesi kararının ruhsatsız olarak 718,56 m2 teras alanı yapıldığından bahisle 3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 11.734,08-TL para cezası verilmesine ilişkin kısmı hakkında;
3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 21. maddesinde; "Bu Kanunun kapsamına giren bütün yapılar için 26. maddede belirtilen istisna dışında belediye veya valiliklerden ( .... ) yapı ruhsatiyesi alınması mecburidir. Ruhsat alınmış yapılarda herhangi bir değişiklik yapılması da yeniden ruhsat alınmasına bağlıdır. Bu durumda; bağımsız bölümlerin brüt alanı artmıyorsa ve nitelik değişmiyorsa ruhsat, hiçbir vergi, resim ve harca tabi olmaz. Ancak; derz, iç ve dış sıva, boya, badana, oluk, dere, doğrama, döşeme ve tavan kaplamaları, elektrik ve sıhhi tesisat tamirleri ile çatı onarımı ve kiremit aktarılması ve yönetmeliğe uygun olarak mahallin hususiyetine göre belediyelerce hazırlanacak imar yönetmeliklerinde belirtilecek taşıyıcı unsuru etkilemeyen diğer tadilatlar ve tamiratlar ruhsata tabi değildir. Belediyeler veya valilikler mahallin ve çevrenin özelliklerine göre yapılar arasında uyum sağlamak, güzel bir görünüm elde etmek amacıyla dış cephe boya ve kaplamaları ile çatının malzemesini ve rengini tayin etmeye yetkilidir. Bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce yapılmış olan yapılar da bu hükme tabidir." hükmüne, 32. maddesinde; "Bu Kanun hükümlerine göre ruhsat alınmadan yapılabilecek yapılar hariç; ruhsat alınmadan yapıya başlandığı veya ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığı ilgili idarece tespiti, fenni mesulce ( ... ) tespiti ve ihbarı veya herhangi bir şekilde bu duruma muttali olunması üzerine, belediye veya valiliklerce o andaki inşaat durumu tespit edilir. Yapı mühürlenerek inşaat derhal durdurulur.Durdurma, yapı tatil zaptının yapı yerine asılmasıyla yapı sahibine tebliğ edilmiş sayılır. Bu tebligatın bir nüshası da muhtara bırakılır. Bu tarihten itibaren en çok bir ay içinde yapı sahibi, yapısını ruhsata uygun hale getirerek veya ruhsat alarak, belediyeden veya valilikten mühürün kaldırılmasını ister. Ruhsata aykırılık olan yapıda, bu aykırılığın giderilmiş olduğu veya ruhsat alındığı ve yapının bu ruhsata uygunluğu, inceleme sonunda anlaşılırsa, mühür, belediye veya valilikçe kaldırılır ve inşaatın devamına izin verilir. Aksi takdirde, ruhsat iptal edilir, ruhsata aykırı veya ruhsatsız yapılan bina, belediye encümeni veya il idare kurulu kararını müteakip, belediye veya valilikçe yıktırılır ve masrafı yapı sahibinden tahsil edilir." hükmüne yer verilmiştir.
Dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan Planlı Alanlar Tip İmar Yönetmeliği'nin 16. maddesinin 23. fıkrasında; "Basit tamir ve tadil: Yapılarda derz, iç ve dış sıva, boya, badana, oluk dere, doğrama, döşeme ve tavan kaplamaları, elektrik ve sıhhi tesisat tamirleri ile çatı onarımı ve kiremit aktarılması işlemleridir." hükmüne, 24. fıkrasında ise; "Esaslı tadilat: Yapılarda taşıyıcı unsuru etkileyen veya yapı inşaat alanını veya emsale konu alanını veya taban alanını veya bağımsız bölüm sayısını veya ortak alanların veya bağımsız bölümlerin alanını veya kullanım amacını veya ruhsat eki projelerini değiştiren işlemlerdir. Esaslı tadil, ruhsata tabidir." hükmüne, aynı Yönetmeliğin 63. maddesinde ise; "Basit tamir ve tadiller ile korkuluk, pergola ve benzerlerinin yapımı ile bölme duvarı, bahçe duvarı, duvar kaplamaları, baca, saçak ve benzeri elemanların tamirleri ruhsata tabi değildir. Bunlardan iskele kurmayı gerektirenler için Belediyeye yazılı müracaat edilmesi zorunludur. Bu kapsamda kalmakla birlikte binanın ısı yalıtımını etkileyen işlemler yapılamaz." hükmüne yer verilmiştir.
Uyuşmazlıkta; İdare Mahkemesince yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi üzerine düzenlenen bilirkişi raporunda, 718,56 m2 teras alanı yapılmasına ilişkin imalatın ruhsata tabi olmadığı yönünde görüş bildirildiği ve anılan rapor hükme esas alınarak anılan yapı nedeniyle verilen para cezasının iptaline karar verildiği görülmekte ise de; dosyada bulunan bilgi ve belgeler ile bilirkişi raporunda yer alan fotoğrafların birlikte değerlendirilmesinden; tespite konu 718,56 m2'lik teras alanının ( güneşlenme terasının ) ruhsata tabi yapı niteliğinde olduğu sonucuna varılmıştır.
Bu durumda; İdare Mahkemesi kararının dava konusu işlemin ( ruhsatsız olarak 718,56 m2'lik teras alanı yapıldığından bahisle ) 11.734,08-TL para cezası verilmesine ilişkin kısmının iptaline ilişkin kısmında hukuki isabet görülmemiştir.
Öte yandan; İdare Mahkemesince anılan kısım yönünden verilecek kararda, 3194 Sayılı Kanun'un 42. maddesinin 2. fıkrası uyarınca belirlenen temel para cezasına, aynı fıkranın ( c ) bendinin 2. alt bendi uyarınca uygulanan artırım nedeni incelenirken, uyuşmazlık konusu taşınmazın 241.103/552.454 hissesinin Maliye Hazinesi adına, 180.455/552.454 hissesinin Ş. C. , 180.455/552.454 hissesinin ise E. C. n Köşk adına kayıtlı olduğu, dolayısıyla taşınmazın tamamının kamuya ait olmadığı dikkate alındığında, anılan alt bent uyarınca artırım uygulanamayacağı hususunun göz önüne alınması gerektiği açıktır.
İdare Mahkemesi kararının ruhsatsız olarak 454,32 m2 betonarme bahçe duvarı yapıldığından bahisle 3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca 7.425,60-TL para cezası verilmesine ilişkin kısmı hakkında;
3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesinde para cezasıyla ilgili düzenlemelere yer verilmiş, söz konusu maddenin 2. fıkrasının ( a ) bendinde yapı sınıfı ve grubu dikkate alınmak suretiyle maddede belirtilen miktar ile yapının alanının çarpılması sonucu temel ceza miktarının hesaplanacağı ve bu miktar üzerinden ( c ) bendinin alt bentlerinde belirtilen artırım sebepleri için gösterilen oranlar uyarınca bulunan miktarların eklenmesi sonrasında toplam ceza miktarının bulunacağı belirtilmiş olup, ( b ) bendinde; mevzuata aykırılığı yapı inşaat alanı üzerinden hesaplanması mümkün olmayan, yapının cephelerini ve diğer yapı elemanlarını değiştiren veya yapı malzemesi için öngörülen gereklere aykırı bulunan uygulamalar için, Bakanlıkça yayımlanan ve aykırılığa konu imalatın tespiti tarihinde yürürlükte bulunan birim fiyat listesine göre ilgili idarece belirlenen bedelin % 20'si kadar idari para cezası verileceği hükme bağlanmıştır.
Yukarıda açıklanan hükümlerin birlikte değerlendirilmesinden; para cezasının, yapının inşaat alanı üzerinden hesaplanması mümkün ise, 3194 Sayılı Kanun'un 42. maddesinin 2. fıkrasının a ) bendi uyarınca yapının inşaat alanı üzerinden, mekansal olarak alan oluşturmayan bahçe duvarı, kapı, pencere gibi imalatlarda ise, m2 üzerinden hesaplama yapılamayacağı için para cezasının ( b ) bendine göre yapının maliyet bedeli üzerinden hesaplanması gerekmektedir.
Bu durumda; imar mevzuatına aykırı olarak yapılan betonarme bahçe duvarları nedeniyle 3194 Sayılı Kanun'un 42. maddesinin 2. fıkrasının ( a ) bendi uyarınca para cezası hesaplanmasına olanak bulunmadığından, inşaat alanı üzerinden hesaplanması mümkün olmayan söz konusu imalatlar için anılan maddenin ( b ) bendi uyarınca, Bakanlıkça yayımlanan ve aykırılığa konu imalatın tespit tarihinde yürürlükte bulunan birim fiyat listesine göre ilgili idarece belirlenen bedelin % 20'si kadar temel idari para cezası uygulandıktan sonra, ( c ) bendi uyarınca arttırım sebepleri ilave edilerek para cezasının belirlenmesi gerekirken, betonarme bahçe duvarı için 3194 Sayılı Kanun'un 42. maddesinin ( a ) bendi uyarınca inşaat alanı üzerinden hesaplama yapılarak tesis edilen dava konusu işlemin 7.425,60-TL para cezası verilmesine ilişkin kısmında hukuka uyarlık; anılan aykırılık nedeniyle verilen para cezası yönünden kısmen işlemin iptali, kısmen davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet görülmemiştir.
İdare Mahkemesi kararının 3194 Sayılı Kanun'un 42. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 2.718,00-TL para cezası verilmesine ilişkin kısmına gelince;
3194 Sayılı Kanun'un 42. maddesinin ikinci fıkrasında, ruhsat alınmaksızın ya da ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapılması fiili cezalandırıldığı halde, üçüncü fıkraya göre verilecek cezanın, ruhsatsız ya da ruhsata aykırı yapının tespiti halinde, anılan Kanunun 32. maddesindeki mükellefiyeti yerine getirmeyerek bir ay içinde ruhsat almayan ya da yapısını ruhsata uygun hale getirmeyenlere yönelik olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre, ruhsat almadan ya da ruhsat ve eklerine aykırı yapı yapıldığının tespiti halinde, yapı tatil tutanağının düzenlenmesinden itibaren 32. maddede öngörülen bir aylık süre sonunda ruhsatın alınmamış ya da ruhsata aykırılıkların giderilmemiş olduğunun tespiti durumunda üçüncü fıkraya göre ceza verilebilecek, ruhsatsız yapı yapıldığı tespit edilmiş olmasına rağmen Kanunda öngörülen bir aylık süre içerisinde ruhsatın alınmış ya da ruhsata aykırılığın yapı sahibi tarafından giderilmiş olduğu durumlarda ise, üçüncü fıkraya göre ceza verilmesi olanaklı olmayacaktır. Ruhsata bağlanma olanağı bulunmayan yapılarda ise, yapı sahibine yüklenen mükellefiyetin bir aylık süre içerisinde yapıyı kaldırmak olacağı açıktır.
3194 Sayılı İmar Kanunun 42. maddesinin 3. fıkrasında, bu Kanunun 32. maddesindeki mükellefiyetlerin yerine getirilmemesini, yani bir ay içinde ruhsat alınmaması ya da yapının ruhsata uygun hale getirilmemesi fiilinin cezalandırıldığı, yapı sahibine yükümlülüklerini yerine getirmek üzere bir ayı geçmemek koşulu ile bir süre verilmesi durumunda, bu sürenin; herhangi bir süre verilmemesi halinde ise tespit tarihinden itibaren bir aylık sürenin sonunda ancak anılan madde uyarınca para cezası verilebileceği açıktır.
Uyuşmazlıkta, İdare Mahkemesince yaptırılan keşif sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda, 3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 42. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca verilmesi gereken toplam para ceza miktarının 220.361,59-TL olması gerektiği, idare tarafından anılan fıkra uyarınca verilen para cezası miktarının ise 240.553,00-TL olduğu belirtilmiş olup; anılan rapor hükme esas alınarak para cezasının 220.361,59-TL'lik kısmı yönünden davanın reddine, bu tutarı aşan 22.909,41-TL'lik miktar yönünden ise işlemin iptaline karar verildiği; 3194 Sayılı Kanun'un 42. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca verilen 2.718,00-TL'lik para cezasının da anılan miktar içerisinde yer aldığı ve bu kısım yönünden herhangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmadan, eksik incelemeye dayalı olarak anılan kısım yönünden işlemin iptaline karar verildiği görülmektedir.
Bu durumda; 3194 Sayılı Kanun'un 42. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca verilen 2.718,00-TL para cezasına ilişkin kısım yönünden eksik incelemeye dayalı olarak işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Öte yandan; İdare Mahkemesince, anılan kısım yönünden verilecek kararda, dava konusu işlem ile tespite konu yapıların ruhsatlandırılması için 30 gün süre verilmesine karar verildiği, verilen süre sonunda yapıların ruhsatlandırılmaması durumunda aynı Kanun'un 42. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca 2.718,00-TL para cezası verilmesi yolunda işlem tesis edildiği, dolayısıyla anılan fıkra uyarınca cezalandırılmanın ön koşulu olan bir aylık süre tanınması şartının yerine getirildiğinin dikkate alınacağı tabiidir (Danıştay 6. Dairesi, 11.3.2020, 4715/3617).