AMK: Sigorta Eksperliğinin Bağımsızlığı ve Tarafsızlığı
~ 16.11.2011 ~
İptali istenilen kuralda, sigorta şirketlerinin, sigorta acentelerinin ve brokerlerinin ortaklarının, yönetim ve denetim kurulu üyelerinin ve bunlar adına imza atmaya yetkili olanlar ile bu kuruluşlarda mesleki faaliyette bulunan şirket çalışanlarının eşlerinin sigorta eksperliği yapmaları ya da tüzel kişi sigorta eksperlerinin yönetim ve denetim kurullarında görev almaları, imzaya yetkili olarak çalışmaları, bunlara ortak olmaları ya da bunlardan ücret karşılığında herhangi bir iş kabul etmeleri yasaklanmıştır. Kuralın gerekçesinde ise sigorta eksperliğinin temel ilkesi olan bağımsızlık ve tarafsızlığın sağlanabilmesini teminen sigorta şirketlerinin, acentelerinin ve brokerlerinin ortakları yönetim ve denetim kurulu üyeleri ile bu şirketlerde doğrudan sigortacılıkla ilgili faaliyette bulunan çalışanların eksperlik yapamayacaklarına ve tüzel kişi eksperlere ortak ya da yönetici olamayacağına ilişkin düzenleme yapıldığı vurgulanmıştır.
Anayasa’nın 2. maddesinde Cumhuriyetin temel nitelikleri arasında sayılan hukuk devleti, insan haklarına saygı gösteren ve bu hakları koruyucu adaletli bir hukuk düzeni kurup sürdürmekle kendisini yükümlü sayan, bütün etkinliklerinde hukuka ve Anayasa’ya uyan, işlem ve eylemleri yargı denetimine bağlı olan devlettir. Böyle bir düzenin kurulması, yasama, yürütme ve yargı alanına giren tüm işlem ve eylemlerin hukuk kuralları içinde kalması, temel hak ve özgürlüklerin anayasal güvenceye bağlanmasıyla olanaklıdır.
Anayasa’nın 13. maddesinde, “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.”denilmektedir.
Anayasa’nın “Çalışma ve sözleşme hürriyeti” kenar başlıklı 48. maddesinde “Herkes dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetine sahiptir. Özel teşebbüsler kurmak serbesttir.
Devlet, özel teşebbüslerin millî ekonominin gereklerine ve sosyal amaçlara uygun yürütülmesini, güvenlik ve kararlılık içinde çalışmasını sağlayacak tedbirleri alır.” kuralı yer almaktadır. Maddenin gerekçesinde ise, “Hürriyet temeline dayalı bir toplumda irade serbestliği çerçevesinde ferdin sözleşme yapma, meslek seçme ve çalışma hürriyetlerinin garanti altına alınması tabiîdir.
Ancak, bu hürriyetler, kamu yararı amacı ile ve kanunla sınırlanabilir. (…) Devlet, kamu yararı olan hallerde ve mili ekonominin gerekleri ve sosyal amaçlarla özel teşebbüs özgürlüğüne sınırlamalar getirebilir. (…)”denilmektedir.
Sosyal ve ekonomik yaşamda ortaya çıkan çeşitli risklerin teminat altına alınmasını sağlaması ve ekonomik gelişmeye uzun vadeli fon yaratması nedeniyle yaygın bir kitleyi ilgilendiren sigortacılık faaliyetlerine yönelik düzenlemelerin, bu hukuksal kurumun gerektirdiği güveni sağlayacak nitelikte olması zorunludur. Bu nedenle sigortalanan değer ve ortaya çıkan hasarın tespitine yönelik sigorta eksperlerince hazırlanan raporların objektif ve yansız olması gerekir. Eksperlerin uzmanlıklarının gerektirdiği mesleki bilgi ve niteliğe sahip olmalarının yanında bağımsızlıklarının ve tarafsızlıklarının sağlanması, sigorta ettiren ve sigortacı açısından olduğu kadar sigortacılık kurumunun istikrar ve güvenliği bakımından da büyük önem taşımaktadır.
Sigorta eksperliği mesleğinin gerekleri ile tarafların karşılıklı hak ve yükümlülükleri göz önünde tutularak, mesleğin icrasında dürüstlüğü ve güveni egemen kılmak için diğer sigorta unsurlarıyla aralarındaki ilişkileri ve faaliyet alanını da değerlendirmek suretiyle, ortaya çıkabilecek çıkar çatışmalarını ya da etik değerleri zedeleyebilecek durumları engellemek amacıyla, yasakoyucunun gerekli önlemleri almasının kamu yararının bir gereği olduğu kuşkusuzdur.
Sigorta eksperlerinin bağımsızlık ve tarafsızlığını sağlamaya yönelik olarak 5684 sayılı Kanun’un 22. maddesinin (10) numaralı fıkrasında sigorta eksperliğinin mutad meslek olarak yapılmasının gerektiği, bu faaliyetlerin devamı süresince esnaf veya tacir sıfatıyla mesleğin niteliği ile bağdaşması mümkün olmayan başka bir işle uğraşılamayacağı, sigorta acenteliği ve brokerlik faaliyetinde bulunulamayacağı belirtilmektedir. (13) numaralı fıkraya göre ise sigorta eksperi tarafsız olmak zorundadır. Sigorta eksperlerinin, taraflardan birisi ile aralarında tarafsızlığı şüpheye düşürecek önemli nedenler ya da 18.6.1927 günlü, 1086 sayılı Hukuk Usûlü Muhakemeleri Kanunu’nun 245. maddesinin birinci fıkrasının (1), (2) ve (3) numaralı bentlerinde yazılı derecelerde akrabalık veya bir iş ortaklığı varsa, bu görevi kabul edemeyecekleri, bu yasağın, tüzel kişi sigorta eksperlerinin yanında çalıştırdıkları sigorta eksperleri için de geçerli olduğu, buna aykırı olarak düzenlenen raporların hüküm ifade etmeyeceği belirtilmektedir.
Yasakoyucu, çalışma hürriyeti ile ilgili bir konuyu düzenlerken hukuk devleti ilkesinin bir gereği olan ölçülülük ilkesiyle bağlıdır. Bu ilke ise “elverişlilik”, “gereklilik” ve “orantılılık” olmak üzere üç alt ilkeden oluşmaktadır. “Elverişlilik”, başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını, “gereklilik” başvurulan önlemin ulaşılmak istenen amaç bakımından gerekli olmasını ve “orantılılık” ise başvurulan önlem ve ulaşılmak istenen amaç arasında olması gereken ölçüyü ifade etmektedir.
Ölçülülük ilkesi nedeniyle devlet, sınırlamadan beklenen kamu yararı ile bireyin hak ve özgürlükleri arasında adil bir dengeyi sağlamakla yükümlüdür. 5684 sayılı Kanun’un 22. maddesinin (10) ve (13) numaralı fıkralarındaki düzenlemeler karşısında sigorta eksperlerinin eş ve yakın akrabalarının ortağı ya da yöneticisi bulunduğu sigorta şirketinin taraf olduğu uyuşmazlıklarda eksperlik görevi icra etmelerine zaten imkân bulunmamakta olup bu kişilerin sigorta eksperliği mesleğini icra etmelerinin tümüyle yasaklanması, ulaşılmak istenen amaç bakımından gerekli ve orantılı bir tedbir olarak görülemez. İtiraz konusu kural, kamu yararı ile bireyin hak ve özgürlükleri arasında adil bir denge oluşturmadığından ölçülülük ilkesine aykırılık içermektedir (AMK. 9.6.2011, 11/93).
Hits: 14309