Av. İlker Hasan Duman
Çin’de görülen ve tüm dünyaya yayılan koronavirüs, ülkemize de sıçramış, ilk vak’a 11 Mart tarihinde tespit edilmiştir. Bugün itibarıyla vak’a sayısı..., can kaybı ise … olmuştur. Virüs önlemleri kapsamında tiyatro, sinema ve düğün salonu, kahvehane, kafeterya, kıraathane, kır bahçesi, nargile salonu, çay bahçesi, kuaförler, güzellik salonları, lokantalar, lunapark ve spor merkezi, pazar, çarşı ve mağazalar vb. yurttaşların bir arada bulunduğu birçok mekan faaliyetlerini durdurdu; karara uymayan mekanlar kapatıldı. Yaşı 65’in üstünde olan insanların sokağa çıkması sınırlandırıldı. Risk grubunda bulunan birçok çalışan ücretli veya ücretsiz izne çıkarıldı. Acil olmayan davaların duruşmaları ertelendi. Nafaka icraları dışında icra işlemleri başlatılamadı/devam ettirilemedi. Camiler kapatıldı. Siyasi partiler grup toplantılarını ve etkinliklerini erteledi. Bu durum dövizi daha değerli hale getirdi. Ekonomik, sosyal ve kültürel yaşam felç oldu. Normal yaşama kaç ay sonra geçileceği konusu tartışmalıdır. Sorunun tıbbi yanının nasıl çözümleneceği konusunda ortaya atılan görüşlerde birlik yoktur.
İşte bu ortamdan inşaat dünyası nasıl etkilenecektir?
Yüklenici, kusuru olmaksızın, çalışamamaktan dolayı, edimlerini yerine getirmede gecikirse bundan sorumlu olacak mıdır?
Arsa sahipleri bunu fırsat bilerek sözleşmeyi bozmaya ve sözleşmede yazılı olan yaptırımları istemeye yönelecekler midir?
Yükleniciden daire alan kişiler, sözleşmelerindeki gecikmeye ilişkin yaptırımları uygulamaya koyacaklar mıdır?
Yüklenici finans ihtiyacını bankadan aldığı krediyle karşılıyorsa, koronavirisün etkisinin kalktığı tarihe kadar ödenmesi gereken kredi taksitlerini ödeyemezse, Banka anlayış göstermeyecek midir?
Onlarca sorun vardır.
Bunlardan sadece birini ele almak istiyorum: Koronavirüs nedeniyle çalışmalarını ve edimlerini aksatmak zorunda kalan yüklenici, edimler arası denge bu nedenle bozulduğunda, mahkemeye başvurarak, bu dengenin yeniden kurulmasını isteyebilir mi?
Açıklamaya geçmeden önce, “dünya çapında felaket” kabul edilen koronavirüsün, karşılıklı olan/olmayan tüm dengeleri bozduğu bir gerçek olduğunu belirtmeliyim.
Koronavirüsün öldürücü/bozucu/dağıtıcı/durdurucu/batırıcı/söndürücü/kapatıcı, etkisinden önce yüklenici direnime düşmüşse veya inşaata devam edemeyeceğini bildirmişse, TBK. md. 480/II’den yararlanamayacaktır.
Yüklenici, koronavirüsün öldürücü/bozucu/dağıtıcı/durdurucu/batırıcı/söndürücü/kapatıcı etkisinden önce direnime düşmemişse veya inşaata devam edemeyeceğini bildirmemişse, TBK. md. 480/II’den yararlanabilir.
Yüklenicinin bu maddeden yararlanabilmek için aşağıdaki koşulların gerçekleşmesi gerekir:
Başlangıçta öngörülemeyen veya öngörülebilip de taraflarca göz önünde tutulmayan durumlar bulunmalıdır. Koronavirüsün bu nitelikte bir durum olduğunda tereddüt etmemek lazım.
Söz konusu durum taraflarca belirlenen götürü bedel ile eserin yapılmasına engel olmalı veya son derece güçleştirmelidir. Koronavirüsün inşaat sözleşmesine bu etkileri yaptığı muhakkaktır. Yargıç, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, valilik ve belediyeden Koronavirüsün “inşai faaliyete engel olup olmadığını, engel olmuş ise kaç ay engel olduğunu soracak, icabında bilirkişiden görüş alacaktır.
Yüklenici, yukarıdaki koşulların gerçekleştiğini düşünerek, yargıçtan sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteyecektir. Bu uyarlama, süre verme (teslim süresini uzatma) biçiminde olabileceği gibi, arsa sahibinden olan alacağını arttırma veya sözleşmede yazılı olan bazı yükümlülüklerinden kurtarma biçiminde de olabilir.
Uyarlama mümkün olmadığı veya karşı taraftan beklenemediği takdirde, yüklenici sözleşmeden dönme hakkına hakkını kullanabilir. Yüklenici bunu istemezse, yargıç, sözleşmenin geriye etkili olarak bozulmasına kendiliğinden karar vermeyecektir.
Yüklenici, dürüstlük kurallarının gerektirdiği durumlarda, sözleşmeden dönme yerine, sözleşmenin ileriye etkili olarak bozulmasını isteyebilir. Yargıcın buna karar verirken (somut olayın özelliğini) ve (TMK. md. 2’in gereklerini) gözeteceği muhakkaktır. (TBK. md. 480/II). (Geniş bilgi için Bkz. İlker Hasan Duman, İnşaat Hukuku, 9. Baskı, Ankara 2018, Seçkin Yayınları, sf. 1067 vd.).
Koronavirüs, sadece ulusal değil, evrensel bir felakettir. Toplumun tüm kesimleri bundan etkilenirken, inşaat sektörünün ve yükleniciler topluluğunun bundan etkilenmemesi düşünülemez. İlgili tarafların “toplumsal uzlaşma ve birbirini anlama” temelinde bu etkilenmenin olumsuz sonuçlarını birlikte ortadan kaldırmaları gerekir. Bunu başaramazlarsa, yüklenicinin yapacağı başvuru üzerine, yargıç bozulan edimler arsı dengenin yeniden kurulması, örneğin tamamlama ve teslim süresinin uzatılması, yükümlülüklerinin azaltılması, alacaklarının arttırılması veya somut olayın gerektirdiği başka çözümler ile edimleri yeni bir dengeye oturtabilir; Yasa koyucu, bu konuda yargıcı sınırlamamıştır. Yasa koyucunun sınırladığı tek durum vardır: Yüklenici uyarlama veya ileriye etkili bozma istemişse, yargıç sözleşmenin geriye etkili olarak bozulmasına karar vermeyecektir.