KİTAP
İnşaat Hukuku Kitabı

BELİRSİZ ALACAK DAVASI ? DAVA TÜRÜNÜN DEĞİŞTİRİLMESİ

~ 10.07.2022 ~

HMK'nın 107. maddesi “Belirsiz alacak ve tespit davası” başlığı ile;

"1-Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.

2- )Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.

3- )Ayrıca, kısmi eda davasının açılabildiği hâllerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir" şeklindeki hüküm ile düzenlenmiştir.

15. Daha sonra 28.07.2020 tarihli ve 31199 Sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 7251 Hukuk Muhakemeleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkındaki Kanun'un 7. maddesiyle başlığı ile ikinci ve üçüncü fıkralarında değişiklik yapılmıştır.

HMK'nın 107. maddesi “Belirsiz alacak davası” başlığı ile ; Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.

Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesi mümkün olduğunda, hâkim tarafından tahkikat sona ermeden verilecek iki haftalık kesin süre içinde davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın talebini tam ve kesin olarak belirleyebilir. Aksi takdirde dava, talep sonucunda belirtilen miktar veya değer üzerinden görülüp karara bağlanır.

Hükümet tasarısında yer almayan belirsiz alacak davasını düzenleyen 107. maddede, Türkiye Büyük Millet Meclisi Adalet Komisyonu tarafından esasen baştan miktar veya değeri tam tespit edilemeyen bir alacakla ilgili hak arama durumunda olan kişinin, hukuk sisteminde karşılaştığı güçlüklerin bertaraf edilerek hak arama özgürlüğü çerçevesinde mümkün olduğunca en geniş şekilde korunmasının sağlanması gerekçesi ile ihdas edilmiş ve kanunlaşmıştır.

Davanın belirsiz alacak davası türünde açılabilmesi için, davanın açıldığı tarih itibariyle uyuşmazlığa konu alacağın miktar veya değerinin tam ve kesin olarak davacı tarafça belirlenememesi gereklidir. Belirleyememe hâli, davacının gerekli dikkat ve özeni göstermesine rağmen, miktar veya değerin belirlenmesinin kendisinden gerçekten beklenilmemesi durumuna ya da objektif olarak imkânsızlığa dayanmalıdır.

Madde gerekçesinde; "Bu davanın kabul edilmesinin artık salt hukukî korumanın ötesine geçilerek “etkin hukukî koruma”nın gündeme gelmiş olmasının da bunu gerektirdiği belirtildiği gibi, hak arama durumunda olan kişi, talepte bulunacağı hukukî ilişkiyi, muhatabını ve bu ilişkiden dolayı talep edeceği miktarı asgarî olarak bilmesine ve tespit edebilmesine rağmen, alacağının tamamını tam olarak tespit edemeyebilecektir. Belirsiz alacak ve tespit davalarına ilişkin hükümlerin mukayeseli hukukta da yer aldığı dikkate alınarak, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklının, hukukî ilişki ile asgarî bir miktar ya da değer belirterek belirsiz alacak davası açabilmesi kabul edilmiştir. Alacaklının bu tür bir dava açması için, dava açacağı miktar ya da değeri tam ve kesin olarak gerçekten belirlemesi mümkün olmamalı ya da bu objektif olarak imkânsız olmalıdır. Belirsiz alacak veya tespit davası açıldıktan sonra, yargılamanın ilerleyen aşamalarında, karşı tarafın verdiği bilgiler ve sunduğu delillerle ya da delillerin incelenmesi ve tahkikat işlemleri sonucu ( örneğin, bilirkişi ya da keşif incelemesi sonrası ), baştan belirsiz olan alacak belirli hâle gelmişse, davacının, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilmesi benimsenmiştir. Miktarı belirsiz alacaklarda zamanaşımının dolmasına çok kısa sürenin varolduğu hâllerde yalnızca tespit yahut kısmi eda ile birlikte tespit davasının açılabileceği genel olarak kabul edilmektedir. Alacaklı, yalnızca eda davası veya yalnızca tespit davası yahut kısmi eda ile birlikte külli tespit davası açabilme seçeneklerine sahiptir. Hak arama özgürlüğünün ( Any.m.36, İHAS.m.6 ) özünde varolan bu seçenekler, yasa veya içtihat yoluyla yasaklanamaz. Esasen tam veya kısmi olmasına bakılmaksızın her eda davasının temelinde bir külli tespit unsuru vardır. Başka deyimle eda hükmünde tertip olunan her durumun arkasında sorumluluk saptanmasını içeren bir zorunlu ön tespit kabulü mevcuttur" şeklindeki açıklamayla, alacağın belirsiz olup olmadığı ile ilgili olarak bazı kıstaslar kabul edilmiştir.

Bu kıstaslar, davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin;

i- )Davacının kendisinden beklenememesi,

ii-Bunun olanaksız olması,

iii-Açıkça karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı ve değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olması olarak belirtilmektedir.

Alacağın yalnızca bir bölümü için açılan davaya ise kısmî dava denir. Bir davanın kısmî dava olarak nitelendirilebilmesi için, alacağın tümünün aynı hukukî ilişkiden doğmuş olması ve alacağın şimdilik belirli bir kesiminin dava edilmesi gerekir. Diğer bir söyleyişle, bir alacak hakkında daha fazla bir miktar için tam dava açma imkânı bulunmasına rağmen, alacağın bir kesimi için açılan davaya kısmî dava denir.

Davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan HMK'nın 107. maddesi “Kısmi dava” başlığı ile;

“1- Talep konusunun niteliği itibarıyla bölünebilir olduğu durumlarda, sadece bir kısmı da dava yoluyla ileri sürülebilir.

2- )Talep konusunun miktarı, taraflar arasında tartışmasız veya açıkça belirli ise kısmi dava açılamaz.

3- )Dava açılırken, talep konusunun kalan kısmından açıkça feragat edilmiş olması hali dışında, kısmi dava açılması, talep konusunun geri kalan kısmından feragat edildiği anlamına gelmez.” şeklindeki hüküm ile düzenlenmiştir.

Daha sonra 11.04.2015 tarihli ve 29323 Sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6644 Sayılı Yargıtay Kanunu İle Hukuk Muhakemeleri Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 4. maddesiyle ikinci fıkra yürürlükten kaldırılmıştır.

Kısmî dava açılabilmesi için talep konusunun bölünebilir olması gerekli olup, açılan davanın kısmî dava olduğunun dava dilekçesinde açıkça yazılması gerekmez. Dava dilekçesindeki açıklamalardan davacının alacağının daha fazla olduğu anlaşılıyor ve istem bölümünde "fazlaya ilişkin haklarını saklı tutması” ya da “alacağın şimdilik şu kadarını dava ediyorum” şeklinde bir ifadeye yer verilmiş ise, bu husus, davanın kısmî dava olarak kabulü için yeterli sayılmaktadır.

HMK'nın 109. maddesindeki anılan düzenleme hiç olmasa dahi davacının kısmî dava açmaya hakkı olduğunu hatırlatmadan geçmemek gerekir. Zira, mülga HUMK'da açıkça kısmî dava düzenlenmediği hâlde, söz konusu Kanun'un yürürlükte olduğu dönemde de kısmî dava açılması mümkün bulunmaktaydı. Çünkü, alacak hakkının bir bölümünün dava edilip geriye kalan kısmının ikinci bir dava ile istenmesini engelleyen bir hüküm bulunmamaktaydı (HGK. 14.12.2021, 847/1674).

 

Hits: 10992

USUL HUKUKU YARGI KARARLARI

GÖREVLİ MAHKEME: ASLİYE HUKUK
Dava, ortak alanlara yapılan masrafların tahsili için başlatılan takibe itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, Asliye Hukuk Mahkemesine görevsizlik kararı verilmesi ...
DAVA KONUSUNUN ÜÇÜNCÜ BİR KİŞİYE DEVREDİLMESİ ? SEÇİMLİK HAKLARIN SORULMASI
Dava konusu yapılmış olan mal veya hakkın başkasına devredilmesi ile, o mal veya hakka bağlı olan dava hakkı da birlikte devredilmiş sayılır. Dava sırasında dava konusunu başkasına ...
BELİRSİZ ALACAK DAVASI ? DAVA TÜRÜNÜN DEĞİŞTİRİLMESİ
HMK'nın 107. maddesi “Belirsiz alacak ve tespit davası” başlığı ile; "1-Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak ...
DAVANIN GERİ ALINMASI-DAVADAN FERAGAT
Davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir. Bu takdirde davanın açılmamış sayılmasına karar verilir (HMK. md. ...
DAVA EHLİYETİ/TARAF SIFATI (HGK. 9.2.2011, 657/49)
  Dava ehliyeti, kişinin bizzat veya vekili aracılığıyla bir davayı davacı veya davalı olarak takip etme ve usulü işlemleri yapabilme ehliyetidir. Dava ehliyeti, medeni hakları ...
ÖN İNCELEME DURUŞMASI YAPILMADAN TAHKİKAT AŞAMASINA GEÇİLEMEZ (HGK. 10.6.2015, 2445/1522).
   Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; cevap dilekçesinde savunmanın dayanağı olarak ileri sürülen vakıaların hangi delillerle ispat edileceğini ...
TÜM PAYDAŞLARIN BİRLİKTE DAVA AÇMASI YA DA AÇILAN DAVAYA ONAY VERMELERİ GEREKİR
Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi ile buna ek olarak yapılan ek sözleşmenin feshine ve gecikme tazminatı ile ceza koşulu alacağının davalılardan müteselsilen ...
BİR DAVADA USULÎ RET SEBEPLERİ VARSA ÖNCELİKLE DAVANIN ESASINA GİRİLMEDEN USULDEN REDDEDİLMESİ ZORUNLUDUR (HGK. 8.3.2017, 617/435).
  6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 294. maddesinde düzenlendiği üzere; hüküm, yargılamanın sona erdiği duruşmada oluşturulur ve tefhim edilir. ...
KAYIT KABUL DAVASI ? ALACAĞIN İFLASTAN SONRA DOĞMASI ? BORCUN MÜFLİS BORCU OLMAMASI (23. HD. 9.9.2020, 1974/2699).
  İflas tarihinden sonra doğan bir alacağın masa borcu olup olmadığı yönündeki inceleme, alacağın dayandığı hukuksal ilişkiye göre genel hükümler ...
DAVA DİLEKÇESİNDE İSTENMEYEN SÖZLEŞMEYE EKLİ CEZA KONUSUNDA ISLAH YOLUYLA İSTENMESİ (15. HD. 9.1.2019, 1701/78)
   Dava, eser sözleşmesi niteliğinde olan kat karşılığı inşaat sözleşmesinin feshi ve alacak taleplerine yönelik açılmış olup mahkemece davanın kısmen ...
YAPIM İŞLERİ GENEL ŞARTNAMESİNE ATIF YAPILMASI-ÖNKOŞULLA HAKEDİŞLERİN İMZALANMASI (15. HD. 10.5.2018, 2018/247-1882).
  Taraflar arasında imzalanan 11.11.2008 günlü "Üzülmez ... İşletmeleri Müessesesi Asma- ...- 250 Kat Hazırlığı ile Havalandırma ve Nakliyat Galerilerinin ...
İŞÇİ ALACAKLARI-BELİRSİZ ALACAK DAVASI-ISLAH (9. HD. 25.1.2018, 19812/1242)
   Davacı vekili, davacının iş aktinin ....tarafından haksız feshedildiğini, cumartesileri dahil çalıştığını, normal mesaisinin 08:00-17:30 olmasına rağmen işin ...
YÖNETİCİNİN DAVA AÇMA YETKİSİ (18. HD. 1.7.2014, 3375/11883)
   Davacı vekili dava dilekçesinde, dava konusu anataşınmazın mimari projesinde ortak alan olan Depo-2 nin tapuda davalı adına 1 nolu bağımsız bölümün ...
SONRADAN DELİL GÖSTERME * VAKIALARIN SOMUTLAŞTIRILMASI
HMK. md. 194’te, somutlaştırma yükü düzenlenmiş olup, maddenin birinci fıkrası uyarınca, taraflar dayandıkları vakıaları, ispata elverişli bir şekilde ...
ISLAH (7. HD. 24.09.2014, 9658/7963)
  “HMK'nun 176 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan ıslah müessesesi, mahkemeye yöneltilmesi gereken tek taraflı ve açık bir irade beyanı ile tarafların ...
YARGILAMANIN AŞAMALARI-YEMİN DELİLİ ? CEVAP DİLEKÇESİNDE DELİL BİLDİRİLMEMESİ
Usulüne göre yürürlüğe konulmuş Milletlerarası Andlaşmalar kanun hükmündedir (Anayasa (md. 90/V). Adil yargılanma hakkının en önemli unsurlarından ...
HÜKMÜN UNSURLARI (15. HD. 11.7.2019, 1322/3318).
Mahkeme kararları belli bir şekle uygun olarak yazılmalıdır. Kararın nasıl yazılacağı konusundaki şekil HMK'nın 297. maddesinde gösterilmiş olup, bunlar arasında en ...
BELİRSİZ ALACAK DAVASI
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı HMK/6100 sayılı Kanun) 107'nci maddesiyle mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü ...
YETKİ SÖZLEŞMESİ
"Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi ...
CEZA MAHKEMESİ KARARININ HUKUK YARGICINI BAĞLAMASI
Yargıç, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili hükümleriyle ...