Dava, 5.2.2008 günlü, 26778 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliğinin 3. maddesinin ( i ) bendinde tanımlanan ve 9. maddesinin 2. fıkrasında sözü geçen "şantiye şefi" ibaresinin, 28. maddesinin 6. fıkrasının ve geçici 3. maddesinin 1. fıkrasında sözü edilen "minha" düzenlemesinin iptali istemiyle açılmıştır.
05.02.2008 günlü, 26778 sayılı Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği'nin Tanımlar Başlıklı 3. maddesinin 1. fıkrasının ( i ) bendinde; Şantiye Şefi: Konusuna ve niteliğine göre yapı işlerini yapı müteahhidi adına yöneterek uygulayan, mühendis, mimar, teknik öğretmen veya tekniker diplomasına sahip teknik personel olarak tanımlanmış bulunmaktadır.
Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği'nin 9. maddesinin 2. fıkrasında; "Yapım işleri yürütülen şantiyede, mühendis, mimar, teknik öğretmen veya tekniker diplomasına sahip olmak üzere bir şantiye şefinin bulundurulması mecburidir. Yapı müteahhidi, inşaatta görevlendireceği şantiye şefi ile asgari hüküm ve şartları ek-12'de gösterilen form-10'da belirlenmiş sözleşmeyi imzalar. Bu sözleşmenin bir sureti yapı denetim kuruluşuna verilir. Mühendis, mimar, teknik öğretmen veya tekniker diplomasına sahip olan yapı müteahhidinin şantiye şefliğini üstlenmesi hâlinde, şantiye şefliği için sözleşme akdedilmesi şartı aranmaz. Yapı sahibi ile yapılan sözleşmede bu husus belirtilir." hükmüne yer verilmiştir.
Davacı, şantiye şefliği düzenlemesini olumlu bulunmakta, ancak eksik düzenleme getirmesi; mühendislerin yerine getirebileceği görevin, teknik öğretmen veya tekniker diplomasına sahip teknik personele verilmesini öngören hükmü nedeniyle Yönetmeliğin 3. maddesinin 1. fıkrasının ( i ) bendi ile 9. maddesinin 2. fıkrasında geçen şantiye şefi düzenlemesinin iptalini istemektedir.
4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanunun 12. maddesinde , bu Kanunda hüküm bulunmayan hallerde 3194 sayılı İmar Kanunu ve ilgili mevzuat hükümlerinin uygulanacağı kurala bağlanmıştır.
3194 sayılı İmar Kanununun 09.12.2009 günlü, 5940 sayılı Kanunun 1. maddesiyle değişik 28. maddesinin 5. fıkrasında şantiye şefinin mimar veya mühendis olacağına işaret edilmiş, anılan Kanun'un 44. maddesinin 1. fıkrasının ( e ) bendinde de şantiye şefinin mimar ve mühendis olacağ ı belirtilmiş bulunmaktadır.
Bu durumda, 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun ile 3194 sayılı İmar Kanununda tanımlar başlığı altında ayrıca "Şantiye Şefi" tanımı yapılmamış olmakla birlikte 4708 sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun'un 12. maddesiyle uygulama yolu açılan 3194 sayılı İmar Kanunun'da ara düzenlemelerde şantiye şefinin açıkça mimar ve mühendis olacağı vurgulandığından, anılan
yasal düzenlemeye aykırı olarak dava konusu Yapı Denetimi Uygulama Yönetmeliği'nin 3. maddesinde şantiye şefi olabilecek meslek gruplarının genişletilmesi suretiyle teknik öğretmen veya tekniker diplomasına sahip teknik personeli de kapsama alacak şekilde tanımlama yapılmasında hukuka uyarlık görülmemiştir.
Yönetmeliğin 28. maddesinin 6. fıkrası ile Geçici 3. maddesinin 1. fıkrasında düzenlenen "minha" ibaresine gelince; Yönetmeliğin hizmet bedelinin ödenmesi başlıklı 28. maddesinin 6. fıkrasında, "Yapı denetim kuruluşunca hakedişi tahsil edilen kısmi yapı bölümüne tekabül eden inşaat alanı, bu kuruluş ile birlikte, denetçi mimar ve denetçi mühendisleri, kontrol elemanı ve yardımcı kontrol elemanlarının sorumluluğu altında bulunan inşaat alanından minha edilir. Ancak, bu işlem, yapı denetim kuruluşunun o yapı bölümüyle ilgili sorumluluğunu ortadan kaldırmaz." hükmü, Geçici 3. maddesinde, "Yapı denetim kuruluşlarının sorumluluğu altında bulunan ve bu Yönetmelik ile belirlenmiş muhtelif fiziki seviyelerde olan işlerde, söz konusu fiziki seviyelere ait hak edişlerin ödenmiş olması kaydıyla, Yapı Denetim Komisyonunca gerekli düzenlemeler Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren en geç bir ay içinde tamamlanmak suretiyle, hakedişi ödenmiş seviye nispetinde inşaat alanı yapı denetim kuruluşlarının sorumluluk alanından minha edilir." hükmü yer almıştır.
Yönetmeliğin yapı denetim kuruluşunun yetki sınırını belirleyen 11. maddesinde, yapı denetim kuruluşunun denetleyebileceği toplam yapı inşaat alanının 360.000 m2'yi geçemeyeceği belirtilmiş, Yönetmeliğin 15. maddesinde de, teknik personelin denetim yetkisi düzenlenen hükümlerle açıklanmıştır.
Anılan hükümler bağlamında Yönetmeliğe göre yapı denetim kuruluşunun düzenlediği hakediş raporu ilgili idareye sunulduktan sonra bu yapı bölümünde denetim açısından herhangi bir eksiklik veya kusur yok ise hizmet bedeli yapı denetim kuruluşuna ödenecek ve hakedişin tahsil edilen kısmı yapı bölümüne tekabül eden inşaat alanı, yapı denetim kuruluşunun ve teknik personelin denetim sorumluluğu altında bulunan inşaat alanından düşülecektir. Aksi bir hesaplama ve uygulama yapı denetim kuruluşunun 360.000 m2'lik
işin tamamını bitirmeden, yeni bir iş alamayacağı anlamına gelir ki bu da ticari alan kapsamında, yapı denetim kuruluşunun varlığını sürdürmesine engel olur. Kaldı ki, hakediş raporu sonucu denetleyebileceği inşaat alanı miktarından düşülen yapı kısmı ile ilgili olarak yapı denetim kuruluşunun sorumluluğu devam etmektedir.