Dava, çek hesabı açmada kusurlu olduğu iddia edilen bankadan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Çek hesabının açıldığı tarihte yürürlükte bulunan Çekle Ödemelerin Düzenlenmesi ve Çek Hamillerinin Korunması Hakkındaki Kanun'un 2'nci maddesi hükmüne göre, bankalar, çekle işleyecek hesap açarken, çek karnesi verirken ve bu kanunla kendilerine verilen görev ve mükellefiyetleri yerine getirirken bu işlemlerin gerektirdiği basiret ve itinayı göstermek zorundadırlar. Bu düzenlemenin amacı, uygulamada 'naylon çek hesapları' adıyla anılan hesapların açılmasına engel olmaktır. Somut olayda, davalı banka müşterinin sürücü belgesi, nüfus cüzdanı örneği, Ticaret Odası kaydı, imza sirküleri, vergi levhası, hesap açtıranın çek yasağı olmadığına ilişkin telefon görüşme zaptı ve hesap açtıranın imza örneğine göre çek karnesi vermiştir. Hesap açtıranın nüfus cüzdanı aslı veya fotokopisi alınmadığı gibi, imza örneğindeki imza ile çek taahhütnamesi ve imza sirkülerindeki imzaların birbirlerine hiç benzemedikleri çıplak gözle anlaşılmaktadır. Öte yandan, çek karnesi verilmesini isteyenin ibraz ettiği sürücü belgesi fotokopisi arkasındaki imza ile imza sirkülerindeki imza örneği ve çek taahhütnamesindeki imzanın da birbirine benzemediği açıktır. Diğer yandan, çek karnesi verilmesini isteyenin ibraz ettiği sürücü belgesinde anne ismi "Bedihat" olduğu halde, nüfus cüzdanı suretinde "Bedihatöz" yazılı olduğu görülmüştür. Bir diğer yandan ise, bankanın kusurunun var olup olmadığına ilişkin bilirkişi raporu alınmamıştır. Bu durumda, mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde, davalı bankanın kusurunun var olup olmadığına ilişkin olarak, konunun uzmanı olan bilirkişi ya da bilirkişi kurulundan rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir (11. HD. 16.10.2008, 8341/11364).