KİTAP
İnşaat Hukuku Kitabı

ANAYASA MAHKEMESİ KARARI (5.11.2009, 63/152, RG. 15.4.2010)

~ 15.04.2010 ~
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI (5.11.2009, 63/152, RG. 15.4.2010)
 
İPTAL DAVASINI AÇAN: Türkiye Büyük Millet Meclisi Üyesi Ali TOPUZ, Haluk KOÇ ve 121 Milletvekili
İPTAL DAVASININ KONUSU: 18.4.2007 günlü, 5625 sayılı Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun’un;
1- 1. maddesiyle 16.7.1997 günlü, 4283 sayılı Yap–İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un geçici 3. maddesinin (B) fıkrasının sonuna eklenen bendin,
2- 2. maddesiyle 4283 sayılı Yasa’nın geçici 4. maddesine eklenen fıkranın,
Anayasa’nın Başlangıcı ile 2., 7., 8., 9., 11., 138. ve 168. maddelerine aykırılığı savıyla iptallerine ve yürürlüklerinin durdurulmasına karar verilmesi istemidir.
 
IV- ESASIN İNCELENMESİ
 
A- Geçici 3. maddenin (B) Fıkrasının Sonuna Eklenen Bendin İncelenmesi
Dava dilekçesinde, dava konusu yasal düzenlemenin gerçek amacının yargı kararını etkisiz kılmak olduğu, yasaların genelliği ilkesine aykırı olarak belli firmaları hedef alıp, kamu yararı yerine bu firmaların çıkarlarını gözettiği, ilgili Yönetmelik değişikliğinin ve Tebliğ ile lisans almış olan üç şirketin lisanslarının Danıştay Onüçüncü Dairesi tarafından yürütülmesinin durdurulduğu, yargı kararlarının dikkate alınmadığı, lisans verilmesi işlemleri durdurulan şirketlerin bu hükmün yürürlük tarihi olan 26.4.2007 tarihini takip eden üç ay içinde başvurmaları halinde yargı kararı ile yürütülmesi durdurulan lisansları yerine kaim olmak üzere lisanslarının yenileneceği ve eski lisanslarla bağlan­tı­lı ola­rak ya­pıl­mış tüm iş ve iş­lem­lerin her­han­gi bir iş­le­me ge­rek kal­mak­sı­zın içerdi­ği hü­küm ve şart­lar­la ye­ni­len­miş ve ge­çer­li sa­yı­lacağının hükme bağlandığı, hukuk Devleti olabilmenin göstergesi olan yasalarda genellik ilkesine uyulmadığı, iptali istenen düzenlemenin gerçek amacının, lisans verilmesi işlemleri yargı kararıyla durdurulan şirketlerin önünün açılması olduğu, kamu yararını gerçekleştirmek için, yasakoyucu tarafından değişik yollar seçilebileceği, ancak, kişisel, siyasî ya da saklı bir amaç güdülmesinin yetki saptırması anlamına geldiği, yasama organı dahil bütün devlet organlarının mahkeme kararlarına uymak zorunda oldukları, bu nedenlerle düzenlemenin Anayasa’nın Başlangıcı ile 2., 7., 8., 9., 11. ve 138. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
4283 sayılı Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının Düzenlenmesi Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, Kanun’un amacının, “Yap-İşlet Modeli” ile üretim şirketlerine ülkede enerji plan ve politikalarına uygun biçimde elektrik enerjisi üretmek için mülkiyetleri kendilerine ait olmak üzere termik santral kurma ve işletme izni verilmesi ile enerji satışına dair esas ve usulleri belirlemek olduğu ifade edilmiştir. Hidroelektrik, jeotermal, nükleer santraller ve diğer yenilenebilir enerji kaynakları ile çalıştırılacak santraller bu Kanun’un kapsamı dışında tutulmuş olmasına karşın, daha sonra Yasaya eklenen geçici 3. madde ile hidroelektrik santrallerinin yapımı için yeni düzenlemeler getirilmiştir.
Geçici 3. maddeyle, hidrolik kaynaklardan elektrik enerjisi üretilebilmesi için Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun katıldığı bir süreç öngörülmüştür. Herhangi bir hidrolik kaynaktan elektrik enerjisi üretim lisansı almak için birden fazla tüzel kişinin başvurusu olması durumunda Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü fizibilite çalışması yapmakta, bunlar arasında birim elektrik başına en yüksek oranda katkı payı verenler Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’na bildirilmektedir. Daha sonra bu Kurum tarafından lisans verme ile ilgili işlemler gerçekleştirilmekte ve belli bir süre için lisans verilmektedir.
Dava konusu kuralla, elektrik piyasası mevzuatı çerçevesinde, birden fazla tüzel kişinin aynı kaynak için başvurmuş olması durumunda, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından teklif verme toplantısı gerçekleştirilmiş ve lisans almış olanların, bu maddenin yürürlük tarihini takip eden üç ay içinde başvurmaları halinde eskinin yerine kaim olmak üzere lisanslarının yenileneceği ve daha önce verilmiş lisans ile bağlantılı olarak yapılmış tüm iş ve işlemler herhangi bir işleme gerek kalmaksızın içerdiği hüküm ve şartlarla yenilenmiş ve geçerli sayılacağı öngörülmüştür.
Anayasa’nın 138. maddesinin son fıkrasında, yasama ve yürütme organları ile idarenin mahkeme kararlarına uymak zorunda olduğu, bu organların ve idarenin mahkeme kararlarını hiçbir suretle değiştiremeyeceği ve bunların yerine getirilmesini geciktiremeyeceği kurala bağlanmıştır.
Yasa koyucu, Anayasa’ya ve hukukun genel ilkelerine aykırı olmamak kaydıyla her türlü düzenlemeyi yapmak yetkisine sahip olup, düzenlemenin kamu yararına, başka bir anlatımla ülke koşullarına uygun olup olmadığının belirlenerek takdir edilmesi yasa koyucuya aittir. Hukuk devletinde yasaların kamu yararı gözetilerek çıkarılması zorunludur. Anayasa’nın 138. maddesinde öngörülen mahkeme kararlarının bağlayıcılığı ilkesi, yasa koyucunun Anayasa’ya ve hukukun genel ilkelerine uygun olması koşuluyla genel düzenleme yetkisini ortadan kaldırmaz.
Dava dilekçesinde, kuralın yargı kararlarını geçersiz kılmak amacıyla getirildiği ileri sürülmekte ise de, kural metni incelendiğinde, aynı hidrolik kaynak için yapılmış çoklu başvurulardan Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından teklif verme toplantısı gerçekleştirilmiş ve lisans almış olan tüm şirketlerin lisanslarının belli koşullarda yenileneceği anlaşılmaktadır. Dava konusu kuralın sadece hakkında yargı kararı bulunan lisans sahiplerine yönelik olmaması ve haklarında dava açılmış olsun veya olmasın daha önce verilmiş olan tüm lisansları içermesi nedeniyle, genel ve objektif bir düzenleme olduğu görülmektedir. Bu durumda, yargı kararlarına uyulmaması, değiştirilmesi veya yerine getirilmemesi söz konusu olmadığından kural Anayasa’nın 138. maddesine aykırı görülmemiştir.
İptal isteminin reddi gerekir.
 
B- Geçici 4. Maddeye Eklenen Fıkranın İncelenmesi
Dava dilekçesinde Hü­kü­metler arası iki­li iş­bir­li­ği an­laş­ma­sı ve­ya bu an­laş­ma­ya iliş­kin Ba­kan­lar Ku­ru­lu Ka­ra­rı ya da Ener­ji ve Ta­biî Kay­nak­lar Ba­kan­lı­ğı oluru ile be­lir­le­nen tü­zel ki­şi­le­rin Türk Ti­ca­ret Ka­nu­nu hü­küm­le­ri­ne gö­re ku­ra­cak­la­rı ye­ni şir­ket­le­re ihalesiz ola­rak hidroelektrik santrali kur­ma ola­na­ğı verildiği, hukuk devletinde, devlet erki kullanılarak yapılan tüm işlemlerinin nihaî amacının “kamu yararı” olması gerektiği, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü’nün bugüne kadar Hükümetler arası İkili İşbirliği Anlaşmaları kapsamında enerji üretimi yaptırmak üzere anlaştığı barajlardan, yüklenici şirketlerin kredi bulamadıkları için başlayamadıkları barajlarla ilgili anlaşmalarının feshedildiği ve bunların yapımı için yeni bir süreç başlatıldığı, Hükümetler arası İkili İşbirliği yöntemi ile yapımından vazgeçilen söz konusu barajların ihale yoluyla yaptırılması kamu yararına iken, gerekli krediyi bulamadığı için yapamayan şirketlere ihalesiz bırakılmasının önünün açıldığı, ihaleye çıkarıldığı takdirde söz konusu barajlarda üretilen enerjinin % 66’sını ücretsiz alma imkanının bulunmasına karşın, iptali istenen düzenleme ile bu imkanın ortadan kaldırılmasının kamu yararı amacına aykırı olduğu, öte yandan, iptali istenen fıkranın Anayasa’nın 168. maddesi ile de bağdaşmadığı, başlangıçta 4283 sayılı Kanun kapsamında olmayan hidroelektrik santrallerinin kanun kapsamına alınmasının yolunun açıldığı ve bu değişiklik ile iptali istenen düzenlemeye alt yapı hazırlandığı, yap-işlet modelinde tesislerin mülkiyeti ve işletme hakkının izin verilen sermaye şirketlerine ait olup, model kapsamında yapılacak işlerde sadece işletme hakkının belli bir süre ile şirketlere verilmesinin söz konusu olmadığı, tabii kaynağımız olan nehirlerimizin üzerine kurulacak barajların sadece işletme hakkı belirli bir süre için şirketlere verilebilecekken iptali istenen düzenleme ile, söz konusu uluslararası şirketlerin Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’ndan lisans alarak serbest piyasada üretici konumuna girmelerinin ve yaptıkları barajların, dolayısıyla bu barajlardan enerji üretilmesini sağlayan tesislerin üzerinde kuruldukları arazilerin sahibi olma yolunun açıldığı, bu durumda kuralın Anayasa’nın 2., 11. ve 168. maddelerine aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Hükümetler arası işbirliği anlaşmaları çerçevesindeki bazı hidroelektrik santrali projelerinin gerçekleştirilememesi sonucunda, 1.7.2006 gün ve 5539 sayılı Yap-İşlet Modeli ile Elektrik Enerjisi Üretim Tesislerinin Kurulması ve İşletilmesi ile Enerji Satışının Düzenlenmesi Hakkında Kanunda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun ile 4238 sayılı Yasa’ya geçici 4. madde eklenmiştir. Buna göre, çok maksatlı projeler ile bu Kanunun yürürlüğe girmesinden önce ikili işbirliği anlaşmaları kapsamında yer alan projeler ve önceki yıllar yatırım programlarında yer alan projeler, lisans alınmasına gerek olmaksızın, Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğü tarafından yedi yıl içinde yapılabilecek veya yaptırılabilecektir.
5625 sayılı Yasa’nın 2. maddesi ile de halen Hükümetler arası ikili işbirliği anlaşmaları kapsamında yer alan projelere, Hükümetler arası İkili İşbirliği Anlaşmasında veya bu anlaşmaya istinaden istihsal edilen Bakanlar Kurulu Kararında ya da Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı oluruyla belirlenen tüzel kişinin ya da kişilerin, kuracakları veya mevcutlara ek yeni ortaklarla kuracakları şirketlerin, daha önce belirlenmiş ilgili projelerine, su kullanım hakkı için başvurmaları halinde su kullanım hakkı ve elektrik üretim lisansı verileceği öngörülmüştür.
Anayasa’nın 2. maddesinde belirtilen hukuk devleti, insan haklarına dayanan, bu hak ve özgürlükleri koruyup güçlendiren, eylem ve işlemleri hukuka uygun olan, her alanda adaletli bir hukuk düzeni kurup bunu geliştirerek sürdüren, Anayasa’ya aykırı durum ve tutumlardan kaçınan, hukuku tüm devlet organlarına egemen kılan, Anayasa ve yasalarla kendini bağlı sayan, yargı denetimine açık, Anayasa’nın ve yasaların üstünde yasakoyucunun da bozamayacağı temel hukuk ilkeleri bulunduğu bilincinde olan devlettir. Hukuk devletinde yasakoyucu, Anayasa kurallarına bağlı olmak koşuluyla ihtiyaç duyduğu düzenlemeyi yapma yetkisine sahiptir.
Öte yandan Anayasa’nın 168. maddesinde “Tabii servetler ve kaynaklar Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Bunların aranması ve işletilmesi hakkı Devlete aittir. Devlet bu hakkını belli bir süre için, gerçek ve tüzelkişilere devredebilir. Hangi tabii servet ve kaynağın arama ve işletmesinin, Devletin gerçek ve tüzelkişilerle ortak olarak veya doğrudan gerçek ve tüzelkişiler eliyle yapılması, kanunun açık iznine bağlıdır. Bu durumda gerçek ve tüzelkişilerin uyması gereken şartlar ve Devletçe yapılacak gözetim, denetim usul ve esasları ve müeyyideler kanunda gösterilir.” denilmiştir.
Hukuk devleti ilkesi yasaların kamu yararı amacıyla çıkarılmasını gerektirir. Buna göre, özel çıkarlar için veya yalnızca belli kişilerin yararına olarak herhangi bir yasa kuralı konulamaz.
Hükümetler arası ikili işbirliği anlaşmaları kapsamında yer alan projelerle ilgili olarak daha önce belirlenen tüzel kişi veya kişilerin başvurmaları ve bunlara lisans verilmesi halinde yürürlükte olan mevzuat çerçevesinde, lisans sahibinin Türkiye Elektrik Kurumuna ödemekle yükümlü olacağı bedeller ve ödeme koşullarına ilişkin hükümler verilecek lisansta yer alacaktır. 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ve bu Kanuna dayanılarak çıkartılan mevzuat çerçevesinde lisans alma bedelleri şirketlerin faaliyet konularına ve/veya faaliyetin büyüklüğüne göre maktu olarak, yıllık lisans bedelleri ise faaliyet konularına ve üretimi, iletimi, dağıtımı, toptan veya perakende satışı gerçekleştirilen elektrik enerjisi miktarına göre nispi olarak belirlenmekte ve ödenmektedir.
Böylece, hükümetler arası işbirliği çerçevesinde bulunan projelerin daha önce belirlenmiş olan şirketler veya bunların kuracağı yeni şirketler tarafından gerçekleştirilmesi durumunda da yıllık olarak maktu lisans bedeli alınacağı gibi, üretimi gerçekleştirilen elektrik enerjisi miktarına göre nispi olarak da Devlet tarafından belli bir bedelin alınacağı tabiidir. Hükümetler arası işbirliği anlaşmaları çerçevesinde bulunan projelerle ilgili olarak düzenlenen protokoller, iki tarafın iradeleriyle oluşmuş olup, güdülen amaçlar doğrultusunda bunların devam ettirilmesinin ve böylece hizmetin gerçekleştirilmesinin kamu yararına yönelik olduğu anlaşıldığından, bu konunun takdiri yasa koyucuya aittir. Bu nedenle, iptali istenen kuralda kamu yararı bulunmadığı veya belli kişilerinin yararı gözetilerek çıkarıldığı söylenemez.
Geçici 4. maddeye eklenen fıkranın son tümcesine göre, tüzel kişilerin yapacağı hidroelektrik üretim tesisleri, kanal/nehir tipi veya rezervuar alanı onbeş kilometrekarenin altında olması şartı aranmaksızın 5346 sayılı Yenilenebilir Enerji Kaynaklarının Elektrik Enerjisi Üretimi Amaçlı Kullanımına İlişkin Kanun hükümlerinden yararlanacaktır. Anılan Yasa’nın 8. maddesi uyarınca, söz konusu tesisler kurulurken, kamuya ait taşınmazların kullanımına, kullanım amacına bağlı olarak ya bedeli karşılığında izin verilmekte veya kiralanabilmekte ya da irtifak tesis edilebilmekte yahut da bedelsiz olarak kullanma izni verilmektedir. Buna göre, Hükümetler arası ikili işbirliği anlaşmaları kapsamında yer alan projelerin gerçekleştirilmesi durumunda, kurulacak tesislerin üzerinde kuruldukları arazilerin mülkiyetinin lisans verilen şirketlere geçmesinin söz konusu olmadığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle kural Anayasa’nın 2. ve 168. maddelerine aykırı değildir. İptal isteminin reddi gerekir.
 
 
 
Hits: 2827

ANAYASA VE ANAYASA MAHKEMESİ

DEPREMDE İNŞAAT MÜHENDİSİNİN HUKUKSAL SORUMLULUĞU
  İnşaat mühendisinin deprem nedeniyle sorumluluğundan söz edilebilmesi için öncelikle inşaat mühendisince yapılan yahut inşaat mühendisinin inşası ...
SÖZLEŞMENİN GERİYE ETKİLİ OLARAK BOZULMASI İÇİN DAVA AÇILMIŞ OLMASINA RAĞMEN YÜKLENİCİNİN HÜKÜMDEN ÖNCE İNŞAATI TAMAMLAMASI VE TESLİM ETMESİ
  Asıl dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine dayalı tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Olayda, arsa sahiplerince daha önce açılan geriye etkili fesih ...
ORTAK YERLERDEKİ EKSİK İŞLER İÇİN SİTE YÖNETİMİNİN DAVA HAKKI
Davacı, davalı tarafından yaptırılan Mamak Toplu Konutlarında yer alan 31 adet blok ve sitenin ortak alanlarında eksi işler tespit edildiğini ileri sürerek, eksik işler bedelinin ...
AMK: "EVLİLİĞİN FESHİ VEYA BOŞANMA HALLERİNDE ÇOCUK ANASINA TEVDİ EDİLMİŞ OLSA BİLE BABASININ SEÇTİĞİ VEYA SEÇECEĞİ ADI ALIR." HÜKMÜ ANAYASAYA AYKIRIDIR
 Eşinden boşanan ve çocuğunun velayet hakkı kendisine verilen davacı anne tarafından çocuğa velayeten açılan isim ve soyadın değiştirilmesi davasında, ...
EŞİNDEN BOŞANDIĞI HALDE, BOŞANDIĞI EŞİYLE FİİLEN BİRLİKTE YAŞADIĞI BELİRLENEN EŞ VE ÇOCUKLARIN, BAĞLANMIŞ OLAN GELİR VE AYLIKLARI KESİLİR. BU KİŞİLERE ÖDENMİŞ OLAN TUTARLAR, GERİ ALINIR
 31.5.2006 günlü, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 56. maddesinin “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen ...
ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI RG. 26.2.2011
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI Anayasa Mahkemesi Başkanlığından: Esas ...
İDARİ PARA CEZASININ ALT VE ÜST SINIRLARININ BELİRLENMESİ
4.7.1934 günlü, 2559 sayılı Polis Vazife ve Salahiyet Kanunu’nun 24.11.2004 günlü, 5259 sayılı Yasa’nın 1. maddesiyle yeniden düzenlenen 6. maddesinin son ...
HUKUK GÜVENLİĞİ VE KAZANILMIŞ HAK
İTİRAZIN KONUSU : 24.11.1994 günlü, 4046 sayılı Özelleştirme Uygulamaları Hakkında Kanun’a, 3.7.2005 günlü, 5398 sayılı Yasa’nın 29. maddesiyle eklenen ...
BÜTÇE YASALARININ KONUSU OLAMAYACAK DÜZENLEMELER
Dava dilekçesinde, bütçe kanunlarına bütçe dışı hüküm konulmaması, mevcut kanunların hükümlerini açıkça veya dolaylı ...
YASAMA ORGANI, TEMEL KURALLARI SAPTADIKTAN SONRA, UZMANLIK VE İDARE TEKNİĞİNE İLİŞKİN HUSUSLARI YÜRÜTMEYE BIRAKABİLİR.
Dava dilekçesinde, dava konusu kuralla Bakanlar Kurulu’na Anayasa’ya aykırı, genel, sınırsız, esasları ve çerçevesi belirsiz şekilde düzenleme yetkisi ...
YASAMA ORGANI YENİ İDARİ BÖLÜMLER OLUŞTURABİLİR
Dava dilekçesinde, Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü (KHGM)’nün kuruluş tarihçesi ve kuruluşundan itibaren gerçekleştirdiği icraatları ...
İFADE ve ÖRGÜTLENME ÖZGÜRLÜĞÜ
  İFADE ve ÖRGÜTLENME ...
İHBAR VE YAKINMA HAKKININ KÖTÜYE KULLANILMASI
  İHBAR VE YAKINMA HAKKININ KÖTÜYE KULLANILMASI   (HGK. 22.9.2004, 360/431)   Dava, haksız yakınma nedeniyle uğranılan zararın giderimine ilişkindir. Taraflar ...
ANAYASA PAKETİNDE YARGI BAĞIMSIZLIĞI
Anayasa Paketinde Yargı Bağımsızlığı Rıza Türmen (19.4.2010) Anayasa paketi Anayasa Komisyonu’ndan geçti. Şimdi Meclis Genel Kurulu’nda. Paket bu haliyle kabul ...
Kazanılmış Hak Nedir?
Kazanılmış hak nedir? Yasa Ve Düzenleyici İdari İşlemlerin Değişmesinin Kazanılmış Haklar Yönünden İncelenmesi ...
TÜRK ANAYASASININ AVRUPA ANAYASASINA UYUM SORUNU
TÜRK ANAYASASININ AVRUPA ANAYASASINA UYUM SORUNU ÜZERİNE BİR DEĞERLENDİRME   Prof. Dr. Necmi YÜZBAŞIOĞLU   Sayın Başkan, değerli dinleyiciler. Ben ...
ANAYASA MAHKEMESİ ŞAŞIRTMAYA DEVAM EDİYOR
PROF.DR.MUSTAFA ERDOĞAN: “ANAYASA MAHKEMESİ ŞAŞIRTMAYA DEVAM EDİYOR”    “Anayasa Mahkemesi`nin 5548 Nolu Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu`nu iptal ...
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI (5.11.2009, 120/151, RG. 15.4.2009)
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI (5.11.2009, 120/151, RG. 15.4.2009)   İPTAL DAVASININ KONUSU: 1.7.2006 günlü, 5538 sayılı Bütçe Kanunlarında Yer Alan Bazı ...
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI (5.11.2009, 63/152, RG. 15.4.2010)
ANAYASA MAHKEMESİ KARARI (5.11.2009, 63/152, RG. 15.4.2010)   İPTAL ...
Bağımsızlık Sağlanmadan Tarafsızlık Sağlanamaz
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya: Bağımsızlık Sağlanmadan Tarafsızlık Sağlanamaz AKP'nin Anayasa paketine, Yargıtay, Danıştay ve HSYK'dan sonra siyasi ...
YAYINLAR
Anayasa Yargısı Dergisi      Kararlar Dergisi      Sempozyumlar      İngilizce Albüm      Almanca ...
KİTAP VE MAKALELER
Anayasamani Mümtaz SOYSAL⋅ Mart 31, 2010 SALGIN hastalık gitgide yayılıyor. Rasgele anayasa değiştirme tutkusu denebilecek bir toplum hastalığıdır bu. Anayasa hukuku denen ...
ANAYASA MAHKEMESİ KARARLARI
 Kararlar Bilgi Bankası      Yüce Divan Kararları      İndirilebilir Kararlar        
ANAYASA MAHKEMESİ MEVZUAT BİLGİ SİSTEMİ
1982 Anayasası      Anayasa Mahkemesi Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun      Anayasa Mahkemesi ...