MİRAS BIRAKANIN ÖDEMEDEN ACZİ AÇIKÇA BELLİ VEYA RESMEN TESPİT EDİLMİŞ İSE MİRAS REDDEDİLMİŞ SAYILIR
~ 20.08.2012 ~
Dava rücuen tazminat isteğine ilişkindir.
Davacı vekili, Emniyet Müdürlüğü'nde görevli polis memurunun davalıları oğlu YA tarafından silahlı saldırıya uğradığını ve sonrasında vefat ettiğini, davalıların oğlu Y.A'nın ise intihar ettiğini, ölen polis memurunun hastane giderlerinin 4.355.040.000 TL. olduğunu ve müteveffa polis memurunun mirasçılarına 32.585.000.000 TL. tazminat ödenmesine karar verildiğini ileri sürerek 32.585.000.000 TL.'nin 31.12.2003 tarihinden itibaren, 4.355.040.000 TL.'nin ise 22.11.2002 tarihinden itibaren faiziyle birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, davalılara oğullarından intikal eden mal varlığı bulunmadığını, aczi tüm çevre tarafından bilinirken öldüğünü, MK. 605/2. maddesinde açıkça belirtildiği gibi ölümü tarihinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli ise mirasın reddedilmiş sayılacağını, mirasçıların ayrıca bir irade açıklamasına gerek bulunmadığını, davalıların mirası hükmen red etmiş olmaları nedeniyle miras bırakanın borcunun tazminine yönelik davanın reddine karar verilmesini cevaben bildirmiştir.
Yerel Mahkemece; "Davalıların miras bırakanının, ölüm tarihinde ödemeden aciz içinde olduğu ve mirasın hükmen red edildiği ve mirası red eden mirasçı davalıların miras bırakanın borcundan dolayı sorumlu olmadıklarının kabulü gerekir." gerekçesi ile davanın reddine dair verdiği karar, Özel Dairece yukarıda belirtilen nedenle bozulmuş, Yerel Mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Özel Daire ile Yerel Mahkeme arasındaki uyuşmazlık, mirasın reddine ilişkin yasal hükümlerin somut olayda uygulanıp uygulanamayacağı noktasındadır.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 605. maddesi "B.Ret; I.Ret beyanı; I.Ret hakkı" başlığı ile düzenlenmiştir.
Birinci fıkrası "Yasal ve atanmış mirasçılar mirası reddedebilirler." hükmünü içermektedir. Kayıtsız, şartsız red ( hakiki red )olup, bu davada uygulama dışındadır.
İkinci fıkrası "Ölümü halinde miras bırakanın ödemeden aczi açıkça belli veya resmen tespit edilmiş ise, miras reddedilmiş sayılır" hükmünü amirdir. Bu hüküm bir karinedir. Konumuzu veyadan önceki cümle ilgilendirmektedir. Türk Kanunu Medenisi'nin 545. maddesinin sadeleştirilmiş şekli aynen kaleme alınmıştır.
Bir çok yargı kararlarında ve ilmi görüşlerde bu red, hükmi red olarak isimlendirilmektedir. Türk Medeni Kanunu, "hakiki redde" süre ile kayıtlı ve mirasçıların tek taraflı irade açıklamasını öngördüğü halde, söz konusu "hükmi reddin" sonuç doğurması için herhangi bir irade açıklaması ya da dava yolu öngörmemiştir. Öyle ki; reddin kendiliğinden oluştuğu kabul edilip, mirasın açılması ile kendiliğinden mirasçılara intikal edeceği ( TMK. m. 599 )yönündeki kurala bir istisna getirilmiştir. Eğer mirasçı olabilecek kişi sarih irade beyanıyla ya da Türk Medeni Kanunu'nun 610. maddesinin ikinci cümlesinde açıklanan davranışlarla mirası kabul etmiş ise, zaten yapılabilecek bir işlem kalmamıştır.
Mirası hükmen red etmiş sayılan kişi, tereke alacaklıları aleyhine husumet yönelterek bu durumun tespitini isteyebileceği gibi, bunu def'i yolu ile de ileri sürebilir.
Somut olayda, mirasçılar def' i yolunu tercih etmişlerdir. Açılan bu davada miras bırakanın ödemeden aczinin açıkça belli olduğunu dile getirmişlerdir. İşte bu halde mirasın reddedilmiş olduğunun kabulü gerekir.
Bu durumun teyidi yönünden, mahkeme duruşma safahatında; Tapu Sicil Müdürlüğü'ne, SSK İhtiyarlık Sigorta Müdürlüğü'ne, Vergi Dairesi Müdürlüğü'ne, Emekli Sandığı'na müzekkereler yazmış, aldığı cevaplarla miras bırakanın hiçbir taşınmazının bulunmadığı, vergi mükellefi olmadığı, SSK ve Emekli Sandığı'ndan maaş almadığı belirlenmiştir. Ayrıca; Emniyet Müdürlüğü'nden alınan cevabi yazıda da, miras bırakanın ölmeden önce boşta gezdiği, işinin olmadığı, üzerine kayıtlı mal varlığının bulunmadığı tespit edilmiştir. Dinlenen şahit de bu durumu teyit etmiştir.
Bu açıklamalardan anlaşıldığı gibi, miras bırakanın taşınır, taşınmaz hiçbir malı olmadığı gibi, maaşının da bulunmadığı, herhangi bir işte de çalışmadığı belirlenmiştir. Yani miras bırakanın ödemeden aczi açıkça bellidir. Karinenin doğruluğu somut olayda saptanmış olup, aksi davacı tarafından ispat edilememiştir.
Bu görüşümüzü; Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 14.03.1984 gün ve 1982/2266 E, 1984/239 sayılı kararı ile, 14.03.2001 tarih ve 2001/2-220 E, 240 sayılı kararları da doğrulamaktadır.
Yukarıda açıklanan ve tüm dosya muhteviyatına uygun olan gerekçeler karşısında usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir (HGK. 16.4.2008, 332/336).
Hits: 16993