Dava, ortak alanlara yapılan masrafların tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi üzerine karar davacı vekili tarafından istinaf edilmiştir. Kat mülkiyeti Kanununun 17. maddesinde; Kat irtifakı kurulmuş gayrimenkullerde yapı fiilen tamamlanmış ve bağımsız bölümlerin üçte ikisi fiilen kullanılmaya başlanmışsa, kat mülkiyetine geçilmemiş olsa dahi anagayrimenkulün yönetiminde kat mülkiyeti hükümleri uygulanacağı, aynı kanunun 26. maddesinde; Kat irtifakı sahipleri bu hakka konu olan ortak arsa üzerinde, ileride kat mülkiyetine çevrilmek üzere yapılacak yapının sözleşmeye ve plana göre tamamlanması için kendilerine düşen borçları vaktinde yerine getirmek ve yapı işini, doğruluk kaideleri uyarınca kolaylaştırmakla, karşılıklı olarak yükümlü oldukları düzenlenmiştir. Bu durumda Kat Mülkiyeti Kanunu’nun uygulanabilmesi için iki şartın aynı anda oluşması gerekir. Yani kat irtifaklı anataşınmazın inşaatının tamamen bitirilmiş olması ve aynı zamanda en az 2/3'ünde fiilen iskan edilmiş olması gerekir. Davaya konu anataşınmazda kat irtifakının davacıya devir yapan Mustafa Akaryıldız tarafından 29/09/2017 tarihinde kurulduğu davacının ve davalının dava konusu bağımsız bölümlerini kat irtifakı kurulduktan sonra satın aldıkları anlaşılmıştır. Buna göre anataşınmazdaki kat irtifakı taraflar arasında düzenlenmiş bir sözleşmeye göre kurulmamış olduğu için Kat Mülkiyeti Yasasının 26. maddesinin bu davada uygulama olanağı bulunmamaktadır. Bu madde hükmü, kat irtifakının tesisi anında veya ondan önce ya da sonra, arsa üzerinde ileride kat mülkiyetine çevrilmek üzere yapılacak yapının ne suretle inşa edileceğini tarafların buna ne şekilde katkıda bulunacaklarını, ödeme usul, şekil ve miktarını belirleyen bir sözleşmenin varlığını öngörür, ancak o zaman kat irtifakı sahiplerinin kendine düşen borçları yerine getirip getirmediği saptanabilecek ve ona göre arsa payının devrinin söz konusu olup olmayacağına karar verilebilecektir. Davalı anataşınmazda kat irtifakının tesisinden sonra bir satış sözleşmesi ile malik olduğuna göre 26. maddede belirtilen şekilde bir yaptırımın burada uygulanması mümkün değildir. Somut olaya gelince; Dava konusu ana taşınmazda kat irtifakı kurulmuş olduğu, yapının fiilen tamamlandığı ancak bağımsız bölümlerinin 2/3'nün fiilen kullanılmaya başlanılmadığı anlaşılmakla olayda Kat Mülkiyeti Kanunun hükümlerinin uygulanması mümkün olmadığından uyuşmazlıkta davaya bakmakla HMK.nun 2. maddesi gereğince Asliye Hukuk Mahkemesi görevli olup, İlk Derece Mahkemesinin davanın görev yönünden reddi kararı vermesinde usul ve yasaya aykırı bir yön tespit edilememiştir. Açıklanan nedenler ve tüm dosya kapsamına göre; hükmün esasına yönelik istinaf itirazları yerinde olmadığından davacının istinaf itirazları yerinde görülmediğinden istinaf başvurusunun reddine karar vermek gerekmiştir (Sakarya BAM 6. HD. 16.3.2023, 672/258).