Davacı, B... Sokakta bulunan Çakır Apartmanının 1 numaralı dairesinde hissesi oranında iki dükkana malik olup, söz konusu binanın bitişiğinde bulunan 626 ada, 160 parsel sayılı taşınmaza verilen yapı ruhsatı uyarınca yapılan bina nedeniyle yapısal nitelikte zararının meydana
Anayasa'nın 125. maddesinde, idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu öngörülmüştür.
3194 Sayılı İmar Kanunu'nun 1. maddesinde; "Bu Kanun, yerleşme yerleri ile bu yerlerdeki yapılaşmaların; plan, fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun teşekkülünü sağlamak amacıyla düzenlenmiştir.' hükmüne, 21. maddesinde; 'Bu Kanunun kapsamına giren bütün yapılar için 26. maddede belirtilen istisna dışında belediye veya valiliklerden yapı ruhsatiyesi alınması mecburidir." hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanunun 28. maddesinde ise; "Bu Kanun kapsamındaki mimarlık, mühendislik ve planlama hizmetine ilişkin harita, plan, etüt, proje ve eklerinin düzenlenmesi ve bunların yerine getirilmesinin; uygulamada bulunulacak alanın, yerleşme merkezinin ve yapının sınıfına, özelliğine ve büyüklük derecesine göre, uzmanlık alanlarına uygun olarak 38. maddede belirtilen meslek mensuplarına yaptırılması mecburidir. Müellifler ve uygulamada bulunan meslek mensupları, işlerini bu Kanuna ve ilgili diğer mevzuata uygun olarak gerçekleştirmekten sorumludur. Yapıda inşaat ve tesisat işleri ile kullanılan malzemelerin kamu adına denetimine ilişkin fenni mesuliyet, ruhsat eki etüt ve projelerin gerektirdiği uzmanlığı haiz meslek mensupları tarafından ayrı ayrı üstlenilmek zorundadır. Fenni mesul mimar ve mühendisler uzmanlık alanlarına göre; yapının, tesisatı ve malzemeleri ile birlikte, bu Kanuna, ilgili diğer mevzuata, uygulama imar planına, ruhsata, ruhsat eki etüt ve projelere, standartlara ve teknik şartnamelere uygun olarak inşa edilmesini denetlemekle görevlidir." kuralı yer almıştır.
4708 Sayılı Yapı Denetimi Hakkında Kanun'un 1. maddesinde, bu Kanunun amacının, can ve mal güvenliğini teminen, imar planına, fen, sanat ve sağlık kurallarına, standartlara uygun kaliteli yapı yapılması için proje ve yapı denetimini sağlamak ve yapı denetimine ilişkin usul ve esasları düzenlemek olduğu, 3. maddesinde ise, bu Kanunun uygulanmasında, yapı denetim kuruluşları imar mevzuatı uyarınca öngörülen fenni mesuliyeti ilgili idareye karşı üstleneceği, yapı denetim kuruluşlarının, denetçi mimar ve mühendislerin, proje müelliflerinin, laboratuvar görevlilerinin, yapı müteahhidi ile birlikte yapının ruhsat ve eklerine, fen, sanat ve sağlık kurallarına aykırı, eksik, hatalı ve kusurlu yapılmış olması nedeniyle ortaya çıkan yapı hasarından dolayı yapı sahibi ve ilgili idareye karşı, kusurları oranında sorumlu oldukları kurala bağlanmıştır.
Yukarıda yer verilen Yasa maddeleri uyarınca, yerleşme yerleri ile bu yerlerdeki yapılaşmaların; plan, fen, sağlık ve çevre şartlarına uygun teşekkülünü sağlamak konusunda, asli görev ve yetkinin idarede olduğu ve idarenin bu görevlerini yerine getirmesi hususunda gerekli denetim, gözetim, yaptırım uygulama gibi yükümlülüklerinin bulunduğu açık olmakla birlikte, yapı denetimi konusunda yapı denetim kuruluşlarının, denetçi mimar ve mühendislerin, proje müelliflerinin, laboratuvar görevlilerinin ve yapı müteahhidinin, yapının ruhsata aykırı, eksik ve hatalı yapılmasından kaynaklanan hasardan dolayı yapı sahibi ve ilgili idareye karşı, kusurları oranında sorumlu oldukları öngörülmüştür.
Yapının ruhsata aykırı, eksik ve hatalı yapılmasından kaynaklanan zarardan yasal sorumluluğu bulunanların, kusurlu bulunmaları halinde kusur oranlarının ayrı ayrı belirlenerek tazminat isteminin değerlendirilmesi gerekmektedir.
Uyuşmazlıkta, Mahkemece yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen rapor ile dosyadaki bilgi ve belgelerin değerlendirilmesinden, dava konusu yapıda ortaya çıkan zararın, söz konusu binanın bitişiğinde bulunan taşınmaza verilen yapı ruhsatı uyarınca yapılan binanın inşaat aşamasından kaynaklandığı hususunda kuşku bulunmamaktadır.
Öte yandan, davacı ve diğer kat malikleri tarafından binada hasarlar meydana gelmeye başladıktan sonra Asliye Hukuk ve Sulh Hukuk Mahkemelerinde zarara ilişkin tespitler yaptırıldığı, yapı sahibi, müteahhit ve yapı denetim firmasına karşı Asliye Hukuk Mahkemesinde zararın tazmini için dava açıldığı görülmüştür.
Bu durumda, olayın meydana gelmesinden sonra davacı ve diğer kat malikleri tarafından yaptırılan tespitler sonucu alınan raporlar ve aynı maddi olay nedeniyle asliye hukuk mahkemesinde açılan tazminat davası da göz önünde bulundurularak, yapı denetim firması, yapı sahibi, müteahhit ve davalı Belediye Başkanlığı'nın kusurlu olup olmadığının, kusurlu bulunmaları halinde kusur oranlarının ayrı ayrı belirlenerek tazminat isteminin esası hakkında yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir (Danıştay İDDGK. 21.2.2019, 1978/740).