Dava, inşaat mühendisi olarak faaliyet yürüten davacının, kamulaştırma alanında bilirkişilik yapabilmesini teminen oluşturulan listede ismine yer verilmesi yolunda yaptığı başvurunun reddine dair 18/02/2008 günlü, 35.01499 Sayılı işlemin iptali ve maddi kayıplarının geriye dönük olarak giderilmesi istemiyle açılmıştır.
Ankara 3. İdare Mahkemesi'nin 10/12/2009 günlü, E:2008/1585, K:2009/1516 Sayılı kararıyla; davacının başvurusunun, davaya konu işlemle yapı denetçiliği işi ile uğraşan bir şirkette çalıştığı belirtilerek reddedildiği, 4708 Sayılı Kanun'un düzenlediği alanın, yapı denetim kuruluşlarının faaliyeti ve bu denetim faaliyetinin gerekliliğine dair olduğu, bu denetimin etkinliğinin sağlanabilmesini teminen yapı denetçilerinin (denetçi, mühendis, mimar...) aynı alanda hem denetim yapmaları hem de ticari faaliyet yürütmelerinin yasaklandığı, bu sınır çizilirken de yasaklanan faaliyetlerin münhasıran mesleki ve inşaat işleri ile ilgili olduğunun Kanunda açık biçimde ifade edildiği, bu durumda kamulaştırma bilirkişiliğine dair mevzuatta sayılan diğer şartları da taşıdığının tespiti halinde davacının başvurusunun kabul edilmesi gerekmekte iken, konuyla doğrudan ilgili olmayan bir kanun hükmünün (4708 Sayılı Kanun'un 2. ve 3. maddelerinin) yanlış yorumlanmak suretiyle salt aynı il sınırları içerisinde yapı denetçiliği işi ile uğraşan bir şirkette çalıştığından bahisle başvurusunun reddine dair işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir.
Anılan karar Danıştay Altıncı Dairesinin 20/06/2013 günlü, E:2010/5341, K:2013/4354 Sayılı kararıyla; 4708 Sayılı Kanun'un 3. maddesinin 5. fıkrasının yapı denetim kuruluşunda çalışan denetçi mimar ve mühendislerin denetim kuruluşunda çalıştıkları sürece mesleki ve inşaat işleri ile ilgili ticari faaliyette bulunmalarına imkan vermediği, kamulaştırma bilirkişiliğinin de, mesleki bir faaliyet olduğu, sunulan hizmet karşılığında da bir ücret alındığı , bunun da ticari faaliyet dışında değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, bu durumda, davacının bir yapı denetim şirketinde inşaat mühendisi olarak faaliyette bulunması sebebiyle kamulaştırma bilirkişilik listesinde adına yer verilmemesine dair davaya konu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, diğer taraftan, davacının maddi kayıplarının geriye dönük olarak giderilmesi istemine dair olarak da davaya konu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığından reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle bozulmuş ise de; İdare Mahkemesince,bozma kararının davacının, kamulaştırma alanında bilirkişilik yapabilmesini teminen oluşturulan listede ismine yer verilmesi yolunda yaptığı başvurunun reddine dair işleme yönelik kısmına uyulmayarak işlemin iptali yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.
Davalı idare, Ankara 3. İdare Mahkemesi'nin 28/01/2014 günlü, E:2014/127, K:2014/68 Sayılı ısrar kararını temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.
2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 15. maddesinde "Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğine bağlı meslek odalarının her biri tarafından, üyelerinin oturdukları yer göz önünde bulundurularak; illerden nüfusu beşyüzbinin altında olanlar için yirmibeş ila elli, nüfusu beşyüzbin ile birmilyon arasında olanlar için elli ila yüz, nüfusu birmilyon ile üçmilyon arasında olanlar için yüz ila yüzelli, nüfusu üçmilyonun üzerinde olanlar için yüzelli ila üçyüzelli bilirkişi ve ayrıca il merkezleri için il idare kurulları ve ilçeler için ilçe idare kurulları tarafından, bu bölgelerde oturan ve mühendis veya mimar olan taşınmaz mal sahipleri veya kiracılar arasından nüfusa göre belirlenen bilirkişi sayılarının en az üçte biri kadar bilirkişi, her yıl ocak ayının ilk haftasında seçilerek isim ve adreslerini belirten listeler valiliklere verilir. Bilirkişi olarak görev yapacakların nitelikleri ve çalışma esasları, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliğinin görüşü alınmak suretiyle Maliye Bakanlığı ile Bayındırlık ve İskan Bakanlığının birlikte hazırlayacakları bir yönetmelikle belirlenir.
Valilikçe onanan listelerden, odalar tarafından seçilenler il merkezi ve ilçelerdeki asliye hukuk mahkemelerine, idare kurulları tarafından seçilenler de seçildikleri yerin asliye hukuk mahkemelerine bildirilir." hükmü yer almaktadır.
4708 Sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun 2. maddesinde yapı denetim kuruluşlarının görevleri sayılırken "Bu kanun kapsamına giren her türlü yapı; Bakanlıktan aldığı izin belgesi ile çalışan ve münhasıran yapı denetimi ile uğraşan tüzel kişiliğe sahip yapı denetim kuruluşlarının denetimine tabidir." kuralına, 3. maddesinin (5.) fıkrasında ise " Yapı denetim kuruluşu denetim faaliyeti dışında başka ticari faaliyette bulunamaz. Bu kuruluşun denetçi mimar ve mühendislerinin, denetim faaliyeti süresince başkaca mesleki ve inşaat işleri ile ilgili ticari faaliyette bulunmaları yasaktır." hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacının inşaat mühendisi olduğu, İzmir İlinde faaliyet gösteren bir yapı denetim şirketinde görev yaptığı, kamulaştırma alanında bilirkişilik yapabilmek amacıyla düzenlenen kurs ve seminerlere katıldığı ve buna dair yetki belgesini aldığı, İnşaat Mühendisleri Odası İzmir Şubesi'ne başvurarak kamulaştırma bilirkişiliği listesinde ismine yer verilmesini istediği, bu istemin davacının yapı denetim firmasında görev yaptığı gerekçesiyle reddedilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
4708 Sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun yukarda yer verilen hükümleri uyarınca, yapı denetim kuruluşunda görev yapan denetçi mimar ve mühendisler, bu faaliyetleri süresince mesleklerine yönelik başka bir faaliyette bulunamayacakları gibi inşaat işleri ile ilgili ticari bir faaliyet yapmalarının da söz konusu olamayacağı kuşkusuzdur.
Uyuşmazlıkta, kamulaştırma bilirkişiliğinin bu Kanun ile yasaklanan mesleki ya da ticari bir faaliyet kapsamında olup olmadığının değerlendirilmesi gerekmektedir.
Kamulaştırma bilirkişisi, yargılama süreci içerisinde adaletin teminini sağlamak üzere uzmanlığından istifade edilen ve bu doğrultuda etkin bir yargılamanın sağlanmasına katkı sağlayan, kamulaştırmaya konu gayrimenkul veya hakkın değerinin belirlenmesi hususunda uzmanlığa ve teknik bilgiye sahip kişi olup; yaptığı faaliyetin niteliği itibariyle ticari olarak değerlendirilmesine olanak bulunmamaktadır. Öte yandan, bilirkişinin bu faaliyeti süresince sarf ettiği emek ve masrafın karşılığı olarak kendisine ücret ödenmesinin, bilirkişilik faaliyetinin niteliğini ticari hale getirmeyeceği açıktır.
Diğer taraftan, Kanunda belirtilen mesleki faaliyet ibaresinin hangi hususları kapsadığının açıklığa kavuşturulması gerekmektedir.
Yapı Denetimi Hakkında Kanun ile can ve mal güvenliğini teminen, imar planına, fen, sanat ve sağlık kurallarına, standartlara uygun kaliteli yapı yapılması için proje ve yapı denetimini sağlamak amaçlanmakta olup bu doğrultuda Kanunun 3. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen yapı denetim kuruluşunda görev yapan yapı denetçi mimar ve mühendislerin, bu faaliyetleri süresince mesleklerine yönelik başka bir faaliyette bulunamayacaklarına dair yasaklamanın, bu Kanunun amacı ile örtüşen faaliyetler için uygulanması gerektiği kuşkusuzdur.
Kamulaştırmaya konu gayrimenkul veya hakkın değerinin belirlenmesi hususunda uzmanlık ve teknik bilgi sağlamak amacıyla yargı yerlerince başvurulan kamulaştırma bilirkişiliğinin ise Yapı Denetimi Hakkında Kanunun amacı çerçevesinde yürütülen iş ve işlemler ile örtüşen bir mesleki faaliyet olduğunun kabulüne olanak bulunmamaktadır.