KİTAP
İnşaat Hukuku Kitabı

AMK: ANANİM ŞİRKETLERDE AVUKAT BULUNDURMA ZORUNLULUĞU ANAYASAYA AYKIRI DEĞİLDİR

~ 20.02.2012 ~

 19.3.1969 günlü,  1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 35. maddesinin, 23.1.2008 günlü, 5728 sayılı Yasa’nın 329. maddesiyle değiştirilen üçüncü fıkrasının “anonim şirketler” yönünden, Anayasa’nın 2., 10., 20., 38. ve 48. maddelerine aykırılığı savıyla iptaline karar verilmesi istemidir.

Başvuru kararında, itiraz konusu fıkra ile Türk Ticaret Kanunu’nun 272. maddesinde belirtilen esas sermaye miktarının beş katı veya daha fazla esas sermayesi bulunan anonim şirketlerin, aksine davrananların idari para cezası ile cezalandırılacakları belirtilerek, avukatlık sözleşmesi yapmaya zorlanmalarının ve 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 35. maddesinde yalnız avukatların yapacağı işlerin hukuki danışmanlık ile dava ve iş takip hizmetleri olarak belirlenmesi karşısında, anonim şirketler için getirilen sözleşmeli avukat bulundurma zorunluluğunun kapsamının açık bir şekilde belirlenmemesinin, Anayasa’nın 2. maddesinde düzenlenen hukuk devletine ve 48. maddesinde düzenlenen sözleşme özgürlüğüne; bu zorunluluğun sadece esas sermayesi belirlenen miktarı geçen anonim şirketler için getirilmiş olmasının Anayasa’nın 10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesine; idari para cezasının miktarının Asgari Ücret Tespit Komisyonu tarafından belirlenen asgari ücrete endekslenmiş olmasının Anayasa’nın 38. maddesinde düzenlenen ceza ve ceza yaptırımı yerine geçen güvenlik tedbirlerinin yasayla düzenlenmesi ilkesine; ayrıca Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Kanunu Yönetmeliği’nde itiraz konusu fıkraya dayanılarak yapılan değişiklik ile avukatlık sözleşmenin ne şekilde yapılacağına, hangi şartları ihtiva edeceğine, sözleşmeden doğan anlaşmazlıkların nasıl çözümleneceğine ve yazılı sözleşme ile serbest meslek makbuzunun baroya verilmesi gerektiğine dair hükümlere yer verilerek avukat ile müvekkili arasında ticari sır niteliğinde bulunan sözleşmenin sır olmaktan çıkarılmasının, sözleşme özgürlüğüne ve Anayasa’nın 20. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliği ilkesine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 35. maddesinin itiraz konusu üçüncü fıkrasında dava açmaya yeteneği olan herkesin kendi davasına ait evrakı düzenleyebileceği, davasını bizzat açabileceği ve işini takip edebileceği belirtildikten sonra, Türk Ticaret Kanunu’nun 272. maddesinde öngörülen esas sermaye miktarının beş katı veya daha fazla esas sermayesi bulunan anonim şirketlerin sözleşmeli bir avukat bulundurmak zorunda oldukları, bu zorunluluğa uymayan kuruluşlara Cumhuriyet savcısı tarafından sözleşmeli avukat tayin etmedikleri her ay için, sanayi sektöründe çalışanonaltı yaşından büyük işçiler için suç tarihinde yürürlükte bulunan asgarî ücretin iki aylık brüt tutarı kadar idarî para cezası verileceği hükme bağlanmıştır.
6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nu 269. ve devamı maddelerinde düzenlenen anonim şirket, en az beş kişinin belli bir iktisadi gaye ve konu ile uğraşmak üzere bir unvan altında kurdukları, esas sermayesi belirli ve paylara bölünmüş, borçlarından dolayı yalnız mameleki ile sınırlı sorumlu ve ortaklarının sorumluluğu yüklendikleri sermaye payları ile sınırlandırılmış bulunan, hak ehliyeti işletme konusu ile sınırlı, tüzel kişiliğe sahip bir ticaret şirketidir.
Küçük sermaye birikimlerini büyük malî, ticarî ve sanayi kuruluşlar durumunda toplayan anonim şirketler, günümüzde en önemli iktisadî ve sosyal müesseseler arasında yer almışlardır. Bünyelerinde pay sahiplerine, şirket çalışanlarına, şirket alacaklılarına ve topluma ait birbiriyle çatışan farklı çıkarları barındıran anonim şirketler, sağladıkları büyük sermayelerle, sınırlı sorumluluğun ve tüzelkişi olmanın verdiği olanaklardan da yararlanarak, önemli girişimler gerçekleştirmişler ve ülkelerinin kalkınmalarında yararlı olmuşlardır. Bu bakımdan özelikle esas sermayesi büyük olan anonim şirketlerin, bünyelerinde barındırdıkları farklı çıkarlar arasında denge kurulabilmesi ve halkın bu şirket türüne olan güveninin sarsılmaması için kârlılık ve çağdaş işletmecilik esaslarına uygun olarak verimli biçimde çalıştırılmaları büyük önem taşımaktadır. Anonim şirketlerin çok sayıda ortağı ilgilendiren faaliyetleri, bu kuruluşların toplumda pay sahibi ve yatırımcı kitlesini, çalışanları ve üretilen mal ve hizmetlerin pazarlandığı piyasayı aşan sosyal ve ekonomik etkiler oluşturmalarına yol açmıştır.
Anayasa’nın çeşitli maddelerinde yer alan, “...kişilerin ve toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak...” (madde 5), “...Devlet, özel teşebbüslerin milli ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürümesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alır (madde 48); ekonomik, sosyal ve kültürel kalkınmayı... planlamak....” (madde 166); Devlet, para, kredi, sermaye, mal ve hizmet piyasalarının sağlıklı ve düzenli işlemelerini sağlayıcı ve geliştirici tedbirleri alır...” (madde 167); şeklindeki hükümler, Devletin ekonomik hayatın işleyişini düzenlemek ve gerektiğinde bu alana müdahalede bulunmakla görevli kılındığını ortaya koymaktadır.
İtiraz konusu fıkranın ikinci cümlesi ile Türk Ticaret Kanunu’nun 272. maddesinde öngörülen esas sermaye miktarının beş katı veya daha fazla esas sermayesi bulunan anonim şirketlerin sözleşmeli bir avukat bulundurmak zorunda oldukları belirtilerek, esas sermayesi belli büyüklüğe ulaşmış anonim şirketlerin, kurumsal varlıklarını bünyelerinde barındırdıkları farklı çıkarlar arasında adil bir denge kurarak devam ettirebilmeleri için başlangıçtan itibaren yaptıkları her türlü işlemin daha sonra hukuki uyuşmazlığa yol açmayacak şekilde, sağlam bir hukuk temelinde yapılması ve bu şekilde kârlılık ve çağdaş işletmecilik esaslarına uygun olarak verimli biçimde çalıştırılabilmeleri amaçlanmıştır. Başvuru kararında itiraz konusu kural ile getirilen avukat bulundurma zorunluluğunun kapsamının açık ve net olarak belirlenmediği ileri sürülmekte ise de, itiraz konusu kuralın gerekçesinde yargı önüne giden uyuşmazlıkların büyük bir kısmının hukukî ilişki kurulurken gerekli özenin gösterilmemesinden kaynaklandığı belirtildiğinden, yapılan düzenleme ile anonim şirketlerin sadece taraf oldukları davalarda değil, hukuki uyuşmazlık doğmadan önce de avukat bulundurarak, avukatın hukuki yardımından yararlanmalarının amaçlandığı anlaşılmaktadır.
Anayasa’nın 10. maddesinde herkesin, dil, ırk, renk, cinsiyet, siyasî düşünce, felsefî inanç, din, mezhep ve benzeri sebeplerle ayırım gözetilmeksizin kanun önünde eşit olduğu belirtilmiştir. Eşitlik ilkesinin amacı, hukuksal durumları aynı olanların kanunlarca aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak ve kişilere kanun karşısında ayırım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak kanun karşısında eşitliğin çiğnenmesi yasaklanmıştır. Bu ilke ile eylemli değil hukuksal eşitlik öngörülmektedir. Kanun önünde eşitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmez. Durum ve konumlarındaki özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları gerekli kılabilir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa Anayasa’nın öngördüğü eşitlik ilkesi zedelenmiş olmaz.
Yasal unsurları açısından aynı yapısal özelliklere sahip olmakla birlikte, esas sermayeleri büyük miktarlara ulaşan anonim şirketler, sosyal ve ekonomik hayattaki işlevleri bakımından diğerlerine göre farklılık arz etmektedir. Bu nedenle toplumun sosyal ve ekonomik düzenini önemli ölçüde etkileyebilecek büyüklüğe sahip olan anonim şirketlerin işlevlerini sağlıklı bir şekilde yerine getirebilmeleri için kamu otoritesi tarafından bu şirketlerin faaliyetlerine diğerlerine göre farklı şekillerde müdahale edilebilmektedir. Yasakoyucu itiraz konusu kural ile anonim şirketlerin işlevlerinin farklılaşmasına yol açan sermaye miktarının sınırını “Türk Ticaret Kanunu’nun 272. maddesinde ön görülen esas sermaye miktarının beş katı veya daha fazlası” olarak takdir etmiştir. Bu kapsamda esas sermayesi bu miktar ya da üzerinde olan anonim şirketler ile esas sermayesi bu miktardan az olan anonim şirketler, toplumun sosyal ve ekonomik düzenini etkileyecek işlevsel özelliklere sahip olmaları bakımından aynı hukuksal konumda bulunmadıklarından, bunlara farklı kurallar uygulanması eşitlik ilkesine aykırılık oluşturmaz.
Yasakoyucunun ceza alanında yasama yetkisini kullanırken Anayasa’nın temel ilkelerine ve ceza hukukunun ana kurallarına bağlı kalmak koşuluyla, toplumda belli eylemlerin suç sayılıp sayılmaması, suç sayılırsa hangi tür ve ölçüdeki ceza yaptırımıyla karşılanmaları gerektiği, hangi durum ve davranışların ağırlaştırıcı ya da hafifletici öge olarak kabul edileceği konularında takdir yetkisi vardır. Bu yetki, idari yaptırımlar bakımından da geçerlidir.
Anayasa’nın 38. maddesinde “…Ceza ve ceza yerine geçen güvenlik tedbirleri ancak kanunla konulur…”denilerek suç ve cezanın yasallığı ilkesine yer verilmiştir. Bu ilkenin zorunlu sonuçlarından biri de belirlilik ilkesidir. Hukuk devletinin temel ilkelerinden biri olan belirlilik ilkesi, suçun unsurlarının ve verilecek cezanın tereddüde yer vermeyecek şekilde açık, net, anlaşılır, uygulanabilir, nesnel, makul bir düzeyde öngörülebilecek ve keyfi uygulamalara yol açmayacak biçimde belirlenmiş olmasını gerektirir.
İtiraz konusu fıkranın üçüncü cümlesi ile sözleşmeli avukat bulundurma zorunluluğuna uymayan anonim şirketlere verilecek idari para cezasının miktarı, sözleşmeli avukat tayin etmedikleri her ay için sanayi sektöründe çalışan onaltı yaşından büyük işçiler için suç tarihinde yürürlükte bulunan asgarî ücretin iki aylık brüt tutarı olarak belirlenmiştir. 4857 sayılı İş Kanunu’nun 39. maddesinde asgari ücretin Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca Asgari Ücret Tespit Komisyonu aracılığı ile en geç iki yılda bir belirleneceği, Komisyon kararlarının kesin olduğu ve Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe gireceği belirtilmiştir.
İptali istenen Yasa kuralı uyarınca, sözleşmeli avukat bulundurma zorunluluğuna uymayan anonim şirketlere verilecek idari para cezasının hesabında, sanayi sektöründe onaltı yaşından büyük işçiler için belirlenen yürürlükteki asgarî ücretin iki aylık brüt tutarı esas alınacağından, kişiye suç işlediği zaman o suç için öngörülen ceza, suç gününden önce belirlenmiştir. Bu nedenle kuralın cezaların yasallığı ilkesine ve Anayasa’nın 38. maddesine aykırı bir yönü bulunmamaktadır.
Başvuru kararında Türkiye Barolar Birliği Avukatlık Kanunu Yönetmeliği’nde itiraz konusu fıkraya dayanılarak yapılan değişiklik ile avukatlık sözleşmenin ne şekilde yapılacağına, hangi şartları ihtiva edeceğine, sözleşmeden doğan anlaşmazlıkların nasıl çözümleneceğine ve yazılı sözleşme ile serbest meslek makbuzunun baroya verilmesi gerektiğine dair hükümlere yer verilerek avukat ile müvekkili arasında ticari sır niteliğinde bulunan sözleşmenin sır olmaktan çıkarılmasının, hem sözleşme özgürlüğüne hem de Anayasa’nın 20. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliği ilkesine aykırı olduğu ileri sürülmüş ise de, Anayasa Mahkemesinin yönetmeliklerin Anayasa’ya uygunluğunu denetleme görevi bulunmadığından, ileri sürülen aykırılık nedenleri inceleme konusu yapılmamıştır.
Açıklanan nedenlerle itiraz konusu kurallar Anayasa’nın 2., 10., 38. ve 48. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir (AMK. 30.6.2011, 10/110).
 
Hits: 14416

Avukatın Günceli

KİRA PARASININ UYARLANMASI
Dava; kira bedelinin uyarlanmasına ilişkindir. Taraflar arasında 01.04.2019 başlangıç tarihli 1 yıl süreli yazılı kira akti bulunduğu, sözleşmede ilk kira yılı ...
ARSA SAHİBİNİN YÜKLENİCİNİN BORCUNU ÜSTLENMESİ
TBK’nun 195 ila 204 maddelerinde borcunüstlenilmesi hususu düzenlenmiştir. Borcun üstlenilmesini, borcun iç üstlenilmesi ve borcun dış üstlenilmesi olarak ...
ALACAĞIN TEMLİKİ-HACİZ ŞERHİ (15. HD. 31.5.2011, 1819/3203)
Dava, arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesi uyarınca dava dışı yükleniciye devredilen bağımsız bölümler üzerine yüklenicinin borcu sebebiyle ...
ALACAĞIN TEMLİKİ SÖZLEŞMESİ
v  TBK. md. 183 vd. uyarınca, yüklenici, imar mevzuatına ve sözleşmeye uygun olarak bir inşaatı yapmakla kazandığı kişisel hakkını üçüncü kişilere ...
İNŞAAT DAVALARINDA İSPAT
İLKER HASAN DUMAN NİSAN 2022 4. BASKI  SEÇKİN YAYINEVİ                                   ...
EN ÇOK SATAN KİTAP: İNŞAAT DAVALARINDA İSPAT
YAZAR: İLKER HASAN DUMAN BASKI SAYISI: 3 BASKI YILI: EYLÜL 2020 YAYINEVİ: ...
MUNZAM ZARAR
  Munzam zarar, Türk Borçlar Kanunu'nun 122/1. maddesinde düzenlenmiştir: "Alacaklı, temerrüt faizini aşan bir zarara uğramış olursa, borçlu kendisinin ...
KİRA UYARLAMASI
   Bilindiği üzere; Hukukumuzda sözleşmeye bağlılık ve sözleşme serbestliği ilkeleri kabul edilmiştir. Bu ilkelere göre, sözleşme yapıldığı andaki ...
ORTAK KUSURDA TAZMİNATTA İNDİRİM
Sorumluluk, taraflar arasındaki borç ilişkisinin zedelenmesi sonucu doğan zararların giderilmesi ( tazmin edilmesi ) yükümlülüğüdür. Sorumluluk hukukunun ...
MÜDDEABİHİN DEVRİ-SÖZLEŞMENİN DEVRİ
Asıl dava arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi'nin tarafı olan yüklenici... tarafından arsa sahiplen aleyhine, sözleşme gereğince kendisine verilmesi gerektiği halde ...
İFANIN İMKANSIZLAŞMASI
Türk Borçlar Kanunun 136/1. Maddesinde; "Borcun ifası borçlunun sorumlu tutulamayacağı sebeplerle imkânsızlaşırsa, borç sona erer." ve 138/1. maddesinde ...
YARGICIN TAKDİR YETKİSİNİN VE TARAFLARIN KABULÜNÜN ETKİLİ OLMADIĞI SINIR: KAMU DÜZENİ
5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu, arazilerin büyüklüğünü belirlemiştir: “Asgari tarımsal arazi büyüklüğü; mutlak tarım ...
VEKALETSİZ İŞ GÖRMEDE İMALAT BEDELİNİN HESABI
Bir kişinin başkasının işini görebilmesi için o kişinin kural olarak kendisine vekâlet vermiş olması gerekir. Eğer vekâleti olmadan bir başkası hesabına bir iş ...
KESİN VADELİ SÖZLEŞMENİN SÜRESİZ DURUMA GELMESİ
  Eser sözleşmesi, taraflarına haklar sağlayan ve borçlar yükleyen, tam iki taraflı bir iş görme sözleşmesidir. Yüklenici yapımını üstlendiği ...
TAPU SİCİL KAYDININ DÜZELTİLMESİ
Tapu sicilinin temel ilkeleri: -          Tescil, -          Sicilin aleniliği ( güvenilirliği ), ...
GECİKME OLUP OLMADIĞI İNCELENİRKEN, YÜKLENİCİNİN ÖZEN BORCUNU İHLAL EDİP ETMEDİĞİNE DE BAKILMALIDIR
Yüklenicinin tadilat ruhsatı için müracaat etmiş olduğu 20.11.2006 ile 16.09.2007 tarihleri arasındaki yeni imar planının onaylanması için geçen süre ...
SÖZLEŞMENİN DEVREDİLMESİ
: Sözleşmenin devri, sözleşmeyi devralan ile devreden ve sözleşmede kalan taraf arasında yapılan ve devredenin bu sözleşmeden doğan taraf olma sıfatı ile birlikte ...
YÜKLENİCİ VE ARDILLARININ TAPU TALEP ETMELERİ
Mahkemece hükme esas alınan bilirkişiler kurulu raporu ve belediyeden alınan cevabi yazılara göre yükleniciye bırakılacak bağımsız bölümlerin tamamının ikmal ...
KUSURLU/BOZUK İŞ BEDELİ DAVASI NASIL İNCELENİR
Eser bozuk/kusurlu/ayıp yapılmış olmalıdır. Bu durum teknik özellikte olup, “teknik bilirkişi” tarafından incelenecektir. Eserdeki bozukluk, sözleşmeye ve ekindeki ...
Kat İrtifakı Kuruluncaya Kadar Haciz ve Tedbir Konulamaması
 7181 Sayılı Yasanın 24. Maddesiyle 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 6 ncı maddesine eklenen 10. fıkrasında[1], Afet ...
ARSA PAYI KARŞILIĞI İNŞAAT SÖZLEŞMELERİNİN HEMEN SONRASINDA TAPUDA SATIŞ YAPILMASI
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmelerinin hemen sonrasında tapuda satış yapılarak taşınmazın tamamı veya hisse devirleri sözleşme uyarınca yapılan devir olarak kabul ...
BOZUK İŞ BEDELİ HANGİ TARİHE GÖRE HESAPLANIR?
Taraflar arasındaki akdî ilişki eser sözleşmelerinin bir türü olan kat karşılığı inşaat sözleşmesinden kaynaklanmakta olup yüklenici imal ettiği şeyi ...
CEZA MAHKEMESİ KARARLARININ BAĞLAYICILIĞI
 "Hâkim, zarar verenin kusurunun olup olmadığı, ayırt etme gücünün bulunup bulunmadığı hakkında karar verirken, ceza hukukunun sorumlulukla ilgili ...
NAMA İFAYA İZİN
 Taraflar arasındaki 27.07.2007 tarihli arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre; yüklenici, arsa sahiplerine bırakılan bağımsız bölümleri iskanı ...
GECİKME TAZMİNATININ HESABI
Sözleşmede yer alan (yükleniciye isabet eden son bağımsız bölüm, genel iskan ruhsatı alınınca yükleniciye devredilecektir) hükmünün anlamı, ...
HERHANGİ BİR İNSAN, BİR ALANIN KENTSEL DÖNÜŞÜMÜNE KARAR VEREN BAKANLAR KURULU KARARININ İPTALİNİ İSTEYEBİLİR Mİ?
 Dava, 31/12/2016 günlü, 29935 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan İli, İlçesi, Mahallesi sınırları içerisinde bulunan ve ekli kroki ile listede sınır ve ...
KİRALANANIN MÜŞTERİYE GÖSTERİLMESİ KONUSUNDA UYGUN GÜN VE SAATLERİN TESPİTİ
Davacı, davalının kirasında bulunan taşınmazını satmak istediği halde davalı kiracı tarafından dairenin alıcılara gösterilmediğini ileri sürerek dava konusu taşınmazın ...
İMAR PLANIYLA MÜLKİYET HAKKININ SINIRLANMASI
  Dava, davacının hissedarı olduğu, Ankara ili, Yenimahalle ilçesi, Yuva Mahallesi, 43071 ada, 1 Sayılı parselde bulunan 3.574,00 m² yüzölçümlü ...
İMAR PLANI DEĞİŞİKLİĞİ
  İmar planı değişikliği; plan ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğünü, sosyal ve teknik altyapı dengesini bozmayacak nitelikte, kamu ...
PERGOLE YAPI
  Dava, Aydın İli, Didim İlçesi, Mavişehir Mahallesi, Sulubatak Mevkii, 14145 ada, Tepe önü Sitesi No: ... adresinde bulunan davacıya ait bağımsız bölüme ...
SADECE İNŞAAT RUHSATININ DÜZENLENMESİ, KAZANILMIŞ HAK SAĞLAMAZ
 Dava, İzmir, ... Sokak, ... ada, ... sayılı parseldeki yapıya ilave kat için verilen 16.1.1988 günlü, 155/1994 sayılı inşaat ruhsatının iptaline ilişkin 1.11.2000 ...
USUL KURALLARININ UYGULANMASINDA HAKKANİYETİN GÖZETİLMESİ
 Yargılamasına ilişkin kurallar, yargılamanın düzenli yapılması ve hakkın olabildiğince çabuk elde edilmesi amacını gerçekleştirmek için getirilmiştir. ...
GEREKÇE, HAKİMİN ( MAHKEMENİN ) TESPİT ETMİŞ OLDUĞU MADDİ VAKIALAR İLE HÜKÜM FIKRASI ARASINDA BİR KÖPRÜ GÖREVİ YAPAR
 Anayasa'nın 141/3. maddesine göre bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. 6100 sayılı HMK'nın 297/1-c maddesinde, ...
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI: YARGI KARARLARINI YERİNE GETİRMEYEN KAMU GÖREVLİSİ ALEYHİNE DE TAZMİNAT DAVASI AÇILABİLİR
 6.1.1982 günlü, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 28. maddesinin (4) numaralı fıkrasında yer alan “...kararı yerine getirmeyen kamu ...
AMK: ANANİM ŞİRKETLERDE AVUKAT BULUNDURMA ZORUNLULUĞU ANAYASAYA AYKIRI DEĞİLDİR
 19.3.1969 günlü,  1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 35. maddesinin, 23.1.2008 günlü, 5728 sayılı Yasa’nın 329. maddesiyle değiştirilen ...
DEMOKRASİ VE ÖZEL GÖREVLİ MAHKEMELER
   1.     Anayasa’nın emredici hükmü ihlal edilerek bir genelkurmay başkanının Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı yerine özel görevli ...
AMK: Sigorta Eksperliğinin Bağımsızlığı ve Tarafsızlığı
 İptali istenilen kuralda, sigorta şirketlerinin, sigorta acentelerinin ve brokerlerinin ortaklarının, yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ve bunlar adına imza atmaya yetkili ...
AVUKATIN ÖZEN BORCUNU İHLAL SAYILAN ÖRNEKLER
 Sınırlı ve sayılı olmamakla birlikte şunlar özen görevinin ihlali sayılmaktadır: a) Davayı müracaata bırakarak veya zamanında açmayarak, zamanaşımına ...
YARGITAY KARARI: MESKEN NİTELİĞİNDEKİ YERİN AVUKATLIK BÜROSU OLARAK KULLANILMASI
Davacı vekili, dava konusu taşınmazı mesken olarak kullanması gerekirken avukatlık bürosu olarak kullandığını ileri sürerek tapu kaydında mesken olarak gösterilen ...
Elektronik Tebligat Yolu Açıldı
11.2.1959 tarih ve 7201 sayılı Tebligat Kanununda önemli değişiklik yapan 11.1.1011 tarih ve 6099 sayılı Kanun 19.1.2011 tarih ve 27820 sayılı Kanunla değiştirildi. İşte önemli ...
AVUKATA KARŞI İLERİ SÜRÜLECEK TAZMİNAT İSTEMİNDE ZAMANAŞIMI
AVUKATA KARŞI İLERİ SÜRÜLECEK TAZMİNAT İSTEMİNDE ZAMANAŞIMI   (13. HD. 10.6.2008, 366/8103). Müvekkilin avukata karşı ileri süreceği tazminat istekleri, hakkın ...
HAKSIZ OLARAK AZLİ HALİNDE ÜCRETİN TAMAMI AZİL EDİLEN AVUKATA VERİLİR
HAKSIZ OLARAK AZLİ HALİNDE ÜCRETİN TAMAMI AZİL EDİLEN AVUKATA VERİLİR (13. HD. 10.4.2006, 528/5252) Davacı ile davalı arasında imzalanan 2.4.2001 tarihli ücret ...
SÖZLEŞMENİN SONA ERDİRİLDİĞİ TARİH İTİBARİYLE SONUÇLANMAYAN VE DEVAM EDİP NE OLACAĞI BELLİ OLMAYAN DOSYALARDAN DOLAYI DAVACININ SARFETTİĞİ EMEK VE MESAİSİ DİKKATE ALINARAK SÖZLEŞMEYE GÖRE VEKALET ÜCRETİNE HÜKMEDİLMESİ GEREKİR
SÖZLEŞMENİN SONA ERDİRİLDİĞİ TARİH İTİBARİYLE SONUÇLANMAYAN VE DEVAM EDİP NE OLACAĞI BELLİ OLMAYAN DOSYALARDAN DOLAYI DAVACININ SARFETTİĞİ EMEK VE MESAİSİ DİKKATE ...
AZİL HAKLI İSE AVUKATLIK ÜCRETİNİN ÖDENMESİ GEREKMEZ
AZİL HAKLI İSE AVUKATLIK ÜCRETİNİN ÖDENMESİ GEREKMEZ  (13. HD. 24.4.2006, 16998/6398) Davacının dayandığı 26.05.1998 tarihli taahhütname başlıklı belgenin, temyiz ...
AVUKAT BAKTIĞI DAVALARDA İŞ SAHİBİNİN GÜVENİNİ SARSMIŞSA AZİL HAKLI SAYILIR
AVUKAT BAKTIĞI DAVALARDA İŞ SAHİBİNİN GÜVENİNİ SARSMIŞSA AZİL HAKLI SAYILIR (13. HD. 22.5.2008, 5193/7032) Davacı avukatın 1997 yılından beri davalı şirketin vekili olarak dava ...
AVUKATIN TAHSİL ETTİĞİ PARALARI MÜVEKKİLİNE BİLDİRMEK VE ÜCRET VE MASRAFTAN FAZLA BİR MİKTARINI HAPİS HAKKI ADI ALTINDA ELİNDE TUTAMAZ
AVUKATIN TAHSİL ETTİĞİ PARALARI MÜVEKKİLİNE BİLDİRMEK VE ÜCRET VE MASRAFTAN FAZLA BİR MİKTARINI HAPİS HAKKI ADI ALTINDA ELİNDE TUTAMAZ (13. HD. 4.5.2009, 13260/5950) Davacı ...
AVUKATLIK KANUNU'NUN DEĞİŞİKLİKTEN SONRAKİ DAVALARDA AVUKATIN YAPTIĞI İŞ VE EMEĞİ DE GÖZETİLMEK SURETİYLE %5-15 ARASINDA UYGUN BULUNACAK BİR ORANA GÖRE TAKİBE KONU ASIL ALACAK MİKTARI YÖNÜNDEN HESAPLAMA YAPILMASI GEREKİR
AVUKATLIK KANUNU’NUN DEĞİŞİKLİKTEN SONRAKİ DAVALARDA AVUKATIN YAPTIĞI İŞ VE EMEĞİ DE GÖZETİLMEK SURETİYLE %5-15 ARASINDA UYGUN BULUNACAK BİR ORANA GÖRE TAKİBE KONU ASIL ...
%25'İ AŞMAMAK ÜZERE DAVA VEYA HÜKMOLUNACAK ŞEYİN DEĞERİ YAHUT PARANIN BELLİ BİR YÜZDESİ AVUKATLIK ÜCRETİ OLARAK KARARLAŞTIRILABİLİR.- BU TAVANI AŞAN SÖZLEŞMELER BELİRTİLEN %25 TAVAN ORANINDA GEÇERLİ OLUR
%25'İ AŞMAMAK ÜZERE DAVA VEYA HÜKMOLUNACAK ŞEYİN DEĞERİ YAHUT PARANIN BELLİ BİR YÜZDESİ AVUKATLIK ÜCRETİ OLARAK KARARLAŞTIRILABİLİR.- BU TAVANI AŞAN ...
SÖZLEŞMEDE KARARLAŞTIRILAN ÜCRET MÜDDEABİHİN TAMAMINA YAKIN KISMINI İÇERMEKTE İSE DÜRÜSTLÜK KURALLARI İLE BAĞDAŞMAZ. BU NEDENLE BÖYLE BİR ÜCRET SÖZLEŞMESİ SAYILMALIDIR
SÖZLEŞMEDE KARARLAŞTIRILAN ÜCRET MÜDDEABİHİN TAMAMINA YAKIN KISMINI İÇERMEKTE İSE DÜRÜSTLÜK KURALLARI İLE BAĞDAŞMAZ. BU NEDENLE BÖYLE BİR ...
VEKİL MÜVEKKİLİNİN YARARINA OLACAK DAVRANIŞLARDA BULUNMAK ONA ZARAR VERECEK DAVRANIŞLARDAN KAÇINMAK ZORUNDADIR
VEKİL MÜVEKKİLİNİN YARARINA OLACAK DAVRANIŞLARDA BULUNMAK ONA ZARAR VERECEK DAVRANIŞLARDAN KAÇINMAK ZORUNDADIR (13. HD. 24.4.2006, 16998/6398) Davacının dayandığı 26.05.1998 ...
VEKİLİN NE MİKTAR PARA TAHSİL ETTİĞİ NE KADAR MASRAF VEKALET ÜCRETİ KESİP DAVACIYA NE MİKTAR ÖDEDİĞİ BELLİ OLMADIĞI GİBİ DAVACININ BUNLARI BİLDİĞİ HUSUSU DA KANITLANMAMIŞTIR
VEKİLİN NE MİKTAR PARA TAHSİL ETTİĞİ NE KADAR MASRAF VEKALET ÜCRETİ KESİP DAVACIYA NE MİKTAR ÖDEDİĞİ BELLİ OLMADIĞI GİBİ DAVACININ BUNLARI BİLDİĞİ HUSUSU DA ...
VEKİLİN NE MİKTAR PARA TAHSİL ETTİĞİ NE KADAR MASRAF VEKALET ÜCRETİ KESİP DAVACIYA NE MİKTAR ÖDEDİĞİ BELLİ OLMADIĞI GİBİ DAVACININ BUNLARI BİLDİĞİ HUSUSU DA KANITLANMAMIŞTIR
VEKİLİN NE MİKTAR PARA TAHSİL ETTİĞİ NE KADAR MASRAF VEKALET ÜCRETİ KESİP DAVACIYA NE MİKTAR ÖDEDİĞİ BELLİ OLMADIĞI GİBİ DAVACININ BUNLARI BİLDİĞİ HUSUSU DA ...
AVUKATLIK KANUNU
    Kanun Numarası: 1136     Kabul Tarihi: 19/03/1969     Yayımlandığı Resmi Gazete Tarihi: 07/04/1969     Yayımlandığı ...
AİHM EĞİTİM SEMİNERLERİ BAŞLIYOR
İstanbul Barosu İnsan Hakları Merkezince AİHM Eğitim Seminerleri düzenlendi. Seminer Katılım Belgesi olan meslektaşlarımız tarafından Nisan ve Mayıs aylarında, hafta sonları saat ...
TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ MESLEK KURALLARI
I- GENEL KURALLAR 1- Türk avukatları baroların ve Türkiye Barolar Birliği#8217;nin bağımsızlığı gereğine inanmışlar ve bu konuda kendilerine gerek kişi, gerek kuruluş ...