Davacının kaymakam adaylığı sözlü sınavında başarısız sayılmasına dair işlem ile Kaymakam Adayları Yönetmeliğinin 7. maddesinin VI. fıkrasında yer alan "Bakanlıkta yapılacak olan sözlü sınavın yeri, başlama gün ve saati, yazılı sınavı kazanan adaylara duyurulur." ifadesinin, 10. maddesinin V. fıkrasında yer alan "Değerlendirme sonucunda; 70 puanın altına düşülmemek kaydıyla en yüksek nottan başlamak üzere, sınav ilanında belirtilen kadronun dört katı kadar aday yazılı sınavı kazanmış sayılır." cümlesindeki "dört katı kadar aday" ifadesinin, 10. maddesinin XI. fıkrasında yer alan "Sözlü sınav değerlendirilmesinde bu Yönetmeliğin 7 nci maddesinde belirlenen ölçütlerden bilgi ölçütü için 100 üzerinden 40 puan, diğer ölçütlerde ise her bir kriter eşit olarak değerlendirilip 100 üzerinden toplam 60 puan esas alınarak yapılır." cümlesindeki "diğer ölçütlerde ise her bir kriter eşit olarak değerlendirilip 100 üzerinden toplam 60 puan esas alınarak yapılır" ifadesinin ve 10. maddesinin XIV. fıkrasında yer alan "Kesin başarı listesi, sınava katılanların yazılı ve sözlü başarı listesinde bulunan puanlarının aritmetik ortalaması tespit edilerek Personel Genel Müdürlüğünce hazırlanır." cümlesindeki "aritmetik ortalaması" ifadesinin iptali ve yürütülmesinin durdurulması istemiyle açtığı davada; Danıştay Onikinci Dairesince verilen ve davacının sözlü sınavda başarısız sayılmasına ilişkin işlemin yürütülmesinin durdurulmasına; Yönetmelikle ilgili kısımlar yönünden yürütmenin durdurulması isteminin reddine ilişkin bulunan 3.7.2008 günlü, E:2008/1780 sayılı karara, taraflar itiraz etmektedirler.
Dava konusu Yönetmeliğin 7. maddesinin VI. fıkrasında , 10. maddesinin XI. fıkrasında ve 10. maddesinin XIV. fıkrasında yer alan ifadeler yönünden 2577 sayılı Yasanın 27. maddesinde aranılan koşulların bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Yönetmeliğin 10. maddesinin V. fıkrasında yer alan "Değerlendirme sonucunda; 70 puan altına düşürülmemek kaydıyla en yüksek nottan başlamak üzere, sınav ilanında belirtilen kadronun dört katı kadar aday yazılı sınavı kazanmış sayılır." cümlesindeki "dört katı aday" ifadesinin yürütülmesinin durdurulması istemine gelince;
Daire kararında da belirtildiği üzere, kariyer meslekler, yarışma sınavı ile mesleğe yardımcı olarak girilen ve belli bir yetişme dönemi sonunda yapılan mesleki yeterlilik sınavında elde edilen başarı ile mesleğe atanılan görevlerdir. Mesleğe girişte yapılacak yarışma sınavına katılan adaylara salt yazılı sınav yapılabileceği gibi, adayların mesleki bilgisi ile beraber mesleki ehliyete yönelik diğer özel niteliklere de sahip olup olmadığının belirlenmesi açısından yazılı sınavı tamamlayıcı nitelikte sözlü sınav da yapılması mümkündür.
Sözlü sınavın, yazılı sınavı tamamlayıcı nitelikte, bilgi ve liyakatı ölçmek, adayın kaymakamlık mesleğine uygun yeteneğe, kültüre, çağdaş yaşam anlayışına sahip olup olmadığını belirlemek amacıyla yapılacağı açıktır. Bu çerçevede, sözlü sınavın temel amacı, yazılı sınav yapılmak suretiyle nesnel bir biçimde belirlenen en başarılı aday adayından başlayarak mesleğe en uygun kaymakam adaylarının belirlenmesidir. Bu nedenle, aday adaylarının yarıştırıldığı bir sınavda sözlü sınava çağrılacak aday sayısı saptanırken yazılı sınavın nesnel sonuçlarının ortadan kaldırılmaması, mesleğe olabildiğince yazılı sınavda en başarılı olanların alınmasının sağlanması gerekmektedir. Böylece, idarenin takdir yetkisinin kullanılmasında öznel nedenlerin etkili olması önlenebilir, kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun bir belirleme gerçekleştirilebilir. Örneğin, 2802 sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunu'nun 9/A maddesinde, "Yazılı sınavda yüz tam puan üzerinden en az yetmiş puan almak kaydıyla en yüksek puan alandan başlamak üzere, sınav ilanında belirlenen kadro sayısının bir katı fazlası mülakata çağrılır." hükmü yer almaktadır. Bu kuralda, mülakata çağrılacak aday sayısı yazılı sınavda en yüksek puan alanların lehine olacak biçimde daraltılmış, böylece yazılı sınavın nihai başarıdaki payı artırılmıştır. Belirtilen nitelikteki bir düzenlemenin yazılı sınavın nesnel sonucunun ortadan kaldırılmasını önleyici nitelikte olacağı açıktır.
Bu durumda, dava konusu Yönetmeliğin 10. maddesinin V. fıkrasında yer alan sınav ilanında belirtilen kadronun dört katı kadar adayın sözlü sınava çağrılması yolundaki düzenleme, yazılı sınavın nesnel sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, idarenin takdir yetkisinin kullanılmasında öznel nedenlerin etkili olmasına yol açacak nitelikte olup, bunun ise kamu yararı ve hizmet gerekleriyle bağdaşmayacağı sonucuna varılmaktadır.
Davalı idarenin, Daire kararının, davacının sözlü sınavda başarısız sayılmasına ilişkin işlemin yürütülmesinin durdurulmasına ilişkin kısmına yönelik itirazına gelince;
Sözlü sınav öncesinde adaylara sorulacak soruların ve yanıtlarının sınav komisyonunca belirlenmesi, böylece sözlü sınav öncesinde adaylara yöneltilebilecek soruların ve yanıtlarının hazırlanmış olması gerekmektedir. Sınav sırasında, adaylara hazırlanmış olan bu sorulardan kur'a yöntemiyle belirlenenlerin sorulacağı tabiidir.
Danıştay Onikinci Dairesince; tüm unsurları itibariyle yargısal denetimin yapılabilmesi ve hukuk devleti ilkesinin temini açısından, sözlü sınav komisyon üyelerinin her biri tarafından değerlendirme yapılarak tutanağa bağlanmış soruların ve yanıtlarının neler olduğunun, bu yanıtlara komisyon üyelerince takdir edilen notun gerekçeleriyle ortaya konulmamış olması ve ayrıca sözlü sınavda verilen yanıtların teknolojik imkanlardan yararlanarak sesli ve görüntülü kayıt altına alınmaması nedenleriyle davacının sözlü sınavda başarısız sayılmasına ilişkin işlem hukuka uygun bulunmamıştır.
Anılan Daire kararı incelendiğinde, işlemin hukuka uygun bulunmamasının gerekçelerinden birisini, "sözlü sınavda adayın sorulara verdiği yanıtların teknolojik imkanlardan yararlanarak sesli ve görüntülü kayıt altına alınmamasının" oluşturduğu görülmektedir. Dolayısıyla, sesli ve görüntülü kayıt yapılmak suretiyle gerçekleştirilecek bir sözlü sınavda, adaylara yöneltilen soruların ve yanıtlarının da kaydedileceği açık olup, bunların ayrıca sözlü sınav komisyon üyeleri tarafından tutanağa bağlanması gerekli bulunmamaktadır. Bununla birlikte, sözlü sınavda komisyon üyelerince takdir edilen notun gerekçeleriyle ortaya konulması hukuk devleti ilkesinin sağladığı güvencenin temini açısından zorunlu ve gereklidir.
Sonuç olarak, davacının sözlü sınavda başarısız sayılmasına ilişkin işlemde, sınav öncesinde soruların ve yanıtlarının hazırlanmamış olması, sözlü sınavın sesli ve görüntülü kayıt yapılmak suretiyle gerçekleştirilmemesi, ayrıca komisyon üyelerince takdir edilen notun gerekçeleriyle ortaya konulmaması nedenleriyle hukuka uyarlık bulunmamaktadır.