Avukatlık ücreti, avukatla iş sahibi arasında, tarifede yazılı asgari miktarın altında olmamak ve belli bir miktarı kapsamak kaydıyla serbestçe kararlaştırılabilir. Somut olayda, taraflar arasında düzenlenen 28.4.1998 tarihli Avukatlık ücret sözleşmesinde Avukata bu işten ötürü 10.000 amerikan Doları dava kaybedildiği takdirde ise, 1000 Amerikan Dolar ücret ödeneceği kararlaştırılmıştır. Sözleşme, anılan yasa hükmüne uygun olarak düzenlendiği için, kural olarak geçerlidir. Ancak, bu sözleşmenin yapıldığı tarihte, Borçlar Kanunun 19. maddesi hükümlerine de aykırı düşmemesi gerekir. O nedenle, tarafların sözleşme ile amaçladıkları çıkarların dengede olması gerektiği kabul edilerek, sözleşenlerin gerçek ve müşterek maksadı ve çıkarları aranmalı sözleşmenin kanununun gösterdiği hudutlar içinde kalıp kalmadığı, ahlaka aykırı olup, olmadığı belirlenmelidir. Sözleşmenin yapıldığı tarihte, bir taraf için sağlanan hak ve menfaatte eşit düşmeyen fahiş bir hak ve menfaatin karşı tarafa sağlanması ahlak kurallarına aykırı düşer. Bu nedenle olayımızda, davacı Avukatlık yardımı ile davalıya sağladığı hak ve menfaatler belirlenmeli, sözleşme tarihindeki kur üzerinden, 10.000 Amerikan Dolarının Türk Lirası karşılığı bulunmalı, böylece kararlaştırılan ücret ile sağlanan hak ve menfaat arasında, fahiş nispetsizlik varsa, bunun ahlaka aykırı olduğu kabul edilerek sözleşme geçersiz sayılarak şimdiki gibi, Avukatlık asgari ücret tarifesine göre hesaplanacak miktar kadar davacı alacağının varlığı kabul edilmeli aksi halde; sözleşme hükmüne göre karar verilmelidir. Mahkemece, açıklanan bu yön gözetilmeden eksik inceleme ile yazılı şekilde davanın kabulüne verilmesi usul ve kanuna aykırıdır.