Taşınmaz mal üzerinde malikinden başka bir kimseye veya paydaşlarından birine ait muhdesat mevcut ise bunun sahibi cinsi, İhdas tarihi ve iktisap sebebi belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilir (Kadastro Kanunu md. 19/2).
Taşınmaz mal üzerinde maliklerden başka bir kimseye veya paydaşlardan birine ait muhtesat mevcut ise bunun sahibinin, cinsinin, ihdas tarihinin ve iktisap sebebinin belirtilerek tutanağın ve kütüğün beyanlar hanesinde gösterilecektir.
Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur. Bütünleyici parça, yerel adetlere göre asıl şeyin temel unsuru olan ve o şey yok edilmedikçe, zarara uğratılmadıkça veya yapısı değiştirilmedikçe ondan ayrılmasına olanak bulunmayan parçadır (MK. md. 684).
Bir taşınmazın eklentileri, malikin istemi üzerine kütükteki beyanlar sütununa yazılır. Bu kaydın terkini, kütükte hak sahibi görünen bütün ilgililerin rızasına bağlıdır. Taşınmaz mülkiyetine ilişkin kamu hukuku kısıtlamalarının beyanlar sütununa yazılması ve bu sütuna yazılabilecek diğer hususlar Cumhurbaşkanınca çıkarılan yönetmelikle belirlenir (TMK. md. 1012).
Muhdesat, sözlük anlamıyla "muhdes", ihdas edilmiş, sonradan meydana gelmiş, eskiden olmayan demektir .
Medeni Yasamızın öngördüğü sistemde ana kural, muhdesatın bağımsız biçimde mülkiyete konu olamayacağıdır. Muhdesat, bağımsız ve devamlı bir hak değildir. Yani bir taşınmazda muhdesat ayrı, arz ayrı mülkiyet konusu edilemez. ikili mülkiyete imkan yoktur. Muhdesat zeminin bir parçasıdır ve ondan ayrı düşünülemez. EI değiştirmelerde muhdesat tapu sicilinde gösterilmez. Bu maddelerde geçen ( bina ) ve ( ebniye ) sözcükleri uygulamada ve yargısal kararlarda genellikle ( muhdesat ) kelimesi ile ifade edilmektedir.
Muhdesatın, "tesbiti yapılan taşınmaz üzerinde malikten başka bir kimseye veya paydaşlardan birine ait olan yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe gibi dikilen şeyleri ifade ettiğini söylemek mümkün olduğu gibi, "kanun koyucunun burada sözünü ettiği muhdesatla, MK.nun 722-724 ve 729. maddelerinde sözü edilen bina ve fidan deyimleri arasında bir ayrıcalık bulunmadığı"nı anlamak da gerekir.
Maddenin öngördüğü muhdesatın, mütemmim cüz niteliğinde olduğunu, başka bir deyişle geçici ve taşınabilir olmaması ve taşınmaza sıkı sıkıya bağlı bulunması gerektiğini söylemek de yanlış olmaz.
O halde,3402 sayılı Yasanın 19/2. maddesinde yer alan muhdesat sözcüğünün içeriğini saptarken özellikle bu konuluş amacını ve MK.nun 722-724 ve 729. maddeleri hükümlerini göz ardı etmemek, bütün bunları değerlendirecek bir sonuca ulaşmak gerekir.
Medeni Yasamız, güven ve açıklık gereği tapu sicilini 1008 ila 1019. maddelerinde düzenlemiş ve nelerin sicilde yer alabileceğini kurala bağlamıştır. Bunlardan 1009. madde, tapu siciline kaydolunacak ayni hakları; 1009. madde, sicile şerh verilebilecek kişisel hakları; 1010 ve 1011. maddeler ise, temlik hakkının sınırlamaları ile muvakkat tescili düzenlemiştir.
Tapu Sicili Tüzüğü'nün 46. Maddesinin 1. Fıkrasında; kütüğün şerhler sütununa kişisel hakların, tasarruf yetkisini kısıtlayan veya yasaklayan şerhlerin, geçici tescil şerhleri ile yasalarda öngörülen diğer konuların yazılacağı kurala bağlanmıştır.
"Beyanlar", gerek tescillerden, gerekse şerhlerden farklıdır. Kütüğün beyanlar hanesine işlenen bir kayıt, kural olarak ne bir ayni hak İhdas eder; ne de şahsi bir hakkı kuvvetlendirmeye yarar. Beyanların fonksiyonu, gayrimenkulle ilgili bazı fiili veya hukuki durumlara ya da zaten mevcut bulunan bazı haklara aleniyet sağlamaktan ibarettir
Muhdesatın beyanlar hanesinde gösterilmesi hususu da kişiye herhangi bir hak vermez. Sadece madde gerekçelerinde de açıkça vurgulandığı üzere eylemli ( fiili ) durumun belirtilmesi demek olup; muhdesat sahibi yararına sürekli ve ayni bir hak meydana getirmez.
Muhdesatı meydana getiren ile arz sahibi arasında doğabilecek çekişmede, muhdesat sahibinin hakkını kaybetmemesi bakımından, onu güvenceye almak amaçlanmıştır. Bir başka söyleyişle bu beyan sadece aleniyet ve kanıtlama kolaylığı sağlar.
Bir taşınmaz üzerine bina yapılması veya ağaç dikilmesinin muhdesat sayılması gerektiği tartışmasızdır.
Muhdesatın mütemmim cüz, yani taşınmazın ayrılmaz parçası niteliğini taşıması gerektiğinde bir anlaşmazlık söz konusu değildir.
Sonuç: Muhtesat; zeminin bir parçasıdır, ondan ayrı düşünülemez; bağımsız ve devamlı bir hak değildir; şahsi bir haktır; muhtesatın beyanlar hanesinde gösterilmesi kişiye herhangi bir hak vermez; muhtesat ayrı, arz ayrı olarak mülkiyete konu edilemez.