TARIM ARAZİLERİNİN DAVA YOLUYLA ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ
~ 04.12.2011 ~
TOPRAK KORUMA VE ARAZİ KULLANIMI KANUNUNDA
DEĞİŞİKLİK YAPILMASI HAKKINDA KANUN
Kanun No. 5578 Kabul Tarihi : 31/1/2007
MADDE 1 – 3/7/2005 tarihli ve 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 3 üncü maddesine aşağıdaki bent eklenmiştir.
"t) Özel Arazi Toplulaştırması: Köy tüzel kişiliği, belediyeler, kooperatifler, birlikler gibi tüzel kişilikler veya kamu kuruluşlarının, hizmet konuları ile ilgili arazi teminini de kapsayacak şekilde yapacakları arazi toplulaştırmasını,"
MADDE 2 – Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8 inci maddesi aşağıdaki şekilde değiştirilmiştir.
"MADDE 8 – Tarım arazileri; doğal özellikleri ve ülke tarımındaki önemine göre, nitelikleri Bakanlık tarafından belirlenen mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ve marjinal tarım arazileri olarak sınıflandırılır. Ayrıca Bakanlık tarım arazilerinin korunması, geliştirilmesi ve kullanımı ile ilgili farklı sınıflandırmalar yapabilir.
Tarımsal faaliyetin ekonomik olarak yapılabildiği en küçük alana sahip ve daha fazla küçülmemesi gereken yeter büyüklükteki tarımsal arazi parsel büyüklüğü, bölge ve yörelerin toplumsal, ekonomik, ekolojik ve teknik özellikleri gözetilerek Bakanlık tarafından belirlenir. Belirlenen küçüklüğe erişmiş tarımsal araziler miras hukuku bakımından bölünemez eşya niteliğini kazanmış olur. Tarımsal arazinin bu niteliği tapu kütüğüne şerh edilir.
Belirlenen parsel büyüklüğü; mutlak tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde 2 hektar, dikili tarım arazilerinde 0,5 hektar, örtü altı tarımı yapılan arazilerde 0,3 hektar ve marjinal tarım arazilerinde 2 hektardan küçük olamaz. Tarım arazileri bu büyüklüklerin altında ifraz edilemez, bölünemez veya küçük parsellere ayrılamaz. Ancak çay, fındık, zeytin gibi özel iklim ve toprak istekleri olan bitkilerin yetiştiği yerler ile seraların bulunduğu alanlarda, yörenin arazi özellikleri daha küçük parsellerin oluşmasını gerekli kıldığı takdirde, Bakanlığın uygun görüşü ile daha küçük parseller oluşturulabilir.
Bakanlığın uygun görüşü ile kamu yatırımları için ihtiyaç duyulan yerler hariç olmak üzere tarım arazileri, belirlenen büyüklükteki parsellerden daha küçük parçalara bölünemez. Bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne şekilde gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda, bu araziler ifraz edilemez, payları üçüncü şahıslara satılamaz, devredilemez veya rehnedilemez. Bu araziler hakkında 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun özgülemeye ilişkin hükümleri kıyasen uygulanır."
MADDE 3 – Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 13 üncü maddesinin birinci fıkrasına (d) bendinden sonra gelmek üzere aşağıdaki (e) bendi ile birinci fıkrasının sonuna "Bakanlık bu yetkisini valiliklere devredebilir." cümlesi eklenmiştir.
"e) Kamu yararı gözetilerek yol altyapı ve üstyapısı faaliyetlerinde bulunacak yatırımlar,"
MADDE 4 – Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 17 nci maddesinin ikinci fıkrasından sonra gelmek üzere aşağıdaki üçüncü fıkra eklenmiştir.
"Köy tüzel kişiliği, belediyeler, kooperatifler, birlikler gibi tüzel kişilikler veya kamu kuruluşlarının, hizmet konuları ile ilgili özel arazi toplulaştırması ve/veya tarla içi geliştirme hizmeti yapmak istemeleri durumunda, Bakanlığa gerekçeleri ile başvurarak toplulaştırma isteklerini bildirirler. Gerekçelerin yeterli görülmesi durumunda Bakanlığın teklifi ile Bakanlar Kurulu kararı alındıktan sonra başvuran tüzel kişilik veya kuruluş bu Kanuna göre toplulaştırma projesini hazırlar ve onay için Bakanlığa iletir. Özel arazi toplulaştırması yapmak isteyen kuruluş, gerekli teknik personeli bünyesinde bulundurmak veya proje süresince tâbi oldukları mevzuat hükümlerine uygun olarak sözleşmeli personel çalıştırmak zorundadır. Özel arazi toplulaştırması
yapan kurum veya kuruluşlar kamu yatırımları için ihtiyaç duyulan arazi miktarını toplulaştırma yoluyla karşılayabilir. Özel arazi toplulaştırması yapacak idarelerce ihtiyaç duyulacak yatırımlar için ortak kullanım alanı kesinti payı ile karşılanamayan araziler, varsa hazine arazilerinden, hazine arazilerinin yeterli olmadığı veya bulunmadığı yerlerde ise ilgili idarelerce belirlenecek usûl ve esaslar dahilinde fizikî tesislerin yapılacağı alana bağlı kalınmaksızın gerçek ve tüzel kişilerinden anlaşma yoluyla karşılanabilir. Bu araziler, fizikî tesislerin yapılacağı yere kaydırılır. Aynı alanda birden fazla kurum veya kuruluş tarafından toplulaştırma ve/veya tarla içi geliştirme hizmeti yapmak talebinde bulunulması halinde toplulaştırmayı ve/veya tarla içi geliştirme hizmetini yapacak kuruluşu Bakanlık belirlemeye yetkilidir."
MADDE 5 – Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununa aşağıdaki ek madde eklenmiştir.
"EK MADDE 1 – Bakanlık, bu Kanunun uygulamasında ihtiyaç duyulacak her türlü eğitim faaliyetini düzenleyebilir ve eğitim sonrası sertifika verebilir."
MADDE 6 – Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununa aşağıdaki geçici madde eklenmiştir.
"GEÇİCİ MADDE 3 – 11/10/2004 tarihinden önce, gerekli izinler alınmadan tarım dışı amaçlı kullanıma açılmış bulunan arazilerin istenilen amaçla kullanımı için, bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren bir yıl içerisinde Bakanlığa başvurulması, hazırlanacak toprak koruma projesine uyulması ve tarım dışı kullanılan tarım arazilerinin her metre karesi için beş Yeni Türk Lirası ödenmesi şartıyla izin verilir.
Söz konusu arazi ve tesislerin istenilen amaçla kullanımı için çeşitli kurumlardan alınması gerekli ruhsat, izin gibi işlemler, Bakanlığa başvuru tarihinden itibaren 2 yıl içerisinde tamamlanıncaya kadar başvuru sahipleri faaliyetlerine devam ederler. Bu süreler içerisinde gerekli izinleri alamayanların üretim faaliyetleri ilgili idarelerce durdurulur.
Tarım arazisi vasfından çıkarılan araziler, ilgili kuruluşlarca başvuru sahibinin isteği doğrultusunda vasfını değiştirir."
MADDE 7 – Bu Kanun yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
MADDE 8 – Bu Kanun hükümlerini Bakanlar Kurulu yürütür.
GENELGE NO:
1997/12
(03.10.1997)
İLGİ:
a) 7/Kasım/1985 gün; 1477 sayılı genelge.
b) 4/Temmuz/1989 gün, 1500 sayılı genelge.
c) Bayındırlık ve İskan Bakanlığının (TAU Gn.Md.lüğü) 05.11.1991 gün; 20971 sayılı yazısı.
d) Bayındırlık ve İskan Bakanlığının (TAU Gn.Md.lüğü) 05.11.1992 gün, 22099 sayılı yazısı.
e) Bayındırlık ve İskan Bakanlığının (TAU Gn.Md.lüğü) 17.09.1997 gün, 12834 sayılı yazısı.
3194 sayılı İmar Kanununun 18 inci maddesinin son fıkrası ve 42 nci maddesi ile, imar planı olmayan yerlerde her türlü yapılaşma amacıyla arsa ve parselleri hisselere ayıracak özel parselasyon planlarına dayalı hisseli satışlara kısıtlamalar getirilmiş ve istisnalar dışında özel parselasyon ile belirli bir yer satan ve alana para cezası uygulaması öngörülmüş olup; uygulamanın ne şekilde yönlendirileceği ilgi (a,b) genelgeler ile duyurulmuştur.
(Kanunun 42 nci maddesinde belirtilen para cezaları 3506 sayılı Kanun ile değişik 765 sayılı Kanunun Ek 1 inci maddesinin b/7 bendi ile üç kat artırılmış daha sonra 3591 sayılı Kanunla 765 sayılı Kanunun Ek 2 nci maddesinin birinci fıkrasında yer alan ve memur maaş katsayısına bağlı olarak birim sayısının bulunmasına esas teşkil eden "30" rakamı "75" olarak değiştirilmiş olup, buna göre, 3194 sayılı Kanunun 42 nci maddesi kapsamında uygulanacak para cezaları 1997 yılı için en az 64.500.000 TL. en çok 3.225.000.000 TL. olmaktadır.)
İstisnalar arasında sayılan "Veraset yolu ile intikal eden imar şuyulandırmasından doğan, kat irtifakı veya kat mülkiyetine yönelik hisselendirmeler ile cebri icra yoluyla satış, mahkeme ilamlarına dayanılarak ilam gereği hisse verme, daha evvel satılmış hisselerin bölünmeden aynen devri" talepleri tapu sicil müdürlüklerince doğrudan karşılanmaktadır.
Ancak, Kanunda, istisnalar kapsamında kalan "Tarım, Hayvancılık, Turizm, Sanayi, Depolama" amaçlarıyla yapılan hisseli satışlarda hangi ölçü ve miktarların esas alınacağına yönelik, genel veya bölgesel bir kıstas getirilmediğinden ve hisseli satışın bu amaçlara uygunluğunun belirlenmesi uzmanlık gerektirdiğinden, parsel konumunun ve yüzölçümünün istisna kapsamındaki amacın gerçekleştirilmesine yeterli olup olmadığının tespitinde teşkilatımız birimlerine güçlük çekilmekte ve uygulamada ciddi sıkıntılar yaşanmaktadır.
Esasen, "Tarım, Hayvancılık, Turizm, Sanayi, Depolama" amacıyla yapılmak istenen hisseli satışlarda, parsel yüzölçümünün ve konumunun, bölgesel özellikler de dikkate alınarak amacın gerçekleştirilmesine uygun olup olmadığının tespiti, konu ile ilgili kuruluşun yetki ve sorumluluğunda bulunmalıdır.
Öte yandan, Bayındırlık ve İskan Bakanlığından alınan ilgi (c ve d) yazılarda; ilgi (b) genelgemizde yer alan 5000 m2 veya benzeri bir rakamın hisseli satışlarda kesin bir ölçü olarak alınmayacağı belli bir yüzölçümünün minimum baz olarak alınmasının kanunun amacına aykırı olduğu,
Tarım, hayvancılık, turizm, sanayi ve depolamaya yönelik hisselendirmelerin mümkün olduğu, bunun için de, hisselendirme ya da satış vaadi sözleşmesi yapılmak istenen yerde söz konusu işlemlerden sonra tarım, hayvancılık, turizm, sanayi veya depolamaya yönelik bir faaliyetin gerçekleştirileceğinin kanıtlanmasının gerektiği,
Ayrıca, hisselendirmeler konusunda ilgili bölge kamu kuruluşlarından görüş alınmasının gerektiği,
Bildirilmiştir.
Bu itibarla, Bayındırlık ve İskân Bakanlığı ile yapılan görüşmeler sonucunda varılan mutakabat ve konu hakkında alınan ilgi (e) yazıya göre;
"Tarım, Hayvancılık, Turizm, Sanayi, Depolama" amacıyla yapılmak istenen hisseli satış (veya satış vaadi sözleşmelerinin şerhi) taleplerinin, öncelikle, talep konusu taşınmaz malla ilgili tapu sicil bilgileri ile ne kadar hissenin kaç kişiye ve hangi amaçla satışının talep edildiğinin belirtilerek konunun, taşınmazın bulunduğu mahal nazara alınmak suretiyle;
Belediye ve mücavir alan sınırları içindeki taşınmaz mallarda ilgili belediyeye,
Belediye ve mücavir alan sınırları dışındaki taşınmaz mallarda ilgili valiliğe (Bayındırlık ve İskân Müdürlüğü),
İntikal ettirilerek,
Hisseli satışa (veya satış vaadi sözleşmesinin şerhine) konu taşınmaz malın, imar planı (Nazım İmar Planı, Uygulama İmar Planı) veya Bölge Planı ya da Çevre Düzeni Planı kapsamında kalıp kalmadığı,
Plan kapsamında kalmakta ise hangi amaca tahsis edildiği,
Parsel üzerinde yapı var ise, bu yapının 2981/3290 sayılı Yasa kapsamında kalıp kalmadığı,
Talep edilen işlemin yapılmasında sakınca bulunup bulunmadığı,
Hususlarının soru konusu edilmesi sonucunda alınacak cevabi yazıya göre;
A) "Tarım" ve "Hayvancılık" Amaçlı Hisseli Satışlarda:
1 – Hisseli satışa konu edilen taşınmaz malın, bölge planında veya çevre düzeni planında bu amaca (tarım veya hayvancılık) tahsisli olduğunun ve istisna kapsamında yapılacak hisseli satış işleminde sakınca bulunmadığının bildirilmesi ayrıca, ilgililerince de, satışın istisna kapsamındaki tarım ve hayvancılık amacına yönelik olduğunun kabul edilmesi halinde:
2 – Hisseli satışa konu edilen taşınmaz mal plan kapsamında kalmıyor ise, konunun bölge kamu kuruluşuna (il tarım müdürlüğü veya ilçe tarım müdürlüğü) intikal ettirilmesi sonucunda, adı geçen kurumca düzenlenecek raporda, hisseli satışa konu taşınmazın vasıfları nazara alınarak, hisseli satış amacının 3194 sayılı İmar Kanununun 18 inci maddesinin son bendinde yer alan istisnalardan tarım veya hayvancılık amacının gerçekleştirilmesine yeterli olduğunun ve istisna kapsamında yapılacak hisseli satış işleminde sakınca bulunmadığının bildirilmesi ayrıca, ilgililerince de hisseli satışın tarım ve hayvancılık amacına yönelik olduğunun beyan ve kabul edilmesi halinde:
Hisseli satışın hangi istisna kapsamında yapıldığı tapu senedinden belirtilmek suretiyle talebin karşılanması,
B) "Turizm", "Sanayi" ve "Depolama" Amaçlı Hisseli Satışlarda:
Hisseli satışa konu edilen taşınmaz malın, bölge planında veya çevre düzeni planında bu amaca (turizm, sanayi veya depolama) tahsisli olduğunun veya bu amaç doğrultusunda mevzii imar planının yapıldığının ayrıca, istisna kapsamında yapılacak hisseli satış işleminde sakınca bulunmadığının bildirilmesi ve ilgililerince de satışın bu amaca yönelik olduğunun beyan ve kabul edilmesi halinde, işlemin hangi istisna kapsamında yapıldığı tapu senedinde belirtilmek suretiyle talebin karşılanması,
Aksi halde, talebin reddi,
Gerekmektedir.
Öte yandan, taşınmaz mallar üzerindeki yapının devrine yönelik hisseli satış (veya satış vaadi şerhi) taleplerinde, valilik veya belediyelerce parsel üzerindeki yapının 2981/3290 sayılı yasa kapsamında kaldığının ve yapılacak hisseli satış işleminde bir sakınca bulunmadığının bildirilmesi halinde, resmi senette hisse satışının yapının devrine yönelik olduğu belirtilmek suretiyle talebin karşılanması, aksi halde reddi,
Ayrıca, imar uygulaması sonucunda oluşan ve tapuda tescilli bulunan imar parsellerine yönelik hisseli satış taleplerinin doğrudan karşılanması,
Bunların dışında, imar planları (Nazım imar planı, uygulama imar planı) kapsamında kalan taşınmaz mallara yönelik gelecek taleplerin, valilik (Bayındırlık ve İskân Müdürlüğü) veya belediyeden alınacak görüş doğrultusunda yönlendirilmesi,
Gerekir.
Diğer taraftan, M.K.un 623 ve 624 üncü maddeleri gereğince, müşterek mülkiyet halinde tasarruf edilen taşınmaz malda, ifrazen taksim yapılmadıkça zeminde hisse ayrımı yapmak suretiyle müstakil yer kullanımı mümkün olmadığı gibi, bir kimsenin aynı taşınmaz malda yeni bir hisse iktisap etmesi halinde de, bu hisseleri ayrı ayrı kullanma olanağı yoktur. Buna göre; kişilerin bir taşınmaz malda mevcut hissesi ile yeni iktisap edecekleri hisselerin veya aynı anda birden fazla kişiden devralacakları hisselerin re'sen birleştirilerek tapu sicillinin düzenli tutulmasına özen gösterilecektir.
İlgi (a ve b) de yer alan 1477 sayılı genelge eki yönergenin "Hisseli Arsa ve Arazi Satışının Kısıtlanması" bölümü ile 1500 sayılı genelgenin tamamı yürürlükten kaldırılmıştır.
Bilgi edinilmesini, hisseli satışlarla ilgili taleplerin genelge doğrultusunda karşılanıp karşılanmadığının Tapu ve Kadastro Bölge Müdürlüklerince titizlikle incelenerek, aykırı hareket edenler hakkında gerekli yasal işlemin yapılmasını ve Merkezle gereksiz yazışma yapılmamasını önemle rica ederim.
Işılay SAYGIN
Devlet Bakanı
T.C.
BAYINDIRLIK VE İSKÂN BAKANLIĞI
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Tasarruf İşlemleri Dairesi Başkanlığı
Sayı :B.09.1.TKG0100001- 073/ 12.02.2007
Konu: 5578 sayılı Kanun ile Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı
Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun.
GENELGE NO:1640
2007/ 2
TAPU VE KADASTRO........BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜNE
.............TAPU SİCİL MÜDÜRLÜĞÜNE
..............KADASTRO MÜDÜRLÜĞÜNE
NOT: Bu genelgenin tarım arazilerine yönelik hükmü 2007/5 nolu genelge ile yürürlükten kaldırılmıştır.
5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda, 09.02.2007 tarihli ve 26429 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren, 5578 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun ile değişiklik yapılmıştır.
Yapılan değişiklikle, 5403 sayılı Kanunun 8 inci maddesi;
" Tarım arazileri; doğal özellikleri ve ülke tannandaki önemine göre, nitelikleri Bakanlık tarafından belirlenen mutlak tarım arazileri, özel ürün arazileri, dikili tarım arazileri ve marjinal tarım arazileri olarak sınıflandırılır. Ayrıca Bakanlık tarım arazilerinin korunması, geliştirilmesi ve kullanımı ile ilgili farklı sınıflandırmalar yapabilir.
Tarımsal faaliyetin ekonomik olarak yapılabildiği en küçük alana sahip ve daha fazla küçülmemesi gereken yeter büyüklükteki tarımsal arazi parsel büyüklüğü, bölge ve yörelerin toplumsal, ekonomik, ekolojik ve teknik özellikleri gözetilerek Bakanlık tarafından belirlenir. Belirlenen küçüklüğe erişmiş tarımsal araziler miras hukuku bakımından bölünemez eşya niteliğini kazanmış olur. Tarımsal arazinin bu niteliği tapu kütüğüne şerh edilir.
Belirlenen parsel büyüklüğü; mutlak tarım arazileri ve özel ürün arazilerinde 2 hektar, dikili tarım arazilerinde 0,5 hektar, örtü altı tarımı yapılan arazilerde 0,3 hektar ve marjinal tarım arazilerinde 2 hektardan küçük olamaz. Tarım arazileri bu büyüklüklerin altında ifraz edilemez, bölünemez veya küçük parsellere ayrılamaz. Ancak çay, fındık, zeytin gibi özel iklim ve toprak istekleri olan bitkilerin yetiştiği yerler ile seraların bulunduğu alanlarda, yörenin arazi özellikleri daha küçük parsellerin oluşmasını gerekli kıldığı takdirde, Bakanlığın uygun görüşü ile daha küçük parseller oluşturulabilir.
Bakanlığın uygun görüşü ile kamu yatırımları için ihtiyaç duyulan yerler hariç olmak üzere tarım arazileri, belirlenen büyüklükteki parsellerden daha küçük parçalara bölünemez. Bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne şekilde gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda, bu araziler ifraz edilemez, payları üçüncü şahıslara satılamaz, devredilemez veya rehnedilemez. Bu araziler hakkında 4721 sayılı Türk Medenî Kanununun özgülemeye ilişkin hükümleri kıyasen uygulanır." hükmünde olup, buna göre;
1 – Tarım ve Köy İşleri Bakanlığınca tespit edilerek belirlenen küçüklüğe erişmiş bölünemez eşya niteliğini kazanmış tarımsal araziler, Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı il veya ilçe müdürlüğünce bildirilmesi halinde bu arazilerin tescilli olduğu tapu kütük sayfalarının beyanlar hanesine "5403 sayılı Kanunun 8 inci maddesi uyarınca ifraz edilemez" şeklinde şerh verilmesi,
2 – Tarım ve Köy İşleri Bakanlığının uygun görüşü ile kamu yatırımları için ihtiyaç duyulan yerler hariç olmak üzere, maddenin 3 üncü fıkrasında tespit edilen ölçülerdeki tarım arazileri belirlenen büyüklükteki parsellerden daha küçük parçalara bölünecek şekilde yapılacak ifraz taleplerinin karşılanmaması gerektiğinden, talep karşılanmadan önce Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı il veya ilçe müdürlüğünün uygun görüşünün aranması,
3 – Bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne şekilde gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda, bu araziler ifraz edilemez, payları üçüncü şahıslara satılamaz, devredilemez veya rehnedilemez hükmü nedeniyle;
a) Kaydında "5403 sayılı Kanunun 8 inci maddesi uyarınca ifraz edilemez" şerhi bulunan tarım arazilerinde,
b) Kaydında şerh bulunmamakla birlikte, tapu kaydında tarım arazisi niteliği ile kayıtlı taşınmazlarda, Tarım ve Köyişleri Bakanlığı il veya ilçe müdürlüğünden sorularak, bölünemez
büyüklükteki tarım arazisi olduğunun bildirilmesi halinde, Birlikte mülkiyetin (Elbirliği mülkiyeti veya paylı mülkiyet) mevcut olduğu bölünemez büyüklükteki tarım arazilerine yönelik ifraz, üçüncü şahıslara satış, devir ve rehin taleplerinin karşılanmaması,
4 – Kadastro çalışmaları sırasında; bölünemez büyüklükteki tarım arazisi nitelikli taşınmazlardan birlikte mülkiyet (Elbirliği mülkiyeti veya paylı mülkiyet) olarak tasarruf edilenlerin 5578 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 09/02/2007 tarihinden sonra meydana getirilen harici ifraz, üçüncü şahıslara satış ve devir gibi taleplerin kabul edilmemesi ve tespitin ifraz veya devir işlemin önceki sınır ve mülkiyet durumuna göre yapılması, Kadastrosu devam eden çalışma alanlarında 5578 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 09/02/2007 tarihinden sonra bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinden birlikte mülkiyet (Elbirliği mülkiyeti veya paylı mülkiyet) olarak tasarruf edilenlerden tapu dışı sözleşmelere dayalı olarak yapılan harici ifraz, ifrazen taksim ve satış gibi nedenlerle tespiti yapılanlar varsa bunların tutanaklarını komisyona intikali sağlanıp, tespitlerinin yasaya uygun hale getirilmesi, 5578 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği 09/02/2007 tarihi itibari ile askı ilanına alınmış tespitler üzerinde bir işlem yapılması mümkün olmadığından tespitlerin aynen korunması, gerekmektedir (20 Ocak 2008 Pazar)
|
Hits: 29661