KOOPERATİF HUKUKUNA İLİŞKİN İÇTİHADİ BİLGİLER
~ 22.04.2011 ~
KOOPERATİF İLE ORTAK ARASINDAKİ UYUŞMAZLIK-ZAMANAŞIMI
Kooperatif ile ortağı arasındaki uyuşmazlıklarda Borçlar Kanunu gereğince zamanaşımı süresi 5 yıldır. Dava dilekçesinde bir üyenin yaptırdığı tespitten sonra apartman yönetimince kendilerinden para toplanarak eksik ve kusurların giderildiğinin belirtildiği, dava dilekçesinde kooperatif ile ilgili bir çok davalardan bahsedildiği, davacı tarafın bu beyanları ile bağlı olduğu ve tespiti izleyen ilk genel kurulda bazı ortaklarca verilen önerge ile konunun tartışıldığı, önergenin reddine ilişkin olarak alınan kararın mahkemece iptal edildiği sabit iken, aradan bu kadar uzun süre geçtiği halde davacıların daha önce konudan haberdar olmadıkları kabul edilerek, açılan davada zamanaşımı süresinin dolmadığı sonucuna varılması hatalıdır. (11. HD. 12.1.2004, 5315/121).
• GENEL KURUL KARARININ İPTALİ TALEBİ- BİLANÇONUN ONAYLANMAMASI VE YÖNETİM VE DENETİM KURULU ÜYELERİNİN İBRA EDİLMEMESİNE İLİŞKİN GENEL KURUL KARARININ İPTALİ TALEBİ
Davacılar vekilleri, asıl ve birleşen davalarda, müvekkillerinin davalı şirketin yönetim ve denetim kurulu üyeleri olduklarını, 22.5.2000 günlü genel kurul toplantısında bilançonun tasdik edilmeyerek, müvekkillerinin ibra edilmediğini ve haklarında şahsi sorumluluk davası açılmasına, suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiğini, gündemde olmayan ve süresinden sonra verilen önerge ile alınan bu kararların yasa ve iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu ileri sürerek, 22.5.2000 tarihli şirket genel kurul kararlarının iptalini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, 22.3 2000 tarihli olağan genel kurul toplantısında TTK.nun 377. maddesi hükmünün izniyle olağan genel kurul toplantısının asıl gündemini oluşturan TTK.nun 369/1-2. maddelerinde belirtilen hususların 60 gün sonra 22.05.2002 tarihinde görüşülmesine karar verildiği, davacılar vekilinin de 22.3.2000 günlü genel kurulun "bilançonun görüşülmesinin ertelenmesi" nedeniyle ertelendiğini açıkladığı, TTK.nun 369/2. maddesine göre bilançonun reddinin, aynı Yasa'nın 380. maddesine göre yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ibra edilmemeleri sonucunu doğurduğu, TTK.nun 336. maddesinde belirtildiği üzere, sorumluluğu gerektiren fiil ve işlemlerde idare meclisinin heyet olarak sorumlu olmadığı, sorumluluğun ferden fakat müteselsilen olması nedeniyle ibranın kısmen yapılabileceği ve bunun iyiniyet kurallarına aykırılık teşkil etmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine ilişkin verilen kararda isabetsizlik görülmemiştir (11. HD. 13.1.2004, 5995/159).
• KOOPERATİF ÜYELİĞİNDEN İSTİFA • ÜYELİK NEDENİ İLE YAPILAN ÖDEMELERİN İADESİ TALEBİ
Ayrılan ortağın hakları ortaklıktan çıktığı veya çıkarıldığı yılın bilançosu çerçevesinde iade edilir. Hakların ödenmesi ise, bu bilançonun kesinleşmesinden, yani bilançonun genel kurulca kabulünden itibaren bir ay içinde mümkündür. O halde, davacının alacağı, ayrıldığı yılın bilançosunun kabul edildiği 12.03.2000 tarihinden bir ay sonrası muaccel hale geleceği kabul edilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekir (11. HD. 15.1.2004, 12907/272).
• KOOPERATİFTEN İHRAÇ KARARININ İPTALİ DAVASI
Dava, ihraç kararının iptali istemine ilişkindir. Yönetim Kurulu'nun eksik nisapla yapılan toplantı ile alınan kararları yok hükmündedir ve ihraç karına ilişkin işlemlerin yapılmasından sonra karardaki imza eksikliğinin tamamlanması kararı geçerli hale getiremeyeceğinden, davacının davayı 3 aylık dava açma süresine bağlı olmaksızın her zaman açmasının mümkündür (11. HD. 19.1.2004, 5611/313).
• İHRAÇ EDİLEN ÜYENİN YATIRDIĞI AİDATLARIN TAHSİLİ TALEBİ- KOOPERATİFİN VARLIĞINI TEHLİKEYE DÜŞÜRECEK NİTELİKTEKİ İADELER
Davacı vekili, ihraç edilen müvekkilinin yatırdığı aidatların faiziyle tahsilini istemiştir. Kooperatifin varlığını tehlikeye düşürecek nitelikte olan iadeler, genel kurulca üç yılı aşmamak üzere geciktirilebilir. Ancak, bilirkişi incelemesi sonucu iadelerin tutarı kooperatifin varlığını tehlikeye düşürecek nitelikte görülmezse genel kurulun gecikme kararı uygulanamaz (11. HD. 26.1.2004, 6121/712).
• ESKİ YÖNETİM KURULU ÜYELERİNE KARŞI AÇILACAK DAVA ( Kooperatifi Zarara Uğratma Nedeni ile Dava Açılabilmesi İçin Genel Kurulca Davanın Açılması Yolunda Karar Alınması ve Davanın Denetçiler Tarafından Açılması Gereği )
Dava, davacı kooperatifin eski yöneticileri olan davalıların eylemlerinden dolayı kooperatifin uğradığı zararın tazmini istemine ilişkindir. 1163 sayılı Kanunun 98 nci maddesi yollaması ile uygulanması gereken TTK.nun 341. maddesi hükmüne göre, eski yönetim kurulu üyelerine karşı, kooperatifi zarara uğratma nedeni ile bu meblağın tazminine yönelik davanın açılabilmesi için, genel kurulca davanın açılması yolunda karar alınması ve davanın denetçiler tarafından açılması gerekmektedir (11. HD. 10.2.2004, 6535/1091).
• KOOPERATİFİN SİCİLDEN TERKİNİNİN İPTALİ • TÜZEL KİŞİLİĞİN İHYASI ( Kooperatif Tüzel Kişiliğin Sona Ermesi İçin Tasfiye İşlemlerinin Eksiksiz Olarak Tamamlanması Gereği - Bu Nedenle Menfaati Olanlar Tüzel Kişiliğin İhyasını İsteme Hakkına Sahip Olduğu )
Dava, kooperatifin sicilden terkin kaydının kaldırılarak yeniden tüzel kişilik kazanması için açılmış ihya davasıdır. Kooperatifin tüzel kişiliği, ticaret sicilinden silinmesi ile sona erer. Kooperatiflerin tasfiyesinde, tasfiye işlemleri ortaklarla üçüncü kişiler ve kooperatif arasında hukuken sona ermedikçe, kooperatifin sicilden silinmesi mümkün değildir. Bir başka ifadeyle, tüzel kişiliğin sona ermesi için, tasfiye işlemlerinin eksiksiz olarak tamamlanması gerekir. Bu nedenle, menfaati olanlar tüzel kişiliğin ihyasını isteme hakkına sahiptir. Tüzel kişiliğin ihyası için, tasfiye kurulu ile ticaret siciline husumet yöneltilerek dava açılması gerekir (11. HD. 12.2.2004, 6314/1181).
• KOOPERATİF ÜYELİĞİNDEN İSTİFA • ÇIKMA PAYININ TAHSİLİ • ÇIKMA PAYININ HESAPLANMA BİÇİMİ
Dava, tüketim kooperatifi üyeliğinden çıkma nedeniyle çıkma payının tahsili istemine ilişkin olup, taraflar arasındaki uyuşmazlık çıkma payının hesaplanma biçimi noktasında toplanmaktadır.
Davalı tüketim kooperatifin ana sözleşmesinde yedek akçeler ayrıldıktan sonra müspet gelir gider farkının tamamen veya bir kısmının ortakların muameleleri oranında risturn olarak dağıtılabileceği ve devir dışında bir nedenle ortaklığı sona erenlerin sermaye ve diğer alacakların o yılın bilançosuna göre hesaplanarak, bilanço tarihinden itibaren bir ay içinde geri verileceği öngörülmüştür. Buna göre, kooperatif üyelerinin gelir gider farkı dışında kooperatif varlığı üzerinde hakkı bulunmayan üyelerin çıkma payının, tüm kooperatif malvarlığı göz önüne alınarak, adeta tasfiye payı niteliğinde bir hesaplama biçimiyle belirlenmesi yerinde olmadığından, belirtilen ilkeler doğrultusunda davacıların çıkma paylarının hesaplanması yerine, yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır (11. HD. 20.2.2004, 6519/1530).
• KOOPERATİF HİSSE DEVRİ • SAHTE DEVİR SÖZLEŞMESİ • KONUT İÇİN YAPILAN GİDERLERİN DEPO EDİLMESİ
ÖZET : Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatif ortağı olduğunun tespiti ile, üyelik haklarının davacıya iadesine karar verilmesini istemiştir. Davaya konu konutun davacıya ait olduğunun tespitine karar verebilmek için öneclikli olarak, davalı kooperatife olan akçalı yükümlülükleri ile davalı tarafından konut için yaptığı giderleri davacının depo etmesi gerekmektedir (11. HD. 24.2.2004, 13289/1703).
• ŞEREFİYE PAYI-GENEL KURUL KARARININ İPTALİ DAVASI
Genel kurul kararının iptali davasını ancak, kooperatif üyelik sıfatını taşıyanlar açabilir. Bu nedenle sonut olayda mahkemece, toplantı tutanağının aslı ve hazirun cetveli getirtilerek, bu husus açıklığa kavuşturulmalı; davacıların, üyelik sıfatının bulunduğu sonucuna varıldığı ve genel kurula katılarak, muhalefet şerhinin yazdırdıklarının tespit edilmesi hainde, davanın esasına girilmesi gerekmektedir (11. HD. 24.2.2004, 7246/1672).
Hits: 29303