Borcun zamanaşımına uğramasıyla, borç ( alacak ) sona ermez, sadece alacaklının dava yoluyla alacağını elde etme olanağı, "alacağın dava edilebilme niteliği" ortadan kalkar. Zamanaşımına uğramış bir borç, ifa edilebilen, fakat dava edilemeyen eksik bir borçtur.
Zamanaşımına uğramış borç ifa edilirse, ifa geçerlidir, bir bağışlama veya alacaklı yönünden bir "sebepsiz zenginleşme" söz konusu değildir. Borçlu, borcun zamanaşımına uğradığını bilmediğini, bu nedenle yanılarak ödemede bulunduğunu ileri sürerek verdiğini geri isteyemez (TBK md. 78/II).
Zamanaşımı hukuki açıdan "def'i" ( kişisel savunma nedeni ) niteliğindedir. Borçlu borcunu ifadan kaçınmak istiyorsa, zamanaşımı def'inde bulunup, alacağın zamanaşımına uğradığını, dava edilebilme niteliğini kaybettiğini ileri sürebilir (TBK md. 161).
Zamanaşımı ileri sürülmezse, yargıç bunu kendiliğinden göz önüne alamaz.
Bir alacağın zamanaşımına uğraması yani alacağın "dava edilebilme" niteliğini kaybetmesi için, "zamanaşımı süresi"nin geçmesi gerekir.
Sözleşmeden doğan alacaklarda zamanaşımı alacağın istenebilir duruma geldiği zamandan başlar.
Borcun yerine getirilmesi bir (TBK md. 90) ve borcun doğumu ile birlikte zamanaşımı işlemeye başlar.
Alacaklı, alacağının varlığından haberdar olmasa dahi, alacağın istenebilir olmasıyla birlikte, zamanaşımı süresi işler.
Borcun yerine getirilmesi bir süreye bağlanmışsa, alacak, sürenin dolması ile, ifa gününün gelmesiyle istenebilir olur ve o günden itibaren zamanaşımı işler.
Alacağın istenebilirliği, alacaklının bir bildirimine ( ihbarına ) bağlı ise, zamanaşımı bu bildirimin yapılabileceği günden itibaren işler (TBK md. 149/II).
Erteleyici koşula bağlı borçlarda zamanaşımı, koşulun gerçekleştiği, bu suretle alacaklının borcun ifasını isteyebileceği tarihten itibaren işlemeye başlar. Buna karşılık, bozucu koşula bağlı borçlardakoşula rağmen zamanaşımı işler.
Zamanaşımı süresi işlemeye başladıktan sonra borçlunun bazı eylemleri, borçla ilişkisinin devam ettiğini ve bu ilişkiyi devam ettirdiğini, alacaklının bazı eylemleri ise alacakla ilişkisinin devam ettiği ve hakkının peşinde olduğunu ortaya koyabilir. Bu eylemlere rağmen, zamanaşımı süresinin işlemeye devam ettiğini ve borcu sona erdirdiğini kabul etmek güçtür. Bunun dışında bazı alacakların nitelikleri ya da alacaklı ile borçlu arasındaki ilişkinin özel niteliği zamanaşımı süresinin işlemesini haklı göstermeyebilir. Bu mantıktan hareket eden Türk Borçlar Kanunu'nda, zamanaşımını durduran ve kesen nedenlere yer vermiştir
Zamanaşımının durması demek, o ana kadar işlemiş olan zamanaşımı süresinin işlediği noktada durması, buna yol açan sebebin ortadan kalktığı andan itibaren kaldığı yerden işlemeye devam etmesi demektir. Daha önce işlemeye başlamış bulunan zamanaşımı durmuşsa, neden ortadan kalkınca, zamanaşımı kaldığı yerden işlemesini sürdürür: İşlemiş bulunan süreler dikkate alınır, geri kalan süre için zamanaşımı yeniden işlemeye devam eder (TBK md. 153).
Zamanaşımının kesilmesi ( kat'ı ) ise, borçlunun veya alacaklının veya yargıcın belli eylemlerinin sonucu olarak, işlemiş bulunan zamanaşımı süresinin yanması ve kesilmeye neden olan olaydan itibaren yeni bir zamanaşımı süresinin işlemeye başlamasıdır.
Zamanaşımının kesilmesi için, zamanaşımının işlemekte olması gerekir. Zamanaşımı süresi dolmuşsa, zamanaşımının kesilmesi söz konusu olmaz.
Zamanaşımını kesen nedenler TBK md.154 ve 157'de gösterilmiştir. Bu maddelere göre zamanaşımı: borçlunun bir eylemiyle; alacaklının bir eylemiyle; yargılama ve takibe ilişkin bir işlemle; yargıcın emir ve hükmüyle kesilebilir.
TBK md. 154/I'e göre borçlunun borcunu kabul ettiğini gösteren, borcun kısmen ödenmesi, güvence verilmesi gibi fiiller bizzat borçlu tarafından veya onun onayı ile üçüncü şahıs tarafından yapıldığı takdirde zamanaşımı kesilir. Üçüncü şahsın, borçlunun bilgisi dışında alacaklıya ödemede bulunması zamanaşımını kesmez.
TBK md. 154/II’ye göre, “alacaklı, dava veya def'i yoluyla mahkemeye veya hakeme başvurmuşsa veya icra takibinde bulunmuşsa veya iflas masasına başvurmuşsa” zamanaşımı kesilir.
Dava, dava dilekçesinin kaydedildiği tarihte açılmış olur (HMK md. 118). Alacaklı alacağının bir kısmı için ( diğer kısma ilişkin isteğini saklı tutarak ) dava açmışsa, veya alacağının bir kısmı için icra takibinde bulunmuş ise, zamanaşımı sadece dava veya takip edilen kısım için kesilir.
TBK md. 157/I’e göre, bir dava veya def'i ile kesilmiş bulunan zamanaşımı, dava süresince iki tarafın yargılama ile ilgili her işleminden veya yargıcın her kararından sonra ( kesilir ve ) yeniden işlemeye başlar.
Dava veya def'i reddedilirse zamanaşımı kesilmiş olmaz. Ancak dava esastan reddedilmemişse, davanın yeniden açılması mümkünse, fakat davanın açıldığı ( def'in ileri sürüldüğü ) gün ile reddedildiği tarih arasında geçen zaman içinde zamanaşımı süresi dolmuşsa, TBK md. 158'de, belli haller için alacaklı yararına ( reddin kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek ) bir ek süre öngörülmüştür. TBK md. 158’e'e göre, dava veya def'i, mahkemenin yetkili veya görevli olmaması ya da düzeltilebilecek bir yanlışlık yapılması yahut vaktinden önce açılmış olması nedeniyle reddedilmiş olup da o arada zamanaşımı veya hak düşürücü süre dolmuşsa, alacaklı altmış günlük ek bir süre içinde haklarını kullanabilir.
TBK md. 157/II'ye göre, zamanaşımı, icra takibi ile ( kovuşturulması ile ) kesilmişse alacağın takibine ilişkin her işlemden sonra yeniden işlemeye başlar.
Zamanaşımı kesilince, kesilmeden itibaren yeni bir süre işlemeye başlar. Zamanaşımının kesilmesinden sonra işleyecek yeni zamanaşımı süresi, eski ( kesilen ) zamanaşımının aynıdır. Örneğin, beş yıllık bir zamanaşımı süresi kesilmişse, yeniden işlemeye başlayacak zamanaşımı süresi de beş yıldır. Bu genel kurala, TBK md. 156/II’de iki istisna getirilmiştir: “Borç bir senetle tanınmış” veya “kesinleşmiş, mahkeme veya hakem kararı ile sabit olmuşsa” kesilen süre daha kısa olsa bile, yeni zamanaşımı süresi daima on yıldır.
Alacak, eser sözleşmesinden kaynaklanmışsa TBK'nun 147/6. ) maddesinde öngörülen 5 yıllık zamanaşımı süresine tabidir.
TBK'nun 154/II maddesi gereğince, icra takibi yapılmakla zamanaşımı kesilir. İcra takibinde dosyanın işlemden kaldırılması halinde takip derdest kalmaya devam edeceğinden, takibin yapıldığı tarihte işlemekte olan zamanaşımı süresi kesilmiştir.