md. 18 içtihatları
~ 30.03.2010 ~
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2005/13811
K. 2007/3152
T. 19.2.2007
• KOOPERATİF ORTAKLIĞININ TESPİTİ
ÖZET : Davacı vekili, yönetim kurulu kararı ile müvekkilinin kooperatifte hissesi kalmadığına dair karar alınarak tebliğ edildiğini ileri sürerek, kooperatif ortaklığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacının 386 adet kooperatif hissesini ...TL. karşılığında satın aldığını ileri sürmesine karşılık kooperatif defterleri üzerinde yapılan incelemede bu tutarda ödeme yaparak değil, yatırım danışmanlığı hizmeti karşılığı olarak kooperatiften hisse aldığının anlaşılmasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
KARAR : Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatiften 14.03.2000 tarihinde 386 adet hisse aldığını, ve aynı tarihli yönetim kurulu kararı ile ortaklığının onaylandığını, ancak 03.05.2003 tarihli yönetim kurulu kararı ile müvekkilinin kooperatifte hissesi kalmadığına dair karar alınarak tebliğ edildiğini ileri sürerek, kooperatif ortaklığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının kooperatiften 386 adet hisse aldığının kabul edildiğini, ancak bu hisseleri diğer ortaklarla yaptığı anlaşma gereğince hiçbir bedel ödemeden sahip olduğunu, davacının hisselerini devretmeye başlaması üzerine %5'i geçen devir ve satış işlemleri için bloke konulduğunu, davacının diğer kooperatif üyelerinin danışmanı olarak, arsalarının imara açılması konusunda taahhütte bulunduğunu ancak 3 yıl geçmesine rağmen arsaların imara açılmadığını ve bu nedenle üyelikten azledildiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davacının kooperatifte 386 adet hisseye sahip olduğu ancak bu hisselerin 241 adedini devrettiği, oysa taraflar arasındaki anlaşmaya göre sahip olması gereken hisse miktarının 128 olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve davacının 386 adet kooperatif hissesini 38.600.000 TL. karşılığında satın aldığını ileri sürmesine karşılık kooperatif defterleri üzerinde yapılan incelemede bu tutarda ödeme yaparak değil, yatırım danışmanlığı hizmeti karşılığı olarak kooperatiften hisse aldığının anlaşılmasına göre, davacı vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2004/3818
K. 2005/188
T. 24.1.2005
• KOOPERATİF ORTAKLIK PAYININ TESPİTİ
ÖZET : Kooperatifler Kanunu hükümlerine göre, her ortağın en az bir ortaklık payı olması gerekir ve bu ortaklık hakkı bölünemez ( Koop.K.18, 19 )Mahkemece, buyurucu bir kuralın gözden uzak tutulması suretiyle yarı payın davacı adına tesciline karar verilmesi yasaya aykırıdır. Buna rağmen, karı ve koca arasında açılan bir tesbit davasında ortaklığın yarı yarıya olduğu hususu incelenebilir. Somut olayda da davacı ile davalının evli oldukları, aile birliğinin devamı sırasında oluşan kooperatif ortaklığının tarafların eşit oranda katkıları ile gerçekleştirildiği belirlenmiştir. Her ne kadar davacı tarafça tüm payın adına intikali istenmiş ise de çoğa ilişkin talebin içindeki azın da bulunacağı, dolayısıyla davacının isteminin tesbit talebini de içerdiği kabul edilmelidir.
KARAR :
Ancak, Kooperatifler Kanunu hükümlerine göre, her ortağın en az bir ortaklık payı olması gerekir ve bu ortaklık hakkı bölünemez ( Koop.K.18, 19 )Mahkemece, buyurucu bir kuralın gözden uzak tutulması suretiyle yarı payın davacı adına tesciline karar verilmesi yasaya aykırıdır. Buna rağmen, karı ve koca arasında açılan bir tesbit davasında ortaklığın yarı yarıya olduğu hususu incelenebilir. Somut olayda da davacı ile davalının evli oldukları, aile birliğinin devamı sırasında oluşan kooperatif ortaklığının tarafların eşit oranda katkıları ile gerçekleştirildiği belirlenmiştir. Her ne kadar davacı tarafça tüm payın adına intikali istenmiş ise de çoğa ilişkin talebin içindeki azın da bulunacağı, dolayısıyla davacının isteminin tesbit talebini de içerdiği kabul edilmelidir. Açıklanan bu durum karşısında mahkemece, kooperatif payının bölünemeyeceği ilkesinin sonucu olarak paylı tescilin istenemeyeceği gerekçesiyle tescil talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini, ancak tarafların kendi aralarında şahsi hak talebi doğuracak ve kendi aralarında hüküm ifade edecek şekilde tesbit davası açılarak yürütülmesinin mümkün olduğu gözetilerek, dolayısıyla davanın tesbit bölümü için eşit paylar üzerinden kabul, tescil istemi yönünden ise red kararı verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir.
11. HUKUK DAİRESİ
E. 2000/6248
K. 2000/7381
T. 2.10.2000
• TAPU İPTALİ VE TESCİL DAVASI
ÖZET : Davacı kooperatifin ortağı olup, arsa sahipleri ile arasında doğrudan yapılmış bir sözleşmenin bulunmadığı ve ancak ortağı olduğu kooperatifle birlikte hareket edebileceği, kooperatif henüz tasfiye edilmediği gibi, sözleşmeye göre kooperatife bırakılması kararlaştırılan bölümlerin tapuda kooperatif adına intikallerinin yapılmadığı, davacının tapu intikalleri yapıldıktan sonra, kendisine isabet eden kısmın verilmemesi halinde davacının dava hakkının doğacağı gerekçesiyle dava reddedilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU
E. 1998/11-131
K. 1998/154
T. 25.2.1998
• KOOPERATİF ÜYELİĞİNDEN İHRAÇ ( Şekil ve Şartları )
ÖZET : Kooperatif üyeliğinden ihraç edebilmek için aynı mali yükümlülük konusunda iki ihtarname gönderilmesi ve ikinci ihtarnamede bir ay süre tanınması gereklidir. Otuz çeken aylarda ikinci ihtarda bir ay yerine otuz gün süre tanınması ihtarnamenin geçerliliğini etkilemez.
11. HUKUK DAİRESİ
E. 1996/5923
K. 1996/6218
T. 30.9.1996
• KOOPERATİF ORTAKLARININ HAK VE ÖDEVLERİ
ÖZET : Dava konusu olayda bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, inşaat mühendisi, hukukçu ve muhasebe konusunda uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla, kooperatifin defter ve kayıtları üzerinde, gerekiyorsa keşif de yapılarak konutun değerinin belirlenerek tazminat istemi de esas olmak üzere, davacının üyeliğe alınış tarihinden itibaren yaptığı ödemelerin, eksik ödeme varsa genel kurullarca eksik ödemelere uygulanacak gecikme faizi kararları, üyelerin kullandığı ve inşaatlara harcanan konut kredileri de hesaba katılarak davacının üyelikten çıkarıldıktan sonra da ödeme yükümlülükleri devam edeceğinden ferdi mülkiyete geçilinceye kadar ki ödemesi gereken borçları tam olarak belirlenmek suretiyle hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar vermektir.
KARAR : Davacı, davalı kooperatifin üyesi olan müvekkilinin üyelikten ihraç edilerek yerine Uğur Eser'in üyeliğe alındığını ve davacı adına isabet eden dairenin de davalı Uğur'a verildiğini, ihraç kararı iptal edilerek müvekkilinin üyeliğe döndüğünü ileri sürerek davalı Uğur Eser adına oluşturulan tapu kaydının iptalini, adına tescilini, ödemesi gereken borcunun tespitini dava etmiştir.
Davalı kooperatif, davacının 3476 sayılı yasanın değişikliğinden önce ihraç edilip, yerine üye alınmasında usulsüzlük bulunmadığını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
Davalı Uğur vekili, üyeliğe alınan müvekkilinin tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine dair verilen karar, Dairemizce bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak, haksız olarak ihraç edilip üyeliğe dönen davacıya, yerine üye alınarak davacı adına tahsis edilen konutun verildiği davalı Uğur Eser'den konutun geri alınması ve hatalı davranışa davalıların katlanması gerektiği, davacıdan diğer üyelerin ödemelerinden fazlası istenemeyeceği gerekçesiyle davalı Uğur adına oluşturulan tapunun iptaline, davacı adına tesciline karar kesinleştiğinde 44.108.000 TL' nın davacıdan alınarak davalı kooperatife verilmesine karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekilleri temyiz etmiştir.
1-Mahkemece, bozma ilamına uyularak bilirkişi raporu alınmış ise de, bilirkişi raporu hüküm kurmaya yeterli değildir. Bu durumda mahkemece yapılacak iş, inşaat mühendisi, hukukçu ve muhasebe konusunda uzman bilirkişi kurulu aracılığıyla, kooperatifin defter ve kayıtları üzerinde, gerekiyorsa keşif de yapılarak konutun değerinin belirlenerek tazminat istemi de esas olmak üzere, davacının üyeliğe alınış tarihinden itibaren yaptığı ödemelerin, eksik ödeme varsa genel kurullarca eksik ödemelere uygulanacak gecikme faizi kararları, üyelerin kullandığı ve inşaatlara harcanan konut kredileri de hesaba katılarak davacının üyelikten çıkarıldıktan sonra da ödeme yükümlülükleri devam edeceğinden ferdi mülkiyete geçilinceye kadar ki ödemesi gereken borçları tam olarak belirlenmek suretiyle hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar vermek gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak karar verilmesi doğru değildir.
Hits: 15894